‘Kobanê olaylarını Erdoğan başlattı, Öcalan durdurdu’

img

DİYARBAKIR - Dünyanın gündemine oturan Kobanê için Erdoğan’ın “Düştü düşecek” sözlerinin 6-8 Ekim olaylarını tetiklediğini söyleyen Kobanê sanıklarından HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, “Olayları durduran Sayın Öcalan’ın notudur” dedi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Düştü düşecek” dediği Kobanê eylemlerinin üzerinden 3 yıl geçti. O gün Kobanê düşmedi, sırasıyla DAİŞ işgalindeki Til Hamis, Til Beraq, Şedadê, Hol, Eyn Îsa, Girê Spî, Sirrin, Tişrîn, Minbic, Tabqa ve Rakka düştü… 
 
5 Ekim 2014 DAİŞ’in Kobanê kent merkezine girmesiyle Kürt kentlerinde milyonlar sokaklara çıktı. Polis şiddeti hiç gecikmedi. Sahaya bu kez başka silahlı gruplar da sürüldü. Hür Dava Partisi sempatizanları ve üyeleri, Hizbullah’ın 1990’larda bölgede yaptıklarını aratmadı. Olayların akabinde 30 Ekim’de toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) hala devam eden savaşın kararını aldı...
 
50 KİŞİ ÖLDÜ, BİN 105 KİŞİ TUTUKLANDI
 
Tarihe “6-7-8 Ekim eylemleri” geçen olayların bilançosu da ağırdı. Diyarbakır, Muş, Batman, Antep, Van, Urfa, Siirt, Mardin, Bingöl, İstanbul, İzmir ve Adana’da 50 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi yaralandı.
 
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre; 36 ilde meydana gelen 2 bin 389 olayda, 48 sivil ve 2 polis yaşamını yitirdi, 438 sivil ve 331 polis yaralandı, 4 bin 291 kişi gözaltına alındı, bunlardan bin 105’i tutuklanarak cezaevine konuldu. 
 
6-8 Ekim 2014'teki eylemlerde yaşamını yitirenlerin isimleri şöyle:  
 
* Adana’nın Yüreğir ilçesinde Ahmet Albay, Seyhan ilçesinde Yusuf Güldüren,
 
* Batman’da Emre Demir, 
 
* Bingöl’de Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin ile Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu,
 
* Diyarbakır’da Mahmut Enez, Turan Yavaş, Riyat Güneş, Mahsum Çoban, Ahmet Dakak, Baver Şeyhanoğulları, Süleyman Kale, Hasan Gökgöz, Cumali Güneş, Yasin Börü, Yusuf Tokar, Mesut Menekşe, Murat Dağ ve Uğur Özbay, 
 
* Antep’te Musa Bayram, Ömer Uçaker, Süleyman Balcı, Sevgi Alıcı ve Şahin Dağhan, 
 
* İstanbul’da Mert Değirmenci ve Serdar Arslan, 
 
* İzmir’de Ekrem Kaçaroğlu, 
 
* Mardin’in Dargeçit ilçesinde Eshan Akdoğan, Sinan Toprak, Abdulkerim Seyhan, Bilal Gezer, Derik ilçesinde Kerem Karaaslan, Kızıltepe ilçesinde Fehad İbrahim Elduvaric ve Abdullah Muhammed, 
 
* Muş’ta Hakan Buksur, 
 
* Siirt’te Davut Nas, Kamil Taş, Mehmet Zakir Çal, Kurtalan ilçesinde Yusuf Çelik, Mehdi Erdoğan ve Necmettin Çelik, 
 
* Van’da Yunus Aktaş ve Hamdi Caner, 
 
* Urfa’da Aynur Kudin. 
 
SORUŞTURMA VAR YARGILAMA YOK
 
Eylemlerde yaşamını yitirenlere ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Ancak aradan geçen 3 yıla rağmen soruşturma kapsamında, Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökgüz dışında yaşamını yitiren 44 kişi için hiç kimse yargılanmadı. 
 
YASİN BÖRÜ DAVASINDA 41 KİŞİ YARGILANDI
 
Kamuoyunda “Yasin Börü Davası” olarak bilinen ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan, sonra Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökgüz’ün ölümüne ilişkin açılan dava kapsamında yargılanan 41 kişiden 16’sına 5’er defa ağırlaştırılmış müebbet, 2’sine ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti, 15 kişi ile yaşları 18’den küçük olan 6 çocuğa “Örgüt propagandası yapmak”, 11 kişiye “Konut dokunulmazlığını ihlal etmek”, bir kişiye “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet”, bir kişiye ise “İş ve çalışma hürriyetini ihlal etmek” ve “Örgüt adına suç işlemek” suçlarından hapis cezası vermişti. Yargılanan Remzi Özşan da, “ölü üzerinden hırsızlık” iddiası ile 12 yıl hapis cezası alırken, Uğur Doğanay’a ise, “ruhsatsız silah taşıdığı” gerekçesi 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti. Dosya kapsamında yargılanan ve haklarında yakalama kararı bulunan Burhan Ay, Ersin Filizer ve İsa Özel’in dosyaları ise dava dosyasından ayrıldı.
 
Yasin Börü Davası’nda olay tarihinde bir sanığının askerde, bir sanığının cezaevinde, bir sanığının ise hastanede tedavi gördüğü ortaya çıkmıştı. Ayrıca 2 sanığın verdikleri ifadelerin polis tarafından kendilerine zorla imzalatıldığını ve üzerlerine ifade verdikleri belirtilen sanıkların hiçbirini tanımadıklarını belirtmişti.
 
FATURA HDP’YE KESİLDİ
 
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yasin Börü’nün ölümünü HDP aleyhine propagandaya dönüştürerek, yaşananların faturasını HDP'ye kesti. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, HDP milletvekilleri Ayhan Bilgen, Meral Danış Beştaş, Altan Tan, Hüda Kaya, Gülser Yıldırım ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri hakkında “Suç işlemeye tahrik” ve “Suç işlemeye azmettirme” iddialarıyla yasama dokunulmazlıklarının kaldırılması talebiyle fezlekeler tanzim etti. Savcılık, HDP’nin 5 Ekim 2014’te gerçekleştirdiği MYK toplantısına “Halkı silahlı isyana tahrik ve teşvik etmek” iddiasıyla soruşturma başlattı.
 
Meclis tarafından 20 Mayıs 2016’da dokunulmazlıkların kaldırılması ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan soruşturma kapsamında HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, HDP milletvekilleri Ayhan Bilgen, Meral Danış Beştaş, Altan Tan, Hüda Kaya ve Gülser Yıldırım hakkında dava açıldı. Kobanê eylemlerine yürütülen soruşturmalar ve davalarda Demirtaş, Yüksekdağ ve Yıldırım tutuklu, aylarca tutuklu kalan Bilgen ve Beştaş ile Tan ve Kaya ise tutuksuz yargılanıyor. Demirtaş'ın tutuklu yargılandığı Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, Yasin Börü davasının dava dosyasıyla birleştirilmesi istendi. Ancak Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, mahkemenin bu talebini 3 defa reddederek, dosyanın birleştirilemeyeceğine karar verdi. 
 
BEŞTAŞ: OLAYLARI DURDURAN ÖCALAN'IN NOTUDUR 
 
Kobanê eylemlerinin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen yaşamını yitiren 44 kişiyle ilgili hiç kimse yargı önüne çıkarılmazken, HDP MYK’sine yönelik açılan dava kapsamında aylarca tutuklu kalan HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Kobanê eylemleri, nedenleri, sonrası ve yargı süreciyle ilgili sorularımızı yanıtladı. 
 
Kobanê eylemleri nasıl başladı ve bu eylemlerin zemini nasıl oluştu?
 
Bütün dünyanın gözü Kobanê’deydi. Kobanê, Türkiye’de yaşayan Kürtlerden bağımsız değil. Aylarca Kobanê sınırında nöbet tutuldu. Herkesin temel gayesi IŞİD saldırılarını ve katliamlarını engellemekti.
 
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırıları, orada yaptığı katliamlar, Kobanê ile dayanışma ağının bütün dünyada büyüdüğü dönemde, hükümet ile çözüm süreci kapsamında sürdürdüğümüz görüşmelerin olduğu bir dönemdi. Kobanê’nin tarihsel arka planına bakmak gerekiyor. Kobanê’de neler oluyordu; halklar, Kürtler, Araplar ve diğer farklılıklar kendi özerk yönetimini ilan ettiler. IŞİD saldırısına karşı kendilerini korumaya karar verdiler ve bir statü ilan edildi. Bütün dünyanın gözü Kobanê’deydi. Kobanê, Türkiye’de yaşayan Kürtlerden bağımsız değil. Aylarca Kobanê sınırında nöbet tutuldu. Türkiye’nin her tarafından gelenler, IŞİD’in Türkiye sınırından geçişini engellemek ve hükümetin IŞİD ile bağını deşifre etmek, engellemeye çabaları hatırlatmak gerekiyor. Herkesin temel gayesi IŞİD saldırılarını ve katliamlarını engellemekti.
 
O dönem Cumhurbaşkanı ve şu anda AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ‘Kobanê düştü düşecek’ söylemi, Kürt halkında ve Türkiye’nin demokratik kamuoyunda büyük bir kırılma ve tepki yarattı. Çünkü o bir sevinç cümlesiydi. Burada yaşayan milyonlarca kendi vatandaşı olan Kürtlerde duygusal ve psikolojik olarak bir tepkiye dönüştü. Başkaca dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Numan Kurtulmuş’un da açıklamaları var. HDP’den doğru Eş Genel Başkanlarımız, ‘yapılan açıklamaların katliam tehditlerini desteklemek olduğunu’ belirtti. 1 Ekim’de Davutoğlu ve Demirtaş bir görüşme gerçekleştirdi. Demirtaş, Amerika’dan sadece bu görüşme için dönmüştü. O dönemde İmralı Heyetimiz, Yalçın Akdoğan ve Efkan Ala ile görüşerek Kobanê’nin içinde bulunduğu dar boğazı aşarak, yaşam koridoru açılması görüşmeleri gerçekleştirdi. 
 
Hükümet ateşe benzinle, körükle giderek, kendi vatandaşlarına karşı bu söylemleri geliştirerek, bunun zeminini hazırlamıştır. IŞİD üyelerinin Türkiye hastanelerinde tedavi edildiğine dair somut veriler vardı. Televizyonların IŞİD çetelerinin geçişlerini ortaya çıkaran görüntüleri vardı. Gidip katliam yapacak, hükümet haklı tarafların taleplerini görmeden, ‘IŞİD bir topluluktur’ diyecek kadar, ‘Kobanê düştü düşecek’ diyecek kadar ileri gitmiştir. Bütün bu süreç birbirini besleyerek o tarihe gelmiştir. 6-8 Ekim olaylarında, ölümün şiddetin ortaya çıkmasının sebebi, hükümetin bunlara göz yummasıdır, teşvik etmesidir. Diyarbakır gibi bir yerde sokağa çıkma yasağında sokaklarda bulunan tanklar ve polisler kimlik kontrolü bile yapmıyordu. Tahrik ve teşvik vardı. Bu ölümlerin sorumlarının faillerinin ortaya çıkarılması, kendi suçlarını kapatmaya yöneliktir.
 
Hükümet ise olayları HDP’nin çağrısına bağlıyor. Olaylar HDP’nin çağrısıyla mı başladı?
 
HDP’nin çağrısı öncesinde herkes sokaktaydı. Bütün televizyonlar naklen yayın veriyordu. Ortam öyle gelişti. Özellikle bir yaşam koridorunun açılması yönünde ciddi çalışmalar ve çağrılar vardı. HDP’nin de yaralıların ve yaşamsal malzemelerin geçişi için Türkiye’den temel talep, yaşam koridoru açılmasıydı. O dönem Kobanê’de yaralanan siviller Türkiye’de tedavi ediliyordu. Ortada bir yasak, bir suç yoktu. Çağrının yapıldığı günün gecesi, Uluslararası Koalisyon Güçleri tarafından IŞİD’e yönelik ciddi bir bombardıman oldu. Halk, demokratik tepkisini ve isyanını ifade ettiği için Kobanê’ye yönelik saldırılar durdu. Federe Kürdistan Bölgesi’nden pêşmergeler canlı yayın eşiğinde Türkiye’den Kobanê’ye geçti. 
 
6 Ekim’de Muş’ta bir gencin polis tarafından öldürülmesi sonucu işin içine şiddet karıştı. Örgütlendirilen paramiliter insanların sokağa salınmasıyla birlikte kan akmaya başladı. Bu HDP’nin çağrısıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir mesele. HDP insanlara çıkın savaşın, şiddet uygulayın demedi. Biz siyasal bir partiyiz, demokratik tepki gösteririz. Nasıl ki Türkiye mevcut uygulamalara karşı miting yapıyorsa, bizim çağrımızda budur. Eğer sorumlu arayacaksak, sorumlu hükümettir. Hükümet, sokakları paramiliter güçlere, kontrgerillalara, provokatörlere açtı. Açtıktan sonra 50’yi aşkın insan yaşamını yitirdi. Yasin Börü dışında ne bir soruşturma var, ne bir izleme faaliyeti var. Adeta o insanları kimin öldürdüğünün bilinmesini istemiyorlar. 
 
Eylemler nasıl durdu veya durduruldu?
Hükümetin olayları engelleme çabasına girişmemesi üzerine İmralı’dan bir not geldi. Sayın Öcalan’ın, olayların sükûnetle çözülmesi ve sağduyunun egemen olması yönünde bir çağrısı vardı. Hükümetin bu öneriyi götürdüğü kamuoyuna yansıdı.
O dönem çözüm süreci devam ediyordu. Hükümetin olayları engelleme çabasına girişmemesi üzerine İmralı’dan bir not geldi. Sayın Öcalan’ın, olayların sükûnetle çözülmesi ve sağduyunun egemen olması yönünde bir çağrısı vardı. Hükümetin bu öneriyi götürdüğü kamuoyuna yansıdı. Bu görüşmeler kayıtlıdır. Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu heyet, bu tutumu ortaya koyan geniş bir açıklama yapmıştır. Halka, şiddet ve provokasyon ortamından geri durmasını ısrarla iletmiştir. Olaylar bu şekilde durduruldu. Hükümet önlememiştir, bu nedenle İmralı’ya kadar gitmiş bu mesele. İmralı’dan gelen çağrıyla olaylar sükûnetle durduruldu. Hükümete hatırlatmak gerekiyor. Olayları durduran Sayın Öcalan’ın notudur. Başlatan hükümetin buraya alan açmasıdır. 
 
Olaylar durmasaydı...
 
Durmasaydı, daha vahim şeyler olurdu. Ölümler artabilirdi, çatlak büyüyebilirdi. Telafisi çok uzun yıllar alacaktı. Öngörmek veya kesin konuşmak mümkün değil ama HDP, DTK, Sayın Öcalan ve demokratik kamuoyu, olayların büyümesinden değil, durdurulmasından ve demokratik bir tepkinin açığa çıkmasından yana bir tutum gösterdi. Tek amaç Kobanê’nin kuşatmasını engellemek. Bizim talebimiz devletin Kobanê’de sivil halkın yanında ve IŞİD’in karşısında tutum almasıydı. Nitekim sonrasında Kobanê’de Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin desteğiyle kuşatma kırıldı. 
 
Hukuki sürece bakılırsa, nasıl bir yargılama süreci işliyor? Kamuoyuna sadece Yasin Börü davası ve HDP MYK’sinin yargılandığı yansıyor...
 
Yapılan çağrı sebebiyle HDP işin sorumlusu gösterilmek isteniyor. Her zaman olduğu gibi AKP’nin bir kampanyası şeklinde götürüldü. Erdoğan’ın Yasin Börü’yü sürekli diline dolaması ve HDP’yi suçlaması, Çöktürme Planı’nın bir parçası. Burada hiçbir ispat yoktur, çünkü gerçekliği yoktur. Zira Hür Dava Partisi’nin Başkanı ölümlerden bir hafta sonrasında verdiği röportajda tek bir AKP’linin taziyeye dahi gelmediğini söyledi. Sonra bunu siyasi bir kampanya ve araca dönüştürdüğünü kendileri de söyledi. Erdoğan’ın ve AKP’lilerin bizi suçlamalarına rastlıyoruz. Biz Meclis’te çok sayıda Kobanê olaylarının araştırılması ve soruşturulması için sayısız önerge verdik. Hepsi AKP oylarıyla ret edildi. Soru önergelerimiz yanıtsız bırakıldı. Eğer sorumlu siz değilseniz, bunlara yanıt verin. Gelin birlikte gidip araştıralım. Bizim bu konuda özgüvenimiz tartışma dışıdır. Kobanê olaylarında yaşananların asla sorumlusu olamayız. Biz siyasal bir partiyiz, haktan, özgürlükten ve hukuktan yanayız. Bunları ret ettiler. 
 
AKP’nin bu kampanyası öyle bir aşamaya geldi ki; Ankara Cumhuriyet Savcılığı bir yıl sonra MYK hakkında, talimatla soruşturma açtı. Bütün MYK üyelerinin içinde olduğu bir soruşturma açıldı. Orada ‘Örgüt üyeliği’, ‘Cinayet’ veya ‘Yasin Börü’ şeklinde bir suç yok. Sadece tahrik fiilinden dolayı soruşturma açıldı. Dokunulmazlıkların kaldırılmasına kadar sürüncemede kalan, ifade almaya yanaşılmayan, içi boş ve içinde maddi veri olmayan bir dosyaya dönüştürüldü. Sonrasında kampanya Demirtaş ve biz milletvekillerinin tutuklanmasına kadar vardı. Mahkemelerde beyan ettik, günah keçisi ilan edildik. Kendi sorumluklarını bizim üzerimize attılar. HDP’nin Türkiye ve dünya kamuoyunun nezdinde suç işlemiş bir yapı olarak göstermiş çabasıdır. 
 
Demirtaş'ın yargılandığı dava dosyasının Yasin Börü davasıyla birleştirilmesi...
 
Ölenlerin yüzde 90’ı HDP’lidir. Tanıdığımız, yöneticilerimizin çocuklarıdır. Yargılamanın yapılmadığı 44 kişiyi kim öldürdü? Defalarca soruşturma dosyasının açılması ve sorumluların tespit edilmesi çağrısında bulunduk. Ancak hükümet ve yargı üç maymunu oynamaya devam ediyor. 
 
Demirtaş 11 aydır tutuklu, halen tutuklu olduğu mahkemenin duruşmasına çıkarılmadı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, ısrarla verilen kararların neticesinde Yasin Börü dosyası ile birleştirme kararı verdi. 3 defa gitti, geldi. En son Bölge Adliye Mahkemesi ‘Birleştirilemez’ dedi. Aslında Demirtaş ve bizler bundan sorumlu değiliz. Mahkeme kararları nezdinde de bu böyle. Tahrikten bir dosyaya nasıl cinayet dosyasını koyarsınız. Biz siyasetçiyiz, insanların yaşaması için mücadele ediyoruz. Yaşam hakkını savunuyoruz. Çağrının arka planında temel argüman; Kobanê’de sivil insanların katliamdan kurtarılmasıdır. Çağrı asla ve asla ölüme teşvik olarak nitelendirilemez. Bu iddia çürümüştür. 
 
Gerçekler açığa çıktıkça, bağımsız mahkemeler olursa biz bunun sonucunun beraat olacağını kuşkusuz biliyoruz. Bizim bu filler ve ölümlerle ilgilimiz olması asla olamaz, biz önlemek için bir partiyiz. AKP, Kürtlerden oy almak için, farklı kesimlerden HDP’ye sempatiyi azaltmak için, rakip olduğu partiyi baraj altında bırakmak için, Kürt sorununda çözümsüzlüğü yaşama geçirmek için, Çökertme Planı’nı tam anlamıyla hayata geçirmek için, özellikle diline dolamıştır. Objektif bakan herkes, olayın sorumlusunun AKP iktidarı olduğunu bilir. Onların dosyaları aramaya kalmış bir durumda. Bütün dosyalar düzenli aramaya dönüştürülür, ancak ortada ne fail var ne isim var ne kimin öldürdüğü var. 
 
Kobanê eylemlerinde ölenler kimdi, öldürenler kimdi?
 
Ölenlerin yüzde 90’ı HDP’lidir. Tanıdığımız, yöneticilerimizin çocuklarıdır. Yargılamanın yapılmadığı 44 kişiyi kim öldürdü bilmiyoruz. Ancak ölüme götüren yol; sokağa çıkma yasağı ilan edildiği halde güvenlik güçleri bu yaşananları engellememiştir ve engellememekle sorumludur. Öldürenleri yakalamamakla sorumludur. Öldürenleri ortaya çıkarmamak, suçun kabulü anlamına geliyor. Defalarca soruşturma dosyasının açılması ve sorumluların tespit edilmesi çağrısında bulunduk. Ancak hükümet ve yargı üç maymunu oynamaya devam ediyor. Tek bir dosya üzerinden propagandasını yürütüyor.
 
HDP’nin 6-8 Ekim’de “sokağa çağırması” ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz’da “sokağa çağırması” arasında nasıl bir fark var? 
 
Siyasete bakarsınız, demokratik tepkilerin mahiyetini değerlendirecek olursak; esas itibariyle olaylar farklı olabilir. Sonuçta siyasilerin yaptığı çağrılardan söz ediyoruz. 15 Temmuz’da Erdoğan’ın çağrısıyla halkın sokağa çıktığını herkes biliyor. 250 kişi yaşamını yitirdi. O ölümlerden nasıl onlar sorumlu tutulamıyorsa, 6-8 Ekim’den de HDP sorumlu tutulamaz. Birde arada bir fark var, orada iktidar partisi var. Her türlü güç ve olanak kendilerinin elinde. En çok baskı, ötekileştirmeye maruz kalan, demokratik siyaset yürüten HDP’nin, demokratik arayış tarzı da miting, yürüyüş ve sokaktır. Adalet Yürüyüşü yapanlara bir söz söylenmiyor da, bizim Cizre’ye yürümemiz engelleniyor. Bu demokratik yöntemler, hükümeti denetleme yollarından biridir. Muhalefet partisi sadece Meclis’te konuşarak denetlemez. Demokratik tepki ve sokak anlamında hükümet üzerinde denetim mekanizması kurar. Bu çağrı hükümeti denetleme yollarından biridir. Çağrı, katliamı önleme çağrısıdır. 
 
MA / Özgür Paksoy - Devran Toptaş
 

Diğer başlıklar

17:18 Kocaeli’nin sorunlarını sıralayan adaylar, çözüm adresini gösterdi
17:17 Tempoyu arttıran DEM Parti adaylarından seçim güvenliği çağrısı
17:10 DEM Parti'den Bedlîs’te coşkulu mitingler
17:05 Hatimoğulları'ndan 'sandık güvenliği' uyarısı
17:04 Cinsel taciz faili müftü tahliye edildi
16:35 Akdeniz Belediyesi'nin etrafına polis bariyerleri yerleştirdi
16:29 Leyla Zana: Şirnex direniştir kimseye vermeyeceğiz
16:12 Adalet Nöbeti: Abdullah Öcalan özgür değilse, kimse özgür değil
16:03 Sivas’taki Surp Garabet Kilisesi satılığa çıkarıldı
15:59 'Sandık başında göçü, yıkımı, hasta tutsakları unutmayalım'
15:51 AKP’li Beyoğlu giderayak personele imar ve ruhsat mesaisi yaptırıyor
15:47 Bayındır: Bu seçim Kürt halkının referandumudur
15:35 DEM Parti Gençlik Meclisi’nden yeni video
15:29 Bakırhan: Kürt sorununun muhatabı Abdullah Öcalan’dır
15:22 AKP’li başkan, oğlunu kayyım yönetimindeki belediyede işe soktu
15:06 İzmir’den hareketli seçmen yola çıktı: Rekor kırmaya gidiyoruz
14:59 Tokat Cezaevi'ndeki avukat görüşmelerinde ses ve görüntü kaydı alınıyor
14:22 Oy kullanmak için yola çıktıkları Yenikapı sahili otobüs terminaline dönüştü
13:46 Uluslararası heyetler Amed’de: Seçimleri gözlemleyip raporlaştıracağız
13:44 DEM Parti seçimleri iki merkezden takip edecek
13:35 Hatimoğulları: 31 Mart'ta mührü DEM ağacının altına vuralım
13:29 Îdir'da taşımalı asker ve polisler için okullar tatil edildi
13:24 Onbinler Wan'daki final mitinginde
13:17 Amed Emek ve Demokrasi Platformu: Herkes sandığa sahip çıkmalı
13:15 Kadir İnanır'ın sağlık durumu iyiye gidiyor
13:03 DEM Parti’den Adana açıklaması: Seçime hazırız, zaferle çıkacağız
12:24 MKM konserine getirilen yasak kararı iptal edildi
12:03 Leyla Zana, Orhan Doğan’ın mezarını ziyaret etti
12:02 Muğla'da hareketli seçmen yola çıktı: Kazanmak için gidiyoruz
12:01 ABD'li heyet Kalın, Güler ve Akar'la görüşecek
12:00 AKP Cizîr’de para dağıtarak oy istiyor: Parayı alın oyunuzu vermeyin!
11:49 Çadırkentte kadınları fuhuşa zorlayan Debe AKP'den aday
11:27 Ailelerden İmralı başvurusu
11:13 İsrail ordusu Halep'i vurdu
10:54 Yunanistan'da deprem
10:50 Riha'da sahura kadar seçim çalışması
10:33 Sanatçılar: DEM Parti için sandığa gidelim
10:21 Kuzey ve Doğu Suriye'de yerel seçim tarihi belli oldu
09:43 3 kentte kadın cinayeti
09:40 Gazeteci Süleyman Ahmet'ten 157 gündür haber yok
09:36 Taybet İnan'ın kızı: Bizi katledenlere oy vermeyin
09:26 Giresun’da KYK yurdundan asansör düştü
09:25 Dilovası’nda gençlerin gözü seçimde: Neden bahar açmasın ki?
09:24 Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için 124 gündür grevdeler
09:16 Kürkçü: Kurdistan’da her hafta, her ay Kızıldereler yaşanıyor
09:09 Mezarlığa konteyner kuran anneye verilen cezanın gerekçesi: Örgüt mezarlığı!
09:08 Gazeteci Aykol'a gönderilen mektup 4 yıl sonra ulaştı
09:07 Amed'de binlerce kişiyle sandıklar korunacak
09:06 Mahkeme ‘hukuki menfaat’ gerekçesiyle Akbıyık’ın iddialarını esas almadı
09:05 Yıldız’ın avukatı: Tutsağa para göndermek yasada suç değil
09:04 Doktor Gül: Bağımsız heyetler İmralı'ya gitmeli
09:00 1 oy neden önemli?
09:00 29 MART 2024 GÜNDEMİ
28/03/2024
23:50 DEM Parti Amed'de gazetecilerle buluştu: Gayrimeşru olanlar gidecek
23:27 Sêwereg'te kaza: 3 ölü, 6 yaralı
23:13 Türk: İrademiz sandıklara yansırsa barışa bir adım daha yaklaşırız
22:40 Öğrenciler ‘deprem riski’ nedeniyle yurttan çıkarılmak istendi
20:53 Akdeniz’de kasıtlı çıkarıldığı belirtilen yangınlarda artış
20:47 HDP'nin eski MYK üyelerinin ‘Ermeni Soykırımı’ açıklamasından yargılandığı davada karar çıktı
20:20 Şenyaşar ailesinin eylemine DEM Partili kadınlar ve avukatlardan ziyaret
19:46 YSK’den ‘iftar’ kararı: Sayım aralıksız yapılacak
19:34 Bakırköy Cezaevi önünde gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
19:27 Nijerya'da 3 ayda 202 kişi menenjitten hayatını kaybetti
18:02 Bakırköy Cezaevi’nde tutsaklar görüş sonrası darp edildi
17:50 Genç: Erdoğan Kürt sorununda çözüme yönelmez
17:23 DEM Parti’den bir ilk: Engelliler için yeni bir yaşam mümkün standı
17:16 DBB’ye ait malzemeler askeriye ve emniyet tarafından taşınıyor
16:59 Yargıtay, Ata ve Mızrak davasında polislerin beraatını onadı
16:49 DEM Parti seçim çalışmalarına hız verdi
16:46 MB rezervleri bir haftada 4 milyar 53 milyon dolar azaldı
16:39 DEM Parti: AKP’liler Belçika’daki ırkçı saldırının sözcülüğünü yapıyor
16:30 Hatimoğulları: Savaş için kapı kapı dolaşacağınıza barış için İmralı kapısını açın
16:21 Adalet Nöbeti’nden ‘İmralı kapısını açın’ çağrısı
16:07 Zana Bedlîslilere seslendi: Sandıklarınıza sahip çıkın
16:07 DEM Parti: Antalya'da adaylarımızı geri çekmiyoruz, oylar DEM'e
16:01 Temelli Colemêrg'de: Bu faşist iktidarı yıkacak olan sizin iradenizdir
16:00 Hatice Yıldız’ın tutukluluğu Bakırköy cezaevi önünde protesto edildi
15:47 Roboskî’yle yüzleşme olmadan demokrasi mümkün değil
15:34 Meleyî aşireti DEM Parti’ye desteğini açıkladı
15:17 Bakırhan: Halk onuruna ve iradesine sahip çıkacak
15:15 Pontoslu yazar Haralambidis yaşamını yitirdi
15:05 Êlih kayyımı AKP adayı için 53 milyona koli hazırlattı
15:01 Amed’de okul temizliği yaptırılan 15 öğrenci zehirlendi
14:55 Tutsaklardan siyasi partilere mektup: Açlık grevleri konusunda rol üstlenin
14:37 Mart ayı katliamlarıyla yüzleşme çağrısı
14:18 Okullar 1 Nisan'da tatil
14:16 Bayındır Bazîd’den seslendi: 1 Nisan’da başarımızı birlikte kutlayalım
14:01 Yargıtay Başkanı onuncu turda da seçilemedi
13:08 Açlık Grevi İzleme Koordinasyonu: Tutsakların talepleri karşılanmalı
12:55 DEM Parti’den 3 merkezde miting
12:48 Mûş'ta vali, kaymakam ve komutandan seçim çalışması
12:22 Esenyurt'ta 5 katlı binada yangın çıktı
12:21 Kütahya ve İstanbul’da erkek şiddeti
11:57 AKP'li belediyenin taş ocağına 'ÇED gerekli değil' kararı
11:42 ÖHD’den iki bakanlığa başvuru: Sağlık hakkı ihlaline sebep olan uygulamalar son bulsun
11:33 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından yeni görüşme başvurusu
11:06 Zafer işareti gerekçesiyle seçim görevi iptal edildi
10:42 Kantinden para ile satın aldıkları eşyalara el konuldu
10:41 Agrobay işçileri ilk kazanımlarını elde etti
10:29 Cisim patlaması raporu: Dayan ailesi mağdur edildi
10:23 Ertak: Şirnex'te 2004 ruhuyla sandık başına gidelim
09:37 DEM Parti'ye destek yürüyüşü
09:13 Gazeteci Ahmet’in akıbetine dair 156 gündür açıklama yok
09:12 Tutsaklar 123 gündür açlık grevinde
09:11 DEM Parti Cihanbeyli için seferber
09:09 Xinûs eşbaşkan adayları: Herkese eşit hizmet vereceğiz
09:08 Abdullah Öcalan'ın avukatı: CPT güven veren bir kurum olmaktan çıktı
09:07 Wêranşar DEM'den yana
09:06 Ebexliler 2019’un hesabını soracak!
09:04 'Taşıma' hilesine karşı binlerce hareketli seçmen başvurusu
09:02 Tutsak yakınlarından hukuksuzluğa karşı dayanışma çağrısı
09:01 Tuncel: Sandığa gidelim, gasp edileni geri alalım
09:01 28 MART 2024 GÜNDEMİ
08:51 Ahlat T Tipi’nde provakatif saldırı
08:42 Beyaz Saray’dan İsrail’i görüşmeye ikna çabaları
27/03/2024
23:59 Riha’da kitlesel halk buluşmaları: Halka hizmet DEM Parti ile gelecek
23:56 Halk buluşması mitinge dönüştü: Hiçbir kuvvet Êlih’in kafasını karıştıramaz
23:22 Riha’da gözaltına alınan 7 kişi serbest bırakıldı
21:41 Barikat Riha’dan DEM Parti’ye destek yürüyüşü
21:34 Agirî ve Wan'da gençlik şöleninde tecrit vurgusu
21:08 Serüven Kültür Dünya Tiyatro Günü’nde sokakta
20:53 Memurlar AKP çalışmalarına götürülüyor
20:36 Mêrdîn adayları sahada: Sesimiz sandıklardan güçlü çıkmalı
20:30 Tiyatro oyuncularından DEM Parti’ye destek
20:22 Haber Sen: TRT anayasal suç işliyor
20:05 Zana: İmralı kapıları açılsın
19:47 Emine Şenyaşar’ı ziyaret etmek isteyen EMEP’lilere engel
19:43 İzmir'de kadın katliamları protestosu: Örgütlenelim
19:38 Colemêrg’teki final mitingine kitlesel yürüyüşle çağrı yapıldı
19:15 İstanbul’da çok sayıda gözaltı
19:09 KHK eylemi 287’nci haftasında
18:54 Sêrt’te silahlı kavga: 4’ü ağır 8 yaralı
18:28 Bodrum’da kadınlar çocuk istismarını protesto etti
18:04 Erdoğan Êlih’de Ankara ve İstanbul için oy istedi
17:57 İHD Ankara Şube Ekoloji Komisyonu Yıllık Ekoloji Raporu’nu açıkladı
17:02 Türkdoğan TİHV ve İHD’yi ziyaret etti
16:51 DEM Partili adaylar: Adana için yeni bir tarih yazma vakti geldi
16:49 DEM Parti seçim çalışmasında: 1 Nisan'da zaferi kutlayacağız
16:47 Zana'dan Adalet Nöbeti'ne ziyaret: Annelerin mücadelesi olmasa dilimiz yok olurdu
16:38 Eğitim Sen: Cumhur İttifakı adayları okullarda propaganda yapıyor
16:22 Erdoğan Amed'de: Bu kardeşinize yüzde 28,5 oy çıkmışsa durup düşünmemiz lazım
15:50 Hatimoğulları'ndan Erdoğan'a: Çık sen kendini ıspatla
15:47 Emekliler: Sandıkta hesap soracağız
15:40 ÖHD, Marmara Bölgesindeki cezaeevlerine dair raporunu paylaştı
15:37 Hareketli seçmenler Muğla'dan yola çıktı
15:15 Mahkeme kararı verdi: Devletin öğrencilere yemek sağlama yükümlülüğü yoktur
15:12 Trabzon’da göçük: 3 işçi yaşamını yitirdi
15:10 Uçar: Bu seçim Şêx Seîd'e hakaret edenler ile Şêx Seîd'in torunları arasında
14:49 Belediyeden 'Yardıma muhtaç' kuyumcuya 70 bin TL yardım!
14:43 Cezaevinde rahatsızlanınca hastaneye kaldırıldı