RİHA - Amed’ten Ankara’ya yürüyen kadınlar arasında yer alan DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, “Sayın Öcalan'ın umut hakkı, barışın sağlanması için mutlaka gerçekleşmesi gereken bir durumdur” dedi.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad- TJA), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle "Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz" şiarıyla Amed'den Ankara'ya başlattığı yürüyüş 3'üncü günde devam ediyor. Aralarında çeşitli kesimleri temsilen kadınların katıldığı yürüyüşün ilk durağı Riha'nın Curnê Reş (Hilvan) ilçesi, ikincisi ise Xelfetî (Halfeti) oldu. Yürüyüşe katılanlardan biri de Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan. Kürtlerin ve Alevilerin taleplerini dile getirmek için yürüyüşe katıldığını belirten Kadriye Doğan, "Bu özgürlük talebinin asla ve asla bir adım geriye düşmeden, onurlu barışı tamamına erdirmek amacıyla başlamış bu yürüyüşe eşlik etmeyi bir görev bildim" dedi.
Kadınların kararlı ve dirençli yürüyüşleri sonucunda yürüyüşün devam ettiğini ifade eden Kadriye Doğan, "Amed'deki engellemeye karşı TJA gerekeni yaptı ve yürüyüş Amed'de kadın iradesinin tescillenmesiyle devam etti. Oradaki güç, oradaki duruş ilerleyen saatleri de etkiledi. Ondan sonrasında çok ciddi bir engelle karşılaşmadan, halkın da coşkuyla, her gittiğimiz yerde evlerde büyük bir heyecanla karşılamalarıyla bugün Xelfetî'deyiz. Burada da coşkuyla karşılandık. Cûrnê Reş'te de Riha'da da coşkuyla karşılandık. Gayet çok coşkulu bir yürüyüş gerçekleştiriyoruz" ifadelerini kullandı.
'ÖCALAN BARIŞ ÇAĞRISINI EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE DİLLENDİRDİ'
Verilen mücadelede Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın rolüne işaret eden Kadriye Doğan, "Özellikle kadın öncülüğünde kendilerine neyi vaat ettiğini, kadın devriminin vaadi ve gerçekleşmesi temelinde çok bilinçli, çok şuurlu ve neyi kazanacaklarını çok iyi fark ederek Önderliğin özgürlüğüne odaklanmış durumdalar. Elbette bir barış talep ediliyorsa, bunun baş aktörü, baş müzakerecisi Sayın Öcalan olmalı. Çünkü bu hareketin başlatanı, önderi, öncüsü Sayın Öcalan'dır. Devlet çağrısını yaptı: 'Gelsin Mecliste konuşsun' diyerek arkasında barış deklarasyonuyla hem dünya kamuoyuna, hem Ortadoğu'ya, hem de ülkemize barış çağrısını en güçlü şekilde dillendirdi. Bu noktaya kadar geldik. Gelinen aşama biraz sıkıntılı. Sayın Öcalan'ın çağrısıyla Kürt hareketi gereken her türlü adımı attı. Ama devletin buna denk düşecek bir adımını henüz göremedik" diye konuştu.
'BARIŞ EKSİKLĞİNİ ALEVİLER EN SON SURİYE'DE DENEYİMLEDİ'
"Umut hakkı”nın engellenmemesi ve derhal gerçekleşmesi çağrısında bulunan Kadriye Doğan, "’Umut hakkı’nın mutlaka gerçekleşmesini talep ediyoruz. Doğru olan da budur. Bu konuda oldukça kararlıyız. Türkiye'de mağdur olan, yok sayılan, varlığı kabul edilmeyen Kürt halkı ve inancı kabul edilmeyen Alevi halk gerçekliği var. Aleviler şunun farkında: Türkiye'de demokrasi olmazsa, barış gerçekleşmezse kendi geçmiş mağduriyetleri önümüzdeki süreçte de devam edecektir. Bunu en iyi şekilde Suriye'de deneyimledik. IŞİD iktidara geldikten, yönetime el koyduktan sonra ki bunun arkasındaki gücün Türkiye Cumhuriyeti olduğunun da çok iyi farkındayız, en az öz savunması olan, hatta hiç öz savunması olmayan Aleviler katliamdan geçirildi, en ciddi mağduriyetleri yaşadılar" şeklinde konuştu.
'ÖCALAN İLK DİNLENMESİ GEREKEN AKTÖRDÜ'
Abdullah Öcalan'ın perspektifinin gösterdiği ortak yaşam paradigması gerçekleşmezse; halkların, inançların, egemen olmayan kimlikleri ezilmeye mahkûm kalacağını ifade eden Kadriye Doğan, "Suriye'de bunu bariz şekilde yaşadık. Türkiye'deki Aleviler de bunun farkında. Onun için diyoruz ki: Barışın tarafıyız, barışın inşasında biz de varız.' Bu anlamıyla Sayın Öcalan'ın umut hakkı, barışın sağlanması için mutlaka gerçekleşmesi gereken bir durumdur. Sayın Öcalan ‘umut hakkı’nı kendisi için istemiyor. Batı'ya da söylerken, 'Kendi ilkelerinize sahip çıkın, umut hakkı ilkesini uygulayın' dedi. Bu çok haklı bir talepti. Türkiye'de barış umudunun tamamına ermesi için Öcalan'ın muhatap alınması, tüm siyasi yapılarla ve dünyayla temas eder bir noktada olması çok önemlidir. Şu an parlamentoda kurulmuş olan, barış ve demokrasi için oluşturulmuş komisyonda bile Öcalan'ın dinlenmesi gerçekleşmedi. Oysa ilk dinlenmesi gereken, sesinin tüm topluma yansıması gereken yegâne insan Sayın Öcalan'dır. Kürt halkının önderidir, bu hareketin öncüsüdür. Bu öncülüğün gereğini yerine getirebilmesi için umut hakkının gerçekleşmesinden başka seçenek yoktur" diye belirtti.
'BARIŞ HEPİMİZİN İHTİYACI'
Alevi kadınlara seslenen Kadriye Doğan, "Biz kadınların savaşsız, sömürüsüz, onurlu bir yaşam için; özgür eş yaşamı kurabilmeleri için; kadın cinsinin ezilmediği, bedenlerinin savaş aracı yapılmadığı bir dünyada yaşayabilmeleri için Sayın Öcalan'ın özgür, eş yaşam perspektifine yakından bakmalarını, bunu anlamalarını ve incelemelerini bekliyoruz. Aynı zamanda da Suriye'deki kaderi paylaşmamak için Türkiye’de barıştan yana tavır koymalarını bekliyoruz. Evet, barış elzemdir. Hepimiz için ihtiyaçtır. Bunu gerçekleştirmek zorundayız."
MA / Heval Önkol - Ahmet Kanbal