Aldar Xelîl: ENKS ile görüşmeler durdu, geri adım atılmayacak konular var

img

QAMIŞLO - PYD Eş Başkanlık Konseyi Üyesi Aldar Xelîl, “ENKS ile görüşmelerimiz resmiyette halen devam ediyor. Ancak pratik olarak şu anda durmuş” bilgisini paylaşarak, özsavunma, kadın özgürlüğü, anadil ve eğitim konularında geri adım atılmayacağını söyledi. 

Türkiye ve desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) adı altında topladığı paramiliter grupların, Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları son dönemde Eyn Îsa ile Til Temîr hattında yoğunlaştı. Sivil yerleşimlerin hedef alındığı saldırılara karşılık veren Demokratik Suriye Güçleri (QSD), bu gruplara ağır kayıplar verdirtiyor. Suriye’de çatışmaların bir diğer merkezleri olan İdlib ve Halep çevresinde de sular durulmuyor. Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanlık Konseyi Üyesi Aldar Xelîl, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları ve planları, Özerk Yönetim’in Suriye’de bulunan uluslararası güçlerle ilişkileri, Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) arasındaki birlik görüşmeleri ve olası gelişmelere ilişkin Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.  
 
Ortadoğu’da Suriye başta olmak üzere yeniden çatışmalı bir süreç yaşanıyor. Bu kapsamda sizin kontrolünüzde olan Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar son dönemde neden arttı? 
 
Bölgemize dönük saldırıların adresi sadece Türkiye değil. Bölgedeki güçler Türkiye’nin saldırılarına göz yumarken, yine kimi güçler saldırıları destekliyor. Oluşturmaya çalıştığımız demokratik projenin gelişmesini istemiyorlar, sürekli sorun çıkarmaya çalışıyorlar. Türkiye; Efrîn, Bab, Ezaz, Serêkaniyê ve Girê Spî'yi işgal etmiş durumda. Özellikle ekonomik, siyasi ve idari büyük bir kargaşa yaşanıyor. Bu işgalciliği de genişletmek istiyor. Kuzey Kürdistan'da Kürtlere yönelik ağır bir saldırı var. Siyasi soykırım yaşanıyor. Şengal'e yönelik planlar devrede. Rojava'da da aynı politikaları hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bu durum basit bir şekilde ele alamayız. Her yer baskı ve saldırı altındadır. Bakın Girê Spî ve Serêkaniyê saldırıları sonrası savaş nasıl durdu? Putin-Erdoğan ve Trump-Erdoğan arasında yapılan anlaşmalar sonucu savaş durdu. Ve bu anlaşmalar sonucu bazı sınırlar belirlediler. Onlar anlaştı ve ateşkes ilan ettiler. Şimdi hiçbiri bu ateşkes ve anlaşmaya uymuyor. Anlaşmanın garantör güçleri sözlerinde durmuyor. Türkiye hiçbir zaman durmaz. Erdoğan ve Bahçeli'nin oluşturduğu koalisyon, Kürtlerin oluşturduğu sistem ve varlığı yok olmayana kadar razı olmayacaklar. Bir boşluk gördüklerinde doldurmak istiyorlar. Onlar şöyle bir hesap yapıyorlar: İşte ABD'de seçimler gerçekleştirildi. ABD'nin yeni başkanı daha resmi olarak göreve başlamadı. Eski başkan da öyle çok şeyi değiştirecek durumda değil. Bu arada bir boşluk oluyor; Erdoğan bu durumu değerlendirmek istiyor. Rusya ise bu geçiş sürecinde öyle stratejik kararlar vermek niyetinde değil. Sürecin biraz daha netleşmesini bekliyor. Erdoğan'ın elinden gelse diğer bölgelerimize de saldıracak. Eyn Îsa'ya yöneldiler ancak büyük bir hüsranla karşılaştılar. Saldırıları kırıldı. Bu süreçte bir yerlere tekrar girmenin peşindeler.
 
Türkiye hiçbir zaman durmaz. Erdoğan ve Bahçeli'nin oluşturduğu koalisyon, Kürtlerin oluşturduğu sistem ve varlığı yok olmayana kadar razı olmayacaklar. Bir boşluk gördüklerinde doldurmak istiyorlar. Onlar şöyle bir hesap yapıyorlar: İşte ABD'de seçimler gerçekleştirildi.
 
Aynı durum Şengal'de de yaşanıyor. Bakın Irak Ordusu Bağdat'ta bazı yerleri kontrol bile edemiyor. Fakat KDP ile anlaşma yapıp, Şengal'e girmek istiyor. Şengal'i DAİŞ'ten kurtaran halk ve fedailerini oradan çıkarmanın peşindeler. DAİŞ'in elinde bulunan bazı yerler var. Fakat oraya gitmiyorlar. Bu yok etme konseptinin en büyük aşamada sürdürüldüğünün göstergesidir.
 
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların İdlib’deki gelişmelerle bir bağlantısı var mı? 
 
Oranın coğrafik durumuna baktığımızda tablo biraz daha net. Coğrafik anlamda Türkiye'nin askeri gözlem noktası oluşturduğu yerlerin çoğu kuşatma altında ve çemberdeler. Rejim ile Rusya'ya muhtaç oluyorlar. Ne zamanki rejim ve Rusya'dan bir şey talep etseler, onlarda bir şeyler talep ediyor. Bu anlamda büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Sorun orada olup olmaması değil, sorun çember altında kalan noktalara lojistik, cephane ya da güç değişiminin nasıl olacağıydı. Bağlantıları olmadığı için yine getirisi olmadığından bıraktılar. Siyasi olarak ise Akdeniz'e, Libya'ya ve Karabağ'a gittiler. Oraya adım atıp karıştırdıktan sonra hemen pazarlığa girişiyor. Yaptıkları bütün pazarlıklar da demokratik projeye karşıdır. Nasıl bir darbe vuracaklarının planlarını yapıyorlar. Her pazarlıklarında Kuzey ve Doğu Suriye için bir taviz koparmaya çalışıyorlar. Özellikle Rusya ile böyle bir ilişki geliştirmiş durumdalar. ABD ve Avrupa’yla da böylesi bir durum var. Bütün pazarlıkları demokratik projeyi yıkmaya yönelik. Bunu Güney Kürdistan Bölge Yönetimi’yle de yapıyorlar. Ekonomik olarak Güney yönetimine yardım ettiklerinde karşılığında ise Rojava'ya karşı istedikleri politikaları hayata geçirmeyi talep ediyorlar. Rusya, ABD, Avrupa, Arap dünyası ve diğer Kürt partileriyle bu temelde ilişkileniyorlar. Siyasetleri budur. Bu kapsamda İdlib'de çekilen güçler pazarlık sonucu çekiliyorlar. Bu pazarlığa, Rusya ve diğer güçler göz yumduklarında bizim bölgelere saldırılar gerçekleşiyor. Bakın Eyn Îsa’ya yönelik saldırılar Türkiye’nin tek başına aldığı karar doğrultusunda gerçekleşmiyor. Saldırılar karşılıklı tavizler sonucu gerçekleştiriliyor.
 
Rusya bu konuda nasıl bir politika izliyor?
 
Rusya eskiden beri Suriye'de bulunan bir güçtür. Suriye hükümetinin kararları üzerinde büyük bir etkileri var. Hatta Suriye'nin kuruluşunda rol almışlar. Suriye rejimi Rusya’sız adım atamaz. Onun dışında dünyada önemli ve büyük bir güce sahip. Bu bakımdan şöyle ele alıyoruz: Rusya ile olan ilişkilerimizi korumak istiyoruz. Politikalarımız uyuşmasa da ancak hem onlar hem biz bölgede varız. Esas olan ise var olan ilişkilerimizi nasıl geliştireceğimizdir. Suriye krizinin çözümü konusunda nasıl bir rol alacakları konusunda da yardım etmek istiyoruz. Suriye krizi Rusya'sız kolay kolay çözülmez. Hatta rejimle olan sorunlarımızda da isterlerse çok iyi bir rol oynayabilirler. Onlar da buradaki varlığımızı ve etkisini biliyorlar. Burada atılacak veya yapılacak en ufak şeyde bizim görüşümüz ve katılımımız olmadan sonuca gitmeyeceğinin onlar da farkında.
 
 Söz konusu gelişmelerle bağlantılı olarak ABD ile ilişkileriniz nasıl? 
 
 Suriye krizi siyasi bir anlaşma olmadan çözülemez. Askeri ilişki belki geçici olarak bazı şeyler meydana getirebilir ama nihai sonucu siyasi bir durumla olur. Onun için herkesin diyalog ve siyasi ilişkilere önem vermesi gerekiyor.
 
ABD de bu gerçeğin farkındadır. Dünyada etkili bir güçtür. Yıllardır DAİŞ gibi bir yapıya karşı birlikte çalıştık. Şüphesiz bu ilişkiyi sorunların çözümüne dönük de geliştirmek yanlış olmaz. DAİŞ'e karşı verdiğimiz savaşta yakaladığımız ilişkileri koruyup, siyasi aşamaya geçirebilecek bir pozisyona götürmeliyiz. Bu anlamda bazı adımlar da atılıyor. İlerlemesi için gelişmeler var. Diğer ülke ve güçlerle de aynı ilişkiyi güçlendirmek istiyoruz. Hem Avrupa hem de Arap dünyasıyla da bunu esas olarak görüyoruz. Suriye krizi siyasi bir anlaşma olmadan çözülemez. Askeri ilişki belki geçici olarak bazı şeyler meydana getirebilir ama nihai sonucu siyasi bir durumla olur. Onun için herkesin diyalog ve siyasi ilişkilere önem vermesi gerekiyor.
 
ABD'de gerçekleşen seçimlerden sonra yönetim değişikliği olacak. Trump gitti, Ocak’ta Biden ve ekibi iş başı yapıyor. Bu değişim Suriye sahasına nasıl yansır?  
 
ABD 4 yıl boyunca bir tarzla Suriye'deki sorunlara yaklaştı. Çin ve İran'ın yanı sıra Irak ve bölgemizde olanlara belli bir politikayla yaklaştılar. Yeni yönetim eski tarz ve siyaseti değiştirebilir. Ancak her şeyin bir anda değişeceğini ya da yüzde 80 farklı bir uca dönüşeceğini sanmıyorum. Böylesi olmaz da. Ancak Biden yönetiminin yaklaşımları Trump yönetiminden farklı olabilir. Ancak acele edilmemesi gerekiyor. Çünkü Biden ve yönetimi daha siyasi rota ve haritasını belirlemiş değil. Ancak her durumda biz bir devrim içindeyiz. İç dinamiklerimiz ve özerk gücümüzle devrimimizi geliştireceğiz. Bir beklenti yerine kendimizi büyük bir siyasi güç haline getirip, çevremizi etkileyerek siyaset izleyeceğiz. Çözümü aynı zamanda kendimiz bulacağız. Bu onların da bize yaklaşımını değiştirecektir.
 
Bu gelişmelerin yanı sıra bir süredir Rojava eksenli PYNK ve ENKS arasında gerçekleştirilen birlik çalışmaları var. Birlik görüşmelerinin kesildiği doğru mu?  
 
ENKS ile görüşmelerimiz resmiyette halen devam ediyor. Öyle durdurulduğu ya da kesildiğine dair bir karar yok. Ancak pratik olarak şu anda durmuş. 
 
Neden durdu?
 
Çünkü ABD'nin Suriye Temsilcisi’nin görevi değişti. Yeni temsilci bekleniyordu o da kaç gün önce geldi. Geldikten sonra halen süreç başlamış değil. Ülkelerinde hükümet ve görevlileri değiştiği için onlar da etkileniyor. Ancak bazı sorunlar hala var. O da geldiğimiz aşamada bazı şeyleri tıkadı. Görünen o ki arabulucu olan güçler de bir kanaate ulaşıp, yeniden çağrı yaparak, süreci başlatmak istiyor. Görüşmeler durduğunda şöyle bir şey vardı: ENKS, 'Hükümetin yarısını bize verin' diyordu. Bu, sorun oldu. Kabul edilecek bir düzey değildi. Diğer konu ise toplumsal sözleşmeydi. 'Sözleşmeyi değiştirip sonra anlaşalım' denildi. Sözleşme kapsamında tartıştığımız konular daha önce de basına düştü. Eğitim, kadın ve savunma konuları başta geliyor. Örneğin, ‘Özsavunma olmasın’ diyorlar. Sanki Kürdistan kurulmuş, özgürleşmiş ve düşmanları yok gibi davranıyorlar. Böyle olmaz, kaldı ki en özgür ülke ve devletler bile savunmasız olamaz. Bu konuda en iyi örnek olarak Avrupa devletleri veriliyor. Savaş ve çatışmaları da yok. Onlara baktığınızda da kendilerini savunacak güçleri ve orduları var. Özsavunma sadece askeri değil ki, varlık ve yokluk meselesidir. Bu gençler bu ülkede yaşıyorlar, yeni bir yaşamı nasıl kuracaklar, neyi nasıl savunacaklar? Düşman yoksa bile gençlerimiz gelip ülkelerine ve topraklarına hizmet etsin. Ömürlerinde bir yıl ülkelerine hizmet etseler bir şey olmaz. Bu yurdunu sevmekten geliyor. Yıllardır işgalcilere hizmet ettiler ne kazandılar peki? İşte buna karşılar, bu da kabule edilemez.
 
Görüşmeler durduğunda şöyle bir şey vardı: ENKS, 'Hükümetin yarısını bize verin' diyordu. Bu, sorun oldu. Kabul edilecek bir düzey değildi. Diğer konu ise toplumsal sözleşmeydi. 'Sözleşmeyi değiştirip sonra anlaşalım' denildi. ‘Özsavunma olmasın’ diyorlar. Sanki Kürdistan kurulmuş, özgürleşmiş ve düşmanları yok gibi davranıyorlar.
 
ENKS, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin oluşturduğu eğitimi sisteminin kaldırılıp, yerine rejimin eğitim müfredatının getirilmesinden mi yana? 
 
O günden sonra görüşmelerimiz olmadı. Belki daha sonra fikir ve düşüncelerinde değişiklikler de olmuştur ancak henüz bir görüşmemiz olmadı. Toplumsal sözleşmenin değişmesiyle eğitim sisteminin de değiştirilmesini talep ediyorlar. Şu anda bölgelerimizde verilen eğitim anadilde veriliyor. Sadece Kürtçe de değil, Arapça ve Süryanice anadillerinde eğitimler veriliyor. Hepsi kendi anadillerinde eğitiliyorlar. Örneğin şöyle bir şey de var: Kürtçe eğitim gören biri Süryanice ya da Arapça istiyorsa onu da rahatlıkla alabiliyor. Ya da Süryani bir öğrenci istediğinde Kürtçe ve Arapça eğitim görebiliyor. Böyle bir sistemimiz var. Onlar da oluşturulan bu müfredatın değiştirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Neden olmasın denildiğinde ise bunun meşru olmadığını belirtiyorlar. Uluslararası anlamda kabul görülmediği söyleniyor. ‘Meşru olan sistem olsun’ diyorlar. Peki, meşru olan sistem kimin sistemidir? Birleşmiş Milletler ve diğer alanlarda kabul görülen ise rejime ait müfredattır. Bizim oluşturduğumuz sistemi kabul etmiyorsan rejimin sistemine dönüyorsun demektir.
 
ENKS’nin bu talebi neye dayanıyor? 
 
Şimdi biz özgürlük, demokrasi, adalet ve eşitlik için bir devrim içindeyiz. Eskinden de mücadelesini yürütüyorduk ancak şimdi kurumsal olarak bunun mücadelesini veriyoruz. Mücadele ettiğimiz konular için neden vazgeçeceğiz? Biz bunları geliştirip, diplomasisini ilerleteceğiz. ENKS gelsin birlikte bir temsilcilik oluşturup, BM ile görüşmeler yapalım. Bu sistemin nasıl olduğunu anlatıp, eksiklikleri ve fazlalıkları varsa oturup birlikte giderelim. Mücadelesini verelim. Örneğin bizim şimdi oluşturduğumuz yönetim dünyada resmi olarak kabul edilmiş değil. Ancak her gittiğimiz yere ya da görüşme yaptığımızda sistemimizi ve yönetimimizi tanıtıyoruz. Ve onun kabul edilmesi için mücadele ediyoruz. Bu mücadele eğitim için de geçerlidir. Çocuklarımızı böyle eğitelim. Eskisi gibi BAAS algısıyla gerici bir şekilde yetişmesinler. Aslında bu talep ENKS'nin değil Türkiye'nin talebidir.
 
Sözüm ona muhalifler, Türkiye ve Suriye rejimi bu eğitim sistemimiz kabul etmiyorlar. Onlar da karışımıza geçip ‘Toplumsal sözleşmeyi değiştirelim’ diyorlar, biz evet dersek eğitim sistemini kökten değiştirecekler. Biz halkımızı ve devrimimizi esas almalıyız. Belki bazı maddelerinde eksiklik var. Bazı yorumlarında yanlışlık olabilir. Kimi yerlerde yetmeyebilir ya da fazlalıklar da olabilir. Bunu oluşturacağımız bir komisyon ya da komite eşliğinde daha yapıcı hale getirebiliriz. Ancak sistemi tamamen kaldırıp yerine rejimin sistemini getirmek mümkün değil. Üzerinde tartışmak bile suçtur.
 
Hiçbir zaman bir devrim içinde olduğunu unutmamalı ve ona göre yaşamalıdır. Zihni, felsefi, edebi ve diplomatik olarak her anlamda kendini bu şekilde örgütlendirmelidir. Halk kendi devrimini gerçekleştirmelidir. Halkımız bunu unutmamalıdır. Devrimci halk savaşı olmadan başarıya ulaşamayız.
 
Birlik görüşmelerinde “Geri adım atılmayacak” denilen konular nelerdir? 
 
Yapacağımız görüşmelerde bazı kırmızı çizgiler var. Birincisi şudur: Askeri anlamda kendimizi ihmal etmemeliyiz. Parçalamak ya da ikili askeri sistemi istemek gibi yaklaşımlar olmamalıdır. Tartışmaya açık değil. Varlığımız, yokluğumuz ve savunmamız onunladır. Büyük tehlikelerle karşı karşıyayız. İkincisi; kadın özgürlüğüne yöneliktir. Bu anlamda Rojava'da büyük bir mücadele ve kahramanlık çıktı. Dünyaca bilinen kahraman ve sembol olan kadınlar var. Kadın özgürlüğü noktasında tartışma yürütmek ve bu kapsamda geri adım atmak tartışılacak konular değildir. Bunlarla birlikte anadil ve eğitim konusu da sıralanabilir.
 
Diğer ise yönetim alanındadır. Biz bu yönetimin yıkılabileceği bir adım atmak istemiyoruz. Bu yönetim, söz ettiğimiz kahramanlıkların üründür. 'Gelin yönetimin yarısını verin, ortak olalım' demek çok doğru bir tutum değildir. Sanki kimse sahip çıkmıyor ve öylece ortada duruyor. Ancak biz şunu kabul ettik: Gelin yönetimde yer alın ve seçimlere katılın. Bunlar olur. Hatta seçimlerden önce küçük sayıda, sembolik olarak bazı üyeleri yönetimin başlıca kurumlarında yer alabilirler. Tanıyıp, öğrenmek ve yönetimin nasıl işlendiğini görmek için olabilir. Esas olarak ise seçimlerle birlikte yönetime katılabilirler. Öyle hemen yarı yarıya bölüşelim yaklaşımı doğru değil ve tartışılması da çok kabul görülemez.
 
Bölgenizin geleceğine dair ne söylemek istersiniz?
 
Elbette elde ettiğimiz kazanımlar kolay elde edilmedi. Büyük fırsatlar var önümüzde. Aynı zamanda çok ciddi tehlikelerle de karşı karşıyayız. Bu tehlikeleri atlatmak için ya da bunları fırsata çevirmek için bir gerçeklik var. O da devrimci halk savaşı temelinde örgütlenmemizdir. Bu şöyle algılanmamalı: İşte bir grup askeri güç şeklinde savaşmak değil. Bu yaklaşım, halkın kendi devrimci gerçekliğine göre yaşamasıdır. Hiçbir zaman bir devrim içinde olduğunu unutmamalı ve ona göre yaşamalıdır. Zihni, felsefi, edebi ve diplomatik olarak her anlamda kendini bu şekilde örgütlendirmelidir. Halk kendi devrimini gerçekleştirmelidir. Halkımız bunu unutmamalıdır. Devrimci halk savaşı olmadan başarıya ulaşamayız.
 
Bununla birlikte 42 yıl önce kurulan PKK yeni bir tarih sayfası açtı. PKK kurulmadan önce aslında Kürtler yok olma aşamasındaydı. Büyük ve ağır süreçlerin olduğu dönemlerdi. Bu partinin çıkışı ile yeni aşamaya geçildi. Gericilik, düşmüşlük, yenilgi ve içine girilen atmosferin yanı sıra Kürt halkı bu çıkışla kendini tanımaya başladı. PKK'den önce Kürt halkının pek bir felsefesi yoktu. Kürtlüğü temsil edebilecek bir felsefesi yoktu. Öncesinden gerçekleştirilen isyanlar da var ama onlar çok bu yönlü hareket etmediler. Ancak PKK ile birlikte özel bir stratejisi oluşturuldu. Bunun yanında Kürtler başta olmak üzere halklar arasında yeni bir aydınlanma dönemi başlatıldı. PKK böylesi bir Rönesans gerçekleştirdi ve Kürt halkı arasında var olan dağılmayı toparladı. Biz de bunu ulusal bir çıkış ve diriliş olarak görüyoruz. 40 yılı aşkın yürütülen mücadele Kürt halkının yanı sıra insanlık mücadelesi için büyük bir ışık kaynağı oluyor.
 
MA / Nazım Daştan

Diğer başlıklar

27/11/2025
23:45 DEM Parti milletvekillerinden Kurum'a: Adil ve şeffaf bir bütçe oluşturulmalı
23:10 İsrail, teslim olan 2 Filistinliyi katletti
22:52 Maduro’dan hava kuvvetlerin ‘hazır olun' emri
22:15 Hong Kong’daki yangında can kaybı 83’e yükseldi
22:01 Hênê’de en az 70 öğrenci zehirlendi
21:21 Riha’da komünlerin inşası tartışıldı
20:52 Şölende sahne alan sanatçı gözaltına alınmak istendi
20:47 Ajansa Welat birinci yılını kutladı
20:36 Bayındır: Abdullah Öcalan'ın barış mücadelesini dünyaya yaymamız gerekiyor
20:30 KESK'li kadınların Rojin Kabaiş eylemine rektörlük engeli
20:13 Kuzey ve Doğu Suriye’de 27 Kasım kutlamaları
19:47 KESK'ten Wan bölge mitingine katılım çağrısı
19:37 Putin: Ukrayna yönetimiyle anlaşma imzalanın anlamı yok
18:52 Venezuela THY dahil 6 şirketin faaliyetlerini durdurdu
18:18 RTÜK’ten 3 televizyon kanalı ve 2 radyoya ceza
18:07 Bayındır: Kürt Özgürlük Hareketi barış arayışının ifadesidir
17:31 Birleşik Kamu-İş: Açlık sınırı 30 bin 61 lira oldu
17:23 Erzirom’da bir okulda sülfür gazı tespit edildi
17:21 İHD'nin yeni yönetimi görev dağılımı yaptı
17:18 Birçok kuş türüne ev sahipliği yapan Çırak Sazlığı’nda yangın
17:02 Aydın: Elçi’nin barış hayalini gerçekleştireceğiz
16:37 11'inci Yargı Paketi'nde adli suçlar için 'Kovid' düzenlemesi çıktı
16:12 Peyas Belediyesi Glutensiz Yaşam Merkezi'nin açılışını yaptı
16:01 Kuruluş kutlamaları: Kürt halkı direnişiyle var oldu GÜNCELLENİYOR
15:54 3'lü cinayetin zanlısı tutuklandı
15:44 Şakiro Kent Meydanı hizmete açıldı
15:42 BM: Sudan'da 21 milyondan fazla insan şiddetli açlıkla karşı karşıya
15:36 '19 Aralık katliamı insanlığa karşı suçtur, zaman aşımı olmaz'
15:27 Kent Uzlaşısı'nda 2 kişi hariç tahliye kararı çıktı
15:20 Gazeteci Aykol üçüncü kez beyin kanaması geçirdi
15:19 Pirsûs Katliamı davasında ek rapor kararı
15:12 Seyfettin Tutmaz ve Sadun Tutmaz için anma
14:42 'Sürece katılmayan kaybeder'
14:11 ‘Basmane Çukuru'nda gökdelen istemiyoruz’
14:06 İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Epözdemir'e ceza istemi
13:53 Ayşegül Doğan: İmralı görüşmesinin tutanakları paylaşılsın
12:53 '60 milyonluk vurgun' haberine takipsizlik
12:52 3 kadın gazetecinin duruşması ertelendi
11:59 Apocu tutsaklar: Demokratik sosyalist inşa bayramını heyecanla karşılıyoruz
11:53 Özgür Gündem dağıtımcısı Işık mezarı başında anıldı
11:51 İmamoğlu protestoları davasında gazetecilere beraat
11:47 Ejegül Ovezova'yı katletmekten yargılanan polisin duruşması ertelendi
11:32 İlk Kürt kadın tarihçi 'Mesture Erdelan' adına kütüphane açıldı
11:16 'Amacımız Başûr gençliğinin desteğini Önder Apo'ya bildirmek'
10:51 'Kent Uzlaşısı davasında yanlış yoldasınız, bu yoldan dönün'
10:38 Meclis Komisyonu 4 Aralık’ta toplanacak
09:50 Qoser’de 3 kişinin öldüğü olayda 1 tutuklama
09:20 Gazete dağıtımcısı Işık cinayeti 32 yıldır aydınlatılmadı
09:19 Abdullah Öcalan ile görüşme, devlet paradigmasında kırılmanın işaretidir
09:17 Suluca 1 Nolu Cezaevi’nde neler oluyor?
09:16 Yolsuzluğa karşı çıkan sendika temsilcisine saldırı
09:15 Tahir Elçi'siz 10 yıl geçti: Savaşsız bir ortamı tahayyül ediyordu
09:14 'Görüşmenin içeriği açıklansın'
09:11 'Abdullah Öcalan'ın felsefesi sömürgenin sömürgesi kadını tanrıçalaştırdı'
09:10 Bulancak'ta organik fındık projesi geliştiriliyor
09:08 Amed'de trafik artık çileye döndü
09:07 Dorşîn’deki ağaç kıyımına tepki: Eko-kırıma karşı tutum sergilenmeli
09:06 Maden için bir milyon zeytin ağacı 'taşınacak'
09:01 Fuat Kav: Müzakere de mücadelenin bir parçasıdır
09:00 27 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:51 3. Uluslararası Amed Film Festivali başlıyor
26/11/2025
23:58 Maxmûr gençlerinden 47. yıla özel koreografili kutlama
23:39 Muğla’da tavuktan zehirlenen kardeşlerden biri hayatını kaybetti
23:32 Gençlerden havai fişekli kutlama
23:29 Beyaz Saray yakınında 2 asker vuruldu
23:01 Savunma Bakanı’na tepki: Askeri hatlar ve yollar neden yapılıyor?
22:14 Hakan Tosun anıldı: Kamerası hala kayıtta
21:11 Anatolia’da kadınlar için film ve müzik etkinliği
21:02 Gümüşhane’de kadına bıçaklı saldırı
20:55 10 yaşındaki çocuğa tecavüz eden fail tutuklandı
20:21 Bozdağ: Savunmaya ayrılan bütçe ekonomiye büyük yük getirecek
20:09 Çewlîg’de 120 öğrenci hastaneye kaldırıldı
19:43 MGK’den 7 maddelik bildiri
19:38 DEM Partili Tanhan: İç barış için sınırlardaki mayınlar temizlenmeli
19:26 Böcek Ailesi’nin otopsi raporu tamamlandı
19:23 İsrail, Batı Şeria’da 32 kişiyi gözaltına aldı
19:20 İşçilerin direnişi 120’nci gününde
19:16 KHK eyleminde adalet talebi
18:50 Uluslararası örgütlere çağrı: Alevi katliamını durdurun
18:48 Gine Bissau’da askeri darbe
18:44 Keskin Bayındır İzmir'de aileleri ziyaret etti
18:38 Komisyon 1 Aralık'ta toplanıyor: İmralı tutanakları okunacak
18:25 Hong Kong’da yangın: 36 kişi yaşamını yitirdi
18:16 ÖHD Mersin: Kadınların yaşadığı baskılara ses yükseltiyoruz
18:11 Uşak’ta iş cinayeti
18:07 BM Güvenlik Konseyi Suriye ve Lübnan’a gidecek
17:59 İdlib kırsalında patlama: 5 kişi hayatını kaybetti
17:07 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Türkiye, Suriye’deki Alevi katliamına karşı harekete geçmeli
16:44 MSD’den Alevi katliamlarına tepki
16:42 İlham Ahmed: Çözüm konusunda kararlıyız
16:39 PKK’lilerin taziyesine ziyaret: Demokratik barış istiyoruz
16:19 Amedspor 4'üncü store mağazasını açtı
16:18 Çandar: Türkiye Suriye politikasındaki alışkanlıklarından vazgeçmeli
Oluç: Özerk Yönetim ile Türkiye arasındaki sınır kapıları açılmalı
15:51 Amed’de öğrenciler Tahir Elçi’yi andı
15:05 Alevi derneklerinden Şam’a bağlı güçlerin saldırısına tepki
14:21 TİP: İmralı tutanakları kamuoyuyla paylaşılsın
14:18 Altaylı’ya 4 yıl 2 ay ceza verildi
13:40 Başûrlu gençlerden Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusu
13:01 31 yıl sonra tahliye edilen Edemen yaşamını yitirdi
12:51 Peyas'ta 'Direnişçi Kadınlar Heykeli' açılışı
12:36 İranlı Sosyolog: Abdullah Öcalan'ın çağrısı Ortadoğu kördüğümünü çözecek
12:35 Aykol'a mektup: Daha yapılacak çok işimiz var heval
11:38 DBP’den Suriye’deki Alevi katliamlarına tepki
11:23 DEM Parti'den süreç kapsamında Avustralya'ya ziyaret
11:12 Aykol'un tedavisi kalp destekleyici ilaçlarla sürüyor
10:35 Özerk Yönetim'den Alevilere dönük saldırılara ilişkin açıklama
10:05 Trump: Ukrayna savaşının sona ermesinde büyük ilerleme sağladık
09:55 DEM Parti, 'süreci' uluslararası konferansla tartışacak
09:53 Alanlara çıkan kadınlar: Şiddete karşı direnmeye devam edeceğiz
09:33 Eskişehir'de hastaneler yetersiz: Sağlık politikasında rant var
09:30 Anne Pertsch: Mülteci kadınlar için her adımda gerçek bir tehlike var
09:29 Ekonomist Döğüş: İktisat siyasetten koparıldı
09:26 'İhlaller sürecin ruhuna ters, tutsaklar serbest bırakılmalı'
09:13 Prof. Alaeddinoğlu: Wan Gölü’ndeki çekilme iklim krizine işaret ediyor
09:09 Abdullah Öcalan: PKK Kürt varlığını kanıtladı, şimdi özgürleştirme zamanı
09:03 Fuhuş ağından ajanlaştırma faaliyeti: Kızılay yardımlarından dinleme cihazı çıktı
09:00 26 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:04 Kadınlardan mücadele ve dayanışma çağrısı
25/11/2025
23:33 Heval Bozdağ'dan Bakan Tunç’a: Kanunlara uymuyorsunuz
22:22 Ukrayna’dan Rusya'nın 4 noktasına saldırı
22:21 İsrail, Filistin’de 2 yılda 33 bin kadını katletti
21:49 Kadına yönelik şiddetin araştırılması önerisine AKP-MHP'den ret
21:44 Ankara'da kadınlar sokakta: Barışın garantisiyiz
21:40 Uluslararası basın heyeti, RTÜK üyesi İpekyüz’le bir araya geldi
21:15 Bayındır'dan partilere çağrı: Demokrasi istiyorsanız sürece destek verin
20:46 Çewlîg'te kadınlar ilk kez gece yürüyüşü düzenledi
20:38 Wan’da kadın yürüyüşü: Rojin için yaşamak ve yaşatmak istiyoruz
20:27 AİHM kararının uygulanmamasına tepki: Yargı siyasi kararı bekliyor
20:21 Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için başlatılan eylem 861'inci gününde
19:54 Yarın yapılması beklenen komisyonun toplantısı ertelendi
19:36 Okulda fenalaşan öğrenci hayatını kaybetti
19:16 Dêrhafîre yapılan saldırıda bir çocuk yaralandı
19:15 Böcek ailesinin ATK Raporu: Fosfin gazı zehirlenmesi
19:13 Binlerce kadın Taksim’den seslendi: Erkek-devlet şiddetine son
19:09 11'inci Yargı Paketi 28 Kasım'da Meclis’e sunulacak
19:02 Irak, Ekim ayında 110 milyon varil petrol ihraç etti
18:27 Nijerya'da açlık krizi derinleşiyor
18:15 Süveyda'da ateşkes ihlal edildi
18:11 Kaplan davasında 9 kişiye gözaltı
18:01 Alpaslan Yüce İYİ Parti'den istifa etti
17:40 BM: İsrail ateşkese rağmen Lübnan’da 127 sivili öldürdü
17:36 'Polis yanlış ev baskınında bir genci öldürdü' iddiası
17:23 Qoser’deki 3 kişinin ölümüne ilişkin detaylar: Silah evde yok, bir kovan kayıp
17:09 Hasta tutsak Yıldırım’ın tahliyesi bir kez daha engellendi
17:02 'Öcalan Kürt ve Türklerin barış içinde yaşaması gerektiğini net bir biçimde ortaya koydu'
16:55 Adalet Bakanı’na çağrı: Siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı
16:32 Kadınlar Amed’den haykırdı: Demokratik toplumu kadın özgürlüğüyle inşa edeceğiz
16:18 MKG: Hakikati birlikte savunalım
16:14 Urfa Adliyesi'nde patlama: 1 yaralı
16:04 Şam hükümeti, Lazkiye ve Humus’ta eylemcilere ateş açtı