AMED - Konferanslarını gerçekleştiren Barış Anneleri, halkların özgürlüğünün Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünden geçtiğinin mesajını verdi.
Barış Anneleri, 18-19 Ekim tarihleri arasında “Dayîk pêşengên civaka demokratîk û aşitîyek mayînde ne” şiarıyla ÇandAmed Kongre Merkezi’nde konferans gerçekleştirdi. 12 yılın ardından gerçekleştirilen konferansa Kürdistan ve Türkiye kentlerinden çok sayıda Barış Annesi katıldı. Konferansta öne çıkan tek talep Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü oldu.
Konferansa Manisa’dan katılan Sakine Demir, sürecin başarıya ulaşması için sokakların doldurulması gerektiğini vurguladı. Abdullah Öcalan’ın özgür bir şekilde masada oturması ve diyalog yoluyla sorunların çözülmesi gerektiğini vurgulayan Sakine Demir, ölümle hiçbir şeyin çözülemeyeceğine dikkat çekti.
‘KİMSE DİLİMİZİ YASAKLAYAMAZ’
Konferansa Adana’dan katılan Ayşe Aybek, çok fazla hastalıklarının olduğunu fakat Türkçe bilmediği için hastaneye gidemediğini belirterek, anadilin önemine vurgu yaptı. Barış Anneleri’nin Meclis’te Kürtçe konuşmasını engelleyen Numan Kurtulmuş’un Amed de Kürtçe konuşmasını hatırlatan Ayşe Aybek, “Hastalıklarım oluyor ama Türkçe bilmediğim için doktora cevap veremiyorum. Bu yüzden tedavi edilmiyorum. Dilimizi kimse yasaklayamaz. Biz adalet istiyoruz. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerine düşeni yapmıştır. Bizim ciğerimiz yanmış, başka kimsenin ciğeri yanmasın. Cezaevindekiler serbest bırakılmalıdır” dedi.
‘BARIŞA HAZIRIZ’
Konferansa Adana’dan katılan Ayşe Alağaş, devletin tutumuna dikkat çekerek, “Hani tutsaklarımız, hani belediyelerimiz, hani dilimiz, hani dağdaki gerillanın özgürlüğü, hani başkanımızın özgürlüğü? 8 aydır hiçbir somut adım yok. Söylemlerle Kürtleri kandıramazsınız. Barış için ayaktayız. Annelerin, Kürtlerin elinden ne gelirse, bu süreç için hazır. Biz barışa hazırız” diye belirtti.
Adana Barış Anneleri’nden Fatma Çığ, özgür ve demokratik bir toplumun inşası için mücadeleyi yükseltme çağrısında bulunarak, “Kürtler özgür olsun, barış olsun. Bu ülkeye neden barışı getirmiyorsunuz? Ölüm ve tutuklamaya yeter. Barış istiyoruz. Bizim ciğerimiz yandı, başka kimsenin yanmasın” diye konuştu.
‘BAŞKANIMIZI İSTİYORUZ’
Şemsiye Bağdu, devlete inanmadıklarını belirterek, “Devlet adım atmasa bile bu kadar dökülen kanın boşa gideceğine inanmıyorum. Çocuklarımız çıkarsız, menfaatsiz mücadele etti. İradeleri, toprakları, dilleri için canlarını feda ettiler. Onların kanına inancım var, başarıya ulaşacağız. Türkiye adım atmak zorundadır. Başkanımızın arkasındayız. Verdiğimiz bu büyük bedellere rağmen barış ve adalet istiyoruz. Başkanımızı istiyoruz. Artık gençlerin kanı dökülmesin” dedi.
Mêrdîn’den gelen Perihan Artuk, “Biz başkanımızı, dilimizi, kültürümüzü ve Kürtlüğümüzü istiyoruz. Biz kimsenin ülkesini işgal etmedik. Başkanımız ‘Barış’ diyor, biz de barış diyoruz” diye konuştu. Agirî’den gelen Zennude Yüce ve Bedlîs Tetwan’dan gelen Nuriye Turan da, Abdullah Öcalan’ın arkasında olduklarını belirterek, barış çağrısında bulundu.