Fuat Ercan: Bedeni ele geçiren kanser için aspirin çare olmaz

img

İSTANBUL - Siyasal iktidarın krize ilişkin yaptığı her hamlenin krizi daha da derinleştirdiğini ve çelişkileri artırdığını belirten Sosyal Bilimci Fuat Ercan, “Türkiye 16 yıldır ateşli bir hastalık gibi bir sürü kriz yaşıyor. Ancak iktidar geçici mide ve baş ağrısı haplarıyla durumu geçiştiriyor”

Türkiye’de döviz kurundaki hareketlilik durdurulamıyor. Bununla birlikte zaten var olan ekonomik kriz kendisini iyiden iyiye hissettirmeye başlarken, her gün gelen zamlardan toplumun birçok kesimi etkileniyor. Krize karşı hükümetin önerdiği ekonomik paketler ve atılan politik adımlar ise krizi daha da derinleştirip içinden çıkılmaz bir hale soktu. Sosyal Bilimci Fuat Ercan yaşanan krizin sadece ekonomik bir kriz olmadığını, toplumu birçok yönden sarsan bir kriz olduğunu ve 16 yıldır ülkenin ateşli bir hastalık gibi bu krizle boğuştuğunu söyledi.
 
‘GERÇEKLİĞİ DEĞİŞTİREMİYORSAN ALGIYI DEĞİŞTİR’
 
Krizin her zaman bir anda patlak verdiğini ama bu anı besleyen bir geçmişinin olduğunu belirten Ercan, eski Yunan ifadelerinde krizin “ölümle kalım arasında karar anı” olarak tanımlandığını söyledi. Ercan, Türkiye’nin içinde bulunduğu krizin de bütün bedeni saran hastalığın bir dizi güncel olaylar ile açığa çıktığını aktardı. Krizin çözümüne ilişkin sunulan paketlerin işe yarayıp yaramadığından ziyade, nasıl bir kriz yaşandığının bilinmesi gerektiğini vurgulayan Ercan, “Faiz ve döviz kurları, fiyatlar ani yükselişe geçtiğinde kriz üzerine analizler ve konuşmalar gündeme giriyor. Tabi ki haklı bir refleks. Fakat bu güncel veriler üzerinden dil kurmaya başladığımızda bir anda uygulanacak bir politika ile her şeyin çözüleceğini düşünmeye başlıyoruz. Bedenin tümünü sarmış hastalığa değil, hastalığın nüksettiği ana bakıyoruz. 
 
Sorunu şimdi şu ana bağladığımızda da siyasi iktidarın işine de gelen, Rahip ya da ABD tarafından başlatılan ‘ekonomik savaş suçu’ geniş kitle ve kamuoyunun gündemini belirledi. Sanki önemli bir etken değilmiş gibi muhalif kesimler de ‘bu bir iktisadi kriz’ diye iktisat disiplinin ısrarla işaret ettiği faiz, borç, dış borcu, üretimin yetersizliğini göstermeye başladı. Çare olarak da faiz oranları, dolar, ücretler için hangi şok uygulamalarının uygulanacağı ifade edilmeye başlandı. Hatta IMF’ye başvurmalı yönünde örtük ifadeler kullanıldı. Yani krizi konuşmaya başlama hali, tüm toplumu etkileyen gerçekliği değiştiremediğimiz ölçüde, algıyı değiştirme yönündeki sürece bizi dahil ediyor” diye belirtti. 
 
‘KRİZİ SADECE EKONOMİK ALANDA GÖSTERMEK BÜYÜK HATA’
 
Türkiye’de yaşanan krizin artık toplumun bir bütün olarak içinden geçtiği bir kriz olduğunun altını çizen Ercan, “Topluma müdahale etme yeteneği olan sermaye birikim mekanizmasının aktörleri, devlet ve hastalığın etkisi ile daha bir güç kazanan siyasi iktidarın, kendini bugünden yarına çıkaramama krizi var. Son 16 yıl için ifade edilen birikim rejimi, ya da bir dizi devlete ilişkin ifadeler geçerli değil. Hastalığın yani krizin bir evresinde (2000-2001 Krizi) kitleler ve sermaye dönüşüm için siyasi iktidarı değiştirdi. Kemal Derviş’in ‘biz sahayı düzenleyeceğiz siz gol atacaksınız’ ifadesi, siyasi iktidarın yetkilerini artırmanın gerekliliğini işaret ediyordu. Ya da uluslararası sermayenin mantığını işaret ediyordu. Kitleler ise 1980’lerden beri uygulanan cendereden çıkmak istiyordu. Bu iki talep birleşince sadece yeni bir parti/umut yaratmadı, ama aynı zamanda yürütmenin önünü açtı. İşte bu manevra yeteneği ile siyasi iktidar yeni bir işleyiş-yeni bir birikim/düzenek yaratamadı, bunda başarısız oldu” diye ifade etti. 
 
‘ÖTELEME KONUSUNDA BAŞARILI BİR İKTİDAR’
 
“Ama kabul edelim ki çok başarılı olduğu bir alan vardı; o da bedendeki hastalıkların açığa çıkmasını ötelemek, ötelerken farklı kesimlerin desteğini almak ve aynı zamanda siyasal alanda gücünü inanılmaz düzeylere çıkarmak” diyen Ercan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Her müdahale anı/zamanı kurtarmaya yöneldikçe, beden daha zayıf düştü, düşürüldü. Ötelemeleri hasta beden kabul etmediği zamanda herhangi basit bir durum, bu birikmiş tüm problemlerin kapitalist sistemin en hassas dokusu olan fiyatlar yani para üzerinden açığa çıkartır. Çıkarttı da. Bu anlamda güncel neden bazen bir anayasa ya da kasa fırlatma, ya da günümüzde olduğu gibi Rahip konusu ile açığa çıkar. Şimdi sonuçlara mı bakacağız, nedenlere mi? Yoksa işleyişe mi? Tabi ki de bunların eş zamanlı analize dahil edilmesi gerekiyor.”
 
Siyasi iktidarın, tüm toplumu, özellikle desteğini aldığı seçmenleri yanına çekmek için kısa vadeli, ama sermayenin bazı kesimleri için uzun vadeli ötelemeleri devreye koyduğunu ve bu konuda gittikçe zorlandığını aktaran Ercan, “Özellikle de devletin finansal kısıtı bu ötelemeleri zorlaştırdıkça, iktidar artık toplum, sermayenin yeniden üretimi ve hatta devletin yeniden üretiminden daha çok kendisini bugünden yarına çıkarma kaygısına girdi. Artık öteleme güç ve yetkisini artırarak gerçekleştirme aşamasındayız. Artık bir dizi düşman ile krizin bedendeki tahribatı için iki yol/yöntem kalıyor. Bunlardan biri; gerçeklik değiştirilmiyorsa algıları değiştir, diğeri ise; destek almak için içeride ve dışarıda yeni müttefik/destek kanallarına yönelmek. İşte son açıklanan reçeteleri böyle görmemiz gerekiyor, aslında güç ve destek almak için uygulanan/uygulanacak çareler tabi ki farklı kesimlerde etkileri oldukça farklı yaşanıyor, bu daha başlangıç ne yazık ki daha da yaşanacak” diye konuştu. 
 
’16 YILDIR ATEŞLİ BİR HASTALIK GİBİ’
 
Krizi konuşurken toplumun yeniden üretimine ve krize ait son dönemde gündeme gelen birçok üçüncü sayfa haberini işaret eden Ercan, “İntiharlar, işsizlik, kadınlara yönelik şiddet, taciz, göçmenlere yönelik ırkçı şiddet içeren dil, artan ırkçı milliyetçi kızgın saldırgan haller krizin yansımasıdır. Türkiye uzun süredir ateşli bir hastalık olarak bu krizleri yaşıyor” dedi. AKP iktidarının 16 yıl boyunca yaptığı politik müdahalelerin bu krizleri daha da derinleştirdiğini ifade eden Ercan, “Sermaye açısından önemli değişkenler vardı. AKP bunu çözemiyordu sermaye ve siyasi iktidardan talep ediyordu. Ama bütün dünyada olduğu gibi geç kapitalistleşmiş ve az gelişmiş ülkelerde uluslararası sermayeye entegre olan sermaye grupları, uluslararası sermayeye entegre oldukları anda işleyişin birtakım dönüşümler geçirmeleri gerekiyor. Uluslararası sermaye, meta, bilgi akışına dahil olduğunuzda o işleyişin gereklerini yerine getirmediğinizde/ getiremediğinizde bünyeniz zayıflıyor.  Zayıfladıkça hem bir dizi değişimi yapmaya zorlanıyorsunuz, hem de yapamadığınız ölçüde dış dünyada manevra yeteneğiniz azalıyor azaldı. İçeride algıda değiştirilen hastanın durumunu, özellikle sermayenin uluslararası kuruluşları görmeye başlıyor. İşte o zaman disipline edici dereceler en hassas nokta fiyatlar üzerinden hasta oluş halinizi dünyaya bildiriyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘İKTİDAR SERMAYE İÇİN GEREKLİ DEĞİŞİMLERİ GERÇEKLEŞTİREMEDİ’
 
Sermaye eğer dünya ölçeğindeki kapitalizme entegre olmak istiyorsa başta hükümetin hukuk sistemini değiştirmesi gerektiğini aktaran Ercan, şunları söyledi: “Ticaret, icra-iflas yasası gibi birçok alanda değişimin olması gerekiyor. Ama istedikleri ölçüde bunu başaramadılar. Türkiye’deki sermayenin ikinci önemli krizi hep nitelikli ithal gerektiren üretim yapmalarıdır. Bunun için de girdileri dışardan ithal ettikleri için, dünya kapitalist sistemde döviz biçiminde sermaye bizim gibi ülkelerin en hassas noktası. Döviz kurundaki değişim işleyişe ait yapışla problemi gösterdiği için önemli. Yoksa döviz kurundaki bu bir anlık fiyat hareketleri sadece güncel değişkenlerin sonucu gerçekleşmiyor.  Emperyalist düzeneğinin bizim gibi ülkelerde açığa çıkış biçimi diyebiliriz. 
 
Bu sorun bir başka sorun ile yakından ilgili. Türkiye’de sermaye birikiminin ‘görece artık’ dediğimiz kar oranlarını artıracak işleyişlerin hızla hayata geçirilmesini istiyor. Fakat siyasi iktidar ‘kısa erimli’ politikalarla emek ve makine üzerinden verimlilik ve etkinliği artıracak uygulamaları planlara geçiriyor, ama hayata geçiremiyor. Bu yüzden ihracat artıkça bizim dövize olan ihtiyacınız artıyor. Üçüncüsü ise Türkiye kapitalistleşme sürecine geçerken tarımdaki geleneksel ilişkileri ve zanaatkâr   kesimlerin dönüşümünü hızlandıramadı. Desteğinin devam etmesi istenen seçmen kitleleri le bu uygulamalar arasında gerilim hep bir adım ileri iki adım ya da üç beş adım geriye mantığında devam ediyor. Yani siyasi iktidar oy kaygısından da kaynaklı ‘can suyuyla’ süreci geçiştirdi.” 
 
‘EL YORDAMI MANEVRALAR YAPILDI’
 
Ercan, şöyle devam etti: “Kürt illerinde yürütülen politikaların ardından hem genel olarak toplumun yeniden üretiminde büyük krizler yaşatıldı, hem de bu politikalara yönelik harcamalar zaten çok hassas olan kamunun finansal kaynak kısıtlarını daha da artırdı. İşte bu noktada kaynak arayışı, özelleştirmeler, inşaat sektörü ağırlıklı çılgın projeler gündeme alındı. Madenler, yeraltı suları, yaşam ortamını tahrip edecek uygulamalar toplumun farklı kesimlerinin huzursuzluğunu daha bir artmasına neden oldu. Toplumun, devletin ve sermayenin yeniden üretememe konusunda ama artık siyasi iktidarını yeniden üretemez noktalara vardı. Bu da AKP iktidarının bu sorunu çözmeye yönelik daha hızlı karar almasına neden oldu. Sürekli karar alma mekanizmasıyla beraber yürütme mekanizmaları bir tek kişinin eline geçti. Yürütme mekanizmasının tek bir kişinin eline geçmesi ise uluslararası sermayenin kurumsal yapıları için kabul edilebilir değil. Bu demokrasi ve katılım değil sermaye ve servetin uluslararası güvenirliği için kabul edilemez.” 
 
AKP’nin kendi oluşumu içinde daralan bir kesimde “söz yetki” iktidarının oluştuğuna işaret eden Ercan, “Böyle olduğu için de yavaş yavaş siyasi iktidar krizi devletin ve toplumun krizini çözmek yerine artan ölçüde kısa erimli kendi problemlerini çözmeye yönelik hem ülke içinde hem de uluslararası alanda manevralar yapmaya başladı. El yordamıyla yapılmış manevralardı” diye aktardı.
 
‘SİSTEME ENTEGRE OLMA KRİZİ SİYASİ İKLİMİN ELİNE GEÇTİ’
 
Döviz elde etmenin uluslararası sermayenin dünyaya entegrasyonu için önemli bir şey olduğunun altını çizen Ercan, “Konjonktürel olarak AKP iktidarı Ortadoğu’da, Balkanlar’da, AB’yle ve ABD’yle bağlantıları kopardıkça içerdeki gerilimleri azaltma, öteleme mekanizmaları gittikçe işlemez hale geldi. O yüzden siyasi iktidarın uygulamaları müdahaleleri bir araya geldiğinde 2001 krizinden farklı olarak bu kriz uluslararası bir boyut kazandı. Özellikle Ortadoğu’daki yeni dinamiklerle ilgili birden Türkiye’deki yapısal sermayenin ve devletin, toplumun sisteme entegre olma yönündeki biriken gerilimler ‘siyasi iktidarın kucağına düştü” ifadelerini kullandı. 
 
‘İKTİDARIN GÜÇLÜ GÖRÜLDÜĞÜ EN GÜÇSÜZ DÖNEMDEYİZ’
 
Krizin aynı zamanda politik çelişkilerin arttığı bir dönem olduğunu aktaran Ercan, “Bu dönem siyasi iktidarın güçlü görüldüğü; ama en güçsüz olduğu dönemdir. Siyasi iktidar, baskı kuracak kesimlerle şu an sürekli bir pazarlık halinde. Acaba şirketlere mi, tarımsal kesime mi, uluslararası ihracat yapanlara mı, yoksa ithalatla uğraşanlara mı yardımcı olacak. Bu anlamda da bu süreç kısa erimli bazı politikalara empatiyi azaltabilir. Ama uzun erimde bu politikaların sermaye birikimi açısından uluslararası entegrasyonu sağlayacak. hukuksal döviz kazandırıcı üretim faktörlerinin olmadığı, emeğin nitelik ve güce dönüşmediği sermaye sorunu yaratır. Siyasi iktidar kısa sürede emek gücünü, hele de üniversitelerin bu kadar gerilediği dönemde sermayenin istediği nitelikli emek gücünü yaratmalı; o olmuyorsa, ne üretilecek makine, ne inovasyon, ne de teknolojik gelişme ilerlemeyecek. Ancak hastaya baş ağrısını ve mide ağrısını geçirecek haplar sunabilecek” diye aktardı.
 
‘KRİZ SONBAHAR’DA NETLİK KAZANACAK’
 
Türkiye’deki ekonomik krizini etkisinin henüz görülmediğini söyleyen Ercan, “Yüzde 40’a varan bir döviz artışı hem özel sektörün, hem devletin, hem belediyelerin, hem de ailelerin borçla yüklendiği bir dönemde, bu sürecin açığa çıkaracağı problemler sonbaharda netlik kazanacak” diye belirtti. Toplumun yaşadığı ağır ateşli hastalıklı hallerde ve sermayenin tedirgin olduğu bu dönemde devletin iki şey yaptığını söyleyen Ercan, “Bir baskı aygıtını artırıyor. İki problemin kaynağını gerçek olmasa bile algıda dönüştürüyor” dedi.
 
‘KRİZ ÇÖZÜLMEYE ÇALIŞILDIKÇA ÇELİŞKİLER DERİNLEŞİYOR’
 
Türkiye’nin 16 yıllık yapısal ekonomik problemlerinin Brunson’un tutuklanmasıyla gündeme gelmediğini vurgulayan Ercan, “Jeopolitik krizle ekonomik kriz diye iki farklı algı yaratılıyor. Aslında ikisi de aynı şey. Kriz dediğimiz şey bedene girdiğinde kan dolaşımını, ateşinizi, terinizi ve her şeyinizi etkiliyor. Şu an bunların iç içe geçtiği mide bulantısının kendisini kriz olarak kusma sürecidir. Bu kusmanın tehlikeli yanı siyasi iktidar şu veya bunu çözmeye yönelik her hareket ettikçe iyice krizin çelişkileri artırıyor. El yordamıyla gidiş, sermayenin mantığına aykırı. Çünkü sermayenin en hassas olduğu dönem kriz dönemindeki fiyatlar, yani değerlerdir. Fiyatlar bir inip bir çıktığında uluslararası siteme entegre olan kesimler için güven yaratamazsınız. Güç de onlarda olduğu için tepkilerini farklı kanallardan yükseltiyorlar. Ama hastalık yine gücü olmayan, siyasal alanda kendini ifade edemeyenlere yüklenecek. Bu sefer bu kesimlerin desteğini alan siyasi iktidar tarafından krizin  yükünü aktarması, tarihin garip bir ironisi olsa gerek” şeklinde konuştu.
 
MA / Servet Karaduman

Diğer başlıklar

24/08/2025
23:55 Tülay Hatimoğulları: Tarihi fırsat elde etmiş durumdayız
23:37 Amedspor'dan farklı galibiyet
22:19 Sındırgı’da 4,8 şiddetinde deprem
22:06 31 yıl sonra tahliye olan Gülten Akgül’e ziyaret
21:51 Amedspor-Sivasspor maçı başladı
21:06 İsrail’den Yemen’e hava saldırısı: 2 ölü, 5 yaralı
20:52 Halk Amedspor’u LED ekrandan izleyecek: İşte taraftar, işte şampiyon
20:23 Pirsûs’ta yürüyüş: Barış gelmeden hiçbir sorun çözülmez
19:55 Kadınlardan barış zinciri ve serbest kürsü
19:29 İstanbul’da 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliği
18:00 Kahire’de ‘umut hakkı’ ve tecrit tartışıldı
17:46 İspanya’da Ağustos'ta aşırı sıcaklar rekor kırdı
17:13 Gimgim’daki inanç festivali halaylarla sona erdi
17:00 Bangladeş ve Pakistan ilişkileri normalleştirme kararı aldı
16:50 Bakırhan: Kürt halkının hafızasını dengbêjler korudu
16:44 Bekçilerin darp ettiği genç 'mukavemetten' tutuklandı
16:00 'Kürtler ve Türkler tarihsel bir eşikte: Barış tereddütsüz desteklenmeli'
15:27 İstanbul’da şüpheli kadın ölümü
15:25 Afganistan’da kamuya açık kırbaç cezası
15:17 NADA’dan Hesfa Vadisi için uluslararası soruşturma çağrısı
15:04 ABD Irak’taki güçlerini çekiyor
14:35 Tülay Hatimoğulları: Komisyon zaman kaybetmeden Öcalan’la görüşmeli
13:06 İran’da idam cezası verilen üç tutsaktan haber alınamıyor
12:46 Licê’deki yangın kontrol altına alındı
12:13 Özerk Yönetim: Şam Hükümeti inkar siyasetini meşrulaştırmaya çalışıyor
11:22 Kadınlara yeni anayasa çağrısı: Gelin sözümüzü ortaklaştıralım
11:18 MSD: 25 Ağustos’taki anayasa çalıştayı ertelendi
11:11 Öğrencileri taşıyan minibüs TIR'a çarptı: 2 ölü, 10 yaralı
11:03 14 yaşındaki çocuk ateşli silahla yaşamını yitirdi
10:26 Alevi sanatçılar süreçten umutlu
09:53 Jin dergi kadın gazetecilerin mücadelesini kapağına taşıdı
09:07 Licik’te 30 yıldır bêrîvanlık yapıyor: Jeotermal doğamızı yok edecek
09:06 Fazla mesai dayatmasına tepki: Sağlıktaki sorunlar kökten çözülmeli
09:05 Gabar’daki petrol faaliyetleri nedeniyle 3 binden fazla insan aylardır susuz
09:03 Komisyonda konuşan İHD Başkanı Yılmaz: Öcalan’ın dinlenmesi gerekiyor
09:02 Kayyım mağduru işçiler 25 gündür direnişte
09:02 İncirde verim düştü
09:00 24 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:54 Meteoroloji’den sağanak yağış uyarısı
07:00 Mereş’te 4 büyüklüğünde deprem
23/08/2025
23:44 Hums’taki hastaneler hizmet dışı
22:34 Gimgim’da inanç festivali 2’nci gününde
22:26 İstanbul'da halk şöleni: Barış için Abdullah Öcalan’ın koşulları değişmeli
22:11 Kerboran'da müzik festivali sona erdi
21:53 Seyircisiz oynanacak Amedspor maçı için LED ekran kurulacak
21:47 Süveyda'da 'ulusal ordu' kuruldu
21:13 Mamak'ta halk buluşması
20:38 Bakırhan: Sayın Öcalan ile yapılan görüşmeler azaldı, bu yaklaşımdan vazgeçin
20:06 Gültan Kışanak: Komisyon Öcalan’ı dinlemeli, bu bir dayatma ve siyasi talep değildir
20:01 Jandarma, Önder ve Demirtaş’ın fotoğraflarını söktü
19:47 Bayındır: Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün zamanıdır
19:03 Wan mitinginde Öcalan posterleri
18:35 Meletî’de yangın devam ediyor
18:17 Onbinlerin katıldığı Wan mitingi: Komisyon Sayın Öcalan ile görüşmeli
17:56 Geçiş Hükümeti: Kuzey ve Doğu Suriye ile Süveyda’da öngörülen seçimler iptal edildi
17:51 Hakem kurulu zam oranını belirlemek için toplandı
17:45 Gülistan Tara’nın mezarı başında anma: Bizi güçlü tutan hakikat mücadeleleri
17:40 Wanlılar miting alanına gelmeye başladı
16:59 Yangından etkilenen mahallelerde inceleme ve anket
16:37 Bakırhan, mesire alanının açılışını yaptı
16:16 KESK’ten Gazze protestosu: Katil İsrail Filistin'den defol
16:00 Munzur Gözeleri'nde 'mescit' protestosu: Rızasız her iş zulümdür
15:20 Katledilen gazeteciler anıldı: Mücadeleleri yol gösteriyor
15:01 GGM'de tutulan Nanaxanim Babazade deport edilmek isteniyor
14:56 Bahçeli'den 'çatlak' iddialarına yanıt
14:53 İstanbul'da kadınlardan ‘barış zinciri’ eylemi
14:33 Sındırgı'da 4.1 büyüklüğünde deprem
14:24 700'üncü F Oturması eylemi: Tüm hasta tutsaklara özgürlük
13:36 İktisatçı Eğilmez: Facianın büyüklüğü 60 milyar doları aştı
13:24 Derince'deki yangın baraka ve konteynerlere sıçradı
13:22 Cumartesi Anneleri eylemi: Barış hakikati konuşarak gelir
13:12 Kayıp yakınlarından komisyona çağrı: Pratik zamanı
13:10 Şimşek: KKM'de yeni hesaplar açılmayacak
12:39 Euro'dan yeni rekor
10:54 Wan'da miting günü: Temel talep Öcalan'a özgürlük
10:22 Rezan'da halk 'Katılımcı Bütçe'nin projelerini belirledi
09:36 İki kardeşin şüpheli ölümünde özel savcı görevlendirildi
09:14 Milas'ta bir kadın katledildi
09:13 Uzman çavuşun vurduğu astsubay hayatını kaybetti
09:12 22 taşınmazı satan kayyıma dava
09:11 Gençlerle iklim anketi: Yerel yönetimler ve STÖ'lerin çalışmaları yetersiz
09:10 Komisyonda dinlenen Batı: Öcalan ile görüşülmesi süreci hızlandırır
09:09 'Kadınların güvenliği barışın temel taşıdır'
09:05 DEM Parti gençliği özel savaşa karşı mücadelede
09:04 50 derecede mesai
09:03 Geçmez: Herkes dinlenmeli, süreç hukuki zemine oturtulmalı
09:02 Egîdê Cimo'da kayıt dönemi
09:01 Dinamitlerle doğayı tahrip eden karayolları çalışanları: Yerle bir ettik!
09:01 250 hastaya tek onkolog, o da izinde
09:00 23 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:59 Kur Korumalı Mevduat uygulaması sona erdi
22/08/2025
23:56 Gulistan Tara ve Hêro Bahadîn katledildikleri yerde anıldı
22:36 Silêmanî’deki çatışmaların ardından 200’ü aşkın gözaltı
22:31 Husiler, İsrail'e saldırdı
22:24 Kerboran'da festival ikinci gününde
21:57 Azerbaycanlı öğrenciye gözaltı: Çıplak arama ve aç bırakma iddiası
21:35 Suriye Geçiş Hükümeti, yeni paralarını Rusya’da basacak
21:27 Trump: Fed üyesi Lisa Cook istifa etmezse görevden alacağım
21:20 Peri Tekstil İşçilerinin eylemi 17’nci gününde: Mücadeleyi büyütelim
21:14 Gimgim’da 3 gün sürecek inanç festivali başladı
20:42 223 işçi 24 gündür direniyor
20:07 ‘Kadınlar olarak demokratik toplumu inşa etmeliyiz'
18:48 Doktorlar Birliği: Uluslararası bir heyet İmralı'ya gitmeli
18:20 Memur-Sen: Hakem Kurulu'na başvurmama kararı aldık
18:11 Meletî'de orman yangını
17:56 Cizîr’de uzman çavuş şüpheli şekilde öldü
17:27 Pasur Belediyesi halk Lokantası açtı
17:24 Yenişehir ilçesinde silahlı kavga: 1 ölü 4 yaralı
17:18 Wan, 'özgürlük' mitingine hazır: Amaç iktidarı adım atmaya çağırmak
17:03 Beyoğlu belediye başkanvekili belli oldu
16:50 İran polis devriyesine pusu: En az 5 polis öldü
16:37 Birlik İnisiyatifi: Ortak bir gelecek inşa etmemiz lazım
16:25 Lahur Şêx Cengî'nin kanalı kapatıldı
16:00 Mevsimlik tarım işçisi kadınların çalışma koşulları Meclis gündeminde
15:47 Mûş’ta 'birlik' buluşması: Çıkarlar bir kenara bırakılmalı
15:37 Özel: Meclis'i olağanüstü toplantıya çağıracağız
15:26 İzmir'de orman yangını
14:39 Sosyalist tarihçi Liakos’tan Öcalan’ın çağrısına destek
14:30 Saraya yürümek isteyen memurlara polis engeli
13:59 Mor Cumartesi Hareketi: Islamabad toplantısında Afgan çıkarları dikkate alınmalı
13:45 Eş genel başkanlardan Wan mitingine çağrı
13:02 Kürtçe konuşmaları engellenen anneler: Çözüm için önce dilimizi kabul edin
12:51 Barış Vakfı'ndan tepki: Kürtçe engeli sürecin ruhuna aykırı
12:37 Gazze’de kıtlık ilan edildi
11:12 Silêmaniyê’deki çatışmalarda 3 kişi yaşamını yitirdi
10:53 Katledilen gazeteciler anılacak
10:38 BM Özel Temsilcisi: Suriye’de kapsayıcı bir yol haritası gerekli
10:27 Dolar kurunda yükseliş
10:22 Filistin'deki işgale tepki gösteren Çelik tahliye edilmedi
09:24 Prof. Dr. Yeğen: Komisyon 50 yıllık meseleyi Öcalan’dan dinlemeli
09:13 Şili'de 7.5 büyüklüğünde deprem
09:11 Dursunoğlu: Gazze'ye saldırılar ilhak planıdır
09:07 Gurbetelli Ersöz Kadın Gazetecilik Ödülleri başvuruları sürüyor
09:04 Dêrsim coğrafyası adım adım yok ediliyor
09:01 ‘Gülistan Özgür Basın’ın mamostesi, Hêro güçlü yanıydı’
09:00 22 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:34 Silêmaniyê'de gerginlik: Lahur Şêx Cengi ve kardeşleri gözaltında
21/08/2025
23:38 Bolu'da yangın
22:33 DARDER Kerboran'da binleri festivalde buluşturdu
22:11 PFDK'den Amedspor’a 2 maç seyircisiz oynama cezası
21:19 'Türkiye İsrail'le ticari, askeri ve diplomatik ilişkileri kessin’
21:14 Arjantin’de Abdullah Öcalan için toplanan imzaları Türkiye Konsolosluğu teslim almadı
20:34 Netanyahu: Gazze için ateşkes görüşmelerine başlanacak
20:17 Mêrdîn de bir kadın daha evinde ölü bulundu
20:11 Wanlı 223 işçi direniyor: Halkın iradesine ve emeğine saygı duyun
19:29 Wan halkı büyük mitinge hazırlanıyor
19:23 Tahliye edilen tutsaklara ziyaret
17:34 Rabia Naz'ın babası tahliye edildi
17:27 Wan’da ‘Medine Sözleşmesi ve Barış Süreci’ tartışıldı
17:20 Muğla'da ormanlık alanda yangın