İSTANBUL - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı operasyona tepki gösteren, Yeşil Sol Parti, iktidara seslenerek, “Yıllarca sürecek bir çatışma bataklığına girmeden geri dönün” dedi.
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı operasyona ilişkin tepkiler gelmeye devam ediyor. Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri Eylem Tuncaelli ve Sinan Tutal ile Yeni Dünya İçin Çağrı Dergisi yapılan operasyona ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri Eylem Tuncaelli ve Sinan Tutal imzası ile yapılan açıklamada Suriye'nin geleceğinin yeni askeri operasyonlardan değil, o topraklarda yaşayan tüm halkların kendi ülkelerinde söz ve karar sahibi olmasının önündeki engellerin kaldırılmasından geçtiği vurgulandı. “Güvenli bölge oluşturma gerekçesiyle askeri müdahale yapmak çılgınlıktır” denilen açıklamada, askeri müdahalenin başladığı belirtildi. Yapılan operasyonun planının belli olduğunu ifade edilen açıklamada, “Kürtlerle başlayan askeri çatışma sayesinde dağılan oyların yine iktidar bloğuna dönmesi, tek parti devletine karşı oluşan muhalefetin dağıtılmasıdır. Toplumun batan ekonomiyi, yağmur gibi yağan zamları, işsizliği, yoksulluğu, pahalılığı unutmasıdır. Oysa karşımızda bölgesel savaşın tekrar başlaması gibi büyük bir tehlike durmaktadır. Bu duruma derhal son verilmelidir. Toplum yapılanların farkındadır ve karşı çıkmaktadır. İktidara sesleniyoruz: Yarın değil hemen şimdi durun. Yıllarca sürecek bir çatışma bataklığına girmeden geri dönün” çağrısı yapıldı.
'SALDIRI HALKLARIN YIKIMI DEMEKTİR'
Yeni Dünya İçin Çağrı Dergisi ise yaptığı yazılı açıklamada, “Rojava’yı işgal savaşı bizim savaşımız değil. Bu savaş Rojava halkları için yıkım demektir. Kan, gözyaşı, yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmak, göç yollarına düşmek demektir. Bu savaş Türk devletinin emperyalist yayılmacı siyasetinin ürünü olan, sermayenin çıkarları için yürütülen bir savaştır. Bu savaştan işçilerin, emekçilerin hiçbir çıkarı yoktur. İçeride savaş histerisiyle şovenizm azdırılıyor. ‘Vatan, millet, sakarya’ edebiyatıyla kitleler şovenizm zehriyle zehirlenmek isteniyor. Bu savaştan işçilerin, emekçilerin hiçbir çıkarı yoktur. Savaştan çıkarı olan sömürgeci Türk devleti, kar peşinde koşan tekelci burjuvazidir” denildi.
“Her ulusun istediği biçimde yaşama hakkı olduğu gibi Kürtlerin de istedikleri biçimde yaşama hakkı vardır” denilen açıklamanın devamında şunlara yer verildi: “İşçileri, emekçileri sömüren, ezen, onları ulusal, dinsel temelde bölen, onları birbirine düşman eden kapitalist sömürü düzenidir. İşsizlik, yoksulluk artıyor. Zam üstüne zam yapılıyor. Enflasyon yükseliyor. Hak arama eylemleri faşist terör ile bastırılıyor. Eziliyoruz, sömürülüyoruz. Hakkımız olanı alamıyoruz. Eziliyorsak, sömürülüyorsak, hakkımız olanı alamıyorsak, bunun sorumlusu Rojava’daki Kürtler, halklar değil. Bu durumda olmamızın sorumlusu, sömürgeci devlettir. Kapitalist sömürü düzenidir.”