‘Eskiden bir Esat Oktay ve köpeği Co vardı, şimdi yüzlercesi’

img

DİYARBAKIR - Adı dünyanın en kötü şöhrete sahip 10 cezaevi arasına giren Diyarbakır 5 Nolu, vahşete karşı 14 Temmuz 1982’de başlatılan ölüm orucu eylemiyle de tarihe kazındı. Bu vahşetin tanıkları, “Eskiden bir Esat Oktay ve köpeği Co vardı, şimdilerde yüzlercesi” dedi. 

“Biz yaşamı uğrunda ölecek kadar seviyoruz..." 1980 yılının 12 Eylül günü yapılan askeri darbe sonrası insanlık dışı uygulamalara sahne olan Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi ile birlikte tarihe geçen Kemal Pir’in bu sözü oldu. Ülkede giderek yükselen devrimci dinamikleri ezmek için cezaevinde kurulan işkence tezgahlarında farklı siyasi görüşten yüzlerce tutuklu Filistin askısından dışkı yedirilmeye cezaevinin iç güvenlik amiri Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran’ın “Co” isimli köpeğinin saldırısına uğramaya varan akıl almaz işkencelere maruz kaldı. Diyarbakır 5 Nolu, bu yaşananlarla dünyada zulmün ve vahşetin kol gezdiği en kötü şöhrete sahip 10 cezaevi arasına girdi. Politik tutukluların işkenceyle teslim alınmasının amaçlandığı bu vahşete karşı direnişin fitilini tutuşturan ilk isim, 21 Mart 1982 günü hücresinde bedenini Newroz ateşine dönüştüren PKK'nin öncü kadrolarından Mazlum Doğan oldu.  
 
O’nu aynı yılın 18 Mayıs günü "Dörtler" olarak bilinen Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner izledi.
 
‘BENİM DEĞİL, BİR HALKIN SORUNU’
 
Cezaevi duvarlarını sarsan bu şehadetlerin ardından 14 Temmuz günü çıkarıldıkları mahkeme salonunda Mehmet Hayri Durmuş, direnişi bir adım ileriye taşıyarak ölüm orucuna başladığını duyurdu. Kürt halkı için suyun akışını değiştiren bu eylemini ise şu sözlerle ilan edecekti: "12 Eylül darbesinde geliştirilen askerileştirme politikası, tamamen kişiliksizleştirme ve ihanet ettirme politikasıdır. Biz burada düşüncelerimizi savunalım diye bugüne kadar bekledik. Ama ne yazık ki, artık bu da elimizden alınıyor. İhanet önümüze konuluyor. Zaten Mazlum ile Ferhatlar bunu protesto etmek için yaşamlarına son verdiler. Bizim de artık yaşamamızın ve yargılanmamızın hiçbir anlamı yoktur. Bunun için ölüm orucuna giriyorum. Bu mahkeme salonunda bizim şahsımızda bir halk yargılanıyor. Her türlü saldırıyla bir halk yok edilmek isteniyor. Bize yönelik uygulanan bu politikayı değiştiremeyeceğinize inanıyorum. Çünkü sizi aşan bir politikadır. Bu sorun yalnız benim sorunum değildir. Bir halkın sorunudur. Bu mahkemeye son gelişimdir. Bundan sonra gelmeyeceğim."
 
YAYDAN FIRLAYAN OK
 
Başlattığı eylemin daha ilk anda tedirgin ettiği duruşma hakimi; "Gel vazgeç bu işten Hayri. Sorunlarınızla ilgileniriz" dese de, o kararlılığını "Hayır! Artık ok yaydan fırlamıştır. Nasıl ki, oku geri getirmek mümkün değilse, benim de geriye dönüş yapmam mümkün değildir" sözleriyle gösterecekti. 
 
"Mezar taşıma borçlu yazın" diyen Hayri Durmuş, başlattığı bu eyleme katılan Kemal Pir, Ali Çiçek ve Akif Yılmaz ile birlikte yaşamını yitirdi. Fakat onların şehadetleri cezaevinde yeni bir dönem başlattığı gibi Kürtlerin tarihinde bir dönüm noktasına dönüşüp, ardıllarına bıraktıkları direniş mirasıyla son 38 yıla damgasını vurdu.  
 
15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminden bugüne dek başvurulan politikalar ve yaşananlarla Türkiye, toplumun geniş bir kesimine göre adeta Diyarbakır 5 Nolu’ya dönmüş durumda. Yönetimdeki mevcut anlayışın kurduğu nizama aykırı ses çıkaran muhalif kesimler; baskı, şiddet veya hak ihlallerinin farklı tonlarıyla yüz yüze kaldı, kalıyor. 
 
Bugünü 5 Nolu ile özdeşleşmesine sebep olan en çarpıcı olaylardan biri ise, yerine kayyım atanarak görevinden alınan Van’ın Edremit ilçesinin HDP’li Belediye Eşbaşkanı Sevil Rojbin Çetin’in, 26 Haziran'da Diyarbakır'daki evine yapılan polis baskının köpekli işkenceye maruz kalması olayı oldu.  
 
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde kalıp, oradaki vahşete tanıklık eden isimlerden Mehdi Aslan, Arif Turgay ve Gani Alkan, ülkenin dünü ve bugününü kıyasladı.
 
KİTAP VE FİLMLERE SIĞMAZ
 
Dönemin tanıklardan Mehdi Aslan (65), 1979 yıllında Hayri Durmuş ile birlikte gözaltına alındı. O dönemin İl Jandarma Komutanlığı’nda 45 gün boyunca süren işkencenin ardından Diyarbakır Cezaevi’ne konuldu. 8 yıllık cezaevi sürecinin kitap ve filmlere sığmayacak kadar büyük olduğunu dile getiren Aslan, ölüm orucunun getirdiği kazanımların zincirleme bir şekilde bugünlere kadar geldiğini ifade etti. Aslan, birlikte geçirdiği zamanı anımsayıp, Hayri Durmuş’u şu sözlerle anlattı: “Bir bilim insanı, bir devrimci, bir doktor yani ne desen Hayri de vardı. Onunla ancak gözaltı sürecinde sohbet etme imkanımız oldu. Cezaevinde zaten birbirimize bakmamıza dahi izin verilmiyordu. Hayri, Kürt halkının özgürlüğü için canını feda etmekten çekinmeyen bir kişiliğe sahipti. Aynı şekilde Kemal, Akif ve Ali de.” 
 
DÜNDEN BUGÜNE 
 
Ölüm orucu eyleminin yankılarının bugüne kadar sürdüğünü vurgulayan Aslan, “En önemlisi de 5 Eylül 1983’teki isyandı. O gün tüm cezaevi, hep bir ağızdan söylenen ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ sloganları ile inliyordu. O gün başını yerden kaldırmayan, korkudan sesini edemeyenler hep bir ağızdan slogan atıyordu. Tabi bu ölüm orucundaki direnişin bir yansımasıydı. Onların bize bıraktığı mirastı. Ölüm orucu eyleminden sonra cezaevinde mecburi bir düzelme durumu gelişti. Çünkü devran tersine dönmüştü. İçimizdeki korku bitmiş, onların yüreklerine işlemişti” dedi. O dönem ile bugünkü koşulları karşılaştıran Aslan, içerisinde olunan bu dönemin daha da kötü olduğunu iade etti. Aslan, 12 Eylül döneminde gibi kaba işkencenin yanına bugün tekniki saldırıların da eklendiğini kaydetti.
 
ŞİMDİLERDE YÜZLERCESİ VAR
 
12 Eylül döneminde “örgüt üyesi” iddiasıyla kendisine verilen 24 yıl hapis cezasının onanmadan zaman aşımından düşürüldüğünü belirten Aslan, bugüne dair kıyaslamalarını şöyle sürdürdü: “Şimdi en ufak bir şeyde hemen örgüt üyesi iddiasıyla onlarca yıl ceza verilerek cezaevine gönderiliyor. O dönemin hukukunu aratan bir hukuk ile karşı karşıyayız. Gittiğimiz cenazeler, taziyeler, eşbaşkanlık döneminde yaptığımız çalışmalar suç delili olarak önümüze çıkıyor. Mahkemelerde bizi dinlemiyorlar bile. O dönem en azından bizi dinliyorlardı. Bu sadece hukuki boyuttu. Bunu ekonomik, sosyal, siyasal, toplumsal alanda da yürütüyorlar. Yani gelinen aşamada mezarlıklara saldırı, köpekli işkence, on binlerce kişinin tutsak edilmesi durumu var. Eskiden bir Esat Oktay ve köpeği Co vardı, şimdilerde yüzlercesi var. Ve hepsi neredeyse her gün toplumun üzerine salıveriliyor.” 
 
Fakat o dönem yaşatılan vahşete karşı gösterilen direnişin tanığı olan çocukların, şimdilerde de direnmeye devam ettiğini söyleyen Aslan, “Yapılan her vahşet, yeni bir direniş gerekçesi olmuştur. Yeni nesil özgürlüğün tadını aldı. Özgürlüğün kaybetmemek için direnecektir. Söylem ile pratiğin birleşeceği bir döneme giriyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Arif Turgay (60) ise, 1982-1988 yılları arasında Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu kaldı. O dönem maruz kaldığı işkence izlerinin çıkarıldıkları duruşma salonlarında görülmemesi için cezaevi ile mahkeme salonu arasında bulunan İstikam Taburu’nda bir aydan fazla kadar süre yaralarının iyileşmesi için bekletildiklerini anlatan Turgay, bu vahşette karşı ortaya konulan direnişlerin cezaevlerinde var olan durumu ortadan kaldırdığını belirtti.
 
DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
 
O günlerden bugüne ülkeye hakim olan zihniyetin aslında çok da değişmediğini söyleyen Turgay, “O dönem ki mahkemeler kendi iradeleri ile karar verebiliyorlardı, şimdi ise tek bir yerden verilen karar var. O dönemi aratan bir durum ile karşı karşıyayız. Şimdiki mahkemeler bir kişinin ağzına bakıyor” diye konuştu. Köpekli saldırılara işaret eden Turgay, “O zamanın baskı ve zulüm politikaları, bugün ‘modern’ bir şekilde karşımıza çıkıyor. Şimdilerde kullandıkları teknikler de farklı. En büyük tekniki saldırıları da psikolojik saldırıdır. O dönemde köpekli saldırı vardı. Esat’ın Co’su şimdi de yapılan ev baskınlarında köpekli saldırılarla gerçekleştiriliyor. Hakaret ve işkence de var tabi. Dışarda başlayan işkence cezaevlerinde devam ettiriliyor. Pandemi tehlikesi ile baş başa bırakılan, yani ölüme terk edilen on binlerce siyasi tutsak var” dedi. Turgay, ancak her zulüm karşısında direnişlerin yaşanmaya devam ettiğinin de altını çizdi. 
 
AMAÇ ONUR KIRMAK
 
Diyarbakır 5 Nolu’daki vahşeti birebir yaşayanlardan Gani Alkan, bu cezaevinde 8 yıl kaldı. Alkan, kaldıkları cezaevinin özel bir statüye tabi tutulduğunu ve bu statüye göre uygulamaların olduğunu dile getirdi. Cezaevi idaresinin Kemal Yarmak, Esat Oktay Yıldıran ve onlara bağlı özel ekiplerden oluştuğunu hatırlatan Alkan, saldırıların asıl amacının tutukluların onurunu kırmaya dönük olduğunu ifade etti. Alkan, cezaevindeki işkencelere karşı gösterilen direnişin, örgütlü bir şekilde alınan ölüm orucu kararı ile yeni bir karşı duruşun ortaya konulduğunu söyledi.
 
YÜZYILLARI AŞAN BİR DİRENİŞ
 
Alkan, verilen bu direnişin taşıdığı anlamı ise, şu sözlerle dile getirdi: "Mehmet Hayri, Kemal Pir, Ali Çiçek, Mazlum Doğan, Akif Yılmaz ve diğer arkadaşlar büyük bir sorumluluk bilinciyle yaklaştı. Dört duvar arasında seslerimizin boğuk kalmaması için, seslerimizin dışarıya yansıması ve mücadelenin büyütülmesi için hep çaba içinde oldular. Bu çığlığın, mücadelenin dışarıya yansıması için de siyasi savunma yapılmasına karar verildi. Savunmalarla içerdeki direniş dışarıya yansıtılabilirdi. Teslimiyete karşı direnişi örgütlemek anlayışıyla 14 Temmuz’daki tarihi direnişe hazırlıklar yapıldı. Bu arkadaşlar o sorumluluğun anlayışı içinde oldular hep. Ne yapması gerekeni çok iyi biliyordu. Kemaller, Hayriler, Aliler, hiç kimsenin birbirinden haberdar olunamayacağı, insani ilişkilerin bile kesik olduğu bir alanda böylesi büyük bir direnişi tüm cezaevine yayarak ve yüz yılları aşan bir direniş ortaya koydular.” Ölüm orucuna yatanların gösterdiği direniş sayesinde cezaevindeki baskı ve zulmün seyrinin önüne geçildiğini belirten Alkan, bu direnişle cezaevindeki binlerce insanın yaşamanın kurtarıldığını vurguladı.
 
12 EYLÜL DEVAM EDİYOR
 
Ölüm orucunda yaşamını yitirenlerin, yaşatmak için bedenlerini ölüme yatırdıklarını kaydeden Alkan, Kemal Pir’in “Biz yaşamı uğrunda ölecek kadar seviyoruz” sözünün direnişin simgesi haline geldiğine işaret etti. O günkü ruhun günümüzde de yaşatıldığını, 14 Temmuz'un hem direnişin hem de dirilişin tarihi olduğunu ifade eden Alkan, yok olmaya karşı var olmanın direnişle ortaya konulduğunu söyledi. Şu anki AKP zihniyetiyle o günkü zihniyet arasında hiçbir farkın bulunmadığını kaydeden Alkan,  “İlk zamanlar cezaevi direnişi geleneğimiz yoktu. Ama şimdi Mazlumlardan Hayrilere, Alilerden, Ferhatlara değin bir direniş geleneği, bir miras var. Bu miras ışığında sistemin baskılarına karşı konuluyor. Bugün Türkiye ve Kürdistan'daki tutsaklar, 14 Temmuz geleneğine sahip çıkarak teslimiyete karşı koyuyor. Bugün de içerden dışarıya, dışarıdan içeriye dönük büyük bir direniş sergileniyor. İçerdeki direniş dışarıyı, dışarıdaki direniş içeriyi besliyor” dedi.
 
'ZİHNİYET VARLIĞINI KORUYOR’
 
Birçok alanda yaşanan baskıya paralel olarak cezaevlerine yönelik bir baskı süreci başlatıldığını kaydeden Alkan, "O dönemi zihniyeti, şimdilerde hem cezaevinde hem yönetimde hem de yasalarda varlığını koruyor. Değişen tek şey var, o da yüzlerdir. Neredeyse her gün cezaevleri veya başka yerden bir işkence haberi geliyor. Daha geçen gün yapılan bir ev baskınında 'Ya sev ya terk et' baskısı yapıldı. Onun dışında Sevil Rojbin Çetin'e yönelik köpekli saldırı oldu. Bu saldırı esnasına fotoğrafın çekilmesi ve ölüm ile tehdit edilmesi. Tüm bunlar o dönemin eserleri, herkes bunun farkında. Esat ve Co'lar eskiden birken, bugün yüzlerce oldu" diye konuştu.
 
MA / Fethi Balaman - Fahrettin Kılıç

Diğer başlıklar

19:40 Avukattan çocuğa darp, aileye ‘istihbarat' tehdidi
19:32 Şam’a bağlı güçler Tişrîn Barajı’na saldırdı
19:30 Koma Amed'in Ankara konserinin bilet satışı başladı
19:21 Ukrayna’dan Putin’in konutuna saldırı YENİLENDİ
18:46 Hamas Ebu Ubeyde’nin öldüğünü doğruladı
18:43 Gazze’de soğuktan 25 kişi yaşamını yitirdi
18:41 Herran'da 3 çocuğun cenazesine ulaşıldı
18:00 Zelenski: 50 yıllık güvenlik istiyoruz
17:57 Mêrdîn ve Mersin'de 'Umut ve Özgürlük' mitingine katılım çağrısı
17:56 Gazeteci Aykol 14 Ekim'den bu yana yoğun bakımda
17:50 Çin’den Tayvan çevresinde tatbikat: Tayvan Ordusu alarmda
17:47 Manisa'da bir kadın katledildi
17:27 Kar yağışına rağmen 4 Ocak çağrısı: Sessiz kalırsak özgürlük gecikir
17:19 Gazeteci Altaylı hakkında tahliye kararı
17:14 Elif Kumal’dan 2 gündür haber yok
16:58 Emekliler 'insanca yaşam' talebiyle yürüdü
16:54 3 kentte tutsaklara yeni yıl kartı gönderildi
16:46 Yalova’da çatışma: 3 polis ve 6 DAİŞ’li yaşamını yitirdi, 9 yaralı
16:25 Colemêrg-Şirnex Karayolu ulaşıma kapandı
16:18 5 yıl sonra karın düştüğü Cizîr'den kareler
16:17 Wan’da cadde ve sokakları halk temizledi
16:03 Cizîr'den 'Umut ve Özgürlük" mitingi çağrısı
15:50 Sulama kanalına düşen araçta 4 kişi kayboldu
15:43 Narin Güran davası: Yargıtay anne, ağabey ve amcanın cezasını onadı
15:19 Tahran'daki eylemlere saldırı: Çok sayıda gözaltı
15:12 Bakırhan: DAİŞ’e karşı ortak tutum sergilenmeli
15:01 Free Web Turkey 2025 İnternet Raporu: Kürt basını hedefte
14:59 Devlet hastanesinde güvenlikten saldırı iddiası: Gözümü kaybedebilirdim
14:55 Kürdistan kara teslim: 502 köy yolu ulaşıma kapandı
14:53 SAMER’den rapor: Amed’de uyuşturucu kullanım yaşı 5-11’e düştü
14:30 Serhatlı seçilmişlerden miting çağrısı: Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü şarttır
14:08 Selçuk Kozağaçlı’nın durumuna ilişkin açıklama
14:01 Karayollarının işini de belediye yaptı: Yollar temizlendi
13:45 Mêrdîn ve Şirnex’te yollar kapandı: Öğrenciler mahsur kaldı
13:33 İran’da ekonomik kriz: Halk sokağa çıktı
12:28 DAİŞ operasyonunda 3 polis yaşamını yitirdi
11:45 Amed BB Kadın Politikaları Daire Başkanlığı faaliyet raporunu açıkladı
11:43 Amed’de eğitime ara verildi
11:22 Suriye Êzidîler Birliği, Alevilere yönelik saldırıları kınadı
11:06 Yolava’daki DAİŞ operasyonuna yayın yasağı
10:46 Tarihi surlarda kartpostallık görüntüler
10:43 Özerk Yönetim ile Şam görüşmesi ertelendi
10:01 Dêrsim'de tamamlanan GES mühürlendi, köylüler projenin iptalini istedi
09:26 Abdullah Öcalan'ın avukatı: Çözümün aktörlerinin önü açılmalı
09:23 Karakuş: Pozitif entegrasyon özyönetim ve konfederal yapılara açıktır
09:22 İklim krizini yaratanların zirvesine karşı halk zirvesi düzenlenecek
09:20 Rosa Kadın Derneği 8 yaşında: Tek hedef kadınlara ulaşmak
09:19 Rojhilatlı avukatın ölümü: Dosyada görüntülerin saklanması cinayet ihtimalini güçlendiriyor
09:13 ‘Failler cezasız kaldıkça hiçbir kadın güvende değil’
09:10 Canpolat: Süreç cezaevlerine uğramadı, tam tersini yaşıyoruz
09:07 Sağlıkta 2025: Sorunlar daha da derinleşti
09:00 29 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:41 Mêrdîn beyaza büründü
08:17 Yalova'da DAİŞ operasyonu: 7 polis yaralandı, çatışma sürüyor
07:50 Amed’de ilk karla kent beyaza büründü
28/12/2025
23:47 38 siyasi parti ve örgütten Geçiş Hükümeti’nin saldırılarına tepki
23:42 Trump, Zelenski ile görüştü
23:32 Bedlîs'te dengbêj gecesi
23:00 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Demokratik Suriye eşit yurttaşlıkla mümkün”
22:17 PCCWS: Suriye’de yurttaşlara ateş açıldı, uluslararası koruma şart
22:12 Cezaevinden tahliye edilen Okan Gür, bir kadını katletti
21:32 Libya heyetini taşıyan jetin olay yeri incelemesi tamamlandı
21:29 Amedspor maçında Leyla Zana sloganları durmadı
21:12 Pirsûs'ta Noel kutlaması
19:26 Mêrdîn’de ev ev, sokak sokak ‘Umut ve Özgürlük’ çağrısı
19:12 Özerk Yönetim saldırıları kınadı: Sorumlu Geçiş Hükümeti'dir
18:52 Suriye Alevi Yüksek İslam Konseyi: Geçiş Hükümeti devleti temsil etmiyor
18:41 Suriye'de Alevilerin federalizm talebine saldırı: Ölü ve yaralılar var
18:12 Sırrı Süreyya Önder Barış Futbol Turnuvası: Herkesin değeriydi
18:02 4 Ocak mitingi için çalışmalar sürüyor
17:45 Gazeteci Aykol iki ayı aşkın süredir yoğun bakımda
17:24 Binlerce kişi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için yürüdü
17:18 DMS 1’nci Olağanüstü Kongresini gerçekleştirdi
17:01 Din alimleri yeni yönetimlerini belirledi
16:50 Kayyım, belediye taşınmazı satışını eleştiren eşbaşkana tazminat davası açtı
16:44 Demokratik Birlik İnisiyatifi Mersin'de iki aileyi barıştırdı
16:42 İstanbul’da Azize Kaplan için anma
16:19 İzmir'de bağımlılık ve fuhşa karşı yürüyüş
15:48 Dêrsim’de GES tepkisi: Doğanın sesine kulak verin
15:32 Amed’de taziyelere kitlesel ziyaret
15:32 İhlalleri anlatan tutsağa 'panik yaratma' iddiasından soruşturma
15:12 Amed’de ‘Edebiyat ve Toplum’ paneli
15:01 Roboskî anmaları: Sorumlular yargı önüne çıkarılsın
13:49 Tülay Hatimoğulları: Barışın yolu Roboskî’den geçer
Keskin Bayındır: Roboskî defteri kapanmayacak
13:22 Abdullah Öcalan: Gençliğin öncülük rolünü oynayacağına inanıyorum
13:03 Serhat'ta kar yağışı: 3 bin 46 yerleşim yeri ulaşıma kapandı
13:00 AKKAY-DER yeni yönetimini belirledi
12:48 İzmir'de tutsaklar Toprak ve Taş tahliye oldu
12:32 Roboskî'de 14'üncü yıl anması: Adalet çığlığımızı duyun
12:06 Rojhilat’ta iki kolber çığ altında kalarak yaşamını yitirdi
11:32 Esenyurt’taki kazada yaşamını yitirenlerin sayısı 5 oldu
10:04 Meteoroloji’den kuvvetli kar yağışı uyarısı
09:50 Kadınların 2025'teki mücadelesi Jin dergi kapağında
09:19 Onlarca çocuğun istismar edildiği Ensar Vakfı, ahlak dersi verecek
09:16 Pirsûs’ta belediye sokakları onarıyor DEDAŞ bozuyor
09:14 51 kilometrelik tarihi kanalın sadece 3 kilometresi sulamada kullanılabiliyor
09:09 4 Ocak mitingi için çağrı: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için alanda olalım
09:09 11’inci Yargı Paketi’ne tepki: Demokratik bir zihniyetin ürünü mü?
09:04 Elkê'de kar kalınlığı bir metreyi geçti
09:02 HDK Eşsözcüsü Kenanoğlu: Abdullah Öcalan’a yaklaşım Kürtlere yaklaşımı belirler
09:01 Suriye’de petrol ve doğalgaz savaşı
09:01 Boyun eğmediler, direnişlere öncü oldular
09:00 28 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
00:04 Qers’te 41 köy yolu ulaşıma kapandı
27/12/2025
23:12 Halep’te 2 üniversite öğrencisi kaçırıldı
22:56 İran sinemasının usta ismi Behram Beyzayi yaşamını yitirdi
22:32 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’de abluka arttı
21:25 Hacı Özkal okurları ile buluştu
21:09 İzmir'de Gaxan etkinliği: Barışa vesile olsun
20:16 Bağımlılığa karşı örgütlü mücadele çağrısı
19:52 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Umut hakkı barış, eşitlik, özgürlüktür
19:38 Alman aktivist Anna Liedtke için eylem
19:29 İstanbul’da kaza: 4 kadın işçi yaşamını yitirdi
19:26 Mûş beyaza büründü
18:12 Gazze’de 71 bin 219 insan katledildi
17:39 Silêmanî’ye çalışmaya giden genç ölü bulundu
17:20 Rusya’dan başkent Kiev’e saldırı
17:14 Arkaş'tan panele katılım çağrısı: Sorunları masaya yatıralım
17:02 Bayındır: Kürt halkı Önder Öcalan'dan ayrı olamaz
16:55 Gazeteci Aykol'un akciğerlerinden sıvı örneği alındı
16:51 Mêrdîn'de 4 Ocak çağrısı
16:47 Şêxmeqsûd ve Eşrefiye'de kuşatma ve saldırılar sürüyor
16:29 Türköne: Devlet Abdullah Öcalan’ın ‘Ortak yaşam’ vizyonuna geldi
16:13 Bismil’de Arjen Kültür ve Sanat Merkezi açıldı
16:06 Dêrsim’de ilk kar
15:59 4 Ocak mitinge çağrı:‘Umut hakkı’ sağlanmalı
15:34 Üç ilde erkek şiddeti: Bir kadın katledildi
15:15 Ertürk ve Kavak’ın tahliyesi talep edildi
15:01 Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği raporu: Kadınlar şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor
14:48 ‘Doğu Raporu’nun 30. Yılında: Dünden Bugüne Paneli
14:43 Dêrsim'de Gaxan etkinliği
13:42 Kayıp yakınları beş kentte adalet talep etti
13:34 Mêrdîn'de görüş mesafesi 5 metrenin altına düştü
13:23 HPG'li Lokman Gazyak anıldı
13:10 Emek ve Demokrasi Platformu: ‘Umut hakkı’ barışın toplumsallaşmasını sağlar
12:58 Cumartesi Anneleri Mehmet Özdemir’in akıbetini sordu
12:42 Sokağa çıkma yasaklarında katledilen sağlık emekçileri anıldı
12:40 Mersin’de 2 çocuk yangında yaşamını yitirdi
11:49 İBB’ye yeni operasyon: 4 gözaltı
10:34 Eşbaşkanlardan ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine davet
09:32 Libya uçak kazasını incelemek için heyet gönderdi
09:07 3’ü kadın 4 öğrenciyi yaralayan kişi tutuksuz yargılanıyor
09:06 4 Ocak mitingine çağrı: 'Umut hakkı' bir halkın umudunun ilkesidir
09:06 Şaqayiq Nowruzi: İran’da kadın hareketi akan bir nehir
09:05 Kürdistan'da 300’ü aşkın arkeolojik alan baraj suları altında bırakıldı
09:04 Kadifekale'de özel savaş politikasına karşı yürüyüş
09:03 Erdoğan ‘kesinlikle bulacağız’ demişti: İnal’dan 20 yıldır haber yok
09:03 2026’da kadın mücadelesi ve örgütlülüğü daha da güçlenecek
09:02 Roboskî 14 yıldır kanıyor: Acımızı barış dindirir
09:01 Sistematik tacize uğrayan çocuğa polisten soru: Annen iftira mı atıyor?