Müslim: PKK bahane, hedef Kerkük ve Süleymaniye

ANKARA - Kürtlerin saldırılar karşısında birliğini sağlaması gerektiğini vurgulayan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Türkiye'nin PKK'yi bahane ederek Kerkük, Musul ve Süleymaniye’yi hedeflediğine işaret etti. 
 
Ortadoğu’daki kriz hali savaşlar, işgaller ve toplumsal çöküntülerle derinleşirken, İran-İsrail arasındaki gerilim bölgede yeni bir çatışma sürecinin başlaması kaygılarını da beraberinde getirdi. Halkların yükselen barış talebine savaş ısrarıyla karşılık veren devlet aklının, krizlerden “fırsat” yaratmaya çalıştığı güncel konjonktürde, bu çabaya dahil olan AKP iktidarı da Kürt karşıtı politikalarını ve savaş ısrarını sürdürüyor. Özellikle Türkiye’de Kürt sorununda çözümsüzlük ısrarı, diğer bölgelerdeki Kürtlerin kazanımlarını da hedef alıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de 2014 yılında DAİŞ vahşetiyle başlayan savaş süreci Türkiye’nin hava saldırılarıyla devam ederken, Başûr Kurdistan’da da KDP’nin desteğiyle çok yönlü bir işgal politikası devrede. Bölgede yaklaşan seçimler, açığa çıkacak yeni federal yönetimin Türkiye ve Bağdat yönetimiyle olan ilişkileri nasıl sürdüreceği, hususu nedeniyle merak edilen konuların başında geliyor. Yine AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bu ay Irak’a, önümüzdeki ay ise ABD’ye yapacağı ziyaret önümüzdeki günlerin önemli başlıkları arasında yer alıyor. 
 
Kurdistan’ın dört bir yanında devam eden “kimliksizleştirme” gayretine “Kürtler nasıl cevap olacak” sorusu da gündemde. Partiya Yekitiya Demokrat (Demokratik Birlik Partisi-PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, Orta Doğu’da yaşanan hareketli süreç ve Kürtlerin bölgedeki mevcut durumuna dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
Ortadoğu’daki gelişmelerle başlayalım. İsrail-İran'a karşı saldırı hazırlıklarını tamamladığını duyurdu. İran da saniyeler içinde karşılık vereceklerini bildirdi. Gerilimin tırmandığı görülüyor. Bu gelişmelerin kaynağı nedir? İsrail ve İran arasındaki bu çatışma süreci nereye varacak?
 
Ortadoğu'da iki büyük sorun var. Bu sorunlar çözülmeden barış Ortadoğu'ya gelmez. Ancak bu iki sorunu da herkes kendi uzantısı gibi kullanıyor. Kendi planları, amaçları,  kendi siyasal süreçleri, kendi emellerine ve hedeflerine yönelik kullanıyorlar. Mesela; Kürtlerin iç çatışmaları oluyor ve bazı Kürtleri yanlarına alıp kullanarak, haklarının verilmemesi gibi bazı durumlara sebep oluyorlar. Ondan sonra onları da aynı baskı aracıyla devletler üzerinden açık tehdit ve tehdit gibi algılanacak çeşitli oyunlar oynuyorlar. Şimdi Filistin meselesinin de bunlardan hiçbir farkı yoktur. 
 
Herkesin projeleri vardır. Yeni yol meselesi İran ve Türkiye’nin hesabına gelmiyor. Tabii bunun için de Türkiye’de Hamas'ı destekleyenler var.
 
1948'den beri İsrail Devleti'nin kurulduğunu biliyorsunuz. Ondan sonra Araplar meseleye dahil oldu ve herkes ‘ben kurtaracağım’ dedi. Ondan sonra bir Müslüman-Yahudi meselesine getirdiler. Aynı 1400 sene önce bu Hz. Muhammed döneminde olduğu gibi bir Yahudi-Müslüman düşmanlığını kendi emelleri doğrultusunda açığa çıkardılar. Bu şekilde bir kör düğüme dönüştü mesele. Şimdi ise herkes bu meseleyi kullanıyor. Araplar ve Arap devletleri, halkları uyutmak için ‘Filistin meselesini ben çözeceğim, ben yapacağım, ben direneceğim, ben Filistin'i kurtaracağım’ gibi söylemlere başvurdular. O yetmiyormuş gibi meseleyi şimdi de bir İslam meselesine dönüştürdüler. Şimdi bunu son zamanlarda en fazla kullanan da İran'dır. Hamas var; 1982'de onları tasfiye edip göçerttiler. Lübnan’dan, Filistin'den ve Ürdün’den çıkardılar ve marjinal bir duruma getirildiler. Ama Müslüman sorununu, Hamas gibi İslami cihat örgütleri hala kullanıyor. Yani herkesin projeleri vardır. En sonunda da İran bunları kullandı. Bu yeni yol meselesi İran ve Türkiye’nin hesabına gelmiyor. Tabii bunun için de Türkiye de Hamas'ı destekleyenler var. Biz başta söyledik, eğer gerçekten bir çözüm isteniyorsa; bu çözüm böyle aşırı fikirlerle, aşırı çözümlerle olmaz. Yani bu ulusal devlet meselesi; Filistin dini bir devlet istiyor, İsrail dini bir devlet istiyor. Araplar da böyle, Hamas da İslami bir devlet istiyor. Bir yer parçası üzerinde çelişkili şeyler oluyor. Bunlar çözüm değildir her ikisi için de.
 
Filistin meselesinin çözümü Hamas ile mümkün müdür? 
 
Bu sorun ne Netanyahu ile çözülebilir, ne de Hamas'ın radikal İslam cihatçı görüşüyle çözülebilir. Filistin meselesi bambaşka bir şeydir. Filistin halkının istediği gibi çözülmeli ama maalesef kimse bunları dinlemiyor. Bir yandan katı siyonizm, diğer yandan da katı İslam cihadı. Bunlar bir çözüm değil ancak yıkım getirir bütün Ortadoğu'ya ve buna şahit oluyoruz. Herkes, ‘Sen konsolosluğu vurdun’ diyor ama kimse ‘Bu kadar generalin ne işi var bu konsoloslukta. Bunların hepsi savaşı yürüten komutanlardır’ demiyor. Oradaki bu elçilikteki binayı veya yanındaki binayı bir askeri karargâha çevirerek, savaşı yönetim merkezine getirmişler. İsrail de onları vurdu. Şimdi bu da (İran) onların intikamını alıyor. Artık nereye varacağını bilmiyoruz, sürüp gidiyor. Ama gerçekten durum çok tehlikeli. Umarım Ortadoğu'yu bir yıkıma götürmezler.
 
Filistin halkıyla da dayanışmamız vardır. Onları baştan beri biliyoruz. Arkadaşlarımızdır, ilişkilerimiz de vardır. Ancak Hamas'ın fikirleri çözüm getirmez. Yahudiler zaten tarih boyunca Ortadoğu'nun bir parçasıdır. Ortadoğu'nun bir realitesidir. Biz bunu da kabul ediyoruz. İsrail kurulmadan önce zaten çoğu Mezopotamya'da, Kurdistan'da yaşıyorlardı. Kürtlerle onların arasında bir çelişki yoktu. Böyle bir çelişkiyi kabul etmeyiz. Onun için yol ne siyonizmdir ne de cihadizmdir. İkisi de ne Ortadoğu'ya ne buradaki halklara çözüm getirmez. Olsa olsa daha fazla kayıplara yol açar diye düşünüyorum.
 
Siz de belirttiniz Türkiye de gelişmeleri fırsat biliyor. Zaten bu saldırıları ve karşılıklı çatışmanın başlamasıyla Türkiye'nin de Kurdistan'a dönük hava saldırıları oldu. Bu savaş sürecinin Kürtler açısından nasıl değerlendirilmesi gerekiyor? 
 
Savaşların hepsi çıkar meselesidir. Birisi petrol için çalışıyor, birisi ticaret için çalışıyor. Kürtlerin meselesi bambaşka bir şeydir. Çünkü bir var olma meselesidir. Hala kimse Kürtleri kabul etmiyor; Kürtlerin bir halk olduğu, bir statüyle kendi kendini yönetebileceği. Örneğin Başur’da olduğu gibi Kürtleri tanımak istemiyorlar. Bizim derdimiz başkadır; biz hangi tarafa yanılırsak kaybederiz. Onun için çizgimiz başka olmalı. Çizgimizin üçüncü yol olması gerekiyor. Kendi projemiz var; demokratik ulus projesidir. Bunu gerçekleştirebilirsek hem Rojava'da hem de başka yerlerde kendimizi koruyabiliriz diye düşünüyorum. Güçlerimiz de zaten böyle bir savaşta yer almazlar. Çünkü bizimkiler baştan beri hep özsavunma veya meşru savunma çerçevesinde kendini savundular. Üzerimize gelmezlerse, kimseye saldıracak değiliz. Üzerimize gelirlerse de kendimizi savunur ve direniriz. 
 
Bu durumda Kürtler nasıl konumlanmalı?
 
Kürtler kendi aralarında hedef birliği kurmalı. En azından, hem koordinasyon şeklinde hem de kendimizi korumak için. Başur'da olsun, Rojava'da olsun, başka yerlerde olsun ne kadar birbirimize danışıp kendimizi koruyabilirsek kaymayız tehlikeli bir duruma. Umarız kendimizi böyle koruyabiliriz. 
 
Tehditlerin başını Türkiye çekiyor. Yeni Osmanlı projesi, bir de misak-i milli meseleleri var. Bu projeler de Rojava'dan başlatılmak isteniyor. Bunun için El Nusra ve diğer terörist gruplar kullanılıyor. 
 
Sürekli saldırı altında olan bir özerk yönetim var ama hem askeri hem siyasi hem toplumsal olarak hem de uluslararası konjonktürdeki pozisyonu olarak şu an güncelde durum nedir? 
 
Üzerimizdeki tehditler kesilmedi. Bunun başını da Türkiye çekiyor, Türk faşizmi çekiyor. Yeni Osmanlı projesi, bir de misak-i milli meseleleri var. Bu projeler de Rojava'dan başlatılmak isteniyor. Çabaları daha önce de vardı zaten. Efrin'in işgal edilmesi, ondan sonra Tel Abyad ve Serêkaniyê kadar genişlemesi. Gerçeği istiyorsanız 2016'dan beri hep savaştayız ve Türkiye'nin böyle kendini ortaya atması ve DAİŞ'in yerini alması. DAİŞ kırılınca Türkiye onların yerine geçti, halen de elindeki bütün araç gereçleri bunun için kullanıyor. El Nusra'yı da kullanıyor. Diğer terörist grupları da kullanıyor. İşgal ettiği topraklarda onların üs ve eğitim yerleri vardır. Hem Serêkaniyê'de, Abyad'da, hem Efrin'de, hem de İdlib'de. Bütün ilişkileri de kullanıyor. Kim Türkiye'den bir şey isterse, ‘Kürtlere düşman olacaksın, ondan sonra bunu yapacaksın’ diyorlar. Yani nerede bir kapıyı çalsak Türkiye kapatmış veya kapatmaya çalışıyor. Saldırılar zaten durmamıştır. Artık nereye kadar gider de bilmiyoruz ama biz de hazırlıklıyız. 
 
Başûr’a dönük de yoğun bir saldırı politikası yürütülüyor…
 
Tabii en fazla Başûr Kurdistan'ın üzerinde tehditler var. Oraları işgal etmek istiyorlar. Projeler zaten bellidir. Yani bu sadece PKK bahanesi falan değil. Hem Kerkük, hem Musul, hem de Süleymaniye’yi istiyor.  İşgal edip kendi yollarına, projelerine dahil etmek istiyorlar. Hem de Rojava'da Kürtlerin böyle bir statü almasını istemezler. 8 seneden beri, Birleşmiş Milletler’in (BM) kararı 2-2-54 çıkınca, en fazla buna karşı çıkan Türkiye'dir. Bunu uygulamasını istemiyor bir türlü. Çünkü oraya artık biraz istikrar gelecek. Kürtler de en azından bazı demokratik halklarını elde edebilecek. Onun için bunu da engelliyorlar. Biz her sahnede direniyoruz. Savaş durmuş değildir. 
 
Bu planın Türkiye açısından temel gerekçesi nedir?
 
Türkiye, içindeki Kürt meselesini çözemediği için ve hatta çözmek istemediği için bize saldırıyor. Orada bir çözüm gelişirse, oradaki Kürtlerle anlaşılırsa belki biz de rahat ederiz diye düşünüyorum. Onun için Kürt meselesi birbirlerine bağlıdır. Türk faşizmi herkese düşmandır. 
 
Bütün bunları konuşurken aslında Kürtlerin ulusal birliğinin de önemine dikkat çekmek gerekiyor. Önümüzdeki süreçte buna dair gelişmelerin açığa çıkması muhtemel mi? Ayrıca Federe Kurdistan Bölgesi'nde da bir seçim süreci var. KDP'nin seçimlere katılmaması söz konusuydu ancak uluslararası baskıyla boykot kararından vazgeçmiş görünüyor. Buna karşın YNK'nin önde çıkacağı bir seçim olması öngörülüyor. Ulusal birlik açısından oradaki dengeleri nasıl okuyorsunuz? 
 
Biz elimizden geleni yapıyoruz. Rojava'daki yönetim olsun, buradaki özerk yönetim olsun, diğerleri olsun, PYD olarak, politik bir parti olarak elimizden geleni yapıyoruz. Çünkü Kürtlerin bir şekilde birbirlerine yanaşması gerekiyor diye düşünüyoruz. Onun için ilişkilerde bulunuyoruz ama Türkiye özellikle Başûr’u ele geçirmiş durumda. Özellikle bu PDK meselesini hem şantaj hem de çıkar meselesi olarak kullanıyor. Tabii bunu görüyor ve izliyoruz. Başûr’daki durum Kürtler için bir kazanımdır. Federatif bir sistem var. Bunun da muhakkak korunması gerekiyor ancak öyle görünüyor ki Türkiye artık onları ele geçirmiş, teslim almış durumda. Buda yetmiyormuş gibi ilişkileri Bağdat'la da sıkılaştırıyorlar.  
 
Başûr Kurdistan’da yaşananlar tüm federatif sistemi tehdit ediyor. ‘Bu PKK meselesidir’ diyorlar, ama öyle değil. Bunlar 2014’ten beri Başika’da ve bütün DAİŞ çeteleri orada eğitilip, oradan gönderiliyor. Kimse de buna bir şey demiyor.
 
Peki federal yönetim yaşananların ne derece farkında? Özellikle Türkiye, oradaki askeri konumlanmasında PKK bahanesini kullanıyor. Bağdat merkezi yönetimi ve KDP başta olmak üzere bölge kliklerinin bu konudaki duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Başûr’daki yönetim acaba ne derece uyanık? Çünkü uyanık olmaları gerekiyor. Yoksa iş işten gidiyor. Şimdi Türkiye bir çatışma çıkarıp, ‘Barış için buraya geliyorum’ derse kim karşı bir şey yapabilir? Irak mı engelleyecek? Zaten aynı düşüncedeler. Onlar da federasyon meselesinden açık açık söylemezlerse de kurtulmak istiyor. Yani orada yaşananlar tüm federatif sistemi tehdit ediyor. ‘Bu PKK meselesidir’ diyorlar, öyle değil. Bunlar 2014’ten beri Başika’da ve bütün DAİŞ çeteleri orada eğitiliyor, oradan gönderiliyor. Kimse buna bir şey diyemiyor. Hatta Bağdat yönetimi ‘Başika kapatılsın’ dedi ancak Türkiye ‘kapatmam’ dedi. Onun için çok tehlikeli bir şeydir. Bu yüzden Kürt birliği çok önemli bu süreçte. Yoksa gerçekten de Başûr elden gider. Şimdi yanına KDP'yi aldı. Ardından YNK’yi tehdit etmeye başladı. Onlarda böyle boyun eğerse bütün Başûr gider. Zaten orada 100 civarında üstleri var, askerleri var. Hiç böyle dağlık alanlarda falan değil. Türkiye, bütün düzlüklerde bulunan şehirlerde. Erbil başta olmak hepsini eline geçirmiş durumda. Kimse bunları çıkaramaz. Çok dikkat etmek gerekiyor. Akıllı davranmak gerekiyor.
 
Kürt sorunu kara bir delik gibi ne varsa yutuyor. Bütün Türkiye'yi sattılar. Niye Kürtler yok olsun diye.
 
Bir de Türkiye hattını soralım. Yakın zamanda bir yerel seçimden çıkıldı. Genel olarak AKP-MHP’nin kaybettiği ve Kürtlerin kazanımla ayrıldığı bir süreç olarak değerlendiriliyor. Seçim sonrası için de yeni denklemlerin konuşulmaya başladığını söyleyebiliriz. Kürt karşıtı tutumunun iktidara kaybettirdiği açık. Bu bakımdan AKP'nin önümüzdeki dönemde özellikle Kürt karşıtı politikaları açısından bir pozisyon değişikliğine gideceğini düşünüyor musunuz?
 
Türkiye niye bu hale geldi? Türkiye niye ekonomik olarak iflas etti? Türkiye niye Avrupa'dan uzaklaştı? Türkiye niye ilişkileri durduramıyor? Türkiye, NATO ile niye gerginlik yarattı? Şimdi bunlar esasında hep Kürt meselesiyle bağlantılı. Bir devlet, bakıyorsun bir savaşa giriyor. Ondan sonra 10 sene bunun acısını çekiyor. Tabi düzeltemez ekonomisini. 8 senedir savaştasın bu kadar masraf. Kendileri de zaten söyledi; bir merminin ne kadar paraya mal olduğunu. Bu son zamanlarda düşülen dronelere bakın. Her drone en azından 5 milyon Dolar. 100 milyon Dolar buraya gitti sadece. 8 senelik savaş, Türkiye'nin ekonomisini çökertti. Bu ilk sebep. İkincisi; Türkiye Avrupa'nın kapısında 30-40 senedir bekliyor. Niye giremiyor? Oradaki demokratik kriterler Kürtlerin yararına olacak, Kürtler bazı demokratik yönetimler veyahut haklar elde edecek diye. Ona da yanaşmıyorlar. Onun için Avrupa'dan uzaklaştılar. Kürtler zaten savaş konusunda kendilerini ispatladı. Uluslararası koalisyonla ilişkileri düzeldi. Türkiye’nin yaşadığı çöküntü Kürt meselesinden kaynaklanıyor. Gerçek budur. Kürt sorunu artık bir kara delik olmuş, ne varsa yutuyor. İlişkileri yutuyor, ekonomiyi yutuyor, siyaseti yutuyor. Kimse Kürtlere karşı iki laf ederse Türkiye cebini açar, ne isterse verir. Bütün Türkiye'yi de sattılar. Niye Kürtler yok olsun diye. 
 
MA / Fırat Can Arslan 

Diğer başlıklar

16/11/2025
23:15 Riha Barosu: İki çocuğun öldüğü iş cinayeti denetimsizliği göstermiştir
22:44 Tuncer Bakırhan, Barış Akademisyenleri ile bir araya geldi
22:34 BMGK, Gazze’ye ‘çokuluslu güç konuşlandırılmasını' yarın oylayacak
22:19 Gazeteci Alican Uludağ'ın Akand paylaşımına soruşturma açıldı
21:29 Ahmet Kaya’nın 1996’daki sözleri yayınladı
20:44 Bakanlıktan Şule Çet'in faillerinden Berk Akand hakkında açıklama
19:47 Annesi kızı Rojbin Sönmez’i ağıtlarla andı
18:54 Ekoloji Kervanı 2'nci gününde: Talana karşı sesimizi yükseltiyoruz
18:50 Reqa'da 2 Kürt genci kaçırıldı
18:46 İHD’nin yeni Eş Genel Başkanları belli oldu
18:36 Devrimci Parti kuruluşunun 10'uncu yılını kutlandı
18:29 Riha'da iş cinayeti: 2 çocuk yaşamını yitirdi
17:54 Kayyımın kapattığı Şamiran Kadın Yaşam Merkezi yeniden açıldı
17:36 TJA, 25 Kasım startını Kadifekale'de verdi
17:24 Kadınlar barış için buluştu: Öcalan'ın özgürlüğünü istiyoruz
17:15 Colemêrg-Wan Karayolunda kaza
17:12 Qamişlo'da Abdullah Öcalan için yürüyüş düzenlenecek
16:48 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Kadının özgür olmadığı bir toplum demokratik olamaz
16:37 Mûş'ta kar yağışı: 14 köy yolu ulaşıma kapandı
16:34 Sırrı Süreyya Önder Barış Futbol Turnuvası başladı
16:10 Yaşamını yitiren 5 HPG’li için anma
15:48 Kadınlardan fuhuş ve uyuşturucuya karşı mücadele çağrısı
15:30 YPG'li Yıldız'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:47 Beton dökümü sırasında inşaat çöktü: 2 işçi yaşamını yitirdi
14:24 TJA’dan Dîlok’ta ‘şiddetle mücadele’ atölyesi
14:16 Silêmanî’de 25 Kasım’ın startı verildi
14:08 Wan'da Rojin Kabaiş Ormanı oluşturuldu
14:00 Tülay Hatimoğulları: Ey iktidar Dêrsim'den elini çek
13:57 Dêrsim’de miting öncesi kitlesel yürüyüş
13:39 Demirtaş: Eşit ve adil geleceği birlikte kuracağız
13:24 15 yaşındaki çocuktan 3 gündür haber alınamıyor
13:23 11’inci Yargı Paketi’nin bu hafta Meclis’e sunulması bekleniyor
12:47 Şule Çet'in faillerinden Berk Akand tahliye edildi
12:43 Saadet Partisi Grup Başkanı Kaya: Süreçten umutluyuz ama AKP yeteri katkı sunmuyor
12:17 OECD'nin sağlık raporunda Türkiye sonuncu
11:20 Jin dergi 'Dêrsim Katliamı'nı kapağına taşıdı
11:07 Riha’da işkence edilen çocuk ağır yaralandı
09:42 İki başarı hikayesi
09:35 25 Kasım Kadın Platformu: Taksim'e isyana çağırıyoruz
09:26 AKP’nin 23 yıllık 'suç' kaydı: En az 8 bin 33 kadın katledildi
09:23 Tutsak yakını: Devletin maskesi zindanlarda düşüyor
09:18 'Komisyon İmralı'ya gitmeli, kapılar ardına kadar açılmalı'
09:17 Engelli raporuna rağmen bir bırakıp bir tutukluyorlar
09:15 Wanlı yurttaşlar: Asgari ücret 50 bin TL olmalı
09:05 Metro inşaatındaki göçükte 1 işçi yaşamını yitirdi
09:04 Elektriğe gizli zam: 900 TL gelen fatura bin 900 TL olacak
09:00 16 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:09 Meteoroloji’den Colemêrg, Şirnex ve Wan için sarı kodlu uyarı
15/11/2025
22:11 Ege Denizi'nde deprem
22:05 Kabataş'ta metro inşaatında iskele çöktü
21:45 Zehirlenip yaşamını yitiren ailenin kaldığı otel boşaltıldı
21:39 Tiktok’tan Seyîd Rıza anmasına sansür
21:18 Tuncer Bakırhan: Komisyon derhal İmralı’ya gitmeli
20:59 Hayvansever kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi
20:54 Rojin Kabaiş eylemine ‘uyarı’ cezası
20:19 Brezilya’da binler iklim adaleti için yürüdü
20:07 Seyid Rıza ağıtlarla anıldı
19:55 MAF-DAD kongresinde süreç tartışıldı
19:17 Erzirom ve Xana Axpar’da kadın buluşması
19:07 Anne ve iki çocuğunun ölümüne dair gözaltı sayısı arttı
18:02 Dîlok’ta iş cinayetleri protesto edildi
17:58 Adalet Nöbeti'nde taciz failinin duruşmasına çağrı
17:46 EGEÇEP’ten ortak mücadele çağrısı
17:45 EHP: Asgari ücret 65 bin TL olmalı
17:40 Yazar-ressam Hüseyin Özsoy, Wan’da okurlarıyla buluştu
17:35 Mêrdîn’de taziye evine saldırı
17:33 Seyîd Riza ve arkadaşları için klip: Cigêram
17:30 DADER konferansı: Devlet adım atsın
17:24 ‘Barış ve özgürlükte ısrar ediyoruz’ buluşmasına çağrı
17:23 Barış gazeteciliği paneli: Militarist habercilik dili toplumda düşmanlık yaratır
17:18 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
17:13 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Demokratikleşme olmadan barış olmaz
17:11 Êlih’te taziyelere kitlesel ziyaret
17:02 Kadınlar alanlarda: Şiddetsiz yaşamı birlikte kuracağız
17:01 'Zindandaki Kadınların Öyküleri' okurlarla buluştu
16:49 57 bin ağacın kesileceği rant projesi yargıya taşındı
16:35 Dêrsim’deki doğa mitingine katılım çağrısı: Sesimize ses verin
16:14 Demokratik Birlik İnisiyatifi: Sürecin öncüsü olacağız
16:07 Seyîd Rıza ve yol arkadaşları birçok kentte anıldı
15:55 İzmir Bağımlılıkla Mücadele Platformu kuruluşunu ilan etti
15:51 Takas Pazarı’na yoğun ilgi
15:17 ‘Muhlise Karagüzel ve Kavak’ı derhal serbest bırakın’
14:33 Koğuş değiştirmek isteyen tutsak darp edildi
14:28 COP 30 tepkisi: Ekolojik yıkım derinleşiyor
14:04 Mêrdîn kısa süreli yağışta göle döndü
13:56 İHD 22'nci Genel Kurulu başladı: Devletin Kürt meselesindeki güvenlikçi politikası değişmedi
13:51 Kayıplar için beş kentte adalet talebi
12:56 Cumartesi Anneleri Nazım Gülmez için adalet istedi
12:28 Dêrsim’de Seyit Rıza anması: Mezar yerlerini açıklayın
12:18 Sındırgı’da art arda depremler
10:37 CHP Milletvekili Akgün Alp: Devlet, Abdullah Öcalan ile görüşüyorsa Komisyon neden görüşmesin?
10:28 İşçi servisi devrildi: 14 yaralı
10:14 Nizamettin Kabaiş: Tehditlere rağmen mücadelemiz sürecek
09:24 Dilovası’nda yaşamını yitiren işçi sayısı 7'ye yükseldi
09:23 HDP binalarına saldırı dosyası 10 yıldır neden kapalı tutuluyor?
09:22 Dêrsim'de yüzlerce toplu mezar var: Yüzleşme çağrısı
09:11 Ruhsatsız fabrika yangından sonra mühürlendi!
09:08 Dilan Mızrak: Devlet sürecin hukuki zeminini bir an önce oluşturmalı
09:07 Kültürel hafıza yok oluyor, Ermeni evleri bir bir çöküyor
09:06 Bataklığa sürüklenenler anlatıyor: Ayağım tekerlek olmuş, tamir etmeye çalışıyordum
09:05 Çöken bina, patlayan depo: İhmalin getirdiği ölümlere karşı mücadele edeceğiz
09:04 Selamet Yeşilmen’in failleri 10 yıldır bulunmadı: Adalet bekliyoruz
09:03 Soğuk havalar cep yakıyor
09:03 'Halk ve inançlar arasında problem yok; sorun kanun ve yasalardır'
09:02 'Barışa katkı için Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın'
09:01 Devlet merkezli uygarlık sistemin yok edici düzeni: Kastik katil
09:00 15 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:59 Amed'de yollar göle döndü
08:22 Kürdistan kentleri için kuvvetli yağış uyarısı
14/11/2025
23:56 Yeni kurulan TELE2’nin haberine erişim engeli
23:42 Licê'nin Qelesi mezrasında ev baskını
23:19 Şam'da art arda patlamalar meydana geldi
22:50 Gençlerden Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için meşaleli yürüyüş
22:43 DEM Parti eski il eşbaşkanına 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
22:36 Mêrdîn'de fırtınada motosikleti devrilen kurye yaralandı
22:10 Rahman A. boşanma aşamasında olduğu kadını katletti
21:36 Kürdistan kentlerine ayrılan kültür ve turizm bütçesi yüzde 5'in altında
21:23 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê girişlerindeki kontrol noktaları kaldırıldı
21:20 Sabahat Tuncel: Barış bizim için bir tercih değil zorunluluktur
20:46 İstanbul'da Rojin Kabaiş için eylem
20:35 Êlih'te iş cinayeti
19:46 Gülhan'ı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
19:19 ‘Aç kalalım ama kültürsüz kalmayalım’
18:37 İşçiler 107 gündür eylemde: Taleplerimiz karşılansın
18:24 CHP'den İBB iddianamesine ilişkin HSK'ye başvuru
18:18 DEM Partili Oluç: Eli kulağındadır, kayyım rejiminin sonuna geliniyor
18:08 Riha’da toz taşınımı etkili oldu
18:02 HPG’li İş, kitlesel bir şekilde toprağa verildi
17:32 25 Kasım eylemleri: Dayanışmayla karanlığı yeneceğiz
17:06 Çetin'in taziyesine 'şehit namirin' sloganıyla ziyaret
17:01 Vince çıkan işçilerin eylemi kazanımla sonuçlandı
16:42 DEM Parti Kadın Meclisi direnişteki kadınları ziyaret etti
16:41 DEM Parti Turizm Bakanlığından Kürtçe ve diğer dilleri teşvik edilmesini istedi
15:52 Dilek İmamoğlu: Adalet yara alırsa umut yeşermez
15:19 İHD: 6 bin 94 kişinin yaşam hakkı ihlal edildi
15:00 Bireysel silahlanma protestosu
14:07 Silahlı saldırıda 4 kişiyi yaralayan korucular serbest bırakıldı
13:54 LeMan davasında Pehlevan hakkında tahliye kararı
13:09 KESK'li kadınlar 25 Kasım programını açıkladı: Barış talebinde ısrarcıyız
12:26 MB anketine göre enflasyon beklentisi yükseldi
11:45 Çakıroğlu: Cumhuriyetin 2'nci yüzyılının kurucularından biri Abdullah Öcalan olacak
11:31 Tanrıkulu: Güven artırıcı adımlar atılmalı
Ekmen: Toplumun desteği süreç için önemli
11:13 AB Türkiye Delegasyonu Amed Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti
11:09 Sürecin etkili öncülere ihtiyacı var
10:55 Seyîd Rıza'nın mezar yeri açıklansın: Gidersem gözüm açık kalacak
10:51 Bakırhan: Süreçte belediyelere büyük sorumluluk ve görev düşüyor
09:58 92 yaşındaki tutsak annesi: Ölmeden oğlumu görebilecek miyim?
09:44 Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde ‘suça göre’ muamele!
09:43 'Katliama işveren yer hazırlıyor, devlet göz yumuyor'
09:41 Prof. Dr. Nilgün Toker: Süreç hukuki güvence altına alınmalı