Ekolojist Yılmaz: İklim değişikliği kapitalizm kaynaklıdır

img
ANKARA - Polen Ekoloji İklim Çalışma Grubu'ndan Onur Yılmaz, yaşanan iklim değişikliğinin kapitalizm kaynaklı olduğunu belirterek, doğayla uyumlu bir yaşamın inşasının mümkün olduğunu vurguladı. 
 
Küresel ısınma, kuraklık ve sel gibi aşırı hava olaylarıyla etkilerini gösteriyor. Yine deniz seviyesinin yükselmesi, buzullarda erime, kuraklık ve don gibi sonuçları beraberinde getirdi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve tarımsal üretimi olumsuz etkileyen zirai don da Türkiye'de iklim değişikliğini birkez daha gündeme getirdi. 
 
Polen Ekoloji İklim Çalışma Grubu üyesi Onur Yılmaz, iklim krizi ve sonuçlarına dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
Son yıllarda hava sıcaklıklarında ani artışlar ya da düşüşler yaşanıyor. Bu tür ani hava değişimlerini duyuzuz ekolojik krizle bağı nedir? 
 
Öncelikle bu gibi hava durumu anomalileri ile iklim değişikliğinin ayrı şeyler olduğunu belirteyim. Hava durumundaki bu aşırı sıcaklık, yağış, yağışsızlık, hortumdan fırtınalara hava olayları iklim değişikliğiyle bağlantılı olarak daha sık, daha şiddetli ve daha yaygın hale geldi. Ve ne yazık ki veriler daha da kötüleşeceğini gösteriyor. Kısa süreli hava durumundan farklı olarak; iklim krizi ise bölgesel ya da dünyasal uzun vadede görülen döngüleri ve tahmin edilebilir olguları ifade ediyor. 2023 ve 2024 yıl ortalamaları 1,5 derecenin üzerinde gerçekleşmişti, 'La Nina' denilen daha soğuk geçen evrenin ardından bu Mart ayında bir kez daha küresel sıcaklık ortalaması 1,55 derece ile bu eşiğin üzerine çıktı. Bütün bu 'sürpriz' günlük hava durumu geçişleri -işte iklim değişikliğinin kontrolden çıkmaya doğru gidiyor oluşu- yeni iklim dengesinin henüz oluşmamasıyla ilgilidir. İklim sistemi yalnızca atmosferi değil, yeryüzündeki su ve buzul kütleleri de kapsayan dinamik ve kaotik bir sistem. Ancak sera gazı etkisiyle hızlanan ortalama sıcaklıklardaki artış havadaki nemi arttırıyor. Bu hem daha güçlü hava olayları demek hem de okyanus asitliği, sıcaklığı ve akışlarında bozulmalar demek. Bu dengeler bir pozitif geri besleme mekanizması olarak iklim değişikliğini kendiliğinden hızlandırır halde. Şuan ve yine buzulların erimesi, güneş ışınlarını daha az geri yansıtması ve deniz seviyelerinin artışı ile böyle bir mekanizma, emperyalist kapitalist üretim tarzının tüm krizlerine rağmen yol açtığı emisyonların artmaya devam edişi, bölgesel olarak da öngörülemeyen böyle yeni mekanizmaları ortaya çıkarıyor.
 
Hava olaylarındaki bu uç eğilimlerin arkasındaki dinamikler neler? Özelikle fosil yakıt kullanımı, sanayi üretimi gibi faktörlerin etkisini nasıl açıklarsınız?
 
 
Yeryüzü olduğundan beri iklimi sürekli değişmiştir. Günümüzde yaşanan iklim değişikliği ise küresel yayılma süreci 500 yıllık olan kapitalizm kaynaklıdır.
 
Yeryüzü olduğundan beri iklimi sürekli değişmiştir. Daha önceki kitlesel türlerin yok oluşuna baktığımız zaman da iklimin belirleyici olduğunu görüyoruz. Günümüzde yaşanan iklim değişikliği ise; kendisi 250 yıllık olan ve kendisini ortaya çıkaran sömürgecilik ve küresel yayılma süreci 500 yıllık olan kapitalizm kaynaklıdır. Kapitalist üretim tarzı, en kısa sürede en çok kârı elde etmek için üretimin sürekli hızlandırıldığı, doğaya hammadde ve atık alanı olarak sürekli el konulduğu, kendisi dışında herhangi bir toplumsal örgütlenmeye imkân vermeyen bir sömürü sistemidir. Üretim faaliyeti insanın varoluşunun bir parçasıdır ve her toplumsal düzende doğayla etkileşiminin adıdır. Ancak daha önceki toplumsal düzenler üretici güçler (nicel ve nitel, teknik yönden) gelişkin olmadığından; doğa ve iklim üzerindeki etkisi sınırlıydı. Dolayısıyla soyut olarak 'insan kaynaklı' demek yerine somut olarak içinde bulunduğumuz tarihsel toplum düzenini işaret etmek sorunun kaynağını belirlemek için önemlidir.
 
Sermaye merkezli sanayi faaliyetleri doğa ve atmosfere nasıl bir etkide bulunuyor, etkiler Türkiye gibi ülkelerde neden bu kadar görünür hale geldi?
 
Kapitalist üretimin 1950'lerle birlikte sıçramalı geliştiğini söylemiştik. Bunda savaş sonrası yıkımın telafi edilmesi için yapılan yatırım atılımları etkili oldu. Özellikle de otomasyon ve ulaştırma teknolojilerinin gelişimi etkili oldu. Dünya nüfusu 1980'lere kadar çok hızlı arttı. Bu dönemde sözde bir 'gıda yetmezliği' lafzıyla aşırı kimyasal gübre kullanımına ve monokültüre dayalı büyük tarımsal üretim 'yeşil devrim' olarak sunuldu. 1980'lerle birlikte kapitalizm sadece meta dolaşımını değil, üretim alanını da uluslararasılaştıracak kadar sermaye yoğunlaşmasını sağlamış durumdaydı ve ağır sanayi ucuz iş gücü ülkelerine kaydırıldı. Bugün ABD'ye emperyalist rekabette rakip olan Çin bu ülkelerin başında geldi. Tüm bu süreç elbette çok büyük bir atık ve emisyon sorunu yarattı. Sermaye döngüsü hızlandıkça özellikle emperyalist ülkelerde 'kullan-at' tüketim toplumu kültürü yerleşti. Kimyasal kirliliğe, plastik ve mikroplastik kirlilikleri eklendi. Okyanusların dibinden anne sütüne kadar her yerde rastlanılır hale geldi. Salgın hastalıklar artarken; kanser, parkinson gibi kimyasal maruziyetle gelişen hastalıklar Türkiye gibi kirli sanayi ülkelerinde patlama yaptı.
 
Türkiye'de sıklaşan çevresel felaketlerin 'doğal afet' olarak tanımlanmasını nasıl tanımlıyorsunuz?
 
 
 İklim değişikliği ve diğer tahribatlar sonucu ortaya çıkan bu felaketler asla 'doğal' olarak değerlendirilemez, yaşananlar işçi sınıfı ve ezilenlere yönelik sömürü ve baskı sisteminin bir parçasıdır.
 
Türkiye'de bu süreçlerin hepsini günbegün yaşıyoruz. Özellikle emperyalist bölge politikalarının parçası olan Türk devleti, tıkanıklığını aşmak için coğrafyada savaşlara girişerek geri dönüşsüz doğa tahribatına yol açtı. AKP iktidarlarının alamet-i farikası olan enerji, inşaat, maden sektörleri ihya olurken bu yoğun saldırıdan nasibini almamış kent kalmadı. Türkiye devlet eliyle yürütülen bu doğal varlıkları yok etme saldırısının yanında, bir felaketler ülkesi haline geldi. Her yıl birkaç büyük can kayıplı sel, yangın, toprak kayması, bina çökmesi, fırtına, vb. felaketlerle geçiyor. İklim değişikliği ve diğer tahribatlar sonucu ortaya çıkan bu felaketler asla 'doğal' olarak değerlendirilemez, yaşananlar işçi sınıfı ve ezilenlere yönelik sömürü ve baskı sisteminin bir parçasıdır. Altyapı uygun koşullara getirilmez, hastalıklara önleyici tedbirler alınmaz, felaket sonrası hızlı toparlanma sağlanmaz, kamusal hizmetler olabildiğince kesilir ve elbette sağlıklı bir çevre havası, suyu, toprağı, gıdasıyla ortadan kaldırılır.
 
 İklim krizi sadece çevresel değil, aynı zamanda sistemsel-politik bir kriz midir sizce? Bugünkü üretim-tüketim modelleriyle bu krizin çözülmesi mümkün mü?
 
İklim değişikliğinin, ekosistemlerin zayıflamasıyla büyük çevresel krizlere yol açtığından bahsettik. Bu krizler kimi zaman malların üretilmesi ve tedarikinde aksamalara da yol açabiliyor. Salgında gördüğümüz gibi, tedarik zincirleri kopabiliyor. Emperyalist rekabet devreye giriyor ve "kaynak milliyetçiliği" ile ekonomik dengeleri değiştirebiliyor. Suriye iç savaşının başlamasından hemen önceki gibi, kuraklık ve tarımsal üretimdeki kayıplar büyük halk isyanlarını tetikleyen faktörlerden olabiliyor. Ama en nihayetinde, askeri güçle, siyasi zorla belirlenen bir toplumsal baskı düzenidir bu sistem ve bu çevresel krizi; insanların, canlıların bir kısmını yok ederek, feda ederek yoluna devam etmenin yolunu bulabiliyor. Bugün kü iklim krizinin geldiği nokta, çok daha büyük altüst oluşlara gebe ve bu nedenle, sermayenin çatı örgütleri olan Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı'na (NATO) kadar yapılar, iklim değişikliğini en büyük tehdit olarak görmektedir. Belirli bir aşamada, paylaşım savaşlarıyla çözülemeyecek kadar ağır toplumsal kaoslar, üretimin yapılamaması, belirli coğrafyaların yaşanılamaz hâle gelmesi ve iklim göçleri önümüzdeki birkaç on yıl içinde gelişecek. Dolayısıyla, kapitalizm her şeye muktedir gibi görünse de doğanın güçleri nihai olarak belirleyicidir. Tarihsel materyalist ve bilimsel yaklaşım bize bunu söylüyor.
 
Birçok bilimsel raporda "küresel sıcaklık artışını 1.5 derece ile sınırlamak için üretim ve tüketim alışkanlıklarında radikal dönüşümler gerekiyor" deniliyor. Bu dönüşümün önündeki en büyük engel nedir sizce? Siyasi irade mi, sermaye yapıları mı yoksa farkı şeyler mi?
 
 
Burjuva siyasetin çözüm olamadığı görüldükçe ezilenler ya faşizmin sosyal yörüngesine giriyor ya da devrimcileşiyor. Bir diğer engelin tabii ki bu yeni faşist hareketler olduğunu söyleyebiliriz.
 
Buradaki 1.5 derece iklim değişikliğini kontrolden çıkmasından önceki güvenli eşiklerden biri olarak iklim bilimsel bir anlam taşısa da gerçekte politik boyutu daha çok öne çıkıyor. Birkaç yıl öncesine kadar 19'uncu Yüzyıl ortalamalarına göre artış 1,1 ile 1,2 derece düzeyinde idi ve bu eşik hedefi çok büyük bir aciliyeti işaret ediyordu. Bu aciliyet bahsedilen 'radikal' dönüşümleri gerektiriyordu ve bunu da ancak devlet çapında büyük örgütlenmeler yapabilirdi. Bu yaklaşım bütün bir iklim siyasetini, devletlerarası diplomasiye ve hükümetlerin dönüşüm programlarına indirgedi ve halklara düzeni sonra değiştirirsiniz, önce iklimi kurtarın söylemine ikna etti. Ancak bu söylemin giderek çöktüğünü görüyoruz. Zira ne diplomasi ne yeşil düzen programları iklimi iyileştirmedi, aksine felaketleri katladı. Dolayısıyla en büyük engel tabii ki nesnel olarak sermaye güçleri, devletler, ordular, sınırlar, çeteler, vb. ancak öznel olarak ise toplumsal hareketlerdeki antikapitalist ve devrimci dinamiklerin zayıflığı, düzen-içi eğilimlerin etkisini korumasıdır. Burjuva siyasetin çözüm olamadığı görüldükçe ezilenler zaten siyaseten uçlara doğru savruluyor ya faşizmin sosyal yörüngesine giriyor ya da devrimcileşiyor. Bir diğer engelin tabii ki bu yeni faşist hareketler olduğunu söyleyebiliriz.
 
 İklim adaleti kavramı, bu tartışmaların neresinde durmalı? Yani iklim krizi karşısında sorumluluğun adil paylaşımı neden bu kadar önemli?
 
İklim adaleti, son yılların popüler kavramlarından biri oldu. Ancak içeriği doğru ifade edilmediğinde, ezilenler açısından yanlış politik sonuçlara yol açabiliyor. Kısaca şunu söylemek gerekir: bu düzende adaletin kırıntısını sağlayacak bir alan kalmadı. Adalet, ancak demokratik ve sosyalist devrimci dönüşümlerle sağlanabilecek bir toplumsal inşa meselesidir. ABD, AB bloku, Çin, Rusya ve Japonya gibi emperyalist ülkelerde yaşayan işçi sınıfları, elbette tarihsel olarak bu emperyalist yağmadan dolaylı olarak yararlandılar, pay aldılar. Ancak bu ülkelerdeki sömürü ve doğa tahribatı da kesintisiz bir şekilde sürdü. Bugün Trump, üretimi yeniden ABD'ye taşıma baskısı yaparken, şirketlere kârlarından vazgeçmeyi dayatmıyor; aksine, ABD işçi sınıfını Bangladeş işçi sınıfı kadar sömürebilecek koşulları yaratmayı vadediyor. "İstihdam" sihirli sözü ve yeniden orta sınıflaşma beklentisiyle, ABD işçi sınıfının bir kısmı Trump'ın peşine takılabiliyor.
 
Kapitalizmin çöküş süreci içinde eko-sosyalist süreç nasıl inşa edilebilir?
 
 
Kapitalizm çürüyor, ufukta sosyalizmin ışığı beliriyor. Bizim görevimiz, bu ışığı her yüreğe taşıyarak onları birer devrimci hücreye dönüştürmektir. 
 
Kapitalizm çürüyor, ufukta sosyalizmin ışığı beliriyor. Bizim görevimiz, bu ışığı her yüreğe taşıyarak onları birer devrimci hücreye dönüştürmektir. Doğayla uyumlu, ekoloji bilimini sahiplenen bir sosyalizmin inşası için insanlığın tarihsel birikimi mevcuttur. Bu nedenle ekolojik çöküşü de getiren bu çürüyen düzenin iradi bir biçimde, devrimci öznenin örgütlülüğüyle yıkılması ve eş zamanlı olarak yeninin inşasının başlamasını kendi yaşam sürelerimiz içinde görebilmeye kesinlikle emin olmalıyız. Pek çok tartışmada 'yarını bugünden kurmak' şeklinde ifade edilen bugünkü komün, komünal yaşam örnekleri bu inşalar için nüveleri oluşturuyor ve çok kıymetliler. Ancak daha zayıf olduğumuz nokta; yıkıcı gücümüzün inşası, karşımızdaki devasa askeri zor aygıtlarını alaşağı etmenin yolu sınıf savaşını bu düzeyde verecek ideolojik sıkılıkta bir örgütün inşasına bağlı. Aklımızı, enerjimizi bu devrimci mücadele örgütlerinin büyümesine, kitleselleşmesine ayırarak ancak sosyalizme olan inancı büyütebiliriz. Devrimci başarılar, geleceği kazanma duygusunu kitlelere yaydıkça insanlığın nasıl bir kolektif hayal gücüne sahip olduğunun örnekleri de daha fazla ortaya çıkacaktır. Eko-sosyalist süreci, devrimler çağında yeni iklim sistemine ve doğal koşullara uyum süreci olarak düşünebiliriz. Sermaye boyunduruğundan kurtulmuş insan ve canlı refahının sağlandığı, kendini yöneten bir politik toplumun, tüm bir ekonomik altyapıyı söküp baştan planladığı bir süreçtir.
 
MA / Ömer Güngör
 

Diğer başlıklar

12:17 İzmir'de grev 7'nci gününde: İstişare süreci devam ediyor
12:01 Qoser'de şüpheli kadın ölümü
11:36 AYM, ‘Kur Korumalı Mevduat’ düzenlemesini iptal etti
11:25 İşte Abdullah Öcalan’ın kongreye sunduğu kararlar
11:17 Hayatını kaybeden gazeteci Özbek Niğde’de defnedilecek
11:16 DFG: Mayıs'ta 78 gazeteci yargılandı, 4'üne ceza verildi
11:00 Abdullah Öcalan’ın kongre perspektifinin tam metni
10:30 Serxwebûn'dan veda sayısı: Yeni bir başlangıç için…
09:28 PKK kongresi sonrası ilk araştırma: Karara destek yüzde 71,5
09:21 Dolandırıcılar bulunmayınca 'kripto' satışı yapan şirketin malına tedbir
09:19 5 Haziran patlamasında kardeşini yitirdi: Devlet ailelerden özür dilemeli
09:18 Tahliye edilen hasta tutsak Başaran: Yargı paketinden beklenenler çıkmadı
09:14 Devrimci Parti Genel Başkanı: Örgütlü mücadeleyle değiştirme iradesini büyütmeliyiz
09:13 Riha'da iki yılda 6 bin 287 çocuk ve kadına karşı 13 suç işlendi
09:12 ÖHD'den ‘umut hakkı'na dair 3 aylık eylem takvimi
09:11 Andy Carl: Sürecin ilerlemesi için ön koşul siyasi liderliğin tam katılımıdır
09:08 Veri Analisti Stevenson: ‘Çocuk istismarı’nda yeni tehlike yapay zeka
09:02 Halide Türkoğlu: Bütün kadınlar Ortadoğu Rönesansı’nda rol alsın
09:00 4 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:57 10. Yargı Paketi kabul edildi: 8 madde çıkarıldı
07:47 İBB soruşturması: Belediye başkanları dahil 22 tutuklama
02:05 DEM Partili Uçar: Siyasi tutsaklar toplum için risk değil, güvencedir
01:29 Diyanet’e geniş yetkiler veren kanun, yürürlüğe girdi
01:03 Abdullah Öcalan'dan PKK kongresine perspektif
00:40 Meclis Başkanı seçimi kararı Resmi Gazete'de
00:35 Halep’te Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürüyüş
00:29 DEM Parti: Kürt sorununun demokratik çözümü paketlere sığdırılamaz
03/06/2025
23:59 Tanrıkulu: AKP beklentileri boşa çıkardı
23:55 MHP’li Yıldız’dan süreç açıklaması: Hiç kimse bozamaz
23:15 bianet Editörü Tuğçe Yılmaz gözaltına alındı
23:03 Özgür Özel'den miting çağrısı
21:56 Basel’de hasta tutsaklar için çağrı: Harekete geçin
21:23 Trafo merkezinde patlama: 150 mahalle elektriksiz kaldı
21:17 Arsîsa Grubu üyeleri serbest bırakıldı
21:13 Munzur Festivali’nin tarihi belli oldu
21:00 Yeniden seçilen Kurtulmuş: Bu mesele aynı zamanda demokratik Türkiye meselesidir
20:19 Bazîd’te Arsîsa Grubu üyelerine gözaltı
19:51 Balıkesir’de orman yangını
19:38 ‘2050 yılında 34 milyar ton plastik yeryüzünde olacak’
19:13 Meclis başkanı ilk iki turda seçilemedi
18:47 SOHR: Şam’da 10 günde 17 kişi kaçırıldı
18:39 10’uncu Yargı Paketi’nden 8 madde çıkarıldı
18:04 KCDP: 'Aile Yılı’nda 14 kadın aile üyeleri tarafından katledildi
17:47 YNK’den Pervin Buldan’a tebrik mesajları
17:26 Gazze’de bir günde 40 kişi katledildi
17:16 Hollanda başbakanı istifa etti
17:13 DEM Parti'nin bayram ziyaretleri programı belli oldu
16:56 Kültürel Miras ve Kentleşme Meclisi kuruldu
16:10 BES-AR: Genel enflasyon yüzde 53,83
15:12 ÖHD ve TUAY-DER: Tecrit barışın önünde engeldir
15:11 Ehmedê Xanî Türbesi'ne yürüyüş: Kürtçeye statü tanınsın
14:58 Silahlı saldırıya uğrayan Yiğiter: Henüz detaylı ifadem alınmadı
14:53 Çiğli işçilerinin eylemi 24'üncü gününde
14:49 Mêrdîn’de halk GES şirketini mahalleden kovdu
14:48 Atılım gazetesiyle dayanışmaya soruşturma
14:47 Yıllardır değişmeyen zihniyet: Gözaltındakiler tek sıra kameraların karşısına çıkarıldı
14:16 Katledilen iş insanları anıldı: Barış yüzleşmek, katilleri yargılamaktır
14:09 Doktorlar Süleymaniye ve Hewlêr’de alanlarda
13:33 Tutsak yakınlarından grup toplantısında ‘Kovid-19’ tepkisi
13:22 TMO buğday ve arpa alım fiyatını açıkladı: Çiftçi hüsrana uğradı
13:10 İzmir'de grevin 6'ncı gününde belediyeye masa çağrısı
13:08 Bahçeli: Hepimizin hanesine tarihi sorumluluk düşmektedir
12:42 Tülay Hatimoğulları: Oyalanacak vakit yok, yol temizliğine ihtiyaç var
12:37 Grevdeki işçiler taleplerinin kabul edilmesi için direnişte
12:17 Hollanda’da mülteci krizi koalisyonu çökertti
11:59 Riha Barosu’ndan BM için ‘işkence’ raporu
11:17 TÜİK'e göre Mayıs enflasyonu 1,53
11:09 Durre Kaya ve Muhsin Melik’in isimleri Curnê Reş’te yaşatılacak
10:31 Mahkeme kaymakamın ‘Mem û Zîn’ ismine yönelik yasak kararını kaldırdı
09:57 MKG'den Mayıs raporu: 5 soruşturma 6 dava, 1 tutuklama
09:55 Kürt kadınlar hakları ve özgürlükleri için direniyor
09:23 ENAG: Mayıs'ta enflasyon yüzde 3,66 arttı
09:19 Juliana Gözen: Sosyalistler sürecin öznesi olmalı
09:11 Dêrsim'in 'hafızası' hedefte
09:10 ODTÜ'de Kürtçe Araştırmaları Topluluğu kuruldu
09:09 ‘Katliam yasası’ geri çekilinceye kadar mücadeleleri sürecek
09:08 Sêrt Baro Başkanı Alptekin: 'Umut hakkı’nın uygulanması hukuki bir sorumluluktur
09:08 Kimyasal saldırıda kızını kaybetti: Acılar kalıcı barışla unutulur
09:07 Hakimin eşi bir tıkla 8 milyon dolandırıldı
09:05 İmralı Heyeti'nden Erol: Öcalan demokratik siyasetin silahtan güçlü olduğunu söylüyor
09:00 ‘Yeni anayasa kadının rengini yansıtmalı'
09:00 Gabar’da ağaç kıyımı büyüyor
09:00 03 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:39 İran’da Mayıs ayında 152 kişi idam edildi
08:20 Marmaris'te deprem: 1 kişi hayatını kaybetti
02/06/2025
23:52 DAKB’dan Nevin Kamilağaoğlu ile dayanışma çağrısı
23:25 Sena Düzgün soruşturmasında araştırma görevlisine uzaklaştırma
22:49 Wan'da polis, iki genci darp etti
22:05 ‘Kent Uzlaşısı’ ile kazanılan Toroslar’da başkan yardımcıları görevden alındı
21:03 Sırrı Süreyya Önder’e Ali İsmail Korkmaz Yaşam Ödülü
20:46 Erdoğan'dan Pervin Buldan'a tebrik telefonu
19:37 Emek ve Özgürlük İttifakı Ankara’da toplandı
19:30 Mêrdîn’den seslendiler: Cezaevlerindeki ayrımcı uygulamalara son verin
19:09 30 yıldan sonra tahliye edilen Çelikdemir’e ziyaret
19:05 Gerok Ma’dan Curnê Reş'te çocuk atölyesi
18:48 Ali İsmail Korkmaz darp edildiği sokakta anıldı
18:41 MHP, bayramda DEM Parti’yi ziyaret edecek
18:29 DEM Parti Meclis Başkanvekilini belirledi
18:24 Meclis yarın yeni başkanını seçecek
18:17 Wan ilçelerinde yürüyüş: Kürt halkının ulusal değerleri tanınsın
18:08 Pîrejman'daki tahribat raporlandı
17:57 İstanbul’daki Rusya-Ukrayna görüşmesi sona erdi
17:29 Halep’te ikinci grup ‘esir ve tutuklu değişimi’ gerçekleşti
17:06 Emekliler bayram öncesi taleplerini sıraladı
16:59 Bazîd’te 'Kürtçeye statü' yürüyüşüne çağrı
16:51 Tutsağın mektubuna ‘infial yaratır’ gerekçesiyle el konuldu
16:45 Devrimci önderleri anan gençler tahliye edildi
16:34 Prf. Alex Callinicos’dan Öcalan’ın çağrısına destek
15:54 Kurtulmuş İYİ Parti ve Yeni Yol Partisi ile görüştü: Bu tarihi bir süreçtir
15:32 DEM Parti’den 10’uncu Yargı Paketi’ne şerh
15:01 Özel’den grev açıklaması: Çözüm bulunacak
14:50 Kürt Böreği Festivali 9 Haziran'da düzenlenecek
14:40 10’uncu Yargı Paketi yarın Genel Kurul’da görüşülecek
14:24 Görevden alınan eşbaşkanların serbest bırakılması istendi
13:20 Gazeteci Elif Akgül tahliye edildi
13:12 Rojhilat’ta bir ayda en az 10 kadın katledildi
13:00 İşçilerin direnişinde 5’inci gün: Grev kırıcılığa tepki
12:56 Birleşik Devrimci Parti: Kürt halkının yanındayız
11:26 Görüşme sonrası açıklama: Meclis'te komisyon kurulacak
11:06 Muhsin Melik mezarı başında anıldı
11:03 Tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi: 25 yaralı
10:59 Colorado'da molotof kokteyl saldırısı: 8 yaralı
10:57 Zeynep Celaliyan'ın tedavisi engelleniyor
10:43 Rusya-Ukrayna görüşmesi saldırıların gölgesinde başlıyor
10:32 Kurtulmuş'tan DEM Parti'ye ziyaret
10:21 Polonya'nın yeni cumhurbaşkanı muhafazakâr Nawrocki oldu
10:19 Hançeri bırakıp kaleme sarılan direnişçi: Osman Sebrî
09:31 ‘Barış ve demokrasinin sağlanması için birlik olmalıyız'
09:01 Yakınlarının kemiklerini arayan aileler: Adil ve eşit bir barışı hep birlikte inşa etmeliyiz
09:01 DEM Partili Arife Çınar: Bu süreçte Meclis'in tatile girmesi sorundur
09:00 Yasağa rağmen beldenin 3 mahallesinin muhtarı da korucu
09:00 Dr. İsmet Konak: Rusya-Ukrayna savaşı Gordion düğümüne dönüştü
09:00 02 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
07:34 Wan'da 1. Lig sevinci
01/06/2025
23:41 Talabani: Barış sürecinin esas taraflarından biriyiz
23:22 Özerk Yönetim, Şam ile 4 başlıkta mutabakata vardı
23:07 Vanspor 1. Lig’e yükseldi
22:32 Uluslararası Amed 3’üncü Film Festivali 9-16 Kasım’da
22:24 DEM Parti Wan Milletvekili Dindar, trafik kazası geçirdi
21:33 Ukrayna 40 Rus uçağını vurduğunu açıkladı
21:11 Antalya'da 4 büyüklüğünde deprem
20:06 Amed’de ‘Bağımlılıkla Mücadele Koordinasyon Kurulu’ kuruldu
19:19 Ethem Sarısülük’ün katledildiği yerde anma: Mücadele sürecek
19:07 Yazar Rojbîn Perîşan: Gelecek, geçmişin analiziyle mümkün
18:30 Bakan Tunç’tan ‘yargı paketi’ açıklaması
17:32 Ukrayna-Rusya görüşmeleri yarın Çırağan'da yapılacak
16:44 Ahmet Türk: İnfaz düzenlemesi hayal kırıklığı yarattı
16:12 Gergerlioğlu: Türkiye'nin dört bir yanında barış platformları kurulmalı
16:11 Temelli: Gidilecek yol demokratik toplum yoludur
15:26 Özerk Yönetim ve Şam 'anlaşma' için görüştü