Genel Kurul’da tecrit gündemi: Sistematik işkencenin merkezi İmralı’dır

ANKARA - HDP Şirnex Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, “İşkenceye sıfır tolerans” diyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a, “Hakikat böyle değil. Türkiye’de sistematik işkence vardır, merkezi İmralı Cezaevi’dir” dedi.

Meclis Genel Kurulu’nda, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin görüşmeleri, milletvekillerinin Adalet Bakanlığı ve bağlı kurumların bütçesiyle ilgili söz almasıyla devam ediyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şirnex Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, İmralı tecrit sistemi ve ‘İnfaz Kanunu’ ile tutukluların tahliyelerinin engellenmesine dair konuştu.

Kaçmaz, Adalet Bakanlığı’nın Türkiye'nin içinde bulunduğu derin krizlerin en büyük müsebbibi olduğunu belirterek, “Ülkede 30 milyon insan açlık sınırının altında yaşıyorsa, bu ülkede çocukların 3’te 1’i şiddetli yoksulluk ve açlıkla karşı karşıyaysa, toplum huzursuz, gençler umutsuzsa bunun en büyük sorumlusu bu bakanlıktır. Yani bu bakanlık aslında yaşadığımız tüm olumsuzlukların temel kaynağıdır” dedi.

Meclis Genel Kurulu’nda, 2023 Yılı Merkezi Yönetim 

İKTİDARIN ÖVÜNDÜĞÜ YARGI

İktidarın adalet sistemiyle övündüğünü dile getiren Kaçmaz, “İktidar, hakim ve savcı sayısının, bakanlık personel sayısının, güya adalet saraylarının sayısının artmasıyla övünüyor, övünüyor da övünüyor. Peki size soruyoruz. AKP’lilerin suç iddialarına rağmen yargılanmamasıyla, yargıdaki kadrolaşmayla, tutuklu gazetecilerle, cezaevlerindeki hak ihlalleriyle, cezaevlerinde yaşamını yitirenlerle, hasta mahpuslarla, rehin alınan siyasetçilerle, yüzleşme davalarındaki cezasızlık politikalarıyla, hakim ve savcıların Kürt, kadın ve muhalif düşmanlığıyla, AİHM ve AYM kararlarının uygulanmamasıyla, Kobanê kumpas davasıyla, HDP kapatma davasıyla, siyasi soykırım operasyonlarıyla da övünüyor musunuz? İmralı’da uyguladığınız tecritle de övünüyor musunuz?” diye sordu.

YARGI BAĞIMSIZ DEĞİL

Türkiye’de yargının bağımsız olmadığını ifade eden Kaçmaz, “İktidarın güdümüne giren, siyasi talimatlarla hareket eden, tıpkı Nazi Almanya’daki halk mahkemeleri gibi muhalefete karşı silah olarak kullanılan bir yargı pratiğiyle ile karşı karşıyayız. İktidarın Kürt düşmanı politikalara geri dönüşüyle, Yargıtay’ın kararlarındaki değişimi ve iktidara göre hizalandığını rahatlıkla görebiliyoruz. Aynı daire, aynı heyet, aynı konuda daha önce beraat verdiği dava dosyalarında ceza vermeye başladı” ifadelerini kullandı.

İMRALI’DA SİSTEMATİK İŞKENCE

İmralı tecridine değinen Kaçmaz, tutuklu Çetin Arkadaş’ın “Sayın Öcalan” ifadesi nedeniyle infazının yakıldığını aktararak, Adalet Bakanı Bozdağ’a şunları sordu: “Sayın Öcalan demek suç mu? Suç olmadığına dair onlarca yargı kararı var ve hükümet yetkililerinin bu yönde ifadeleri söz konusu. Sayın Öcalan dedi diye mahpusların infazı yakılırken Sayın Öcalan’ın durumu nedir diye bir bakalım. Sayın Bakan, bütçe sunumunda işkenceye sıfır toleranstan bahsettiniz. Ancak hakikat böyle değil. Türkiye’de sistematik işkence vardır. Sistematik işkencenin merkezi İmralı Cezaevidir. Soruyorum: Tecrit işkence değil midir? Tecritle uygulanan sosyal izolasyon, işkence değil midir. Hükümlülerin aileleri ve avukatlarıyla görüştürülmemesi işkence değil midir. Umut hakkının tanınmaması işkence değil midir? Yıllarca hava muhalefeti ve koster bozuk yalanına sarıldınız. Şimdi de absürt gerekçelerle keyfi disiplin cezaları ile sürekli bir şekilde mutlak tecrit uyguluyorsunuz. Sayın Öcalan ve diğer mahpuslara, volta atarken ve spor yaparken sohbet ettikleri gerekçesiyle görüş yasağı uygulandığını görüyoruz. Bu kadar absürt bir karar olabilir mi? Tecrit, Kürt meselesinde çözümsüzlüğe, savaş ve çatışma politikasının devreye girmesine, hukukun ayaklar altına alınmasına ve halkın bütçesinin savaşa, faiz lobilerine ve silah baronlarına aktarılmasına sebep oluyor” şeklinde konuştu.