MÊRDÎN - Nisêbîn-Qamişlo sınırındaki nöbete katılan Süryani Birliği Derneği Başkanı Yunanna Aktaş, Özerk Yönetim'in farklı kimliklerin güvencesi olduğunu belirterek, "Suriye’nin geleceği, Özerk Yönetim'in korunmasından geçer" dedi.
Türkiye ve ona bağlı Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik devam eden saldırılara karşı Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde bulunan Qamişlo sınırında başlatılan nöbet eylemi 5'inci gününde devam ediyor. Farklı kentlerden ve kesimlerden gelenlerin nöbettekilerle dayanışma ziyaretleri de devam ediyor. Nöbete katılarak dayanışma ziyaretinde bulunanlardan biri Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Süryani Birliği Derneği Başkanı Yuhanna Aktaş.
'DEMOGRAFİK YAPI TEHLİKEDE'
Nöbettekilerle dayanışma gösteren Yuhanna Aktaş Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik başlatılan saldırıların temel amacının demografisinin değiştirilmek olduğunu ifade etti. Qamişlo, Hesekê, Helep ve Şam'a kadar uzanan coğrafyada Süryani halkının yaşadığını ifade eden Aktaş, "Özellikle Rojava Devrimi'nden sonra demokratik anlamda bazı reformlar yapıldı. Süryaniler, oradaki değişime sıcak bakıyorlardı. Fakat bir haftadan sonra özellikle Türkiye tarafından desteklenen bazı grupların saldırıları yaşandı. Süryani halkımızla yaptığımız görüşmeler neticesinde demografik yapının değişme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu anlaşılıyor. Hatta Qamişlo'da yaşayan akrabalarımla görüştüm. Şu an içerisinde bulundukları durum kendilerini de çok tedirgin etmektedir. Cihatçı teröristler orada yaşayan halklara yönelik saldırılar gerçekleştirmektedir. Bu yüzden orada yaşayan insanlar demografik yapının bozulma tehlikesiyle yüz yüze olduğunu düşünüyorlar" ifadelerini kullandı.
'ÖZERK YÖNETİM KİMLİKLERİN GÜVENCESİDİR'
Özerk Yönetim’in bulunduğu yerlerde Süryanilerin güvende olduğunu dile getiren Aktaş, şuanda bölgede büyük bir belirsizliğin olduğunu söyledi. Aktaş, "Fırat'ın doğusu dediğimiz Rojava bölgesinde Qamişlo, Hesekê ve Dirbêsiyê de yaşayan Süryani halkımız şimdilik güvendeler. Fakat yaklaşık 10 gündür Baas rejiminin düşmesi ile birlikte sivil halka zulmeden cihadist çetelerin saldırılarından kaynaklı endişeliler. 2011'den bu yana Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi çatısı altında yaşayan farklı halklar ve inançlar, özerk yönetimin farklı kademelerinde söz sahibidirler. Süryani halkımız kendi öz kimlikleri ile var olabiliyor ve kendilerini ifade edebiliyorlar. Suriye'deki demografik yapıyı göz önünde bulundurduğumuzda, Özerk Yönetim çatısı altında bulunan Süryani halkımızın herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını görüyoruz" diye konuştu.
Süryanilerin Suriye'nin asli unsurlarından biri olduğunu altını çizen Aktaş, "İçerisinde Kürt'ün, Süryani'nin, Arap'ın ve Alevi'nin olmadığı bir Suriye'yi düşünemeyiz. Böyle bir yönetim şeklinin oluşmaması durumunda, Irak'ta olduğu gibi farklı etnik kimliklerin kıyımına ve göç etmesine yol açacaktır. Rojava'da bulunan Özerk Yönetim'in bütün halkları temsil etmesinden ötürü tekrardan devam etmesini istiyoruz. Kürt kardeşlerimizle birlikte Özerk Yönetim'e karşı yapılan saldırılara karşı durmak ve bertaraf etmek için sınırda nöbet eyleminde bulunuyoruz" şeklinde konuştu.
'SURİYE'NİN GELECEĞİ ÖZERK YÖNETİM'DEN GEÇER'
Türkiye'de bulunan demokratik kitle örgütlerinin Rojava'yı sahiplenme çağrısında bulunan Aktaş, "Rojava Devrimi'nin ve özerk bölgenin yönetim tarzının desteklenmesi gerekiyor. Suriye'yi antidemokratik bir yönetim tarzından kurtaracak tek yol, herkesin kendini var edebileceği, öz kimliğiyle bulunabileceği bir yönetim tarzıdır. Bunu da şu an orada bulunan Özerk Yönetim'de görebiliyoruz. Özerk bölgede bulunan bütün etnik gruplar, halklar ve inançlar halk meclislerinde kendilerini yönetimde bulunabiliyor ve ifade edebiliyorlar. Suriye'nin geleceği Özerk Yönetim'in korunmasından geçer" diye belirtti.
MA / Ahmet Kanbal