AMED - 1 Eylül dolayısıyla açıklama yapan TJA, kadınların Abdullah Öcalan’ın çağrısı etrafından kenetlenmesinin tüm dünyada özgür ve eşit yaşamın teminatı olacağı belirtildi.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad -TJA), 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, erkek egemen zihniyetin, dünyanın dört yanında savaşları kolaylıkla kışkırttığını belirterek, ancak söz konusu barış olduğunda aynı iradeyi ve pratikliği hiçbir zaman gösterilmediği kaydedildi.
Ortadoğu başta olmak üzere birçok coğrafyanın savaş düzeniyle yeniden dizayn edilmek istendiğini ve bundan en çok kadınların etkilendiğinin vurgulandığı açıklamada, şunlar kaydedildi: “Savaş, yalnızca devletlerin ya da güç odaklarının çıkar çatışmalarının bir sonucu değil; aynı zamanda erkek egemen zihniyetin, ulus-devletin ve kapitalist modernitenin toplumlar üzerinde kurduğu tahakkümün en keskin ifadesidir. Kadınlar açısından savaş, yaşamın tüm alanlarında şiddet, yoksulluk, göç, istismar ve sömürü olarak geri dönmektedir. 1 Eylül Dünya Barış Günü, biz kadınlar açısından sadece barışın değil; aynı zamanda insanca yaşamın ve özgür bir geleceğin mümkün olduğunun hatırlatmasıdır.
KADINLAR BELİRLEYİCİ ROL OYNAYACAK
Bugün içinde bulunduğumuz tarihsel süreç, görmezden gelinemez bir fırsat ve bir dönüm eşiği. Bu nedenle 27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın yaptığı ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’, kadınlar açısından tarihsel bir sorumluluğu işaret etmektedir. Kadınların bu çağrının etrafında kenetlenmesi, sadece Kürdistan’da değil, tüm dünyada özgür ve eşit bir yaşamın teminatı olacaktır. Bugün dünyanın her yanından kadınlar barışın öznesi olarak, her türlü savaş, işgal ve sömürüye karşı sözünü yükseltmektedir. Kadınların sözü, demokratik bir toplumun inşasında belirleyici rol oynayacaktır.
KADININ OLMADIĞI BARIŞ KALICI OLMAZ
Kadın özgür olmadan, toplum özgür olamaz. Kadınların sözünün, emeğinin ve mücadelesinin merkezde olmadığı bir barış, kalıcı olamaz. 1 Eylül vesilesiyle bir kez daha yineliyoruz: Bizler savaş politikalarına karşı barışı, yıkıma karşı yaşamı, tahakküme karşı özgürlüğü savunuyoruz. Barış ve demokratik toplumu mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Örgütlü mücadelemizle, sınırları aşan kadın dayanışmamızla ve özgürlük çizgimizle kalıcı, onurlu ve eşit bir barışın takipçisi olacağız.”