İSTANBUL - Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı boyunca AKP’nin IŞİD söylemini sıkça kullanacağını belirten gazeteci Hediye Levent, ancak operasyonla IŞİD’in yeniden dirileceği uyarısında bulundu.
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonu, birçok noktada şiddetli çatışmalarla sürüyor. En az 11 sivilin yaşamını yitirdiği saldırılarda, çok sayıda sivil de yaralandı. Operasyonu değerlendirilen gazeteciler Hediye Levent ve Hamide Yiğit, Türkiye’nin devlet aklıyla değil, hırsla hareket ettiğini söyledi.
‘KÜRTLERİN OLUŞTURDUĞU MODEL TÜRKİYE’Yİ TEDİRGİN EDİYOR’
AKP iktidarının bu operasyonu Türkiye içerisindeki siyasi sıkışmışlığı ve son yerel seçim sonuçlarından sonra daralan alanını açmak amacıyla başlattığına yönelik ağırlıklı bir görüşün olduğunu söyleyen gazeteci Hediye Levent, operasyonun sadece iktidarla ilgili bir durumun olmadığını dile getirdi. Suriye’nin kuzeyindeki Kürt siyasi ve askeri yapıların bir modeli uygulamaya koymasının Türkiye’yi tedirgin etmeye başladığını belirten Levent, “Kuzey Suriye’deki Kürtlerin, Türkiye’de bulunan Kürtlere ilham vermesi gibi bir tedirginlik var. Uzun zamandır Suriye’de Türkiye’nin kalıcı olmak gibi hamleleri var. Ancak Türkiye’nin İdlib’de manevra alanı kısıtlanmış durumda. Kendisine yeni bir alan açmaya çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘IŞİD ÇÖKERTİLDİ AMA BİTMEDİ’
Levent, Türkiye’nin Suriyeli göçmenleri operasyon başlattığı Suriye sahasına yerleştirmeyi hedeflediğine işaret etti. Operasyonun Irak ve Suriye’de IŞİD’in yeniden etkili olduğu bölgelerde bir karmaşanın yaşanmasına neden olacağı uyarısında bulunan Levent, “Bu kaos IŞİD’in ya da benzeri yapıların tekrar örgütlenmesine neden olabilir. Ama ortada şöyle bir durum var; DSG’nin elinde 10 bin IŞİD üyesi var. Aynı zamanda bunların aileleri de var. IŞİD örgüt olarak çökertildi ancak daha bitmedi. Özellikle Irak’ta hücreler halinde toplandıklarını biliyoruz. Aynı zamanda IŞİD’i tekrar tekrar diriltecek zihniyet hala çok güçlü. Türkiye Fırat’ın doğusuna yaptığı saldırıda, IŞİD söylemini çok kullanacak. Ama sonuç itibariyle ne kadar gerçekçi?” diye sordu.
‘OPERASYON BİR BATAKLIK’
Trump’un çelişkilide olsa son çıkışlarının operasyona yol açtığını söyleyen gazeteci Hamide Yiğit, “Bu operasyon yeni bir bataklık anlamına gelir. Hiçbir getirisi olmaz. Türkiye’nin ajandasında bütün Suriye’nin Kuzey hattına hükmetme var. Ama bu mümkün değil. Ne uluslararası hukuk buna izin verir nede Suriye savaşındaki payı nedeniyle Türkiye’ye müsaade edilebilir. Bu arayışta olması ve birçok tavizler vermenin karşılığında bir manevra alanı vermiş olması söz konusudur. Evet, tavizler verdi. IŞİD’lilerin sorumluluğunu üzerine alma en büyük tavizdir. Bu çok ciddi bir felaket getirecek tavizdir. Karşılığında manevra alanının açılmasını kabul ediyor. Bu yeni manevra alanı da Fırat’ın doğusudur. Dolayısıyla İdlib’teki o gerileme, hareket alanının daralmış olmasını, bir miktar bu şekilde ötelemiş oluyor. Daha çok iç siyasete dönük bir hamle olarak düşünmek gerekiyor. Karşısındaki muhalefet blokunu bir şekilde eritebiliyor ve böyle bir hamlede arkasında dizebiliyor” diye belirtti.
‘OPERASYON AKP’YE BİR TUZAK’
Operasyonu AKP’ye dönük bir tuzak olarak görülebileceğinin altını çizen Yiğit, şunları söyledi: “ABD kendi ajandasını işletir. Kendi ajandasındaki siyasi hamlelerden biri, Kuzey Suriye’den Akdeniz’e doğru açılan bir enerji koridorunu hayata geçirmektir. Bu enerji koridoru şuanda Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı Harekatı’nın sonucunda Türkiye’nin elinde bulunan alanlar. Bunlara ek olarak Fırat’ın doğusunda bir koridor, Türkiye’nin egemenliğine ya da hakimiyetine devredildiği taktirde, aslında ABD’nin ajandasındaki bu koridor tam anlamıyla hayata geçmiş olur. Çünkü ABD Suriye’deki varlığını kendi çıkarları dışında sürdüremez. Eğer ulusal çıkarları olmasaydı, orada bir gün bile durmazdı.”
ŞİMDİ TUZAK NEREDE?
“Şimdi tuzak nerede?” diye soran Yiğit, “Türkiye’nin müttefikliğini pekiştirmek üzerine bu alanda bir koridoru Türkiye’nin elinde tutmasına yeşil ışık yakıyorsa, bu Türkiye’nin lehine değil, ABD’nin lehinedir. İkincisi; Türkiye’nin lehine olmayan aleyhine demektir. Aleyhine olan kısmı da sorumluluğu üzerine yıkılan bütün o cihatçı gruplara ek olarak, İŞİD cihatçıları da eklenmiş oluyor. Türkiye kendi sınır hattı boyunca egemenliğini pekiştirmiş gibi görünse de, bundan sonra akrep taşımaya devam edecek. Ve bu akrebe İŞİD militanları eklenmiş olacak” dedi.
‘DEVLET AKLI İLE HAREKET EDİLMİYOR’
Türkiye’nin devlet aklıyla hareket etmediğini belirten Yiğit “Bir devlet aklı ile hareket etmiş olsaydı, Suriye’de iflasa giden bu operasyona son verirdi. Bir an önce müzakere yolu ile adım adım Suriye’den çekilmesi gerekiyordu. Devlet aklı ile hareket ediliyor olsaydı, yol verilen cihatçıların garantörlüğünü üstlenmezdi. Sadece destek kesilirdi, diğer bütün vekalet savaşına dahil olan ülkelerin yaptığı gibi. Elini çekersin. Çünkü hepsi teker teker ellerini çektiler, bir kenara çekildiler. Ama Türkiye bu savaşın, sıcak çatışmaların ve sorumlulukların içerisinde kaldı. Bu bir devlet aklı değil. Bir hırsın yönettiği politika söz konusudur. Bu hırs, AKP’nin yeni Osmancılık hayaliyle gerçekleştirme hırsından doğduğunu söylemek mümkün” şeklinde konuştu.
‘DEVLET AKLI BARIŞI ÖRGÜTLEMEYİ GEREKTİRİR’
Türkiye’nin sürüklendiği bu bataklıktan müzakere yolu ile çıkabileceği önerisinde bulunan Yiğit, “Savaşı değil barışı örgütlemek gerekiyor. Devlet aklıda bunu gerektirir. Müzakere yoluyla bu barışı sağlayabilir. Komşu devletlerle örgütleneceği gibi, kendi sokağındaki insana, kendi yurttaşlarıyla demokratik çözümler çerçevesinde bir adım atarak, bu barışı gerçekleştirebilir. Ama barıştan çok savaş siyaseti üzerine kurulu bir iktidar var. Ve varlığını savaş siyasetinden alan bir iktidar henüz buna yanaşmaya müsait değil. Mecali yok. Dolayısıyla bataklıktan sıyrılması mümkün değil” diye belirtti.