Çiğdem Doğu: Kadın iradesi olmadan sosyalizm olmaz

img

HABER MERKEZİ - Barış ve Demokratik Toplum Sürecine dair konuşan KJK Üyesi Çiğdem Doğu, komünleşmenin önemine değinerek, “Bu komünleşmenin gerçekten kadının ve toplumun iradesi haline geldiği yer, o hançerin kadının sırtından çekildiği yerdir” dedi. 

 
Yeni Yaşam gazetesinden Nezahat Doğan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın kadınlara yansımasını Komelên Jinên Kurdistan (KJK) Üyesi Çiğdem Doğu ile konuştu. 
 
“Abdullah Öcalan’ın ‘Toplumun özgürleşmesi ancak kadının özgürleşmesiyle mümkün olabilir’ dediği yerde, kadın hareketinin yürüttüğü mücadele ve geldiği hatta baktığınızda ne görüyorsunuz?” sorusuna yanıt veren Çiğdem Doğu, “Bu çok temel bir soru ve mücadelemiz de bunun bir cevabını teşkil etti. Kürdistan’da özgürlük mücadelesinin verilişi, aynı zamanda kadınların özgürlük mücadelesinin verilişi; bilimsel açıdan da ispatlı bir gerçeklik oldu. Gerçekten slogan gibi geliyor, fakat Jin, Jiyan, Azadî kadın ve yaşamdır. Yaşam; toplumsallığın ve komünal olarak birlikte yaşamanın ortaya çıkardığı bir gerçekliktir. Kadın demek, toplum demek; kadın demek, yaşam demektir. Bu mücadeleyi, Önderliğin tarzıyla; özgün ve özerk kadın örgütlenmelerini oluşturarak, toplum mücadelesini yürütmek, sosyalizm mücadelesini yürütmek, Kürt ulusal kurtuluş mücadelesini vermek; bunun için de kadının özgün ve özerk örgütlenmesini geliştirmek, toplum ve kadın diyalektiğini çok muazzam bir biçimde ortaya çıkardı. Çünkü toplumsallığı öldüren, erkek egemen zihniyettir. Egemen olan, tahakküm eden; şiddeti ortaya çıkaran, sömürgeci devletlerin zihniyetidir. Savaşları ve egemenlik mücadelelerini ortaya çıkaran da bu anlayıştır” dedi. 
 
'ERKEĞİN HÜKMETTİĞİ YERDE SOSYALİZM OLMAZ'
 
Abdullah Öcalan’ın reel sosyalizmi çok kapsamlı değerlendirdiğini belirten Çiğdem Doğu, “Önderlik reel sosyalizmi çok kapsamlı değerlendiriyor ve PKK’nin reel sosyalizmden etkilenen yanları itibarıyla da söylüyor. Önder Apo aslında 86 yılındaki kongreden itibaren mevcut reel sosyalizmden yolunu ayrıştıran bir çizgi izledi. Üçüncü kongrede şöyle bir tespit var; ‘burada yargılanan an değil tarihtir, kişi değil toplumdur’. Çözümleme diyoruz biz buna. ‘86 kongresinden sonra çözümleme dediğimiz, Önder Apo’ya has bir tarz ortaya çıktı. Reel sosyalizmden gerçekten çok ayrışan bir yol bu. Ayrıca, 86 yılındaki üçüncü kongre sonrası 87 yılında kadın-aile çözümlemesi var. Oradaki yeni yol ayrımının temel sebeplerinden bir tanesinin de kadın örgütlenmesi olduğunu görüyoruz. Kadın iradesi olmadan sosyalizm olmaz, toplumculuk olmaz. Erkeğin hükmettiği bir yerde bırak sosyalizmi, nefes almaktan bile bahsedemeyiz” diye ifade etti. 
 
ERKEKLERLE YÜRÜTÜLEN ORTAK MÜCADELE
 
Erkeklerle ortak mücadele etmede yaşanan durumlara dikkat çeken Çiğdem Doğu, “Biz de sosyalist özgürlük mücadelesi sürdüren bir gücüz. Yoldaşlar olarak tabii ki birbirimize sonsuz saygımız, sevgimiz var. Bunları bir tarafa koyalım. Fakat şüphesiz, binlerce yılın yaratmış olduğu bir kültür de var. Bu kadın açısından da erkek açısından da öyledir. Ortadoğu’da, Kürdistan gerçekliği içerisinde bir erkek çocuğunun büyütülme biçimi vardır. Bir de kız çocuğunun büyütülme biçimi vardır. Bunun üzerine kapitalizmin yaratmış olduğu etkileri de eklediğimizde gerçekten çok derin bir cinsiyetçi durum ortaya çıkıyor. Bu, kadın açısından itaatkâr demeyelim ama tabi olan, erkeğe güç veren; yani gücü erkekleşmekte, erkek gibi olmakta gören veya ona öykünen ya da onun himayesinde olmak isteyen bir anlayış şeklinde şekillenmiştir. Erkekte de bu kadına sahip olma üzerinden şekillenmiştir. Hep bir sahiplik olacak. Baba olacak, koca olacak, abi olacak… Patronluk da desek, ‘devlet baba’ da desek hepsi aslında, eril erkek egemenliği ifade eder. Ortadoğu’da kökleri çok derin ve böyle şekillenmiş bir gerçeklik var ve bunların bize yansımaması mümkün değil” diye aktardı. 
 
KADININ ÖZGÜN VE ÖZERK ÖRGÜTLENMESİ 
 
Çiğdem Doğu, erkeklik halleri ve zihniyetinin yansımalarına karşı ortaya koydukları mekanizmaları da şu haliyle aktardı: “Örgütsel mekanizmalarımızda bunun tedbirini alma; örgüt içerisinde kadının özgün ve özerk örgütleniyor olması durumu var. Genel ordumuz vardır, ama bir de kadın ordumuz vardır. Genel partimiz vardır, ama bir de kadın partimiz vardır. Genel konfederal sistemimiz vardır, ama bir de kadın konfederal sistemimiz vardır. Bunların hepsi eşit, özgür bir ilişki sistematiği içerisinde yapılandırılmıştır. Dolayısıyla burada kadın da örgütlü bir güç olarak var. Örgüt içerisine belli ilkeleri, amaçları, hedefleri olan insanlar olarak geliyoruz. Evet, yetersizliklerimiz var ama nihayetinde bir cins mücadelesi diyebileceğimiz zeminde çatışıyoruz ve birbirimizi eleştiriyoruz.”
 
ÖRGÜTLÜ KADIN GÜCÜ 
 
“Varlık mücadelesi, kadının kendisini keşfetmesi ve tabularını yıkması, zincirlerini kırması o feodaliteye ve toplum kodlarına karşı ne zaman şekilleniyor? Aslında ne zaman farkındalık oluşuyor sizce?” sorusuna yanıt veren Çiğdem Doğu, “Ben özgün ve özerk biçimde örgütlenmiş olmayı çok kıymetli bir değer olarak görüyorum. Mesela kadın birey olarak güçlü, çok yetenekli olabilir ve sistem içerisinde de böyle yaman kadınların varlığı reddedilemez gerçekliklerdir. Fakat bu varoluş erkek egemenliğini değiştirmeye yetmez. Örgütlü bir kadın gücü var olmadığı zaman erkek sistemi karşısında bir güç olamıyorsun ve onu değiştirip dönüştüremiyorsun. Mesela örgüt içerisinde, özgün ve özerk kadın hareketi olarak kendi kararlarımızı kendimiz veririz kadına dair. Erkek arkadaşlar bize dair karar alamazlar. Dönemsel politikalarımız için de kendi toplantılarımızı yaparız ve kararlarımızı kendimiz belirleyerek karşılıklı bilgilendirme yaparız. Önderliğimiz “kendine ait bir oda, kendine ait dağları var” demişti. Bizim de kendimize ait bir örgütümüz var ve o da kendine ait oda gibidir. Kadınların komünal, özgün ve özerk bir biçimde bir arada yaşıyor olması çok önemlidir” diye ifade etti. 
 
‘KADINA KARŞI ŞİDDET MİLİTARİZMİN DAYANDIĞI TEMEL KONUM’
 
“Abdullah Öcalan’ın ‘kendi varlığımı kadın özgürlüğüne adadım,’ dediği yerde eril sisteme karşı öznesi kadın olan nasıl bir farkındalık ve çıkış olmalı?” sorusuna yanıt veren Çiğdem Doğu, “Önderlik son manifestoda Buda’nın ‘sırtıma saplanmış böyle bir hançer varken başka neyi düşünebilirsin ki’ sözünden bahsediyor. Manifesto içerisinde birçok yerde bunu değerlendiriyor ve bunun üzerinden de toplum çözümlemesi yapıyor. Bizim sırtımızda çok ağır bir hançer var. O hançerle her gün kan dökülüyor. Bu ruhsal olabilir, tecavüz ve cinsellik boyutu olabilir. Bu bir evli kadının her gün yaşadığı çile ya da psikolojik şiddet anlamında olabilir. Kadın ne kadar kullanılıyorsa toplum da o kadar kanıyor. Bir kadının eksilmesi aslında toplum yaşamında, insan yaşamında neleri yok ediyor, neleri kirletiyor aynı zamanda? Bunlar çok ciddi tartışılması ve değerlendirilmesi gereken şeyler. Savaş buradan başlıyor. Tarihi açısından kadına karşı şiddet militarizmin dayandığı temel konumundadır.”
 
Kadın haklarına dair geçmişe oranla bir gerilemeyi gözlemlediklerini dile getiren Çiğdem Doğu, “Geçmişe göre bir gerilemeyi biz de gözlemliyoruz. Keşke kadın hareketleriyle çok daha fazla ortak tartışma zeminimiz olsaydı. Onları yüz yüze dinlemeyi ve kendimizi de anlatmayı çok isterdik. Türkiyeli kadın hareketlerinde duyarlı kesimlerin var olduğunu biliyoruz. Bu kadar kadına karşı şiddetin tırmandığı, yaşamın çok ciddi bir tehlike altında olduğu, her gün kan aktığı, İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edildiği yerde neden kadın hareketleri olarak biz kendi içimizde bir sözleşme yapmayalım?
Bir daha kadın öldürülmeyecek sözleşmesi; bir daha çocuklarımız katledilmeyecek sözleşmesi. Senin örgütlenme ve ortaklaşma biçimin yoksa burada refleks ortaya çıkmıyor. Karşıda bir devlet ve polis şiddeti var. Çok ağır bir faşizm yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. Bunun karşısında çok güçlü bir mücadele yürütülemedi. Neden? Çünkü çok örgütlü olunamadı ve gündemler yaratılamadı” diye konuştu. 
 
‘BARIŞ ÖNCE KADINLARIN BİRBİRİYLE SÖZLEŞMESİDİR’
 
Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı üzerine değerlendirmelerde bulunan Çiğdem Doğu, “Önderliğimiz güçlü bir manifesto ortaya koydu. Şimdi kadın hareketleri olarak Barış ve Demokratik Toplum süreci içerisinde birlikte neler yapabileceğimizi oturup tartışmamız lazım. Hangi noktalarda birbirimizle sözleşelim? Birçok kesim ‘devlet hangi adımı atacak, ne olacak,’ diyor. Barış bunu aşan bir şeydir. Barış önce kadınların birbirleriyle sözleşmesidir. Toplumların birbiriyle sözleşmesi ve yeni bir anayasadır. Bir de halkların sözleşmesi vardır. Geçmişte karşıtlıklarımız olmuş olabilir. Bunları affedebilmeyi sağlayacak, bunun üzerine yeni bir ilişkiyi yaratabilecek olan farklılığı kabullenebilen kadınlardır. Çünkü farklılığı doğuran kadındır. Önderlik bu son manifestoda ‘yaşam haktır, farklılık yaşamdır’ diyor. Yaşamın dinamizmini yaratan farklılığın var olmasıdır” dedi. 
 
‘MÜCADELE İÇİN KOLEKTİF AKLI YARATMAK GEREKİYOR’
 
Kadınlar ekseninde değişim ve dönüşümün biçimlerine ve nasıl olacağına işaret eden Çiğdem Doğu,  “Değişim sürecinin elle tutulur, gözle görülür bir sonuç yaratması lazım. Bir değişim süreci yaşanırken farkını hangi form biçiminde ve hangi içerikte ortaya koyacaksın? Dönüşüm bu anlamda çok önemli. Türkiye ortamı içerisinde daha yenilikçi, değişim ve dönüşüme açık olan kesim kesinlikle Türkiyeli kadın yoldaşlarımız, analarımızdır. Bunu ekolojik mücadele içinde analarımızın duruş ve direnişlerinde de görüyoruz. Feminist yoldaşlarımızda da bunu görebiliyoruz. Sosyalist mücadele veren kadın yoldaşlarımız var, onlarda da görebiliyoruz. Yaşamın farklı alanlarında birey olarak yer alan, sanatçı, akademisyen, çok değerli insanlar, güç aldığımız kadınlar var. Ama mücadele, değişim, dönüşüm için örgütlülük ve kolektif aklı yaratmak gerekiyor” diye ifade etti. 
 
Kolektif akıl ve komünleşmeye de dikkat çeken Çiğdem Doğu, “Daha oturmamış ama buraya oturtmak lazım. Mesela örgütlenme! Örgütlenme derken herhangi bir örgütlenme değil, özgün, özerk örgütlenme biçimi… Biz bunu bütün sosyalist hareketler açısından, anarşist hareketler açısından tartışıyoruz. Klasik bir sivil toplum örgütlenmesiyle bu koskoca erkek egemen sistemi aşabilir miyiz? Her gün öldüren, her gün tecavüz eden, iradeyi kıran yapıyı değiştirip, dönüştürebilir miyiz? Hayır. O zaman komünal örgütlenme biçimi olmalı” diye konuştu. 
 
MAHALLELERDE KADIN POLİTİKALARI 
 
Kadınların yanı sıra çocukların da tecavüz ve katliama maruz kalmasının acı verici olduğunu ifade eden Çiğdem Doğu, “Bu kadar ciddi durumlar karşısında daha sıkı bir örgütlenmek, daha komünal ve kolektif yaşamak, birlikte düşünmek, birlikte karar almak, birlikte bir kadın politikası belirlemek ve bunu mahalleden başlayarak yürütmek gerekiyor. Mahalledeki kadınlar bir araya gelerek, bir komün olarak cins sorunları başta olmak üzere bütün yaşamsal sorunlarını tartışsın, karar alsın; haftalık, aylık politika belirlesinler” dedi. 
 
ŞİDDET VE  BİLİNÇLENME
 
Güçlü karakterde kadınların da erkek şiddetine maruz kalması durumunu ve nasıl son verilebileceğini değerlendiren Çiğdem Doğu, “Biz bir kadın savunma gücü olarak bu dağlarda farklı konumlanıyoruz. Gerçekten savunuyoruz da kendimizi. Ama bir şehir yaşamı içerisinde, bir toplum yaşamı içerisinde, o kadınların kendisini savunamıyor olması ve erkeğin tuzaklarına düşüyor olması çok zorumuza gidiyor. Burada çok güçlü bir bilinçlenme lazım. Bizim bu zehirli şerbeti şöyle bir tanımamız lazım: Bu şerbet başta belki sana güzel, tatlı, şirin geliyor ama şerbet seni zehirliyor, öldürüyor seni tuzağa düşürüyor. Şerbeti bir daha içmeyeceğiz diyebilmenin bilincini yaratmak lazım” ifadelerini kullandı.
 
Çiğdem Doğu, kadınların maruz kaldıkları bu duruma karşı nasıl bilinçleneceğine dair şunları söyledi: “Bir kere bir kadının kendini tanıyabileceği bir bilinçlenmeye sahip olması lazım. Erkek egemenliği nasıl inşa oldu? Nasıl bir şekillenmeye sahip? Strateji ve taktikleri nasıl gelişiyor? Ve bu zihniyet kendisini binlerce yıl nasıl bir sistem haline getirdi? Devlet nedir? Bunları görmek gerekiyor. Devlet aynı zamanda kadını ifadesizleştirmenin gücüdür. Mesela ordu sadece Kürdistan’da Kürtlere karşı savaşın gücü değil, aynı zamanda kadınların ensesindeki kılıç gibidir. Polis şiddeti de öyledir. Mahkeme, yargı şiddeti de. Şimdi kötü bir sistemi anlatmak açısından söylüyorum, aile içine baksak baba, koca, abi bir gardiyan gibidir. Bütün bunların bilincine varmak lazım.”
 
KOMÜNLEŞME 
 
Komün olmanın yeterince anlaşılmadığına değinen Çiğdem Doğu, KJK’nin bir konfederal sistem olduğunu ve toplumda kadının özsavunmasını oluşturması stratejisiyle hareket ettiklerini belirtti. Bu stratejiye rağmen komünleşmeyi çok geliştiremediklerini kaydeden Çiğdem Doğu, bunun için çeşitli tartışmalar ve toplantılar yaptıklarını söyledi. “Dogmatiklik var” diyen Çiğdem Doğu, “Önderlik, ‘reel sosyalist örgütlenme ve zihniyet yaklaşımı’ diyor.  Mesela klasik bir parti mantığına göre örgütlenmenin yarattığı alışkanlıklar, davranışlar ve üsluplar var. Bunlar da büyük oranda etkiliyor diye düşünüyorum. Yeni süreçte Önderliğin eleştiri ve özeleştiri, dönüşüm dediği en temel noktalardan biri bu ve bunu kesinlikle komünleşmeye dayandırıyor. Bu komünleşmenin gerçekten kadının ve toplumun iradesi haline geldiği yer, o hançerin kadının sırtından çekildiği yerdir” şeklinde konuştu. 
 
KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ
 
Barış ve Demokratik Toplum sürecinde kadın erkek eşitliğinin sağlanması için hattın nereden kurulması ve nasıl oluşturulması gerektiğine dair soruya Çiğdem Doğu şu cevabı verdi:  “Biz kadın hareketleri olarak tam da bu süreçte her mahallede, her ilçede ve her ilde mutlaka şunları tartışmalıyız: Oluşacak yeni bir demokratik anayasada biz kadınlar varlığımızı nasıl koyacağız? Kürt sorunu demokratik anlamda nasıl bir ifadeye kavuşacak? Kadının özgür iradesi ve varlığı orada nasıl ifade edilecek? Mesela Meclis’te niye eşit olmasın rakamlar? Hani biraz daha ufkumuzu genişletelim. Niye devlette eşbaşkanlık sistemi olmasın? Eşbaşkanlık, eşbaşbakanlık veya eşcumhurbaşkanlığı… Kadına şiddete karşı, sözleşme ve kadınların birbiriyle sözleşmesi temelinde kendimizi nasıl savunacağız? Adaleti nasıl sağlayacağız? Bizim şu anda harıl harıl bunları tartışıyor olmamız lazım. Kadın hareketleri olarak böyle gündemler yaratıp hem kendi sorunlarımızı hem de sistemsel sorunları tartışmamız, tartıştırmamız ve yol almamız lazım.”
 

Diğer başlıklar

12:56 Talabanî: Êzidîlerin topraklarına dönüşü için destek vereceğiz
12:49 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahalleleri kuşatma altında
11:48 ‘Beyaz Toros’ tişörtünün satışı hakkında suç duyurusu
11:37 Fransa Başbakanı istifa etti
11:27 Profesör Robinson: Abdullah Öcalan özgür olmalı
11:06 Çiğdem Doğu: Kadın iradesi olmadan sosyalizm olmaz
11:02 Uzaklaştırma aldırdığı erkek tarafından katledildi
11:00 Amed Barosu: Demirtaş ve diğer tutsaklar bırakılsın
10:04 JINNEWS’ten Eylül çetelesi: 19 kadın katledildi
09:54 Elkê’de ekokırımın fotoğrafı: Kespîyaniş ormanları 3 ayda yok edildi
09:25 Fuad Bêrîtan: İran’da olası tüm senaryolara hazırız
09:21 Kadınlar emeklerinin görünür kılınmasını istiyor
09:20 İstanbul Altın Rafinerisi'ne operasyon: 21 gözaltı
09:16 Gurbetelli Ersöz Ödülleri’nin kazananları belli oldu
09:12 Silahlı mücadeleden akademisyenliğe: Öcalan koşulsuz serbest bırakılmalı
09:05 ‘Adressiz Mektuplar'ın adresi Kürdistan ve barış
09:02 Rus yarbay Tomilov’un anılarında Amed
09:01 Türkiye'nin Suriye planları: Aşiretler üzerinden savaş zemini yaratılıyor!
09:00 06 EKİM 2025 GÜNDEMİ
05/10/2025
23:06 Gazze'de iki yılda 20 bini aşkın çocuk katledildi
22:59 İsrail, müzakere heyetini Mısır'a gönderiyor
22:06 İHD’den ‘Beyaz Toros’lu tişörtlere tepki: Açık bir nefret suçu
22:03 Hilar Şöleni’nde Mehmet Atlı konseri
21:35 Peyas Festivali Beser Şahin’in konseriyle son buldu
19:56 Tuncer Bakırhan: Barışı yan yana gelerek sahiplenebiliriz
19:32 Suriye Geçiş Hükümeti’nin cezaevlerinde onlarca kişi katledildi
18:47 Tülay Hatimoğulları: Bu topraklardan bizi kovmalarına asla izin vermeyeceğiz
17:25 Eskişehir'de İsrail protestosu
17:22 ‘Çetevari yapılara asla izin vermeyeceğiz’
17:14 MED-DER’den 5 Ekim kutlaması: Kürtçe eğitim vermek istiyoruz
16:44 Suriye geçiş hükümeti halkların bayramlarını yok saydı
16:40 Kadınların yürüyüşü Mersin'de: Tarihi fırsatın yolu İmralı'dan geçiyor
16:38 QSD'li Gökdağ'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:13 Der Hafir bombalandı, Tebqa yolu kapatıldı
14:53 Hafif ticari araç sahiplerinden 'kantar' zorunluğu tepkisi
14:29 İran rejimi 9 ayda bin 175 kişiyi idam etti
14:22 İstanbul için tehlike çanları: Susuzluk alarmı
13:59 Nepal’de sel ve toprak kayması: En az 42 ölü
13:49 MKG: Eylül'de 5 kadın gazeteciye soruşturma 3'üne dava açıldı
13:44 'Sayın Öcalan' ifadesinden tahliyesi ertelenen Gedik'in durumu Meclis'e taşındı
13:26 Yürüyüşe mesaj: Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı
13:11 Dünya Öğretmenler Günü’nde ihraçların iadesi talebi
13:00 Nagihan Akarsel Manisa'da anıldı
12:59 Diplomasi Komitesi'nden yürüyüşçülere mesaj: Kararlılığınızdan güç alıyoruz
12:20 ‘Anadilde eğitim anayasal güvence altına alınsın’
12:09 İsrail ‘barış planına’ rağmen Gazze’yi bombalıyor
11:51 Hatimoğulları ve Bakırhan akil insanlarla bir araya geldi
11:49 30 yılın ardından tahliye oldu: Öcalan’ın çağrısını sahipleniyoruz
11:42 İran bir Kürt tutsağı idam etti
11:32 Yürüyüşün Ankara finaline çağrı
11:20 Tahkim Kurulu, 'Kürtçe reklam cezasını' inceleyecek
10:45 Meteoroloji’den sağanak uyarısı
10:21 MEBYA-DER Şirnex Eşbaşkanı: Barışı bombalanan mezarların inşasıyla başlatalım
10:10 Sabahat Tuncel: Yeni siyaset Rojava'dan başlamalı
09:27 İstanbul’da süreç çalışması: Halkın barış talebi yüksek
09:05 HES’ler Muradiye Şelalesi’ni kurutuyor
09:04 'Federe Kürdistan'daki belirsizlik göçe neden oluyor'
09:02 KNK Eşbaşkanı: Komplo ulusal birlikle tamamen boşa çıkar
09:00 05 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:29 Jin Dergi yeni sayısında Nagihan Akarsel’i işledi
04/10/2025
23:50 Trump: İsrail ilk çekilme hattını kabul etti
23:04 Şam’da düğüne baskın: 7 kişi yaralandı
22:42 Hilar Şöleni’nin ilk günü konserle son buldu
21:53 Peyas'ta kadın festivali sürüyor
21:38 Amedspor, sahasında farkla kazandı
20:59 Eğitim Sen'den 5 Ekim kutlaması: Barış için mücadeleye devam
19:10 Abdullah Öcalan'dan kadınların yürüyüşüne mesaj: Eşitlikçi bir dil hepimize kazandıracaktır
18:42 İktidara İsrail çağrısı: Hamaseti bırak, ticareti kes
18:34 Buluş ve Bumin'in taziyelerine kitlesel ziyaret
18:16 Adana’da binler Öcalan’ın özgürlüğünü talep etti
17:17 Özgürlük yürüyüşçüleri yarın Mersin’de olacak
17:14 Gar Katliamı için anma programı: Gerçek adaleti talep ediyoruz
16:58 Nagihan Akarsel anıldı: Anısını özgür yaşam mücadelesinde yaşatacağız
16:49 Tahliye edilen Turhan: Zaman özgür Önderlikle özgür toplum zamanıdır
16:30 Kongra Star: Abdullah Öcalan fiziki olarak özgür olmalı
15:55 ‘Zamanın izi’ sergisi Wan’da açıldı
15:49 Piran’da yangın
15:12 Hasta tutsaklar Gömi, Çelik ve Erişmiş'in durumlarına dikkat çekildi
14:33 Uyuşturucuya karşı 'Şiyar Be Şirnex Platformu' kuruldu
14:06 Nagihan Akarsel mezarı başında anıldı: Onun izinde yürümeye söz verdik
13:58 KESK ihraçların iadesi için eylemde olacak
13:41 Nagihan Akarsel katledildiği yerde anıldı: Amacı dünyanın birçok yerine ulaştı
13:39 Dilovası’nda fabrikada patlama: 2 ölü
13:21 Hilar Tarih, Kültür ve Gastronomi Şöleni başladı
13:11 İHD ve kayıp yakınları Aslan, Narin ve Gümüş'ün akıbetini sordu
12:53 Cumartesi Anneleri Turgut Yenisoy’un akıbetini sordu
12:46 Özerk Yönetim kadın heyeti temaslarını tamamladı
12:18 Bakanlıktan Sumud Filosu açıklaması
11:52 Kadınlar, Dîlok'ta Haki Karer'i vurulduğu yerde andı
11:39 Özel: Sorunun çözümüne yönelik adımların takipçisi olacağız
11:24 DFG: Nagihan’ı katledenler açığa çıkarılsın
11:10 Jineolojî Dergisi Nagihan Akarsel’i andı: Hayallerin, milyonlarca kadının omuzlarında
10:22 Pexşan Ezîzî’den ABD’ye yanıt: Katliamları körüklemeyi bırakmalı
09:37 Abdullah Öcalan: Demokratik müzakere siyasi ve toplumsal tüm ilişkilere hakim kılınmalı
09:15 'Kürtler size baş eğmez' demişti: Baş eğmedi, Ankara'ya yürüyor
09:09 ‘Manevi ailesi’ Nagihan Akarsel’i anlattı: Doğaya ve kadına adanmış bir hayat
09:07 Kuraklık tütünde de verimi düşürdü
09:07 39 kişinin ölümünden sorumlu müteahhit Zilan’da doğa talanına başladı
09:06 Doğu Karadeniz maden sahası ilan edildi
09:05 Tutsakları hücrede tutup dedektörle arıyorlar
09:04 2 kez kalp krizi geçiren tutsak Çam'ın hastalıklarına yenileri eklendi
09:03 Özel okullarda öğretmenlere kıdem ve ihbar tazminatı oyunu
09:02 Üniversite öğrencileri okurken çalışmak zorunda
09:01 ‘Hiç yaşlanmayacağım’ dedi: Kadınların mücadelesinde yaşıyor
09:01 Öcalan 26 yıldır işkence ötesi koşullarda tutuluyor
09:00 04 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:57 Hamas’tan ‘Gazze planı’ açıklaması
03/10/2025
23:08 Hamas, tüm esirleri serbest bırakmaya hazır olduğunu açıkladı
22:10 Eğitim Sen'den 5 Ekim kutlaması
22:05 Abdullah Öcalan: Meclis Komisyonu gelirse, demokratik müzakere süreci başlatacağım
21:31 Narin Güran davasında 12 sanık ve 3 çocuğa verilen hüküm bozuldu
21:21 Ankara'da arıza nedeniyle su kesintisi
21:10 Cizîr'de bir gencin intihar etiği iddia edildi
21:06 Şirnex'te Hacı Lokman Birlik anması
20:59 İsrail'in saldırıları protesto edildi
20:40 Peyas'ta kadın festivali başladı
19:45 Binlerce kişi kadınları karşıladı: Zaman özgürlük zamanıdır
18:27 Trump'tan Hamas'a: 6 Ekim'e kadar süren var
18:23 Erdoğan, Trump ile görüştü
17:59 Barış Bor’un taziyesine kitlesel ziyaret
17:49 Gazze’de açlıktan yaşamını yitirenlerin sayısı 457’ye yükseldi
17:46 İstanbul'da 3 adliyenin başsavcısı değişti
17:43 'Fens tellerine zarar verme davasında' ceza istemi
17:41 Özgürlük yürüyüşçüleri yarın Adana'da olacak
17:25 Wan’da işçiler belediyeye yürüdü: Kayyım gidecek, işçiler kazanacak
17:24 ÇHD'den Yılmaz'a görüşme yasağı koyan savcı hakkında HSK'ye başvuru
17:09 'Barış istiyoruz çünkü' kampanyası İskenderun'da da başlatıldı
17:05 Kadınlar Fırat'ın batısına geçti: Barış güneşin özgürlüğü ile gelir
17:00 Dêrsim'de maden arama itirazına bilirkişi görevlendirmesi
16:54 Vartinîs Katliamı'nda katledilenler anıldı
16:51 'Sayın Öcalan özgür olmadan kimse özgür olamaz'
16:26 İlham Ehmed’den yürüyüşe mesaj: Her adımınızda yanınızda yürüyoruz
16:15 Êlih’te ‘Demokratik Toplum ve Özgürlük’ mitingi düzenlenecek
16:08 DEM Parti heyeti İmralı’dan döndü
15:55 Tuncer Bakırhan: AİHM kararları bağlayıcıdır
Tülay Hatimoğulları: Siyasi tutsaklar serbest bırakılmalıdır
14:32 CHP kongre davasında reddi hakim talebine ret
14:14 Konya'da Kürtçe ders kayıtları başladı
14:02 Pelda Elçi ve çocuklarının durumu İnsan Hakları Komisyonu'na taşındı
13:08 DEM Parti: AİHM kararları gereği Kobanê davası tutsakları tahliye edilmeli
12:56 İzmir'de yağış sokakları göle çevirdi
11:49 Özgürlük yürüyüşçüleri: Bu süreci kadınlar tamamlayacak
11:23 Basının Eylül'ü: Gözaltı, tutuklama, soruşturma, dava, erişim engelleri
11:08 Kadınlar Amara'da: Tarihi yürüyüşümüz sonuç alacak
10:57 TÜİK: Eylül enflasyonu aylık yüzde 3.23
ENAG: Eylül enflasyonu aylık yüzde 3.79
10:27 DEM Parti heyeti İmralı’ya doğru yola çıktı
09:44 Kadriye Doğan: ‘Umut hakkı' barış için sağlanmalı
09:19 Antropolog Sibel Özbudun: Türkiye halen meseleyi bir ‘terör’ sorunu olarak görüyor
09:17 Hamit Ekinci: Öcalan'ın çağrısı, küresel sürecin Kürt tarafınca doğru okunduğunu gösteriyor
09:14 Eşi ve iki yakını öldürülen Neriman Özcan: Planlı bir infazdı
09:13 Barış Anneleri: Barışın koşulu Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür