İZMİR - KHK'lerle işten çıkarılan kamu emekçilerinin işlerine iade talebiyle yapılan oturma eyleminin 351'inci haftasında, "Talebimiz barış ve demokrasidir. Ve bu hukuksuzluk sona erene kadar mücadeleden vazgeçmiyoruz" denildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubesinin, Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) işten çıkarılmaları protesto etmek amacıyla her çarşamba düzenlediği oturma eylemini 351'inci haftasında da Karşıyaka çarşı girişinde basın açıklamasıyla devam etti. “Akademi biat etmez KHK'lar gidecek biz döneceğiz” pankartı açılan açıklamada sık sık "Savaşa hayır barış hemen şimdi", "Barış akademisyenleri onurumuzdur" ve "Yaşasın özgür özerk demokratik üniversite" sloganları atıldı. Basın açıklamasını Eğitim Sen İzmir 3 Nolu Üniversiteler Şube Başkanı Lülüfer Körükmez okudu.
Son dönemde kamuoyunda sorunun çözüldüğüne ve barış akademisyenlerin işlerine döndüğüne yönelik algı oluşturulduğuna değinen Lülüfer Korkmaz, bu algının gerçeği yansıtmadığını belirtti. İşlerine iade kararı verilen akademisyenlerin de dahil hak kayıplarının telafi edilmediğini vurgulayan Lülüfer Korkmaz, "İhraç edilen 406 Barış Akademisyeninden bir kısmı çeşitli derece mahkemelerince görevlerine iade edilmiştir. Ancak üniversitelerin akademisyenlerin işlerine dönmesine itiraz etmesi nedeniyle aynı hukuksuz süreci üst mahkemelerde yeniden yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Üniversitelerin bu itirazları sonucunda görevine yeniden son verilen akademisyenlerin sayısı azımsanmayacak düzeydedir. Özetle; bazı mahkemeler iade kararı vermiş olsa da, ihraçların haksızlığını kabul eden bütünlüklü bir adaletin tesis edildiğini söylemek mümkün değildir" dedi.
BARIŞ VE DEMOKRASİ TALEBİ
Barış bildirisine imzayı cezalandıramayan mahkemelerin başka gerekçeler icat ederek cezalandırma yoluna gittiğini söyleyen Lülüfer Korkmaz, bunun bir hukuki ihlal ve adaletsizlik olduğunu ifade etti. Bugün hükümetin yeniden barış süreci ilan ettiğini belirten Nülüfer Korkmaz, "Ne var ki; Barış, barış talep edenlere mahkeme salonlarında iltisak uydurularak kurulmaz. Haksızlığı geri püskürtemeyen bir süreç'te barış toplumsallaştırılamaz. Adaletsizliği sürdüren, yöneten ama ortadan kaldırmayan bir süreçten barış çıkmaz. Mağduriyeti zamana yayan ama hakları iade etmeyen bir süreç barış getirmez. Ancak bizim on yıldır süren mücadelemiz devam ediyor. Talebimiz nettir: KHK ile ihraçların koşulsuz iptali. Barış Akademisyenlerinin görevlerine eksiksiz iadesi. Talebimiz barış ve demokrasidir. Ve bu hukuksuzluk sona erene kadar mücadeleden vazgeçmiyoruz" ifadelerini kullandı.
MESEM'LERE DİKKAT ÇEKİLDİ
Konuşmasına MESEM'lerle ilgili devam eden Nülüfer Korkmaz, şöyle konuştu "Bugün burada konuştuğumuz bu hukuksuzluk yalnızca akademisyenlerin meselesi değildir. Aynı zamanda eğitimin piyasalaştırılmasının, çocuk emeğinin meşrulaştırılmasının ve geleceğin güvencesizleştirilmesinin meselesidir. Bugün bu ülkede MESEM’ler eliyle okulda olması gereken çocuklar atölyelerde, fabrikalarda, şantiyelerde çalıştırılmaktadır. Üstelik yaşanan iş cinayetlerine rağmen bu sistem savunulmaya devam edilmektedir."
