İZMİR – ÖHD’li avukatlar Meral Kaban ve Şükran Öztürk, açlık grevlerinden sonra cezaevlerinde hak ihalelerinin had safhaya ulaştığını belirterek, ciddi kilo kayıpları olduğunu aktardı.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 137’inci gününe girerken, cezaevlerindeki tutukluların 16 Aralık’ta başlattığı eylem de 99 gündür sürüyor. Açlık grevleri 1 Mart itibariyle tüm cezaevlerine yayıldı.
Özgürlükçü İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarından Şükran Öztürk ve Meral Kaban, Ege bölgesinde açlık grevinde bulunan tutukluların durumuna ilişkin bilgiler paylaştı.
KRİTİK AŞAMAYA GELİNDİ
Avukat Şükran Öztürk tutukluların ciddi kilo kayıplarının olduğunu belirterek, özellikle erkek tutuklularda kilo kaybının fazla olduğunu söyledi. 16 Aralık tarihinden bu yana açlık grevinde olanların ortalama 14-16 kilo kaybının yaşandığını belirten avukat Öztürk, bölgedeki hiçbir tutuklunun doktor yüzü görmediğini belirtti. Sadece sağlık personellerin günlük tansiyon ve ateş ölçümlerini yaptığını ifade eden avukat Öztürk, “Şakran Kadın Kapalı Cezaevinde müvekkillerim ile görüştüğümde bana kantinden ihtiyaçlarını alamadıklarını, aldıklarında ise kısıtlı verildiğini söyledi. Bazı koğuşlarda sular verilmiyor. Kantinde satılan karbonat, şeker, tuz ve limon fiyatları 2 katına çıkarılmış. Açlık grevinde olan tutuklular için doktorların önerdiği ve belli ölçülerde günlük su, şeker ve limon gibi vitaminler verilmesi gerekiyor. İlk açlık grevine giren tutuklularda baş dönmeleri, mide krampları, karın ağrıları, kusma ve benzeri etkiler gözlemlenmeye başladı. Bu durumda kritik aşamaya gelindi” şeklinde konuştu.
JANDARMA ZORUYLA DURUŞMAYA GETİRİLDİ
Hak ihalelerinin had safhaya ulaştığını aktaran Öztürk, bir ayı aşkındır gazete ve radyoların verilmediğini söyledi. Keyfi bir şekilde disiplin cezalarının verildiğini vurgulayan avukat Öztürk, Kırıklar 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevinde açlık grevinde olan 3 tutukluya 45 gün boyunca refakatçı verilmediğini anlattı. Tutuklulara 50’nci gününde refakatçı verildiğini belirten avukat Öztürk, “Benim dosyasına baktığım 27 gündür açlık grevinde olan bir müvekkilim vardı. Açlık grevinden olduğundan kaynaklı duruşmaya katılmayacağını belirtmesine rağmen jandarma zor kullanacağını belirterek duruşmaya getirdi. Açlık grevindeki kişilerin enerjilerini tasarruflu kullanması gerekiyor. Bu tür uygulamalar açlık grevlerini bıraktırmaya yönelitir. Müvekkillerim ile konuştuğumda sağlık personellerin bilgilendirme adı altında, ‘Bu iyi günleriniz bir 70 gün sonra daha kötü olacaksınız. Siz kendinize ne yaptığınızı bilmiyorsunuz’ gibi söylemlerinin olduğunu söylediler. Bu da idareden bağımsız değildir” dedi.
İNFAZLARI YANIYOR
Avukat Meral Kaban ise, Manisa T Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan ve 88 gündür süresiz dönüşümsüz açlık grevinde bulunan Şemsettin Erdem’in durumunun kötüleştiğini söyledi. Erdem’in 10 kilodan fazla kilo kaybının olduğunu belirten avukat Kaban, gözlerinde ciddi kızarıklık, baş dönmesi ve seslere karşı aşırı duyarlılık gibi belirtilerin fazlalaştığını söyledi. Manisa Cezaevinde açlık grevinde bulunan tutukluların diğer tutuklulardan ayrıldığını belirten Kaban, “Tutuklularda gözlerde çok yoğun olarak bulanıklaşmalar başladı. Uyku bozuklukluları var. B vitaminleri kompleks şeklinde veriliyor. Grevdeki tutukluların kantinden talep ettikleri tuz, şeker, karbonat ve limonun hazır bir şekilde iç içe karıştırılarak verildiğini öğrendik. Ayakta sayım sebebiyle tutuklulara birden fazla disiplin cezası uygulanıyor. Birçoğuna hücre cezası verilmiş. Hücre cezalarının fazlalığı nedeniyle kişilerin infazının yanma durumları gündemde” şeklinde konuştu.
HASTA TUTUKLU VEREME YAKALANDI
Öte yandan yine Manisa Cezaevinde bulunan yüzde 52 engelli polio sekeli (çocuk felci) olan hasta tutuklu Özgür Bektaşoğlu’nun (43) cezaevinde verem hastalığına yakalandığını dile getiren avukat Kaban, cezaevinde kaldığı sürede teşhisin konulduğunu söyledi. Bektaşoğlu’nun verem tedavisi gördüğünü belirten Kaban, “Ancak hastalığının bulaşıcı olmadığı belirtmelerine rağmen önce karantinaya alınıyor daha sonra hastalık bulaşıcı değildir diyerek tekrar koğuşa götürülüyor. Bir an önce bir adım atılması gerekir” ifadelerini kullandı.
MA / Ruken Demir