Efrîn'de 'çağın' direnişi
- analiz-dosya
- 09:01 18/1/2023
Türkiye'nin "beka" gerekçesiyle paramiliter güçlerle her türlü tekniği kullanarak saldırdığı Efrîn'de halk, 58 gün boyunca tarihi bir direniş sergiledi.
Türkiye'nin "beka" gerekçesiyle paramiliter güçlerle her türlü tekniği kullanarak saldırdığı Efrîn'de halk, 58 gün boyunca tarihi bir direniş sergiledi.
Suriye rejimi döneminde tüm kimlik ve inançların yok sayıldığı Efrîn, Rojava Devrimi sonrası yüzbinlerce kişinin sığınağı haline gelerek, özgür ve eşit bir yaşamın merkezi olmuştu.
İran'ın her kentinde inkılap ve azadî ismini taşıyan meydanlar var. 43 yılda İnkılap Meydanı'ndan Azadî Meydanı'na ulaşmak için o kısa ama meşakkatli yolu katetmeye çalışan binlerce insan öldürüldü, idam edildi. İranlılar bu kez o yolu açmada kararlı görünüyor.
Jîna Emînî'nin memleketi Seqiz'de çocuklar, annelerine "Jîna'nın yaşına geldiğimizde aynısının bizim de başımıza gelebileceğini hiç düşündün mü?" diye soruyor. Evînar Seqiz, "İşte sel olup Jîna'nın mezarına akan herkesin kafasında o çocukların sorusu var" diyor.
Bokan'da halk, iki aydır rejim güçlerine karşı ayakta. Son iki haftada 11 Bokanlı sokakta polis tarafından öldürülmesine rağmen halk geri adım atmıyor. Kendisi de yaralanan Bokanlı yurttaş, "Bütün çabamız, gördüğümüz zulmü çocuklarımızın görmemesi" diyor.
Rojhilat'ın Başur sınırında bulunan ve Jîna Emînî için yapılan eylemlerde öldürülen 16 yaşındaki Zekeriya Xeyal ve Komar Deruftade'nin memleketi Pîranşar'a gidiyorum. Zekeriya ve Komar'ın hikayelerini anlatan aileleri, çocuklarının eylemciler tarafından öldürüldüğü yönünde açıklama yapmaya zorlandıklarını belirtti.
Mahabad'da ilk defa bir eyleme katılan ve "jin, jiyan, azadî" sloganını attıktan sonra korkularını bir kenara bıraktığını söyleyen F., "O bir devrimci öncüydü artık" dediği Kubra Şêxa Seqa'nın rejim tarafından öldürüldüğü günü anlattı.
Mahabad'ın hemen girişinde gözüme savaş dışı kaldığı için bir kaidenin üzerine konulmuş bir savaş uçağı maketi ilişiyor. Kenti dolaşırken, her caddede eylemlerin izi görülüyor. Rejim saldırılarında çok sayıda kişinin yaşamını yitirmesine rağmen halk geri adım atmıyor.
Dağların arasından kıvrılan yolu geride bırakıyor ve geniş bir ovada sonbaharın renklerine bürünmüş bağ, bahçe ve tarlaların arasında yaklaşık 500 bin nüfusa sahip Azeri ve Kürtlerin bir arada yaşadığı Xoy kentine oradan da Urmiye'ye gidiyorum.
Onlarca gazetecinin tutuklu olduğunu bildiğim halde, büyük korkular sonucu cesaretimi toplayıp İran'a gitmeye karar verdiğim bir anda, görüştüğüm herkesin beni yeniden kararımı gözden geçirmeye ve düşündürmeye sevk edeceğini bildiğim için, gidiş sürecimi zamana yaymamaya ve riskleri deneyimleyerek yaşamaya karar veriyorum. Ve artık İran'dayım.
Abdurrahman Gök, Rojhilat ve İran’a gitti, gördü, yazdı...
İktidarın milliyetçi-dinci kodlarla kültür sanat alanında kadına yönelik şiddeti meşrulaştırdığını belirten tiyatro oyuncusu Şilan Alagöz, “Mücadeleyle sahnede bağıra bağıra şarkımızı söylüyor, oyunumuzu oynuyoruz” dedi.
Meclis’i 2 yıldır takip eden EŞİK’in üyesi yazar Berrin Sönmez, kadına yönelik şiddetin bir boyutunun da eril siyaset olduğunu belirterek, bunun karşısında HDP’li kadınların verdiği mücadelenin diğer muhalefet partilerindeki kadınların mücadele gücünün yükselişinde etkili olduğunu söyledi.
Türkiye’nin saldırılarını analiz eden Gazete Karınca yazarı Abdülmelik Ş. Bekir, “Kürt halkı bir yandan kendi iç birliğini öte yandan ezilen halklarla emek ve özgürlük mücadelesini örmelidir. Acılı, sancılı, bedelleri büyük olduğu kadar kazanma şansı da o kadar büyüktür” dedi.
Taliban rejimine karşı en büyük direnişi kadınların sergilediğini belirten Tooba Lutfi, "Şu anda İran'da olduğu gibi gümbür gümbür bir direniş sergileyemiyoruz ancak yavaş ve derinden örgütleniyoruz. Kadınlar bir arada, hedef belli" dedi.