Öcalan’ın avukatlarından CPT’ye: Raporunuz güncellikten uzak İmralı’yı ziyaret edin

img

İSTANBUL - CPT’nin İmralı Cezaevi’ne dair 2 yıl sonra açıkladığı rapora, güncellikten uzak olması ve yanlış çıkarımlara sebebiyet vermesi nedeniyle itiraz eden Asrın Hukuk Bürosu, süren hukuksuzlukları tek tek sıraladıkları raporu CPT’ye göndererek, İmralı’nın yeniden ziyaret edilmesini istedi.

İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi'nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 11 Eylül 2016 tarihinde kardeşi Mehmet Öcalan’la yaptığı son görüşmeden bu yana haber alınabilinmiş değil. Bu durumun yol açtığı kaygılar günden güne büyürken, 28-29 Nisan 2016’da Türkiye’ye gelerek İmralı Cezaevi’ni ziyaret eden Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi (CPT), raporunu yaklaşık 2 yıl sonra geçtiğimiz 20 Mart’ta açıkladı. 
 
Yapılan tüm çağrılara rağmen 2 yıl boyunca açıklanmayan raporun yine Efrin’e yönelik operasyonun sürdüğü dönemde açıklanması dikkat çekmişti.
 
Müvekkilleri olan Abdullah Öcalan ile 27 Temmuz 2011'den bu yana görüştürülmeyen Asrın Hukuk Bürosu avukatları ise, açıklanan CPT raporunu detaylı bir şekilde inceledi. Bu incelemeleri sonucunda raporda yer alan kimi hususlara dair bir rapor hazırlayan avukatlar, bu raporu CPT’ye gönderdi. 
 
Raporda, CPT’den İmralı Cezaevi’ni yeniden ziyaret etmesi de istendi. 
 
Avukatlar, gönderdikleri raporlarında özellikle CPT’nin ziyarete dair raporunu geç açıklaması üzerinde durdu. Buna ilişkin ise şu saptanmalarda bulunuldu: “Önemle belirtmeliyiz ki, Komite ziyaretinin gerçekleştiği ve raporun yazıldığı 2016 tarihi ile yayınlandığı 20 Mart 2018 tarihleri arasında yaklaşık 2 yıllık bir zaman farkı söz konusudur. Hükümetin, raporun yayınına bu denli geç izin vermesinin bir takım politik tercihlerin yanı sıra raporun reelliğini zayıflatmayı amaçladığı kanaatindeyiz. Zira raporun yayınlandığı tarih üzerinden geçen 2 yıl içinde Türkiye’de çok köklü politik, hukuksal,  yönetsel değişimler gerçekleşti. Bir askeri darbe girişimi, Olağanüstü Hal ilanı, yüksek sayıda gözaltı, tutuklama, görevden ihraç vb. pek çok radikal hak sınırlamaları bu dönem yaşandı. OHAL ilanı ile beraber yürütme organı tarafından kuvvetler ayrılığını dışlar şekilde ve denetimden yoksun olarak tek taraflı Kanun Hükmünde Kararnameler ile temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması yoluna gidildi.”
 
‘İMRALI’YA GİTMEKTEN İMTİNA EDİLDİ’
 
OHAL ilanı ile birlikte 21 Temmuz 2016’dan itibaren İmralı Cezaevi ile doğrudan ve dolaylı olarak bütün temasların yasaklandığını hatırlatan Asrın Hukuk Bürosu, CPT’nin sonrasında Türkiye’yi iki kez daha ziyaret ettiği halde İmralı’ya gitmekten imtina etmesine dair “Oradaki dört müvekkilin yaşam koşulları ve sağlık durumlarına ilişkin bilgiye erişmek mümkün olmamıştır. Bu süreçte İmralı’nın darbeciler tarafından hedef alındığına, başta Sayın Öcalan olmak üzere İmralı Cezaevinde bulunan mahpusların yaşam haklarının tehdit altında olduğuna dair birçok bilgi medyada yer bulmuştur. Bu hususları yerinde gözetlemek ve incelemek hususunda komiteyi düzenli olarak bilgilendirdik. Bu bilgilendirmelere ve İmralı’nın ziyaret edilmesi taleplerine (21 Temmuz 2016’dan itibaren aile, avukat, bağımsız gözlemci vb İmralı’ya her giriş yasaklandığından, ziyaret şansı bulunan tek kurum CPT idi) rağmen, Komite 2016 ve 2017 yıllarında Türkiye’yi iki kez daha ziyaret ettiği halde İmralı’ya gitmekten imtina etti. Tüm bu nedenler komite raporunu güncellikten düşürmekte ve İmralı’da gerçekleşen hukuk dışılığın ciddiyetine denk düşmeyen eksiklikler barındırmasına sebep olmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
 
‘2 YILDA HİÇBİR GELİŞME YAŞANMADI’
 
Devamında ise, Komite’nin belirttiği üzere bu ziyaretin temel amacının Ocak 2013’de gerçekleştirilen bir önceki ziyarete dair yapılan tavsiyelerin uygulanmasına ilişkin Türk yetkililer tarafından alınan tedbirleri yerinde incelemek olduğu hatırlatıldı. Bu bakımdan, mahpuslara sunulan ortak etkinliklere ve akraba ve avukat ziyaret haklarının uygulanmasının özel önem teşkil ettiği üzerinde durulup, Komite tarafından sunulan tavsiyelerin uygulanması konusunda aradan geçen iki yılda hemen hiç gelişme yaşanmadığını vurgulandı.
 
‘BAĞIMSIZ AVUKAT ÖNERİSİNİ ANLAMIŞ DEĞİLİZ’
 
Yine Abdullah Öcalan ile 27 Temmuz 2011’den beri tek bir avukatın dahi görüştürülmediği üzerinde durulan raporda, bu konuda şu ifadelere yer verdi: “Aynı şekilde bu cezaevinde tutulan diğer mahpuslar Sayın Hamili Yıldırım, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş sevk tarihleri olan Mart 2015 tarihinden beridir avukat görüşü gerçekleştiremediler. Türk ulusal mevzuatında mahpusların avukat görüşü gerçekleştirmesini bir bütün olarak yasaklayan düzenleme söz konusu değildir. Komite raporunda haklı olarak tüm ziyaret taleplerine ‘kötü hava koşulları’, ‘geminin teknik arızası’ yanıtı verilmesine inanılmayacağı belirtilmektedir. Ancak hemen devamında komitenin, ‘spesifik bir avukata erişim konusunda istisnai durumlar olduğunda bir başka bağımsız avukata erişim sağlanması’ önerisini anlayabilmiş değiliz. Bu anlayış 7 yıldır yüzlerce değişik avukatın görüş başvurusunu reddeden hükümetin, sözleşmeyi ve hukuku hiçe sayan, hiçbir meşru tarafı bulunmayan keyfi avukat yasağı yaklaşımına destek olarak algılanabilecektir. Bir kapatma kurumunun 7 yıla yakın bir süre avukat ziyaretine kapatılmış olmasının hangi hukuksal yetkiye dayandığı sorgulanmak yerine ‘bağımsız avukat’ arayışı gibi soyut bir öneri gerçekleştirmek, mevcut yasa dışılığı rasyonelleştirme çabası olarak görünebilir. 
 
Ve belirli bir meslek grubunun yerel otoritelerce önyargılarla kriminalize edilme çabasına katkı sunacağını da hatırlatmak isteriz. İmralı Cezaevinde tutulan Sayın Hamili Yıldırım, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş’ın sevk tarihlerinden önce bulundukları cezaevlerinde avukatları ile hiçbir engelleme söz konusu olmaksızın görüşebildiklerini komitenin dikkatine sunarız. İzolasyon koşullarında tutulan mahpusların dış dünya ile teması bakımından avukat görüşü hayati önem arz etmektedir. Sosyal izolasyon koşullarında avukata erişimin engelleniyor oluşu kötü muameleye dayanak oluşturmaktadır.  Avukata erişimi engellenen mahpusların, Türkiye anayasası ve AİHS 6. Maddesinde güvence altına alınan savunma ve mahkemeye erişim hakları ihlal edilmektedir.  Mahpusların taraf oldukları başvurulara ilişkin fikir beyan etmeleri, bilgi sunmaları engellenmektedir. İmralı Cezaevinde tutulan mahpusların 21 Temmuz 2016 tarihinden sonra mektup alma ve verme hakları bir bütün olarak engellenmiştir. Bu engelleme kapsamında avukatlarına savunmaya dönük belge gönderimleri ya da avukatlarından kendilerine ilişkin hukuksal evrak gönderimi mümkün değildir.”
 
‘İMRALI CEZAEVİNDE UYGULANAN İZOLASYONU GÖLGELEMEYE DÖNÜKTÜR’
 
5275 sayılı Ceza İnfaz Yasası’nın 25. Maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet statüsündeki hükümlülerin 15 günlük periyotlarla bir saat boyunca aile ve vasileri ile görüşme haklarının yasal güvence kapsamında olmasına, dini ve resmi bayramlarda idarenin takdirinde olmak üzere yasal olarak ek ziyaretler gerçekleştirilebiliniyor olmasına da vurgu yapıldı. 
 
Bu duruma ilişkin ise “6 Ekim 2014 tarihinde Sayın Öcalan ile gerçekleşen aile ziyareti ancak iki yıl aradan sonra 11 Eylül 2016 tarihinde mümkün olmuştur. Bu aile görüşü yasadan kaynaklı rutin bir ziyaret şeklinde değil kamuoyu baskısıyla gelişen istisnai bir ziyaret niteliğindeydi. Bu tarihten sonra İmralı Cezaevinde bulunan mahpuslar ile hiçbir şekilde temas sağlanmamıştır. Diğer mahpuslar Sayın Hamili Yıldırım, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş İmralı cezaevinde bulundukları süre boyunca tek bir aile görüşü gerçekleştirmiş değiller. Dini ve resmi bayramlardaki görüş talepleri de reddedilmiştir. Komite, ilgili görüş talepleri ve ret yanıtlarına ilişkin tarafımızca periyodik olarak bilgilendirilmektedir. Bu bağlamda Türk Hükümetinin raporunuza binaen vermiş olduğu ‘Türk ulusal mevzuatı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan mahkumlara ziyaret edilebilme imkanı vermektedir’ yanıtı, İmralı Cezaevinde uygulanan izolasyonu gölgelemeye dönüktür” ifadeleri kullanıldı. 
 
‘ÖCALAN TELEFON HAKKINI HİÇ KULLANAMADI’
 
Müvekkillerinin ellerinden alınan telefon ile görüş haklarına dair de bilgi veren Asrın Hukuk Bürosu, bu hakkın sağlanması yönünde Komite’nin daha önceki tavsiyeleri ve 2003 tarihli “Öcalan/Türkiye AİHM kararı” ile 2005 tarihli Büyük Daire kararlarına rağmen bu hakkın kullanımının asla mümkün olmadığına dikkat çekildi. Bu konuda “Sayın Öcalan, İmralı’da hiçbir zaman telefon görüşmesi yapmamıştır. Diğer mahpuslar açısından ise, 29 Haziran 2015 tarihine kadar telefona erişim fiili olarak engellenirken, bu tarih itibari ile yasal hüküm bulunmamasına rağmen mahkeme kararı ile yasaklanmıştır. Diğer mahpusların İmralı Cezaevi’ne sevk tarihlerinden önce bulundukları cezaevlerinde telefona erişim hakları konusunda bir engelleme ile karşılaşmadıklarını ayrıca bilginize sunarız” denildi.
 
‘TEMAS SAĞLAYABİLECEKLERİ BÜTÜN ARAÇLAR ELLERİNDEN ALINMIŞTIR’
 
Yine mektup gönderme ve alma hakkına ilişkin şunlar belirtildi: “Mektup gönderme ve alma hakkı 5275 sayılı yasada düzenlenmekle beraber ne şekilde uygulanacağı ilgili yönetmeliklerce düzenlenmiştir. Mektup okuma komisyonunun ön incelemesine tabi olan bu hakkın kullanımı idarenin denetimsiz keyfiyetince engellenebilmektedir. Hangi söylem ve konuların engelleme konusu olacağı hususunda idareye geniş bir müdahale hakkı tanınmaktadır. Hükümetçe sunulan verilerin gerçekliğine ilişkin denetime açık bir mekanizma söz konusu değildir. Sayın Abdullah Öcalan, 12 Eylül 2016 tarihli son aile ziyaretinde avukatlarına bir mektup yazdığını söylemiş olmasına rağmen, tarafımızca talep edilmiş ise de ilgili mektuba ulaşılamamış; el konulduğuna ya da yasaklandığına ilişkin herhangi bir karar iletilmemiştir. Türk ulusal mevzuatında mektup alma ve gönderme hakkını toptan yasaklayan bir düzenleme olmamasına rağmen İmralı Cezaevi’ndeki mahpusların bu hakkı kullanımı 21 Temmuz 2016 tarihi itibari ile süresiz olarak yasaklanmıştır. 
 
Avukatlarına, CPT de dahil olmak üzere bağımsız mercilere yazacakları mektuplar da bu kapsamda değerlendirilmiştir. Avukatlar olarak var olan yargılamalara ilişkin yaşanan gelişmeleri belirten evrak ve belgeleri göndermemiz de keza yasaklanmış, kendilerine ulaştırılması engellenmiştir.  Mahpusların dış dünya ile temas sağlayabilecekleri bütün araçlar ellerinden alınmıştır. Kendilerinden sağlıklı bir haber alamamanın yanı sıra mevcut koşulların sosyal ve duyusal izolasyonu kötü muamele ve işkence boyutuna ulaştırdığı görülmek durumundadır. Komitenin işkence ve kötü muameleyi önleme hususunda temel ilke kabul ettiği üzere ‘tamamen sosyal ve duyusal izolasyon, bir arada kişiliği ortadan kaldırıcı uygulama olup güvenlik ya da başka gerekçelerle haklı kılınamayacak insanlık dışı muamele oluşturur.’ Mahkumların dış dünya ile teması için yeterli aracın sağlanması onların kötü muameleye karşın toplamda korunmasının kilit bileşenidir. İmralı Cezaevinde tutulan mahpusların dış dünyaya erişimi hususunda önemle belirtmek gerekir ki; 21 Temmuz 2016 tarihi itibariyle yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmesine rağmen mahpusların dış dünya ile bütün ilişkileri mahkeme kararı ile yasaklanmıştır.”
 
‘HERHANGİ BİR YANIT ALMIŞ DEĞİLİZ’
 
CPT’ye gönderilen raporda, Bursa 1. İnfaz Hâkimliği tarafından 21 Temmuz 2016 tarihinde “Ziyaretçi kabulünün yasaklanmasına, yazılı haberleşmeleri ile telefon görüşmelerinin kısıtlanmasına, dışarı ile ilişkisinin, ziyaretçi kabulünün ve telefon görüşmelerinin kısıtlanmasına, hükümlü avukatlarının vereceği belgelerinin kısıtlanmasına” dair verdiği karar da hatırlatıldı.
 
Bu kararına ilişkin yapılan itirazın Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ret edildiğini kaydeden Asrın Hukuk Bürosu avukatları, “Yasaya ve hukuka aykırı bu karar ile mahpusların haklara erişimi bir bütün olarak engellenmiştir. Bu karar ile beraber İmralı Cezaevi’nde tutulan mahpusların yaşam koşulları hakkında genel ya da spesifik herhangi bir bilgiye erişmek artık mümkün değil. İlgili kararın ulusal mevzuatta dayanak alacağı bir düzenleme de söz konusu değildir. Mahpusların dış dünya ile temasları süresiz ve denetimsiz olarak engellenmiştir.  Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin üye Devletlere Avrupa Cezaevi Kuralları Rec (2006) 2 Sayılı Tavsiye Kararı gereğince; Özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese, insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranılmalıdır. Özgürlüğünden yoksun bırakılan kişiler, kendilerini mahkûm eden ya da tutuklayan bir karar ile hukuken ellerinden alınmayan bütün haklarını muhafaza ederler. Özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilere getirilen kısıtlamalar, asgari gereklilikte ve haklarında hükmedilen kararın meşru amacıyla orantılı olmalıdır.  
 
Mahpusların mümkün olabilen sıklıkta mektup, telefon veya diğer iletişim vasıtalarıyla aileleriyle, başka kişilerle ve dışarıdaki kuruluşların temsilcileriyle haberleşmelerine ve bu kişilerin mahpusları ziyaret etmelerine izin verilmelidir. Devam etmekte olan bir ceza soruşturması, emniyet, güvenlik ve düzenin muhafaza edilmesi, suç işlenmesinin önlenmesi ve suç mağdurunun korunması için gerekli görülmesi halinde, haberleşme ve ziyaretlere kısıtlamalar konabilir ve izlenebilir. Ancak adli bir merci tarafından konulan özel kısıtlamalar da dahil olmak üzere, bu tür kısıtlamalar yine de kabul edilebilir asgari bir iletişime izin vermelidir. Bu tür tedbirlerin herhangi bir mahpusa uygulanması durumunda izlenecek açık prosedürler olmalıdır. Bu tedbirlerin her birinin mahiyeti, süresi ve uygulanma sebepleri ulusal mevzuat ile belirlenmelidir. Her olayda, söz konusu tedbirlerin belirli bir süre için uygulanması yetkili makam tarafından onaylanmalıdır. Onaylanmış olan sürenin uzatılmasına ilişkin olarak alınan herhangi bir karar, yeniden yetkili makamın onayına sunulmalıdır. İmralı Cezaevi’nde etkili başvuru yolu ve etkili hukuksal merciden söz etmek mümkün değildir. Yasaya aykırı karara ilişkin her ne kadar ilgili hâkimlik ve savcılar hakkında şikayette bulunulmuş, ayrıca itiraz ve temyiz mercilerine başvuru yapılmış ise de herhangi bir yanıt alınmış değildir” denildi.
 
‘SAĞLIK KOŞULLARI AÇISINDAN KAYGILIYIZ’
 
Öcalan’ın sağlık hakkına da değinen avukatlar, “İmralı Cezaevi’nde bulunan mahpuslar ile 2 yıla yakın süredir temas sağlanamaması sebebiyle sağlık koşulları aileleri ve avukatları açısından kaygı unsuru oluşturmaktadır. Sağlık durumları hakkında bir bilgiye erişebilmek mümkün değildir. Sağlık bilgilerine yönelik talepler, bu bilgilerin mahremiyeti gerekçesiyle verilmemektedir. Bununla birlikte ne aile ne de avukatlar İmralı’daki mahpuslardan bu bilgilere erişebilme izni alma olanağına sahiptir. Zira ziyaret, görüşme ve mektuplaşma kanallarının tümü yasaklıdır. Bu durumda mahremiyet hakkından söz etmek de anlamsız hale gelmektedir. Tüm sağlık bilgileri dosyası cezaevi yönetiminin tasarrufu altındadır. Test, analiz ve bilgiler hakkında cezaevi dışında ikinci bir doktordan görüş alma hakkı bulunmamaktadır” diye belirtti.
 
‘TELAFİSİ İMKÂNSIZ HASARLAR OLUŞTURMAKTADIR’
 
Avukatlar, raporlarında Komite’nin İmralı Cezaevi’nde tutulan mahpusların koşullarının Türkiye’de F tipi cezaevlerinde tutulan diğer ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış mahpuslarla karşılaştırıldığında “açık bir ayrımcılık” oluşturduğu tespitini ise olumlu bulduklarını belirtti.
 
Devamında ise “Özetle Komite’nin de belirttiği üzere haftalık 168 saatin (hafta sonları tüm 24 saat dahil olmak üzere) toplam 159 saatinde tek başlarına tutulmaları kabul edilemez. 2013 Ocak ziyaretinde tespit edilen bu sorunun aşılmasına dönük tavsiyelerin uygulanmaması kötü muamelenin uzun yıllara yayıldığına dair sürekli ve planlı bir politikayı işaret etmektedir. Ulusal mevzuat gereğince bu uygulamaya dayanak düzenleme söz konusu değilken, aşılmasına dönük iyileştirmeler yasal güvence kapsamındadır. 5275 sayılı yasa madde 25/c gereğince ‘…hükümlünün açık havaya çıkma ve spor yapma süresi uzatılabileceği gibi kendisi ile aynı ünitede kalan hükümlülerle temasta bulunmasına sınırlı olarak izin verilebilir.’ Mevcut uygulama yasal engellemeden kaynaklanmamakta, idarenin mahpuslara dönük özel yaklaşımının ürünüdür. Dış dünya ile temasın bir bütün olarak engellendiği koşullar altında mahpusların ortak etkinliklerinin kısıtlanarak hücre koşullarında tutulmaları fiziksel ve ruhsal yapıları üzerinde telafisi imkânsız hasarlar oluşturmaktadır” değerlendirmelerinde bulunuldu. 
 
‘İLGİLİ RAPORLARA TARAFIMIZCA ERİŞİM MÜMKÜN OLMAMIŞTIR’
 
CPT yetkililerinin İmralı Cezaevi’ne yaptığı ziyarete ilişkin ise raporda, şu ifadelere yer verildi: “Komite’nin periyodik olarak gerçekleştirdiği ziyaretler dışında İmralı Cezaevi ulusal ve uluslararası bağımsız kurumların denetimine kapalı tutulmaktadır. Raporda belirtildiği üzere yetkili cezaevi izleme kurulu tarafından ziyaretler gerçekleştirilmiş ve bazı raporlar hazırlanmıştır. Hazırlanan raporlar vekil sıfatıyla istenmiş olsa da ilgili raporlara tarafımızca erişim mümkün olmamıştır. Ayrıca ilgili kurulların bağımsız ve tarafsız bir yapıya sahip olmadığını belirtmek isteriz. OHAL sürecinde Eylül 2016 tarihinde yayınlanan 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bu kurulların görevlerine son verilmiş ve yeniden dizayn edilmişlerdir. Cezaevi izleme kurullarında faaliyet yürütecek üyelerin seçimi cezaevlerini idare eden dolayısıyla karar ve pratikleriyle cezaevlerinde hak ihlallerine yol açabilecek olan makamlar tarafından yapılmaktadır. Kaldı ki bu kurulların cezaevinde gerçekleşen işkence veya hak ihlallerinin ortadan kaldırılması noktasında etkili olmadıklarını eklemek isteriz.  Komite raporunun güncellikten uzak olarak değişen ülke gerçekliğini göz ardı etmesinin yanı sıra hükümet tarafından sunulan tek yanlı verilere dayanıyor olması yanlış çıkarımlara sebebiyet vermektedir. Komitenin kuruluş değerleri ve gözetmekle yükümlü olduğu hakların tesisine dönük tezatlık oluşturan bu çıkarımların mevcut izolasyonun sürekliliğine katkı sunabileceğini belirtmek isteriz. Rapora ilişkin sunmuş olduğumuz değerlendirmelerin dikkate alınarak en yakın sürede İmralı Cezaevinde bulunan mahpusları ziyaret ederek değişen yaşam koşullarının yerinde incelenmesi talebimizi yinelemekteyiz.”
 
MA / Sadiye Eser

Diğer başlıklar

26/04/2024
23:55 Tutuklanan Aslan'dan mesaj: Yazmaya devam edeceğiz
23:28 3 gazeteci tutuklandı
23:23 CHP’li Tanal’den Enerji Bakanlığı önünde oturma eylemi
23:18 'Celadet Ali Bedir-Xan’a saygı' gecesine büyük ilgi
22:13 Katalonya Muzik Grubu ve Aryen Kom’dan konser
21:47 Hatay’da 27 mahalle karantinaya alındı
21:20 Gazetecilerin hakimlik ifadeleri başladı
20:56 ODTÜ'de ‘kayyım rektör'ün yasağına karşı nöbet eylemi
20:24 Doğan’dan Adalet Bakanı’na: Aba altından sopa göstermeyin, kayyım rejimi sandığa gömüldü
19:59 ‘İzmir'in Çernobil'inde nükleer tepkisi
19:24 Cizîr’de, Celadet Ali Bedirxan’ın doğum günü kutlandı
18:23 Emine Şenyaşar 87 gündür Adalet Bakanlığı önünde
18:16 Tecavüz failine ‘iyi hal’ indirimi
17:03 Serbest bırakılan gazeteciler: Hakikati gerçekle buluşturduğumuz sürece müthiş kazanacağız
16:20 Gümüşhane'de yaylada açılmak istenen maden ocağına onay
16:00 Başhekim SES üyelerini hastaneden çıkarttırdı!
15:45 Tutuklamaya sevk kararı avukatlara verilmedi
14:57 Hakları için eylem yapan işçiler gözaltına alındı
14:37 İşte Amed kayyımının devrettiği taşınmazlar
14:33 3 gazeteci hakkında tutuklama istemi
14:24 Agrobay işçilerinin davası ertelendi
14:13 Cizîr'de 19 kişi gözaltına alındı
13:35 'Kürt iş insanlarının infazının MGK kararıyla olduğu tescillendi'
13:32 Katledilen 9 yaşındaki Gina'nın davası görüldü
13:10 İstiklal Caddesi'ndeki bombalı saldırı davasında karar
12:43 Şakran Cezaevi'nde tutsaklara hücre cezası
12:32 TJA: 1 Mayıs’ta tecride karşı alanlarda olacağız
12:28 'MİT' yalanıyla okulda tecavüz davasında verilen cezalar onandı
11:49 Amed Büyükşehir Belediyesi'nin borcu belli oldu
11:33 Efrîn’de 2 yurttaş kaçırıldı
11:03 Ailelerden İmralı için görüşme başvurusu
10:54 Gazetecilere yaptıkları haberleri soruldu
10:47 Gözaltındaki gazeteciler adliyeye getirildi
10:14 Colemêrg'te madene karşı eylem 4'üncü gününde
09:24 Gever'de askeri operasyon
09:24 Riha’da ev baskınları
09:15 45 gündür yanıt arayan soru: Ali Veli nerede?
09:14 İnşaat işçileri 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda olacak
09:01 81 yaşındaki hasta tutsak ATK’ye kelepçeli sevk edildi
09:01 Gazeteci Altan: Tazelenme ve demokratikleşme için mutabakat lazım
09:00 Tutsaklar ‘özgürlük’ eyleminde
09:00 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 185 gündür haber yok
09:00 Mali müşavirler ekonomik krizle boğuşuyor
09:00 Çernobil 38'inci yılında: Sıra Sinop’ta!
09:00 YNK’li Herkî: Türkiye ile işbirliği Irak'a zarar verir
09:00 2 ilde bölgesel 1 Mayıs kutlamaları yapılacak
09:00 ATK raporları: Tecrit koşullarına 'tıbbi meşruluk' kazandırıyor
09:00 26 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
25/04/2024
23:08 Qoser'de gözaltına alınan 30 kişi serbest
22:17 CPT Başkanı bu sefer topu AİHM’e attı
21:24 Amed Tiyatro Festivali 8’inci gününde
20:47 Mêrdîn'de su şebekesi yine patladı
20:35 Belçika temsilciliğinde Özgür Basına yönelik baskınlara ilişkin görüşme
19:59 Özgür Basına yönelik saldırılar Ege'de protesto edildi
19:07 Colemêrg’te 4 genç tahliye edildi
18:45 Ankara’da bir fabrikada yangın
18:40 İstanbul’da bir kadın katledildi
18:24 DEM Parti Êlih İl Eşbaşkanı serbest bırakıldı
17:39 ODTÜ’lüler ‘Devrim Yürüyüşü’nde ısrarcı: Direnişi büyüteceğiz
17:18 Sarıyer’de öğretmene şiddet
17:01 DEM Parti’den Şenyaşar'a destek: Bu talep hepimizin vicdanına sesleniyor
16:54 Gazetecilerin emniyet ifadeleri tamamlandı: Basın toplantısına neden katıldın?
16:29 DEM Parti Êlih İl Eşbaşkanı gözaltına alındı
16:15 Savcı Emine Şenyaşar hakkında açılan davanın reddini talep etti
16:04 IFFCO işçileri için açıklama
15:46 İnşaat işçileri hakları için eylem başlattı
15:31 Tanık gazeteciler polis şiddetini anlattı
15:30 Polis tutanağına göre Kışanak'ın kitabı yasak!
15:25 Gazeteci Kartal’a ceza talebi
15:21 Qoser’de gözaltı sayısı 30’a yükseldi
15:19 Amed’de iş cinayeti
15:15 Mêrdîn'de 4 kişiye ‘üyelikten’ ceza
14:52 Merkez Bankası politika faizini açıkladı
14:34 Bradost bölgesi bombalandı
14:33 10 gazeteci hakkında ceza talebi
14:25 Gazetecilerin emniyet ifadelerine başlandı
14:18 Asrın Hukuk Bürosu’nun X hesabı erişime engellendi
14:05 Özgür Basın'a saldırılar Avrupa’da protesto edilecek
13:39 DEM Parti’den 1 Mayıs çağrısı
13:38 Kendini yerlere atan AKP'li 'beni dövüyorlar' diye bağırdı
13:31 DEM’den Bakan Tunç’a yanıt: Yargıya talimat vermekten vazgeçin
13:29 ÖHD ve Dev Yapı-İş: 29 işçinin ölümünden işveren ve yerel yönetim sorumlu
13:19 1 Mayıs'a çağrı: Jin Jiyan Azadî ile Taksim’e
12:44 64 isimden Taksim’deki 1 Mayıs yasağına dair açıklama
12:38 Gözaltılara tepki: Kadrajımız hakikati çekmeye devam edecek
12:27 Amed Baro Başkanı Eren'e dönük tehditleri ‘eleştiri’ diye savundu
12:19 'KCK Basın Davası' ertelendi
12:05 CPT'den İmralı sorusuna yanıt: Türkiye ile diyaloğumuz var
11:39 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:23 Çorlu tren kazasında kararlar açıklandı
11:12 AYM, Can Memiş başvurusunda ihlal kararı verdi
11:10 İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı istifa etti
10:49 AKP’nin ‘borçsuz’ dediği Mûş’ta 890 milyon borç!
10:42 Gazeteciler 3 gündür gözaltında
09:41 Qoser’de 2 kişi gözaltına alındı
09:40 Cûdî ve Gabar yeniden yasaklandı
09:14 Makbule Özer’in oğlu: Konu Kürt olunca hukuk ortadan kalkıyor
09:11 Eylemdeki tutsak: Dünyaya yayılmış bir direnişin halkasıyız
09:09 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 184 gündür haber yok
09:07 Tutsaklar 5 aydır ‘özgürlük’ eyleminde
09:06 32 yıllık tutsağın tahliyesi 6'ncı kez uzatıldı
09:02 Tutsak yakınları: Tecrit kaldırılmalı
09:00 AKP döneminde en az 33 bin işçi yaşamını yitirdi
09:00 İmralı'da mutlak tecrit 38’inci ayında
09:00 Hekimler göç ediyor, randevu krizi büyüyor
09:00 25 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
24/04/2024
22:51 İran’da Kürt sanatçıya idam cezası
21:46 Kadınlardan 'İstismar failini mahallede istemiyoruz' çağrısı
21:10 Mêrdîn’de kaza: Bir çiftçi ve çocuk hayatını kaybetti
21:04 CHP'li Tanrıkulu: Bu bir suç duyurusudur, kayyımlar araç motorlarını bile sökmüşler
20:35 DEM Parti'ye polis baskını protesto edildi
20:26 Madde bağımlılığı raporu: Polisler temin ediyor
19:58 Örkmez ve Uğur'un özgürlüğü için eylem
19:50 Polis baskınında katledilen kadınların fotoğrafları yere atıldı
19:42 ‘Kürt basınını susturma çabası Türkiye’ye kaybettirecek’
19:00 KHK eyleminde 1 Mayıs'a davet
18:38 Adana Emek ve Demokrasi Güçleri’nden 1 Mayıs'a çağrı
17:51 İstismar faili serbest, tepki gösteren muhtara gözaltı
17:40 ÖHD ve İHD'den gazetecilere dayanışma ziyareti
17:28 Cenevre eylemi: Saldırılara karşı topyekun mücadeleyi sürdüreceğiz
17:08 Danıştay Eğitim-Sen’e randevu vermedi
17:03 Polis barikatlarıyla çevrilen Şenyaşar: Bu zulmün altında kalın
16:56 Gazeteci Güleş'e 'haber' soruşturması
16:46 Avukatlar gazetecilerle görüştü: Başka evde yapılan aramada deliller gazeteciye yazıldı
16:02 Avukat ve ailelerden savcı mütalaasına tepki
16:00 Madımak Katliamı'nda çocuklarını kaybeden Sivri yaşamını yitirdi
15:33 Sendikalar Taksim’de: Valiliğin kararını tanımıyoruz
15:17 Danıştay başkanı değişmedi
15:14 İzmir'de cinsel saldırı faili öğretmen açığa alındı
15:11 Êlih'te DEM Parti binasına polis baskını
15:08 Bombacıları getiren kişinin telefonu dinleniyormuş
15:00 Ermeni Soykırımı 109’uncu yılında: Soykırımı tanıyın ve af dileyin
14:59 Televizyon stüdyolarına baskında Fransa detayı
14:49 Soylu’nun hedef gösterdiği 2 kişi hakkında müebbet hapis istemi
14:10 Kanser hastası sağlıkçıya riskli görevlendirme!
14:06 Makbule Özer’in tutuklanması protesto edildi
13:57 Aile Hekimliği çalışanları vergide adalet istiyor
13:56 Sağlık meslek örgütlerinden şiddete tepki
13:32 Gar Katliamı Davası: Mütalaada ‘insanlığa karşı suç’ yok sayıldı
13:19 Mali müşavirlerden 15 talep
13:07 Türkoğlu: Özgürlüğümüz için kadın dayanışmasını büyüteceğiz
13:03 Yargıtay'da seçim 23'üncü tura kaldı
12:57 ‘Gazeteciliklerine tanığız, meslektaşlarımızı serbest bırakın’
12:36 DİSK Genel Başkanı: Valiliğin görevi yer göstermek değil güvenliği sağlamaktır
12:28 Gazetecilere 'Kürt Gazeteciler Günü' suçlaması
12:28 MESEM'lerde 336 çocuk kaza geçirdi
12:13 Birçok kentte protesto: Gazeteciliğin engellenmesi suçtur
12:04 Colemêrg'te madenlere karşı 4 talepli eylem
12:02 Deştin'de imar planı davasına red
11:58 İskenderun'da poliklinik olarak kullanılan 3 konteynerde yangın