154 gündür 'umut hakkı'nda adım atılmadı

img
HABER MERKEZİ - Devlet Bahçeli'nin 154 gün önce Meclis'te gündeme getirdiği Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı", AİHM'in 11 yıl önce verdiği "ihlal" kararına rağmen uygulanmıyor. 
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Meclis kürsüsünden Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı"na dair yasal düzenleme yapılması yönündeki açıklamasının üzerinden 154 gün geçti. Ancak "umut hakkı"na dair şu ana kadar herhangi bir adım atılmadı. 
 
Bahçeli, 22 Ekim 2024 tarihinde partisinin haftalık grup toplantısında, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kabul ederek, Öcalan'a "örgütü tasfiye et" çağrısı yaptı. Bahçeli, söz konusu "şartın" yerine getirilmesi halinde Öcalan'ın DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşmasını ve "umut hakkı"na dair yasal düzenlemelerin önünün açılmasını istedi. 
 
Aradan 154 gün geçmesine rağmen herhangi bir adım atılmadı. Bu süreçte Abdullah Öcalan'dan tarihi bir çağrı yapıldı. Abdullah Öcalan, 27 Şubat'ta DEM Parti İmralı Heyeti ile birlikte "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" yaptı. 
 
4 BİNİ AŞKIN TUTSAK BULUNUYOR
 
Bahçeli'nin Meclis'te dile getirdiği "umut hakkı" uzun yıllardır gündemde olan bir konu. "Umut hakkı", bir tutsağın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2014 yılında Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı" dair "ihlal" kararı verdi. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AB BK) de, 17-19 Eylül 2024 tarihlerinde yaptığı toplantıda, AİHM’in ihlal kararını görüşerek, Türkiye’ye gerekli önlemlerin geciktirilmeden alınmasını aksi halde Eylül 2025'teki toplantıda ara karar hazırlanacağı uyarısında bulundu. Ancak “ihlal” kararı ve uyarılara rağmen hala herhangi bir adım atılmış değil.
 
Cezaevlerinde, Abdullah Öcalan'ın yanı sıra 4 bini aşkın ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezasına çarptırılmış tutsak bulunuyor. Bu isimlerden birçoğu da "umut hakkı"ndan yararlanamıyor. "Umut hakkı"na dair merak edilenleri derledik.  
 
“Umut hakkı” nedir?
 
Eski Ceza Yasası’na göre verilen idam cezalarının yeni yasal düzenlemelere göre uyarlanması sonucunda verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları ile 3713 sayılı yasa ve 5237 sayılı yasanın 302. maddesi kapsamında mahkemelerce verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının infaz biçimi, mevzuatta ömür boyu yani ölünceye kadar şeklinde düzenlenmiştir. Bu cezaların istisnası yoktur. Fakat ‘umut hakkı’, bu ömür boyu hapis cezasına karşılık mahpusun belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için öne çıkan bir haktır. Bu hakka sahip olan kişi belirli bir infaz süresinden sonra durumunun yeniden gözden geçirileceğini, bu gözden geçirmenin hangi gerekçeler üzerinden yapılacağını, kimlerin hangi yöntemlerle bu değerlendirmeyi yapacağını bilerek cezasını infaz eder. Başka bir ifade ile ‘umut hakkı’, öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.
 
"Umut hakkı" ile ilgili bir süre sınırı var mıdır? 
 
Bu konuda herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır. AİHM buna yönelik vermiş olduğu kararlarda sürenin üye ülkenin egemenlik hakkı kapsamında kendisinin belirleyeceğini ifade eder. Ancak söz konusu sürelerin kişinin ‘umut hakkı’nı ortadan kaldıracak uzunlukta olmaması gerektiğini de dile getirir. Yani devletin sırf ölünceye kadar infaz şeklini ortadan kaldırmak için getireceği 30-40-50 yıllık sürelerin kabul görmeyebileceği belirtilebilir. AİHM, Vinter/Birleşik Krallık kararında 25 yıllık bir süreden bahseder. Burada mahkeme, sözleşmeci devletlerarasında ve karşılaştırmalı ve uluslararası hukuk materyalleri arasında, cezanın verilmesinden en geç 25 yıl sonra ve sonrasında periyodik olarak gözden geçirilmesini garanti altına alan bazı özel mekanizmaların sağlanmasına yönelik karar veriyor.
 
Ancak Mahkeme’nin bu konuda verdiği kararlardan (Kafkaris/Kıbrıs, Vinter/Birleşik Krallık vb.) özetle yorumu şu şekildedir: Sözleşmeci devlet tarafından hangi ceza adaleti sisteminin onaylandığına müdahale etmediği vurgulanmalıdır . Sözleşme, bu bağlamda, şartlı salıverme hakkı gibi özel bir ceza adaleti mekanizması gerektirmemektedir. Bu tür bir gözden geçirmenin şekli ve bir gözden geçirmenin yapılabilmesi için cezanın ne kadarının çekilmiş olması gerektiği sorusu, devletlerin kendi takdir yetkisi dahilindeki konulardır. Sözleşmeci devletler tarafından izlenmesi gereken usuller yargısal olmayan bir karaktere de sahip olabilir. Ancak, Mahkeme'nin içtihadına göre, ‘serbest bırakılma olasılığının değerlendirilmesini’ sağlayan bir sistem olması gerektiği açıktır ve ‘söz konusu takdir marjı sınırsız olamaz.’ Mahkeme, Sözleşmeci Devletin kendi hukuk sisteminde daha hafif tutukluluk koşulları veya erken salıverme imkanı tanıyacak herhangi bir imkan olup olmadığını inceler.
 
Bir diğer mahkeme yorumu; Macaristan, Mahkeme'nin kararlarına uymanın bir yolu olarak 2015 yılında ömür boyu hapis cezalarının otomatik olarak gözden geçirilmesini öngören yeni bir mevzuat çıkarmıştır. Bu mevzuat ile 40 yıllık hapis cezasının ardından hükümlü için zorunlu bir af prosedürü başlatılmaktadır. Ancak Mahkeme, bir mahkumun affedilmeden önce beklemesi gereken 40 yılın, tavsiye edilen azami süreden çok daha uzun bir süre olduğunu ve bu anlamda devletin sahip olduğu takdir marjı geniş olsa da, bu marjın dışında kaldığını belirtmiştir. Ayrıca Mahkeme, Macaristan'da cumhurbaşkanlığı affının müebbet hapis cezasının fiilen veya hukuken indirilebilmesini sağlayan bir yol olmadığını tespit etmiştir. Mahkeme, başvuranların beklemek zorunda kaldıkları uzun süreyi ve inceleme mekanizmasının yeterli usuli güvencelerden yoksun olmasını göz önünde bulundurarak, yeni Macar mevzuatının Sözleşme'nin 3. maddesi anlamında bir koruma sağlamadığına ve bir ihlal olduğuna karar vermiştir.
 
 "Umut hakkı", Türkiye mevzuatında yer alıyor mu? Kapsamı nedir? 
 
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 16/4. Maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 47. Maddesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı ile ilgili Kanunun 25. Maddesi, 107/16. Maddesi yukarıda bahsi geçen cezaların hiç ara verilmeden ölünceye kadar çektirileceğini düzenlemektedir. Zaten AİHM’in ihlal kararı verilmesine neden olan yapısal sorunlar bu yasa maddeleridir. Bu cezalar yönünden ‘umut hakkı’, Türkiye yasalarında herhangi bir şekilde yer almamaktadır. Abdullah Öcalan ve aynı nitelikteki hükümlülerin haklarını ihlal eden düzenlemeler bunlardır. Bu düzenlemeler kategorik olarak şartlı tahliye yasaklarını içermektedir.  Bunların dışında, farklı cezalarla ilgili serbest kalma yöntemleri, Cumhurbaşkanlığı affı gibi mevcutsa da bunlar aynı nitelikte olmayan ceza tiplerine yöneliktir. Esas olarak ‘umut hakkı’nın bir yasa başlığı ile özel bir düzenleme olarak yasada bulunması şart değildir. Burada esas olarak kategorik şartlı tahliye yasakları doğrudan bu hakkın ihlali olarak yaşanmaktadır.
 
Kategorik şartlı tahliye yasakları yasadan kaldırıldıktan ve tahliye imkanı yasal olarak sağlandıktan sonra yasanın fiili uygulamasını tartışma imkanı olabilir.
 
AİHM, Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” ile ilgili nasıl bir karar verdi?
 
AİHM 2000’lerden sonra verdiği bir dizi kararında, hükümlülerin ‘umut hakkı’na açık referanslar vermeye başladı ve konu üzerine önemli bir içtihat zinciri geliştirdi. Ölüm cezasının 2000’lerin başında kaldırılmasından sonra Abdullah Öcalan’ın cezası ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’na çevrilmişti. AİHM, ölüm cezası yerine öngörülen bu cezanın infaz biçimine dair değerlendirmesini Mart 2014 tarihli kararı ile yaptı ve karar Ekim 2014’te kesinleşti. Daha sonra aynı konuda AİHM, Eylül 2015’te Kaytan/Türkiye, Aralık 2015’te Gurban/Türkiye ve Şubat 2019’da Boltan/Türkiye kararlarını verdi. 
 
Mahkeme bu konudaki içtihadı ile aynı doğrultuda, ‘umut hakkı’ güvence altına alınmaksızın hükümlülerin ölünceye kadar cezaevinde tutulmasının Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlali niteliğinde olduğuna defaten hükmetti. AİHM, Öcalan-2 Türkiye kararıyla Türkiye’yi 2014 yılında yeniden mahkum etti. ‘Ölünceye kadar hapis cezası’nın işkence yasağının ve dolayısıyla ‘umut hakkı’nın ihlali olduğuna hükmetti. Pozitif hukukun sınırları içerisinde ‘umut hakkı’nı belirleyen 4 ilke ortaya koydu ve Türk Hukuku’nda bunların karşılık bulamadığını belirtti. Bu 4 ilkenin meali, tahliye imkanının de jure (yasal) ve de facto (fiili) olarak mümkün olması, mahpusun hapis cezasının gözden geçirilme süreçlerinde usuli güvencelerinin olması ve mahpusun tutulma koşullarının resosyalizasyonuna uygun olması gerektiği… En kısaltılmış haliyle mahpusun bir gün tahliye edilebilme imkanı olduğu bilgisine sahip olması ve tecrit altında tutulmamasıdır. 
 
AİHM’in Öcalan dışında “umut hakkı” ile ilgili verdiği bir ihlal kararı ve bu kararın uygulandığına dair bir örnek var mı?
 
AİHM’in Vinter ve diğerleri/Birleşik Krallık kararı sonrası, İngiltere ve Galler Yüksek Mahkemesi verdiği bir karar ile Adalet Bakanı’na verilen müebbet hapis cezası hükümlülerini salıverme hakkını açıkça tanıdı. Yüksek Mahkeme, bu hakkın kapsamını, sınırlarını ve koşullarını da belirledi. Bakanlar Komitesi bu çerçeveyi AİHM kararının gerektirdiği genel önlemlerin alınması olarak değerlendirerek, denetim sürecini kapattı. Matiošaitis ve diğerleri/Litvanya kararının uygulanmasının denetimi sürecinde, Litvanya müebbet hapis cezası hükümlülerinin cezalarının infazının gözden geçirilmesi ve koşulları oluşmuşsa hafifletilebilmesi için bir mekanizma oluşturdu. Komite, bu konuda oluşturulan mekanizmanın ve mekanizmaya başvuru şartlarının Mahkeme’nin geliştirdiği standartlara uygun olduğuna karar verdi ve denetim sürecini kapattı.
 
Bakanlar Komitesi, bu ülkelerdeki mevcut sistemlerden bazılarını ‘iyi örnekler’ olarak kabul ediyor ve Türkiye tarafından bunlardan yararlanılması gerektiğini düşünüyor.
 
AİHM’in Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”nın ihlal edildiğine dair verdiği karar sonrası Türkiye nasıl bir prosedür işlemeli?
 
Türkiye’nin yapması gerekenler konusunda, AİHM’in Gurban grubu kararları, Bakanlar Komitesi’nin diğer ülkelere dair denetim sürecinde attığı adımlar ve yaptığı değerlendirmeler bir yol haritası oluşturuyor. Buna göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Sözleşme standartlarına uygun şekilde gözden geçirilmesine imkan veren bir mekanizma oluşturulurken, şu temel ilkeler gözetilmeli:
 
- Mekanizma tarafından gözden geçirme sonrası talebe konu cezanın hafifletilmesine, indirilmesine, ortadan kaldırılmasına ya da şartla salıverilmeye kararı verilebilmeli,
 
- Cezanın gözden geçirilmesini talep edebilmek için cezaevinde geçirilmesi gereken süre 25 yıldan fazla olmamalı,
 
- Hükümlünün hayatındaki dikkate değer değişiklikler ve gelişmeler değerlendirmede dikkate alınmalı ve rehabilitasyon amaçlı olması gereken infazın, değerlendirme tarihi itibariyle sürdürülmesinin meşru bir dayanağının bulunup bulunmadığına bakılmalı,
 
- Bu değerlendirme objektif ve önceden belirlenmiş kurallara göre yapılmalı,
 
- Değerlendirmede dikkate alınacak esaslara dair düzenlemeler yeterli açıklıkta ve belirli olmalı,
 
- Hükümlüye sürece dair prosedürel güvenceler tanınmalı,
 
- Hükümlü sürece dair gereği gibi bilgilendirilmeli,
 
- İlk gözden geçirme sonrası ret kararı verilmesi halinde periyodik aralıklarla gözden geçirme sürdürülmeli,
 
- Mekanizma tarafından verilen kararın yargısal denetimi mümkün olmalı ve hükümlüye bu yola erişim hakkı verilmeli.
 
Türkiye bu kararı neden uygulamıyor? Uygulamamasına dair nasıl bir yasal dayanak sunuyor?
 
Türkiye AİHM’in verdiği kararların bireysel ve yapısal ölçüde yerine getirilip getirilmediğini, yaptığı periyodik izlemeler ile denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne 2015 yılında Öcalan-2 Türkiye kararını çevirip tüm yargı makamlarına yolladığını ve kararı icra ettiğini iddia eden bir eylem planı sundu. Abdullah Öcalan’ın avukatlarının başvurularına rağmen 7 yılda hiçbir gelişmenin sağlanamadığı dosyaya, 2021 yılı ve devamında sivil toplum örgütleri Türkiye’nin kararı uygulamadığına, yasasında değişiklik yapmak için hiçbir adım atmadığına, Öcalan-2 ihlal kararından sonra yani 2014’ten beri kaç müebbet ağır hapis cezası verildiğine dair bilgileri sivil toplumla paylaşmadığına, Terörle Mücadele Kanunu ile infazda eşitlik ilkesini uygulamadığına ve nihayetinde İmralı’da ağır tecrit koşullarının sürdürüldüğüne dair birden fazla kez bildirimde bulundu.
 
Türkiye manipülatif cevaplar ve eylem planı sundu ancak Bakanlar Komitesi, 30 Kasım-2 Aralık tarihlerinde yaptığı 1419’uncu toplantıda ‘umut hakkı’ dosyalarını gündeme aldı ve daha fazla gecikme olmaksızın mevcut mevzuatın kararlarla uyumlu hale getirilmesine ilişkin Türkiye’ye acil çağrıda bulundu. Komite, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutsakların sayısına ilişkin bilgi talep ederek, Türkiye’nin genel tedbirlere dair benimsenen gelişmeler hakkında en geç Eylül 2022’de Komite’ye eylem planı sunmasına karar verdi. Komite’nin bu somut ve açık taleplerine karşı Türkiye’nin verdiği cevap, Ekim 2022’de bir eylem planı sunmak oldu. Hükümet esasen diplomatik bir dille, Türkiye’nin bu konuda bir değişiklik yapma planı olmadığını söyledi. Son olarak Türkiye, yine benzer argümanlarla Temmuz 2024’te bir eylem planı sundu.
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Türkiye’nin bu kararı yerine getirmemesi halinde nasıl bir yaptırımı söz konusu olur?
 
Bakanlar Komitesi, Türkiye’den kararın uygulandığına dair eylem planları isteyebilir. Dava grubunu 3 aylık periyotlarla incelemeye alarak daha yakından izleme yapabilir. Devlet üzerindeki kararın uygulanması noktasındaki baskıyı artırmak için ara kararlar kurabilir. Ara kararlar düzenli yapılan toplantılar sonrası alınan genel kararlardan usulen daha etkilidir. AİHS’nin 46 (3) maddesi uyarınca Bakanlar Komitesi yorum sorunu dolayısıyla bir kararın uygulanmasının denetiminin tehlikeye girdiği kanaatine varırsa yorum konusunda bir karar vermek üzere konuyu AİHM önüne sevk edebilir. Bu mekanizmanın işletilebilmesi için Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyuna ihtiyaç vardır, bu nedenle de nadiren işletilir.
 
İstisnai durumlarda ihlal işlemlerinin başlatılması için AİHS’nin 46 (4). Maddesine başvurabilirler, Bakanlar Komitesi, devletin nihai bir karara uymayı reddettiği kanaatine varırsa, devletin kararı uygulama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine karar vermek üzere meseleyi AİHM’e götürebilir. Bu mekanizma kararın uygulamasını sağlayacak yeni bir araç olarak 2010 yılında (AİHS’e ek 14 no.lu Protokolün yürürlüğe girmesiyle) yürürlüğe konulmuştur. (Her ne kadar, mahkemenin uygulayabileceği bir yaptırım söz konusu olmasa da). Bu mekanizma da Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyu ile harekete geçirilebilir, bu nedenle de nadiren uygulanır.

Diğer başlıklar

26/10/2025
10:49 Esenyurt mitingine katılan yurttaşlar: Abdullah Öcalan özgür olmalı
10:47 Rusya’dan Kiev’e hava saldırısı: 3 ölü, 29 yaralı
10:30 Kürdistan'da yüzde 70 'umut hakkı'nın tanınmasını istiyor
09:47 Tarihi açıklamanın ilk fotoğrafları
09:37 Tarihçi Aydın: Kürtler, 1924'ten itibaren ağır bir tasfiye sürecine uğradı
09:08 PKK Kongre kararları kapsamında yeni bir tarihi adım: Güçlerimizi çekiyoruz
09:01 Jin dergi Rojin Kabaiş’i kapağına taşıdı
09:00 İzmir’deki cezaevlerinde 15 tutsak tahliye edilmiyor
09:00 26 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:04 İstanbul’un 4 ilçesinde eylem yasağı
25/10/2025
21:56 Ateşkesi ihlal eden İsrail Gazze’yi havadan vurdu
21:33 Koma Amed konseri coşkuyla başladı coşkuyla bitti
19:58 Halk Koma Amed konserinde: Hedefimiz Öcalan’ın özgürlüğü
19:34 Muğla’da İsrail protestosu: Halkların birliği Ortadoğu’yu özgürleştirecek
19:16 Öğrenciler Rojin Kabaiş için 13 gündür eylemde
19:07 Zeren Ertaş ölümünün yıldönümünde anıldı
18:48 30 yılın ardından Koma Amed konseri
18:47 Newroz Alanı’nda Koma Amed coşkusu
17:29 Gülcan Budak’ın taziyesine kitlesel ziyaret
17:09 Wan’da ‘Sonbahar Şenliği’
16:40 Miting alanında Abdullah Öcalan flaması açıldı
16:39 İmamoğlu ‘casusluk’ soruşturması için yarın ifade verecek
16:38 Gazeteci Hüseyin Aykol'un hayati riski devam ediyor
16:13 Esenyurt’ta miting: Sınır ötesi operasyona değil halklarla müzakereye ihtiyaç var
15:57 Kayyım TELE1'in YouTube kanalını kapattı
15:38 Demokratik Birlik İnisiyatifi’nden Êlih’te buluşma
15:08 Basın örgütlerinden TELE1’e destek: Kayyımlar hakikati susturamaz
14:55 Hasta tutsaklar için üç kentte eylem
14:41 Kadınlardan 'barış ağacı' etkinliği: Devlet somut adımlar atmalı
14:02 Evli olduğu kadını katleden faile ağırlaştırılmış müebbet
14:00 Kayıp yakınları 3 kentte adalet talep etti
13:53 Cizîr'de 'Adalet Nöbeti' ikinci haftasında: Mücadelemiz sürecek
13:19 Koma Amed konseri için hazırlıklar tamamlandı
12:54 Cumartesi Anneleri Yusuf Nergis’in akıbetini sordu
11:22 Kulîlka Azadiyê’nin ölümsüzleşen ismi: Evdilmelik Şêx Bekir
10:55 Kürdistan'da 2 milyon palamut fidesi dikilecek
10:36 Gerilla yarın tarihi bir adım daha atacak
10:32 Gazeteci Yanardağ'ın gözaltı süresi uzatıldı
09:56 Meteoroloji’den sağanak yağış ve kuvvetli rüzgar uyarısı
09:44 Koma Amed’den Rojin Kabaiş’in ailesine ziyaret
09:40 İşçileri taşıyan midibüs devrildi: 1 ölü 19 yaralı
09:38 Amed Büyükşehir çağrı merkezi 6 ayda 25 bin Kürtçe çağrı aldı
09:24 Akın Olgun: Süreç karşıtı kesimlerin tutumu halkları düşmanlaştırıyor
09:22 ABD’den Çin’e ticaret soruşturması
09:10 Tutsak Karaman'ın kitapları kendisine verilmiyor
09:09 'Cinsel suçu' görmeyen savcı ‘şantaj ve ihlal’den iddianame hazırladı
09:08 DAD Eş Genel Başkanı: Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmadan sorun çözülmez
09:07 Wan’da sobacıların yoğun mesaisi başladı
09:06 'KYK yurtlarında güvende değiliz, öz savunmayı örgütlemeliyiz'
09:06 Yüzölçümü 290 kilometrekare olan ilçenin yarısı GES ve maden işgali altında!
09:05 Filistinli Dr. Saidoğlu: Trump'ın planını onaylayanlar kolonyal projenin destekçisidir
09:04 Doğan Erbaş: Entegrasyon çözümün formülüdür, devleti de değiştirecektir
09:00 25 EKİM 2025 GÜNDEMİ
24/10/2025
22:53 DEM Parti Çocuk Komisyonu: Çocuk adalet sistemi sil baştan düzenlenmelidir
22:17 Heskîf’teki talan 'Keypa 12500' oyunuyla canlandırıldı
21:54 Colemêrg Barosu ırkçı söylemlere karşı suç duyurusunda bulunulacak
21:27 30 yılın ardından Şêxmeqsûd’da coşkuyla karşılandılar
20:53 TELE1'e kayyım atanmasına Özel'den tepki
20:42 TELE1'e kayyım atandı
20:06 ‘Demokratik Sosyalizm’ panelinde Zeki Bayhan’ın mesajı okundu
19:36 2 gün süren DEM Parti MYK'si sona erdi
19:16 223 işçi eylemi 86’ıncı gününde: Demokrasi sandıktır
19:08 Katledilen Cansever Sucu’nun ilk duruşması görüldü: Fail ailesini de tehdit etti
18:58 Ekinci’nin taziyesine kitlesel ziyaret
18:13 Rojin Kabaiş paylaşımlarına getirilen ‘erişim’ engeli protesto edildi
18:07 Amed ve İstanbul’da 8 genç tutuklandı
17:59 Wan’da şüpheli kadın ölümü
17:33 TPİ İşçileri: Hakkımızı çalandan hesap soracağız
17:25 Komisyon Fidan ve Tunç’u dinleyecek
17:01 Adana'da bir genç tutuklandı
16:58 Entübe edilen Gazeteci Aykol uyutulmaya devam edilecek
16:49 Sönmez’e memleketinde kitlesel ziyaret
16:47 İstanbul'da vapur ve teleferik seferlerine hava muhalefeti engeli
16:12 RTÜK Başkanlığı'na Mehmet Daniş seçildi
15:32 Amed Büyükşehir'de 'katılımcı bütçe' oylamasında 3 proje seçildi
15:19 Çiğli Belediyesi'nde memurlar iş bıraktı
15:18 Koma Amed Elçi'yi vurulduğu yerde andı
14:53 'Asker ve polis kontrol noktalarındaki keyfi baskı ve ihlallere son verilsin'
14:43 Saliha Aydeniz: Devlet Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü sağlamalı
14:40 Eylem takibi yapan gazetecilerin davasında mütalaa hazırlanacak
14:36 Süreç tartışmaları ve büyüyen özgürlük mücadelesi
14:28 Amedspor: Hedefimiz Süper Lig
13:48 Erdoğan'a göre sınır ötesi tezkere 'ülke bekası' için
13:09 Muğla'da mülteci botu battı: 14 ölü
12:56 Foça’da sel: Doğanın tahribatının sonucu
12:17 CHP kurultayı davasında karar açıklandı
12:12 Gazeteci Öznur Değer'e Rojin Kabaiş soruşturması
11:14 Amed’de ‘kentsel dönüşüm’ çalıştayı düzenlenecek
10:58 Van M Tipi Cezaevi’nde şüpheli ölüm
10:49 Jandarma dini vecibeleri engelledi, kaymakam taziye evi vermedi
10:12 Heskîf’in tarihi ‘Keypa 12500’ isimli tiyatro oyunuyla canlandırılıyor
09:45 Koma Amed üyeleri: Konseri Newroz coşkusuyla vereceğiz
09:36 Çin ile ABD arasındaki değerli toprak madeni gerilimi!
09:33 Xana Axpar'da kaza: 1 ölü, 3 yaralı
09:27 İstanbul’da ev baskınları: En az 9 genç gözaltında
09:20 ‘Kız ortaokulları’ tepkisi: Yaşam tarzına müdahale
09:11 Ortak bir mücadele için Esenyurt mitingine çağrı
09:04 Öztürk: Devlet işlerini mali müşavirlere yüklüyor, yasal düzenleme yapılmalı
09:01 Abdullah Öcalan'ın perspektifinde demokratik entegrasyon
09:00 24 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:50 Engellenen Abdullah Öcalan röportajının ikinci bölümü yayınlandı
07:48 TELE1’e 'casusluk' baskını: İmamoğlu hakkında soruşturma
23/10/2025
23:31 Kerkûk'te Kürt çiftçilerin arazilerini işgal etme girişimi
22:51 DBP’den kadın gazetecilere yönelik artan baskılara karşı açıklama
22:14 Amedspor yönetiminden İsmail Beşikçi’ye ziyaret
21:43 Rojin Kabaiş paylaşımlarına erişim engeli
21:30 Amedspor yeni yönetim kurulu görev dağılımını belirledi
21:06 Gülcan Budak’ın cenazesi 9 yıl sonra teslim alındı
20:35 Uyuşturucu satıcılarının öldürdüğü Kabak için anma
20:15 Cinsel saldırı davasında fail yine tutuklanmadı
20:03 Yanarak hayatını kaybeden Mustafa Eti için eylem
19:54 11'inci Yargı Paketi'ne 'çocuk' tepkisi
19:30 Öğrencilerden Rojin Kabaiş için sahilde yürüyüş
18:44 223 işçi direnişte: Wan emeğe sahip çıkıyor, kayyıma hayır diyor
18:34 Gazeteci Dilan Babat'a Rojin Kabaiş soruşturması
18:25 Koma Amed, Amedspor taraftarlarıyla buluştu
17:45 İzmir'de sağanak yağış: Foça'da 1 kişi kayıp
17:23 Amed’de Medya Eğitim Çalıştayı
17:04 Serhat’ta 700 bin ağaç tohum topladılar
16:48 Rojin Kabaiş dosyasında yurt ve Üniversite soruşturması ayrı yürütülecek
16:31 DEM Parti Wan'da iki aileyi barıştırdı
16:30 YJA Star'lı Sultan Ete'nin taziyesine kitlesel ziyaret
16:26 Katı atık tesisinde patlama
15:42 Gazeteci Aykol'un hayati riski devam ediyor
15:28 Wan depreminde yaşamını yitirenler anıldı
14:58 'Savunma üzerinde 10 yıldır baskılar devam ediyor'
14:46 Belediye Eşbaşkan Neslihan Şedal'ın duruşması ertelendi
14:30 Gazeteci Akdeniz hakkında tahliye kararı
14:20 ESP'den cezalara tepki: Birleşik mücadeleyi büyütelim
14:07 Sêrt’te tecavüz davası: Failin tutuklanması talebine ret
13:54 Serra Bucak ile Doğan Hatun’dan Koma Amed’e karşılama
13:42 Ahmet Türk, kayyıma gerekçe yapılan davadan beraat etti
13:26 Koma Amed üyeleri, Amed'de şarkılarla karşılandı
12:13 Amed ve Besta'da operasyon
12:12 Engellenen Abdullah Öcalan röportajı 28 yıl sonra yayınlandı
11:38 'Halk DAİŞ zihniyetli örgütlenmelere alan açmamalı'
11:00 DEM Parti MYK'si toplandı
10:51 İmralı Heyeti-Erdoğan görüşmesinin tarihi belli oldu
10:48 Polisin gençleri darp ettiği anın görüntüleri ortaya çıktı
09:47 Dargeçit belgeseli: Kuyudan çıkardığımız kemikleri unutmayacağız
09:37 Yoğun bakımdaki gazeteci Aykol tutsakların sesi olmaya devam ediyor
09:37 'Yargı kararlarıyla Koza Altın'ın önü açılıyor'
09:31 İmralı Heyeti tutsak siyasetçileri ziyaret etti
09:19 Yıldız Önen: Kürt sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşmez
09:19 Koma Amed konserine davet
09:18 'Savaşa karşı barış konuşulsun, vicdani ret tanınsın'
09:10 Rojin Kabaiş dosyası: Soruşturmanın genişletilmesini talep ettik
09:09 Akademisyen Berwarî: Türkiye savaşı seçerse bu kimsenin çıkarına olmaz
09:09 Kirmançkîyle gölge oyununa hayat veriyor
09:08 'Kalıcı bir barış isteniyorsa tüm tutsaklar serbest bırakılmalı'