AMED – Licê'de yaşanan maden tahribatına karşı şantiye önünde tepki gösteren mahalleliler, tahribata izin vermeyeceklerinin altını çizdi.
Amed’in Licê ilçesine bağlı Koçmarin Mahallesi’ndeki maden faaliyetleri ve mahallenin suyunun kesilmesine karşı şantiye önünde açıklama yapıldı. Açıklama öncesi şantiye önüne kadar yürüyüş gerçekleştirildi. “Lice’de yaşamı madene terk etmeyeceğiz” ve “Talancı DİMİN şirketi köyümüzün suyunu ve ormanını yok etti” pankartlarının açıldığı yürüyüşte sık sık “Madenciler defol”, “Burada maden istemiyoruz” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı. Yürüyüş sonrası gerçekleştirilen açıklamaya DEM Parti Amed Milletvekilli Adalet Kaya, DEM Parti Amed il örgütü ile ilçe örgütü, Licê Belediyesi Eşbaşkanları, Hesendîn, Kasor, Cixsê, Zengesor, Sarım Havzası direnişçileri ve yurttaşlar katıldı.
Buradan konuşan Mehmet Yılmaz adlı mahalleli, Koçmarin’de tahribata izin vermeyeceklerini belirterek, sonuna kadar direneceklerini söyledi. Azize Alan ise burada yaşanan tahribata tepki göstererek, “Her gün buradan 20 ton sebze Amed’e gönderiyorduk şimdi yiyecek sebze bulamıyoruz. Hayvancılık yapıyorduk susuzluktan dolayı bıraktık, biz de içme suyu bulamadığımız için taşıma suyu ile içme suyu tedarik ediyoruz. Meyve ağaçları tamamen kurumaya yüz tutmuş, bir meşe ağaçları kalmış onları da madenciler kesiyor. Bu ruh bu bedende olduğu müddetçe, tek kalabilecek olsam bile bu talana izin vermeyeceğim” diye konuştu.
'700 HEKTARLIK ORMAN YOK OLACAK'
Ardından kitle adına konuşan Amed Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Ahmet İnan da yaşanan tahribata tepki göstererek, “Lice’nin Kılıçlı, Koçmarin, Yorulmaz, Bayırlı, Saydamlı mahallelilerinde faaliyet yürüten DİMİN Şirketine ait bakır ocağı ve kırma eleme tesisi yaşamı yok ediyor. 700 hektarlık orman alanını talana açan bu proje şuan Koçmarin mahallesinin su kaynaklarını yok etmiş durumdadır. Buna rağmen talandan ısrar eden ve yaşam hakkını savunan mahallelileri devlet güçlerine ihbar eden bu zihniyete tüm yaşam savunucuları ile beraber geçit vermeyeceğimizi bildiriyoruz” dedi.
DEM Parti Milletvekilli Adalet Kaya ise bu haklı mücadelenin yanında olacaklarını söyledi. Mahalleliler ile beraber direneceklerini söyleyen Adalet Kaya, “Çünkü bu sadece bir doğa savunması değildir. Bu bir yaşam hakkı savunmasıdır. Bu çocukların geleceğinin savunmasıdır. Burada köylülere açılmış bir savaş var. Bu savaşın karşısında biz köylülerin yanında olduğumuzu bildiriyoruz. DİMER denen şirket skandal bir ‘ÇED gerekli değildir’ raporuyla buradaki bu katliamı başlattı. Dağlarda açılmış sondaj kuyuları var. Ve bu sondaj kuyularının hepsi yeraltı sularını tüketmiş durumda ve günlerdir köylüler bu nedenle susuzluk çekiyor. Birincisi suyu yok ediyorlar. İkincisi burada nesiller boyu bu köylüler burada geçim kaynaklarını bu doğadan sağladılar. Arıcılık yapıyorlar. Buradaki ceviz ağaçları onların geçim kaynağı. Buradaki tarım alanlarının tamamı onların geçim kaynağı. Yani siz burada aslında onların yaşamsal alanlarını yok ediyorsunuz” diye konuştu.
EKOLOJİSTLERE, ÇEVRE KURUMLARA LICÊ'YE GELME ÇAĞRISI
Tarım ve Orman Bakanlığı'na seslenen Adalet Kaya şunları söyledi: “Burada yürütülen bu katliama sessiz kalarak siz de bu suça ortak oluyorsunuz. Siz de bu katliama ortak oluyorsunuz. Biz bunu kabul etmiyoruz. Asla kabul etmiyoruz. Lice'de, Zengesor bölgesinde tam on iki köyü etkileyen 700 hektarlık bir alan talan edilmek istemiyor. Ne için? Bir maden şirketi rant sağlasın, zenginleşsin diye bu kadar insanın, bu kadar köyün, bu kadar doğanın maruz kaldığı duruma asla izin vermeyeceğiz, kabul etmiyoruz. Buradan bütün yetkililere, orman bakanına ve cumhurbaşkanına sesleniyoruz. Biz bu mücadeleyi bırakmayacağız. Ve tabii ki Türkiye'deki bütün ekolojistlere, bütün çevre platformlarına, Lice'de yapılan bu talan, bu katliam, bu rant düzeni Türkiye'nin işte Kaz Dağları'na, Karadeniz'ine, her yerine yapılmış talanla aynıdır, hiçbir farkı yoktur. Onları da buraya bekliyoruz. Biz tüm halk savunucularını, tüm yaşam halkı savunucularını, tüm doğa savunucularını, tüm ekolojistleri buraya davet ediyoruz. Diyoruz ki gelin, buradaki bu köylülerin haklı savunusunun yanında siz de yer alın.”
Açıklama atılan sloganların ardından son buldu.