Av. Özer: Devlet çözüm istiyorsa Öcalan ile görüşmeli

AMED - Amed Barosu eski Başkanı Mustafa Özer, Kürt sorununun çözümü noktasında devletin yasalarda değişiklik yapması ve Abdullah Öcalan ile görüşmesi gerektiğini belirtti. 
 
Kürt sorununun çözümü için başlatılan Barış ve Demokratik Toplum Süreci, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrası PKK’nin attığı adımlarla sınırlı kaldı. Aradan geçen bir yıla karşın devlet Meclis’te Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nu kurmak dışında bir adım atmadı. Komisyon da şimdiye kadar tarafları dinlemeden öteye geçemedi. Amed’de 1998 ile 2002 yılları arasında baro başkanlığı yapan avukat Mustafa Özer, sürece dair değerlendirmelerde bulundu. 
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Ekim 2024’te uzattığı elin ardından gelinen süreçte Bahçeli ve iktidar ile DEM Parti’nin ortaya koyduğu tavırların farklı olduğunu söyleyen Özer, “Bahçeli’nin, dolayısıyla da iktidarın uzattığı el, tamamen silahlı güçlerin silahsızlandırılmasına yönelik bir çağrıydı. Bu çağrı bana göre yerini bulmadı. Silahı kime bırakacak, ne tür hukuki işlemler yapılacak? Şu anda mevcut yargısal yapıda -onların çok da önem arz etmiyor- netice itibariyle verilecek hükümle birlikte, bir hafifletici neden olarak, 69’uncu madde uygulanacak. Bu da bir anlam ifade etmiyor. Eğer çözüm öneriliyorsa o zaman devletin de adım atması lazım” dedi. 
 
‘YASALARDA DEĞİŞİKLİĞE GİDİLMELİ’ 
 
Bu anlamda devletin yasalarda değişikliğe gitmesi ve atılan adımlara karşılık vermesi gerektiğini dile getiren Özer, “Türkiye’de bir barış sağlanması isteniyorsa, genel bir af düşünülebilir. Devlet bunun bir yumuşatma yolunu bulabilmeli. Yönetim kademelerinin, iktidarların bunu düşünmesi gerek. Bu tek taraflı olmaz” diye belirtti. PKK’li grupların Türkiye’ye gelmesi durumunda yumuşama politikasının izlenmesi gerektiğini dile getiren Özer, Türkiye’de bu yumuşamanın görülmediğini söyledi. Özer, “O nedenden ötürü tek taraflı yumuşamadan bence bir fayda temin edilemez” dedi.
 
ABDULLAH ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLMELİ
 
Süreç uzadıkça sorunların katmerleştiğine ve içinden çıkılamaz hale geldiğine dikkat çeken Özer, “O nedenle var olan sorunları çözme iradesini gösterecek olan egemen iktidarlardır. Kürt halkının temsilcileri devlete bir şeyler söylüyor. Devletin bugüne kadar bu konuda hiçbir ses verdiğini duymadım. Bir sorunu çözmek istiyorsan, asıl unsurlarıyla görüşeceksin. Onun vekilleriyle çözmek zordur. Bir yere kadar getirirsin, sonra bir yerde tıkanıverirsin. Tıkandığın zaman da sorun ortada kalıyor. Bu nedenden ötürü ben devleti yönetenlerin yerinde olsam, bu konuyu bütünüyle çözmek istiyorsam, kamuoyunun gündeminden düşürmek istiyorsam, direk olarak O’nunla (Abdullah Öcalan) muhatap olurum. Geçmiş dönemlerde yapılanları tekrar tekrar gündeme getirmenin bir mantığı yok. Toplum da bunu istemiyor. Toplum, özellikle de Kürtler yumuşama istiyor. Ama devlet buna şimdiye kadar bir refleks vermedi. Abdullah Öcalan ne yapacak, nasıl bir tavır alacak, kamuoyuna ne tür mesajlar verecek bilinmiyor. Çünkü irtibat yok. Sağlıklı bir iletişim yok. Bunu sağlamak gerekiyor” diye konuştu. 
 
‘TEK TARAFLI YÜRÜMEZ’
 
Hem devletin hem de Kürtlerin iradelerinin çözüme yönelik yoğunlaşması gerektiğini vurgulayan Özer, aksi halde sonuca gitmenin çok zor olduğunu söyledi. Sürecin başarıya ulaşması için herkese sorumluluk düştüğüne işaret eden Özer, “Görebildiğim kadarıyla Kürt tarafı bu konuda çok ciddi tavır içerisinde. Bu sorunu çözmek için alabildiğine inisiyatif alıyor, fedakarlıklar da yapmaya hazır bir konumda. Fakat önemli olan bunun karşıtı olan devletin bu konuda nasıl bir tavır geliştireceğidir” ifadelerini kullandı. 
 
MA / Rukiye Payiz Adıgüzel