WAN- Kayyımın işten çıkardığı 223 işçi arasında yer alan Gülseren Kaya, "Kayyımlar halkın hizmetine değil, iktidarın kendi bürokrasisini ve yandaşlarını güçlendirmeye hizmet ediyor. Halk bunu kabul etmiyor" dedi.
Eşbaşkanların görevden alınması ardından yerine atanan kayyım, Wan Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan 223 işçinin işine son verdi. İşçilerin işe dönme talepli eylemi devam ederken işten çıkarılanlardan Gülseren Kaya, işten çıkarılma gösterilen gerekçeleri işaret ederek, ortak yaşam temelinde eşit bir yurttaşlık istediklerini söyledi. Halkın kendi kendini yönetme talebine işaret eden Gülseren Kaya, "Merkezden atanan vali, kaymakam veya mülki amirler, buranın ihtiyaçlarını nasıl bilebilir? Dünya örneklerinde yerel yönetimlere özerklik hakkı tanınırken Türkiye'de hâlâ merkeziyetçi bir sistem dayatılıyor. Oysa biz Wan'da, Mêrdin ve Amde'de kadınların, gençlerin ve çocukların temel ihtiyaçlarını en iyi bilenleriz. Bugün insanlar çocuklarının kırtasiye ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanıyor. Eğer sosyal devlet iddiası varsa bu ihtiyaçları karşılayacak projeler üretilmeli. Ancak bunun yerine kayyum atamalarıyla yerel irade yok sayılıyor. Kayyumlar halkın hizmetine değil, iktidarın kendi bürokrasisini ve yandaşlarını güçlendirmeye hizmet ediyor. Bu halk bunu kabul etmiyor" diye konuştu.
'ORTAK YAŞAMI SAVUNUYORUZ'
Yüzde 55 oyla seçilmiş belediye eşbaşkanlarının görevden alınması ve belediye kaynaklarının farklı kurumlara aktarıldığını söyleyen Gülseren Kaya, "Oysa gençler işsiz, kadınlar ağır ekonomik sorunlarla karşı karşıya. Halkın beklediği hizmetler bu değil. Gerçekten halka hizmet etmek istiyorsanız, halkın taleplerini dikkate alın, ayrımcılığı sona erdirin. Biz kayyum politikalarını reddediyoruz. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesini, halkın iradesinin tanınmasını, anadil ve kimlik üzerinden eğitim hakkının verilmesini istiyoruz. Dünyanın birçok yerinde ulus devletler kendi içinde özerklik tanırken Türkiye'de hâlâ bu tartışmalar sürüyor. Biz netiz: Kimliğimizle, anadilimizle, kültürümüzle bu coğrafyada Türklerle eşit yurttaşlık temelinde ortak yaşamı savunuyoruz. Ancak bu, kimliğimizin ve kültürümüzün kabul edilmesiyle mümkündür" diye belirtti.
Önemli bir süreçten geçildiğini söyleyen Gülseren Kaya, "Barışın konuşulmaya başlandığı, hatta barışın inşa edilmesi noktasında birçok adımın atıldığı bir dönemdeyiz. Kürt hareketinin bu anlamda ciddi adımlar atması, dünya kamuoyunun gündemine oturdu. Şu sonucu çıkarıyoruz, Kürt halkı ve Kürt siyasi hareketi gerçekten barışa hazır. Türklerle ortak bir vatanı eşitlikçi, özgürlükçü ve ortak yaşam temelinde yeniden kurmaya gerçekten hazır. Bunun için somut adımlar da attı" şeklinde konuştu.
İşten çıkarılmaya dayanan temel hakların gaspı anlayışına işaret eden dile getiren Gülseren Kaya, "Bizler, bu zihniyetin değişmesi ve dönüşmesi gerektiğini defalarca ifade ettik. Kürt halkı ve Kürt kadınları olarak farklı etnik kimliklere sahip olmamız, ortak vatanda temel haklara sahip olamayacağımız anlamına gelmiyor. Eğer ortak bir vatandan bahsediyorsak eşit ve özgür bir temelde yaşayabilecek olanakları yaratmak gerekiyor" dedi.