Karayalçın: CHP içinde HDP ve İYİ Parti’nin yer aldığı bir ittifak kurmalı

img
ANKARA - Eski Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, AKP’yi demokratik yollardan devirecek en geniş siyasi ittifakı kurma konusundaki sorumluluğun CHP’ye düştüğünü, bu ittifakın içinde ise hem HDP’nin hem de İyi Parti’nin yer alması gerektiğini söyledi. Karayalçın, Kürt sorununun çözümü için de Meclis’i işaret etti.
 
AKP hükümetinin 18 yıllık politikaları sonucu ekonomik, siyasal ve toplumsal alanlarda yaşanan kriz hali, değişim talebi ve beklentilerini büyütmüş halde. AKP hükümeti, iç ve dış politikada çıkış ararken, muhalefet Türkiye’yi yönetme iddiasını yüksek perdeden dillendirmeye başladı. Yeni bir hükümet kurmak için mevcut seçim sisteminin getirdiği bir zorunluluk haline dönüşen ittifaklar, demokratikleşme yönündeki talepler ise siyasetin belirleyicisi durumunda. 
 
Türkiye’deki mevcut durum ile demokratikleşme ihtiyacını, Kürt sorununun çözümünde siyasi partilerin son dönemlerdeki çıkışları ve ittifak arayışlarını eski Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın ile konuştuk. 
 
 Uzun yıllardır siyasetin içerisinde bulanan, Başbakan Yardımcılığı, Bakanlık ve Belediye Başkanlığı yapmış bir isim olarak Türkiye bugün nasıl bir noktada?
 
Görüntü maalesef hiç olumlu değil. Hangi açıdan bakarsanız bakın Türkiye halkları çok ciddi sorun ve açmazlarla karşı karşıya kalmış durumda. Eski yıllarda durumun uzun uzadıya anlatıldığı açıklamalar yapılırdı fakat son yıllarda toplumsal yaşamın, iktisadi yaşamın, toplumun hemen her alanında göstergeler kullanmaya başlandı. Demokrasi bile ölçülüyor artık.  Basın özgürlüğü ölçülüyor, istihdam ölçülüyor, özgürlükler bile ölçülüyor. O nedenle toplumsal yaşamın her alanını ölçen göstergeler var. Bunlara baktığımızda, Türkiye’yi uluslararası karşılaştırmasını yaptığımızda durumun gerçekten çok olumsuz olduğunu üzülerek görüyoruz. Bu çok fazla sürdürülemez. Bunu aşmamız gerekiyor. Mevcut gidişattan rahatsızlık duyan tüm kesimlerin bir araya gelmesini gerekli kılan bir dönemin içindeyiz.
 
Toplumda genel olarak bir değişim beklentisi var. Ülkenin içinde bulunduğu şartlar göz önüne alındığında AKP siyaseti sürdürülebilir mi?
 
Sürdürülebilir bir siyasetten söz etmenin güç olduğu bir dönemdeyiz. Bunu ifade etmemiz gerekir. AKP sayısal çoğunluğuna dayanarak yıllar yıllı istikrar gerekçesiyle destek talebinde bulundu. “İstikrarı ben sağlarım bana oy verin” dedi. Aslında tek adam yönetimin getirildiği yeni siyasi rejimde de AKP aynı gerekçeyi kullandı ve tek adam sisteminde istikrarın daha kolay olacağını belirterek destek istedi.  Fakat şu görüldü ki siyasi istikrar ile siyaset istikrarı aynı değil. 2002’den bu yana AKP yönetimde. 18 yıldır siyasette bir istikrar var ama izlenen politikalarda bir istikrar söz konusu değil. Örneğin eğitim sistemine bakın. AKP’nin bugüne kadar ki eğitim sistemleri bir gün böyle diğer gün şöyle şeklinde oluyor. Dolayısıyla hep AKP yönetimi o yönüyle istikrar var fakat politikalarda istikrar yok. Ekonomide de yatırım politikalarında da böyle. Dolayısıyla siyasetten istikrar ile politikada istikrar birbirinden ayrı şeyler olduğunu söylüyorum.
 
AKP’nin “istikrar” söylemiyle yarattığı manipülasyona pareler olarak bir de “terör” ve “terörizm” kavramını kullanması söz konusu…
 
 
Dünya genelindeki güç erkleri ‘terör’ ve ‘terörizm’ kavramları üzerinde güç kazandı. Dolayısıyla hükümetler, yürütme erkini daha güçlü tutmak isteyen siyasi erk, bu kavramları sürekli kullanarak, bunlardan yararlanıyorlar. Terör başlığı da bunlardan bir tanesi.
 
AKP toplumda duyarlılık yaratan kimi kavramları iktidarını sürdürmek ve iktidarda kalmak için kullanmaya başladı. İki yıl önce “Siz hele Sultanahmet Cami’yi doldurun da ondan sonra Ayasofya’ya bakarsınız” diyen Cumhurbaşkanı, birdenbire ‘Ayasofya Fatihi’ olarak sunulmaya başlandı. Belli ki buna ihtiyaçları var. Aslında ihtiyaç duyduğu konuyu her hafta ya da kısa aralıklarla kullanıldığını görüyoruz. Terör de bu bağlamda çok kullanılan kavramlardan bir tanesi. Yalnızca Türkiye için değil, dünya genelindeki güç erkleri ‘terör’ ve ‘terörizm’ kavramları üzerinde güç kazandı. Dolayısıyla hükümetler, yürütme erkini daha güçlü tutmak isteyen siyasi erk, bu kavramları sürekli kullanarak, bunlardan yararlanıyorlar. Terör başlığı da bunlardan bir tanesi.
 
 Peki muhalefet mevcut tablodan ne derece sorumlu. Bu zamana dek etkili bir politika ortaya konulabildi mi?
 
 
Türkiye siyaseti 2017’den beri yeni bir dönemin içine girdi. Bu yeni dönemde siyaset yapma biçimini bana göre iki unsur belirliyor. Bunlardan birincisi Cumhurbaşkanı’nın iki turlu seçimle seçilmesi, ikincisi de partilerin seçim süreçlerinde ittifak kurmaları.
 
Aslında bu resimde derece derece hepimiz sorumluyuz. Dolayısıyla muhalefette sorumlu. Ayrıca yurttaşlarımız hükümete dair tepkilerini zaman zaman muhalefete öfke şeklinde de yönetebiliyorlar. Kendilerine hükümetin rahatsızlık veren durumların yeterince muhalefet tarafından karşı çıkılmadığı için yapıldığını söylüyorlar.
 
Her sorun kendi çözümünü de beraberinde getiriyor. En azında bundan yararlanırsanız, böyle bir sonucu elde edebilirsiniz. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin referandum sürecinden başlayarak yani 2017 yılının başlarından itibaren daha geniş bir muhalefet cephesini yaratmaya çalıştığını ve buna uygun bir biçimde davranmaya çalıştığını düşünüyorum. CHP, Anayasa Referandumu’na giderken ‘meseleye CHP meselesi değil, memlekete meselesi’ diye yaklaşmış ve parti bayraklarını kullanmadan bu kampanyayı yürütmüştü. Daha sonra bu çizgisini sürdürme çabasında girdi ve 2019 yerel seçimlerde çok net olmayan birlikteliklerle bu tarzını sürdürdü. Bugün de sayın Genel Başkanın kullandığı ifadelerde ‘dostlarla birlikte’ olma arayışını sürdürdüğünü görüyorum. 
 
Türkiye siyaseti 2017’den beri yeni bir dönemin içine girdi. Bu yeni dönemde siyaset yapma biçimini bana göre iki unsur belirliyor. Bunlardan birincisi Cumhurbaşkanı’nın iki turlu seçimle seçilmesi, ikincisi de partilerin seçim süreçlerinde ittifak kurmaları. Her ikisi de yeni ve her ikisi de Türkiye siyaseti için yeni gelişmeler. Partiler bunu kullanmaya başladılar. Yani bu yeni dönemin bilincine göre davranmaya başladılar. 2018-2019 seçimlerinde kısmı ittifaklarla ve dolaylı ittifaklarla sonuç alınmaya çalışıldı. 2019 yılını söyleyeyim. Belediye seçimlerinde ortada gözüken bir formel ittifak vardı. İYİ Parti ile CHP arasında bir de resmi olmayan yanı vardı. Asıl güçlü yanı da orasıydı. Saadet Partisi ile dirsek teması diye adlandırılan bir ilişki içine girmişti. Yine ÖDP’nin adı yoktu ama ÖDP Genel Başkanı, CHP’nin Beyoğlu adayı olmuştu. HDP’nin adı hiç anılmıyordu ama CHP’nin seçim başarısında HDP’li seçmenlerin çok büyük katkısı olmuştu. Böyle bir ittifak oluşmuştu o yılda.
 
*Önümüzdeki süreçte bu ittifaklar nasıl şekillenmeli? 
 
 
AKP’nin demokratik yollardan devrilmesi için kurulacak olan ittifakta bence en önemli sorumluluk CHP’nindir. CHP bunu taşımak durumundadır. CHP’nin Türkiye’nin ikinci büyük parti konumunda olması, bunu zorunlu kılıyor.  
 
Seçimler resmen 2023’te ama öyle gözüküyor ki daha önceki bir tarihte Cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak. Bu seçimle birlikte milletvekili seçimleri de yapılacak. Bence şu anda tartışılması gereken en önemli konuda ittifakların nasıl şekilleneceği, nasıl yapılacağı üzerine olmalı. 
Bana göre; Türkiye siyasetinin en önemli konularından bir tanesi budur. Öyle gözüküyor ki, burada sergilenecek siyaset mühendisliği başarısı, AKP’nin demokratik yollardan devrilmesini beraberinde getirecektir. AKP’nin demokratik yollardan devrilmesi için kurulacak olan ittifakta bence en önemli sorumluluk CHP’nindir. CHP bunu taşımak durumundadır. CHP’nin Türkiye’nin ikinci büyük parti konumunda olması, bunu zorunlu kılıyor.  CHP’nin yapması gereken şey AKP’yi demokratik yollardan devirecek en geniş siyasi ittifakı kurmasıdır.
 
 Mevcut şartlarda bu mümkün müdür?
 
2006 yılında İtalya’da dönemin Sosyalist Partisi Genel Başkanı Romano Prodi ile buluşmuştum. O dönem İtalya’da 18 partili bir ittifak kurmuşlardı. İttifakın başında İtalyan Sosyalist Partisi vardı, Romano Prodi vardı.  Ayrıca Hristiyan demokratlar, liberaller ve başka partiler vardı. Biz bunların programlarını sayın Nusret Doğruak ile türkçeye çevirip basmıştık. Yani orada biz şunu gösterdik; partiler farklı olsa bile asgari müşterek temelde yan yana gelip sonuç alabiliyorlar. İtalya gibi bir ülkenin hükümetine gelmişlerdi. Şimdi böyle bir ittifakın kurulması CHP’nin izleyeceği yol ve yöntemle belirlenecektir. Burada AKP’nin siyasetinin, ona paralel olarak MHP’nin izlediği siyasetin bu ittifakta yer alması olanaklı bazı partiler üzerinde etkili olabileceği görebiliyor. Onları endişeye sevk ettiği görüldü de. Bunu aşmak, bana göre bir zorunluluk. Ama bunu aşma sorumluluğunun sadece CHP de olması da yeterli olmuyor. Herkesin cesaretle karar alması gerekiyor. Birtakım mitlerin gerisine saklanarak siyaset kurguları yapılıyor. Bence herkesin buna karşı tavır alması gerekiyor. 
 
Cumhuriyet Halk Partisi’nin şöyle bir tavır ortaya koyması gerektiğini düşünüyorum. Bu sefer ittifak olacaksa HDP’nin de, İyi Parti’nin de eş zamanlı olarak içinde yer alan bir ittifak olmalıdır. Yani ‘HDP olmasın ben İYİ Parti ile yaparım’ ya da ‘İYİ Parti olmasın ben HDP ile ittifak yaparım’ diyemez, dememelidir. Çünkü böyle bir şey derse AKP’nin demokratik yollardan devrilmesi için sorumluluk taşıyan güçlerin tümünü elde tutamaz ve harekete geçirmez. Çünkü HDP olmazsa tepki gösterecek güçler var, İYİ parti olmazsa tepki gösterecek güçler var. Onun için CHP’nin bu kuralı koyması gerektiğini düşünüyorum.
 
CHP hangi yolları izleyerek ya da ne yaparak bunu başarabilir?
 
Partinin yönetiminin düşünmesi gereken bir konu. Zaman zaman dile getiriyorum ama temel sorumluluk parti yönetiminde. Ben ilkeyi söylemekle yetinirim. Parti yönetiminin bu konuda üzerine düşenlerin gereğini yerine getireceğine eminim. 
 
 “Ak saçlılar” ve “404 yurttaş” olarak adlandırılan toplumun farklı kesimlerinden demokrasi güçlerinin yan yana gelmesi yönünde çağrılar var. Bu çağrıları nasıl karşıladınız?
 
Anayasanın uygulanması için yapılan bir çağrı. Yani demokratik, sosyal, hukuk devletini inşa etmek zorundayız. Bu topraklarda başka şekilde yaşayamayız. Bu topraklarda beka sorunu hukuk devletiyle aşılır, insan haklarıyla, demokrasiyle aşılır. Çünkü bu coğrafya böyle bir coğrafya. Çünkü bu coğrafyada yaşayan insanların önümüze koyduğu zorunluluklar bunlardır. İnsan hakları, hukuk devleti, demokrasi olacak. O çağrı buna ilişkindir. Yani konuştuğumuz konunun paralelinde olan bir şeydir.
 
Muhalefetin ilkeler etrafında ortak bir çatı altında yan yana gelmesinin önündeki zorluklar ve olası fırsatlar neler?
 
 
 İttifak çatısı oluşturulmazsa ittifaklar olamaz dedim. Peki böyle bir çatıyı nasıl inşa edeceğiz? Şimdi birkaç korkutmak, birkaç tehdit bu ittifakın oluşmasına engel olmamalı, bence partiler bir araya gelerek biraz konuşmalı.
 
Olası fırsatlar biraz önce dile getirdiğimiz bir rejimin Türkiye’de inşa edilmesidir. Bundan büyük daha bir fırsat olamaz. Yani demokratik, sosyal, laik hukuk devletinin gerçek anlamıyla inşa edilmesi. Çünkü bu topraklarda yaşamamız buna bağlı. İnsan haklarına saygılı, hukuk devletine dayalı, demokratik işlevli bir yapı olmalı. Bundan daha iyi bir fırsat olamaz. Bunun için bir araya gelinmesi gerekir. Peki ne olacak bir araya gelinecek? Türkiye siyasetinin şöyle bir açmazı olduğunu düşünüyorum. Pozisyonlarımızı birkaç cümle ile ortaya koyup orada duruyoruz. Biraz önce ittifaklar konusunu konuşurken buna değindik. Şöyle bir ittifak çatısı olmalı diye bir tanımlama yaptım. Eğer böyle bir ittifak çatısı oluşturulmazsa ittifaklar olamaz dedim. Peki böyle bir çatıyı nasıl inşa edeceğiz? Şimdi birkaç korkutmak, birkaç tehdit bu ittifakın oluşmasına engel olmamalı, bence partiler bir araya gelerek biraz konuşmalı. Örneğin; ‘güçlendirilmiş parlamenter sistemi talep ediyoruz’ söylemi tek başına yeterli olmamalı. Yani bu bizim Osmanlı’dan bu yana kullandığımız bir ifade. O günden bu yana hep yeni bir anayasanın ortaya gelinmesiyle sorunların çözüleceği düşünülmüştür. Hayır, bu doğru değildir. Yani demokratik laik, hukuk devleti ifadesi şu anda da var. Ama bu işlemiyor. Dolayısıyla birkaç cümle ile bir pozisyon tanımlaması yapmak bana göre yeterli değil. 
 
Peki ne yapılmalı?
 
Bence bunun bir derinine inelim. Sonuçta ittifak yapabiliriz de yapmayabiliriz de ama bunun konuşulması lazım. Yani yönetim erki nasıl kullanılacak, devlet nasıl yapılanacak, yerel yönetimler merkezi yönetim ilişkileri ne olacak vb. Ben bunun üzerinde bir çalışma yapılırsa sorunların aşılacağını düşünüyorum. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP tek kampanya yaptı. Yani Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı adayı olarak yaptığı kampanya ile parti olarak HDP’nin kampanyası aynıydı. Tek bir metinle HDP kampanya yaptı. Orada şöyle bir ifade vardı. Diyor ki; “Üniter devletin 21’inci yüzyılda ayakta kalması artık 1930’larda olduğu gibi merkezi yönetimin güçlendirilmesiyle değil, tam tersine yerel yönetimlerin güçlendirilmesiyle alakalıdır.” 
 
Bana göre bu altın değerinde bir çağrıydı. Bunun üzerinde konuşulabilmeli. Bunun üzerinde birbirlerinin ittifak içinde yer almamasını isteyen ya da karşı olan siyasi partiler üç beş cümle ile ‘ben karşıyım’ ya da ‘bundan yanayım’ demek yerine şu cümleyi konuşmalıdır. Bu dediklerim bir masa etrafında toplanmayı, bir müzakere etmeyi, gerektiriyor. Bana göre yapılması gereken budur.
 
Ülkedeki temel sorunlardan biri de Kürt Sorunu. Siyasi yaşam ve tecrübelerinizden üzerinden yöneltirsek Kürt Sorunu sizin için ne ifade ediyor?
 
 
Kürt yurttaşların sorunu varsa, bu tüm yurttaşlarımızın sorunudur. Başta da Türk yurttaşlarımızın sorunudur. Bunun giderilmesi gerekir.
 
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının bir bölümü Kürt yurttaşları eğer ki ‘benim sorunlarım var’ diyorsa, bunun konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Benim için bu yaşamsal derecede önemli bir konudur. Hem Cumhuriyetçi hem sol kimliği olan bir siyasetçiyim. CHP’nin konumu da böyle olmalıdır. Burada Kürt yurttaşların sorunu varsa, bu tüm yurttaşlarımızın sorunudur. Başta da Türk yurttaşlarımızın sorunudur. Bunun giderilmesi gerekir.
 
Peki nasıl çözülecek bu sorun?
 
Bu sorunu bizim çözmemiz lazım. Bu toprakların yurttaşları çözecek. Başkaları gelip bu sorunu çözmeyecek. Buradan bugüne kadar kullanılan söylemin yanlış olduğuna ya da yanlış bulduğuma değinmek istiyorum. Bugüne kadar kullanılan söylem; değişik kişilerin ya da siyasetlerin kendi bireysel ya da örgütsel düşünceleriyle ‘şöyle olmalı’ şeklindeki açıklamalarıyla oluyordu. ‘Ben Murat Karayalçın olarak böyle düşüyorum’ şeklinde oluyordu. Yani herkes kendi pozisyonunu ortaya koyuyordu fakat buradan hareketle bir yola girilmedi, olmadı. Hep konuşuluyordu Ama ben bundan sonra yapılması gereken şeyin Cumhuriyet Halk Partisi’nin ortaya koyduğu gibi Meclis içinde, parlamento içinde ve dışında tüm kesimlerle yapılacak tartışmalar yoluyla elde edileceğine inanıyorum. Yani ben böyle düşünüyorum değil. Ne Yapalım? sorusuyla başlamanın doğru olduğunu dünya deneyimlerini dikkate alarak konuşabilmeli ve bir süreç başlatmalıyız. 
 
Şimdi biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir Hakikat Komisyonu kurulması önerimiz vardı -ki bu çok önemli bir konudur. Yararlı sonuçlar getireceğini düşünüyorum. Ama asıl olması gereken şeyin Meclis içindeki ve Meclis dışındaki kesimlerin bir yöntem ortaya koyarak ‘bu sorunu nasıl çözeceğiz, nasıl yapacağız?’ sorusunu sormaları gerekiyor. Belki burada nelerin olması gerektiği, nelerin olmayacağını ortaya koyarak araştırarak bir çözüm aranmalı. Yani ben örneğin Kürt sorununa çözümün üniter devlet yapısı içinde bulmamız gerektiğine inanıyorum. Yani üniter devlet bu topraklarda bir zorunluluk. Nasıl ki bekamız için demokrasi, hukuk devleti zorunluk ise üniter devlette öyledir bana göre. Çünkü bu sonuçta ortak yaşam için bir arayıştır. Kendisini bu topraklarda yaşama arzusunu sürdürecek olan farklı kimlikteki insanların ortak yaşam arayışıdır. Onun için bir kere oturmalıyız. Çalışma yöntemi olarak da bir taralı alanı yani olmazsa olmazları belirleyelim sonra açık alan çıkacaktır ve orada hangi önlemler alınır, ne yapılırım tartışılması gerekir.
 
 Kürt sorununda demokratik çözümün yolu ve muhatabı konusunda da tartışmalar sürüyor. Bahsettiğiniz gibi birçok kesim Meclis’i işaret ediyor. Peki nasıl bir Meclis veya yönetim sisteminde çözüme kavuşturulabilir?
 
Bunu biz çözeceğiz, bizim sorunumuz. Bu halkımızın seçtiği Meclis’tir. Halkın iradesi tam olarak yansıtıldı mı? yansıtılmadı mı? tartışılabilir ama beş aşağı, beş yukarı işte böyle bir Meclisi getiriyor mevcut irade. Bunlarla çözeceğiz. Kürt sorununun muhatabı herkestir. Kürt sorununun muhatabı kimdir? diye sorarsanız tüm yurttaşlarımızdır bana göre. Yani bu Meclis’in daha iyi bir kompozisyonunun olmasını tercih ederdim ama böyle yetkin olan bir Meclis’in Kürt sorunu üzerinde çalışma yapmaması için de bana göre hiçbir neden yok. Tabi belki yeni dönem Meclis’te daha ileri adımların atılması olanaklı olabilir. 
 
Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP), 1989 yılında ilk Kürt raporunu yayınladığında kıyamet kopmuştu. Orada bizim radyolarda, televizyonlarda Kürt sorunuyla ilgili ya da Kürtçe yayın önerimiz kıyametini kopmasına neden olmuştu ama şimdi bu yönetimin Kürtçe kanalı var.  Yani o zaman bu öneriye tüm gücüyle karşı çıkanlar var. Yani bu normalleşme adımları mı nedir bilmiyorum ama bir yandan acılar var diğer yanan gelişmeler sağlanabiliyor.  Bu yeni Meclis, yeni Cumhurbaşkanı yani AKP’nin bu konudaki zikzakları bu alanda Kürt sorunun çözümüyle ilgili olarak da çok ciddi sorunların yaşanmasına neden olmuştur. Varsayalım AKP devrildi -ki buna inanıyorum. Varsayım ki muhalefet bir cumhurbaşkanı seçti. Bu aynı zamanda yeni bir Meclis yapısının da seçileceğine inanıyorum. Böyle bir Meclis’in Kürt sorunuyla ilgili çalışma başlatması, sanırım bugünküne göre daha ileri bir aşama olur. Yani çözüm yeri TBMM’dir.
 
 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Temmuz günü “40 yıldır Kürt sorunu tartışılıyor, 40 yıldır bir sorun neden çözülmez? 40 yıldır siyasi otorite Kürt sorununu çözmedi. Bu sorunu demokratik standartlar içinde, Türkiye’nin bağımsızlığı çerçevesinde çözeceğime söz veriyorum” dedi. CHP’nin Kürt Sorunu konusunda bir rapor hazırladığı da basına yansıdı. CHP, Kürt sorununa cesaretle yaklaşabiliyor mu?
 
 
Kemal Bey’in açıklamasını cesur ve kararlı adım olarak görüyorum. CHP süreci söylüyor. Yani sürecin sonunda ne olacağını söylemiyor. ‘Bir süreci işleteceğim ve bu sürecin sonunda bir yere geleceğiz’ diyor
 

İktidar olmayan bir parti rapor dışında ne yapabilir? İktidara geldiğinde neler yapacağını ortaya koyuyor. Burada da cesaretle bir dil kullanıyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun ‘Kürt sorununu CHP çözer’ ifadesi, hem bir cesaretin ifadesi hem de bir kararlılığın ifadesidir.  Peki CHP nasıl çözecek? CHP bunu kendi inandığı yolda çözecek. Çünkü CHP’nin Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve bir sol kimliği var. CHP bunların ürünü. CHP, Kürt Sorununu bu anlayışı çerçevesinde çözmeye çalışacaktır. Bu sorunu benimle sorun olarak gören tüm kurum ve kuruluşlar hep birlikte ele alıp öyle bir sonuca varmalıyız. Ben Kemal Bey’in açıklamasını cesur ve kararlı adım olarak görüyorum. CHP süreci söylüyor. Yani sürecin sonunda ne olacağını söylemiyor. ‘Bir süreci işleteceğim ve bu sürecin sonunda bir yere geleceğiz’ diyor.  

 
Son olarak, toplumun bir kesiminde “HDP ile ittifak kurduğunu açıktan söyleyemeyen CHP’nin Kürt sorununu nasıl çözecek” şeklinde bir kaygı var…
 
AKP’nin demokratik yollardan devrilmesini sağlayacak bir sürece ihtiyaç var. CHP’nin de bu süreçte çok temel bir sorumluluğu var bu durumda. Çünkü AKP’nin karşısındaki en büyük parti CHP. O Nedenle CHP’nin sırtında çok büyük bir sorumluluk var, o nedenle CHP’nin sırtında çok büyük yumurta küfesi var. Böyle bir ittifakın inşasında hepimizin bildiği, bazen söylediğimiz bazen söylemediğimiz çeşitli sorunlar var. Şimdi bu sorunu çözeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu’nun tüm bunları dikkate alarak bir ittifak kurmaya çalışıyor. Kimi zaman belki bazı şeyleri söylüyor, kimi zaman söylemiyor. Kimi zaman gerekli durumlarda söylüyor. Bu bir yoğurt yeme yöntemi. Bu insan bir mühendislik çalışması yapıyor. Yeterli mi, yeterli değil mi sonuç gösterecek. Ben bir yere gidileceğini düşünüyorum. Gidilecek yerde hem HDP olmalı hem de İYİ parti olmalı. Simgesel olarak söylüyorum. İkisi birden olmalı. İkisinden biriyle olmaz. Biz yalnızca HDP ile götüremeyiz, yalnızca İYİ Parti ile götüremeyiz. İkisiyle birlikte olmayacaksa biz hiçbir ittifak olmadan seçime gideceğiz. Şahsım adıma söylüyorum, sizin dediğiniz eleştiriyi sunanların biraz da konunun bu tarafını dikkate almaları gerektiğinin kanısındayım.
 
MA / Selman Güzelyüz - Emrullah Acar
 

Diğer başlıklar

20:52 Tetwan’da Zîn Kadın Dinlenme Merkezi açıldı
19:35 SAMER araştırması: Katılımcıların yüzde 70'i boykotu etkili buluyor
19:25 Alevi katliamına karşı birlik olma çağrısı
19:17 30 yıldan sonra tahliye edildi: Artık Kürt halkının özgürlüğünün zamanı
19:08 Erxenî'de kavga: İki kişi hayatını kaybetti
19:01 İşçilerin hak arayışı 129'uncu gününde
18:15 Ferdi Zeyrek davasında tahliye
18:08 İstanbul’da yapılacak konferansın hazırlıkları tamamlandı
17:34 Son bir yılda 85 çocuk işçi yaşamını yitirdi
16:40 Gazeteci Aykol’un tedavisi antibiyotiklerle sürüyor
16:30 Cizîr’de Kezi Dayanışma Mağazası açıldı
16:29 ÇHD: İdare ve Gözlem Kurulları lağvedilmeli
16:20 Kadri Bağdu'nun anısına 'Yara' belgeseli yayımlandı
16:05 Kadınlardan uyuşturucu ve fuhuşa karşı ortak mücadele çağrısı
15:30 İzBB işçileri, eylem takvimini açıkladı
15:29 Rapçı Barody madde bağımlılığına karşı şarkı besteledi
15:26 'Hasta tutsak Yıldırım tahliye edilmeli'
14:42 Şerzan Kurt öykü ödülü sahiplerini buldu
14:41 Sosyolog Holloway’den Asrın Hukuk Bürosu’na ziyaret
14:39 BM ve AK'ye Suriye'deki katliamlara karşı sorumluluk alma çağrısı
14:11 Neslihan Şedal hakkında beraat kararı
13:49 Îlham Ehmed de İstanbul’daki konferansta konuşacak
13:44 BES'ten 'adil ücret' çağrısı
12:56 HPG'li Ali Kaya'nın taziyesine kitlesel ziyaret
12:34 Ajanlaştırma baskısı ve takip tacizine suç duyurusu yapılacak
11:54 Filozof Bourg: Kürtlerin siyasete aktif katılımı demokratikleşme için zorunlu
11:41 Eğitim Sen: MESEM iktidarın eğitimi piyasalaştırma politikasıdır
11:36 İmralı görüşmesini anlattı: Bir güç orduya katılacak, diğer güç asayişi sağlayacak
11:22 Abdullah Öcalan’dan Mexmûr Kadın Meclisi Konferansı’na mesaj
11:12 Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'na kimler katılacak, neler tartışılacak?
10:39 Kayyım atama davasında beraat
10:34 Bahis soruşturmasında 46 kişi hakkında gözaltı kararı verildi
10:02 Ebru Günay: Kürt sorunu uluslararası zeminde tartışılacak
10:00 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu'nda kabul edildi
09:22 Siyaset bilimci İnsel: Bütüncül hukuk ikili hukuk yapısına son vermektir
09:21 KYK yurdundan ‘çalışmayan kombi’ savunması: Mülk sahibi yaptıracak
09:20 Katı atık toplayıcısı: Barışın gelmesi refah ve huzurun gelmesidir
09:19 DAD Eş Genel Başkanı: Abdullah Öcalan’ın toplumla buluşacak koşulları oluşturulmalı
09:17 Hedef iki milyon palamudu toprakla buluşturmak
09:16 'Koza Altın Bergama için yeni bir facianın habercisi'
09:15 Bölgesel savaşlar ve fahiş fiyatlar Wan turizmini vurdu
09:14 Wan'da festival: Müzik özgürleştirir, barış büyür
09:13 İntihara sürüklenen kadının dosyasında şüphelilere tahliye
09:12 Licê'deki kadınlardan 'fuhuş çetesine’ tepki: Herkes ayaklanmalı
09:10 Amed Uluslararası Film Festivali: Sanatla iç içe olalım
09:05 'Hasta tutsaklar kaderine terk edildi'
09:02 Zenobia'nın kenti Palmira'daki tahribatı görüntüledik
09:00 05 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
04/12/2025
23:57 ABD'den Venezuela'ya yönelik seyahat uyarısı
22:44 Licê’deki fuhuş çetesine karşı çalışmalar sürüyor
21:29 TİP'li gençlerin tutuklanması protesto edildi
21:21 Madenciler anıldı: Çıkış yolu direnişlerin birleşmesinde
21:17 AKP'li belediye 3 sokağı borç karşılığı sattı
21:14 DEM Parti komisyon üyeleri: Görüşme içeriği bağlamından koparıldı, tamamı paylaşılsın
20:37 Güngören’de 6 katlı binada patlama
20:32 'Hakime rüşvet suçlaması, eşine 9 milyon TL avukatlık ücreti kararı' haberine erişim engeli
20:24 DEM Parti’den tarım işçisi kadınlara ziyaret
20:17 DEM Parti komisyona sunacağı raporunun ana hatlarını paylaştı
19:30 'Barış ve halkların kardeşliği inşa edilmeli'
19:25 Abdullah Öcalan: Sürecin başarıya ulaşması için tüm gayretimi ortaya koyuyorum
19:06 BM’den Sudan’daki iç çatışmanın durdurulması çağrısı
19:01 MSD: Krizden çıkmanın yolu diyalog
17:47 Dilovası’nda 7 işçinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin rapor hazırlandı
17:46 Komisyonda 'tutanak' krizi
17:15 İsrail'in saldırıları sürüyor
17:11 MHP'li Yıldız: İmralı görüşmesi çok olumlu geçti
17:01 Ayşegül Doğan: Tutanaklar açık biçimde okunmalıdır
16:56 Gazeteci Aykol’un durumu stabil
16:52 Kınık Merası'nın statüsünün değiştirilmesine tepki
16:51 AKP: Kayyum uygulaması düşmeli
CHP: TMK değişmeli, eşit yurttaşlık sağlanmalı
16:37 İHD ve TİHV İnsan Hakları Haftası programını açıkladı
15:24 HPG'li Can'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:07 Wan'da şüpheli kadın ölümü
15:06 Tutuklanan öğrencilere destek eylemi: Talepleri taleplerimizdir
14:14 Zınar Altuntaş hayalini gerçekleştirdi
14:07 Komisyonda tutanakların okunmasında 'fikir' ayrılığı
14:01 Komisyon ‘İmralı ziyareti’ gündemiyle toplandı
13:19 AP Türkiye Raportörü Amor DEM Parti'yi ziyaret etti
13:06 Mêrdîn’in gizli cenneti Qurdîs’te sonbahar görüntüleri
13:03 DEM Parti Eskişehir'de halk toplantısı düzenleyecek
13:01 Artuklu Üniversitesi’nde ‘kişiye özel kadro’ alımı mahkemeden döndü
12:27 Kurtulmuş: Mühim olan İmralı ziyaretinin komisyon ile paylaşılması
12:26 BM Güvenlik Konseyi'nden Suriye’ye ilk resmi ziyaret
12:24 Tahliye edilen 30 yıllık tutsak: Kürtler özgürlüğüne kavuşacaktır
12:23 AB Komisyonu Rusya'yı kara listeye aldı
11:50 İSİG Kasım ayı raporu: 216 iş cinayeti yaşandı
11:43 Sağlıkçılar temizlikte çalıştırılmak zorunda bırakılıyor
10:04 Bahçeli'den süreç için yasal düzenleme açıklaması
10:00 Nobel Ödüllü isimler Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na katılacak
09:47 Ukrayna ve ABD heyeti Miami'de görüşecek
09:33 Kuvvetli yağış ve buzlanma bekleniyor
09:19 İlk ziyaretine 7 yaşında gitti, 29 yıldır cezaevindeki babasının yolunu gözlüyor
09:11 ÖHD Eş Genel Başkanı: Meseleye bütüncül hukuk çerçevesinde yaklaşılmalı
09:10 İlahiyatçı Salar: Diyanet hutbelerde süreci halka anlatmalı
09:09 Prof. Dr. Levent Köker: Çözümle Türkiye demokratikleşme sürecine girecek
09:07 TÜGVA'nın 'asimilasyoncu' projelerini kayyım finanse ediyor
09:05 Devrim komünlerle adım adım ilerliyor
09:00 04 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
03/12/2025
23:47 Tecavüz faillerine beraat!
23:43 Stutgart’ta Alevi ve Durzi halka saldırılar protesto edildi
23:03 Çocuk ölümlerini protesto eden 16 TİP'li genç tutuklandı
22:54 Amedspor Down Sendromlu Zınar’ın hayalini gerçekleştirecek
22:50 İsrail 10 yıl sonra Lübnanlı yetkililerle görüştü
21:01 Akış’ın tutukluluğuna devam kararına tepki: Darbe sürüyor
20:37 KDP, Xebat ve Lecan’a ağır silahlı güçleri yerleştirdi
20:18 BMGK 14 yıl sonra Şam’ı ziyaret edecek
20:16 Cenevre eyleminde Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü istendi
19:00 Şam’a füzeli saldırı
18:52 Serra Bucak’tan Ongözlü Köprü ve Hevsel Bahçeleri açıklaması
18:49 KHK eylemi: Arkadaşlarımız derhal görevlerine iade edilmeli
18:31 Asgari ücret için ilk toplantı tarihi belli oldu
18:24 TÖP üyeleri serbest bırakıldı
18:19 30 yıldan sonra tahliye edilen Çirik: Diğer tutsakların da özgürlüğü yakındır
18:03 Barış Annesi Aliye Timur son yolculuğuna uğurlandı
17:49 Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Akış’ın tutukluluğuna devam kararı
17:37 Kuzey ve Doğu Suriye Halklar Meclisi tüzüğünü kabul etti
17:34 Divandere'de 8 kadın öğrenci zehirlendi
17:30 İran güçleri Ezîze Mûradiyan adlı Kürt kadını gözaltına aldı
17:17 AB ülkeleri Rusya'dan gaz ithalatı yapmamak üzere anlaştı
17:13 KESK: İktidarın sadık bürokratlarına 30 bin TL seyyanen zam
16:56 HPG'li Serhat Korkmaz'ın taziyesine kitlesel ziyaret
16:49 Katledilmek istenen Yasemin Durbak'a dayanışma ziyareti
16:35 Barzani: Entegrasyon garantisi olmadan QSD'nin silah bırakması beklenemez
15:38 'Engelliler ayrımcılığa, izolasyona mahkum ediliyor'
15:37 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
14:47 Okullarda ücretsiz yemek davası görüldü: 3 çocuktan 1'i okuldan aç dönüyor
14:04 Erdoğan: Kürt sorunu 'benim sorunumdur' iradesini bugün de taşıyoruz
12:16 Gülistan Kılıç Koçyiğit'ten 'Bahçeli'ye darbe olur' iddiasına yalanlama
12:10 Abdullah Öcalan’dan bütüncül hukuk mesajı: Demokrasi dışı müdahale olgusu Türkiye gündeminden çıkar
12:05 İngiltere'den sürece destek
11:39 Prof. Bose’den Abdullah Öcalan’ın çağrısına destek: Taraflar bu umut anını değerlendirmeli
11:30 TÜİK'in enflasyon oranı yine düşük çıktı
11:25 Okullarda ücretsiz yemek davası: Ne bakanlık ne de yargı çocukları aç bırakamaz
11:12 Bahçeli: Süreçten asla geri adım atmayacağız
10:52 Dêrsim’de fuhuş ağı: İsim isim teşhir ederek anlattı
10:34 DEM Parti MYK toplandı
10:32 Gazeteciler raporu: Gözaltı, soruşturma tutuklama, ceza, işten çıkarmalar sürüyor
10:16 Özgür Ülke anması: Hakikat açığa çıkarsa barışa o kadar yakın oluruz
10:08 TÖP üyesi 5 kişi gözaltına alındı
10:03 Dicle Nehri'ne düşen çocuğun cenazesi bulundu
09:55 Nahit Eren'den 'transfer' müjdesi: Söylemler kulübü yıpratmamalı
09:33 Urartular'ın 'başkenti işgal' altında
09:31 Hastane yol gösterdi: İhtiyaçlarını karşılayamaz, ancak R Tipi'ne sevk edilebilir!
09:20 Dr. Gezer: Engellilerin ailelerinin kaygıları ortadan kaldırılmalı
09:19 Prof. Dr. Şebnem Oğuz: Süreç, Türkiye'nin geleceğini belirleyen bir eşik
09:17 Mêrdîn’de uyuşturucuya karşı harekete geçtiler
09:15 Öldürülen gazeteci Hakan Tosun'un ablası: Adalet yerini bulmalı
09:07 Wan’da 10 ayda 158 hak ihlali yaşandı
09:05 Gençlerden çağrı: Uyuşturucu ve fuhuşa karşı birlikte önlem alalım
09:00 Dêrazor'un bir yanı yıkım, diğer yanı inşa