STENBOL - Rêvebera kampanya "Em Hemû Penaber in, Ji Nijadperestiyê Re Na" Sîbel Erdûman, li dijî biryara 'Koçberên li dervê qeydan wê bên dersînorkirin" bertekên xwe anîn ziman û got: "Piştî niqaşên 'Korîdora ewlehiyê' ev yek derket pêş. Tirkiye koçberan ji bo xwe dike keys. Em destûr nadin ku koçberan bikin keys û ji bo berjewendiyên xwe biparêzin. Em neçar in koçberan têxin bin parastinê."
Bertekên li dijî daxuyaniya Waliyê Stenbolê û Wezîrê Karên Derve yên "Em ê koçberên bê qeyd dersînor bikin" didome. Piştî ku Waliyê Stenbolê û Wezîrê Karên Hundir diyar kirin ku wê penaberên ne qeydkirî dersînor bikin, li aliyekî êrîş û nifrîna li dijî penaberên Sûriyeyî zêde bûn û li aliyê din bertekên li dijî Walî û wezîr zêdebûn. Rêveberê kampanya "Em Hemû Penaber in, Ji Nijadperestiyê Re Na" Sîbel Erdûman, li dijî biryara 'Koçberên li dervê qeydan wê bên dersînorkirin" bertekên xwe anîn ziman. Erdûman, anî ziman ku di nava 5 salan de pirsgirêkên penaberan zêdetir bûn û got: "Piştî niqaşên 'Korîdora ewlehiyê' ev yek derket pêş. Tirkiye koçberan ji bo xwe dike keys. Em destûr nadin ku koçberan bikin keys û ji bo berjewendiyên xwe biparêzin. Em neçar in koçberan têxin bin parastinê. Dewlet dixwaze li gorî xwe herêmek bi ewle ava bike. Dixwaze kooridorê li Kurdan bigire. Ji bo li gorî xwe herema Ewle ava bike dixwaze koçberên li vir bişîne wir û li wir bi cih bike. İktidar ‘bu sorunu burada çözemiyoruz diyerek, biz bu sorunu güvenli bölgede çözeceğiz’ diyor. Batı ülkelerine bunu kabul ettirerek kendini meşrulaştırmak istiyor. Bu konuda batı ülkelerine karşı göçmenleri kullanarak mesaj veriyor. Söylemlere ve yapılanlara bakacak olursak asıl nedenin bu olduğunu görebiliriz. Yani Suriyeli göçmenler koz olarak kullanılıyor” diye konuştu.
‘GÖÇMENLERİ KORUMAK ZORUNDAYIZ’
İnsan Hakları Beyannamesi’ne imza atan bir ülke olarak Türkiye'nin göçmenlere bunu yapmaya hakları olmadığını vurgulayan Erduman, “Anayasamıza göre de bunu yapmaya hakkımız yok. Türkiye’ye gelen göçmenleri koruma altına almak zorundayız. İnsan Hakları Beyannamesi’ne imza attığınız için bunu yapmak zorundasınız. Türkiye Cenevre Bildirgesine batıdan gelenlere mülteci ve sığınma hakkı vermesine rağmen doğu ülkelerden gelenlere bu hakkı vermiyor. Böyle bir şerh koymuş. Coğrafi bir şerhtir. Ama doğudan gelenleri mülteci olarak kabul etmiyor. Yani doğudan gelen insanlar mülteci statüsüne sahip olamıyorlar. Halbuki tam tersi olması lazım. Mülteci durumuna en çok kim düşebilir; savaşın yoğun olduğu yerler olabilir. Savaşın en yoğun olduğu yer neresi, Ortadoğu coğrafyasıdır. Dolayısıyla Suriyeliler geçici güvenlik altında olan grup olarak statü belirleniyor. Ama bu statü falan değil çünkü hiçbir hukuki dayanağı yok. Her an istediği gibi gidin diyebiliyor. İşte şimdi de olan budur” diye belirti.
‘GÖÇMEN OLMALARI SİYASİ BİR DURUM’
Suriye’de savaşın başlamasıyla beraber zenginlerin batı ülkelerine giderek kendilerini korumaya aldığını vurgulayan Erduman, asıl korunması gereken yoksulların ise statüsüz ve istendiği zaman gönderilme iradesiyle baş başa bırakıldığını söyledi. “Zaten göçmen olmaları bile siyasi bir durum” diyen Erduman, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bizim dışında siyasi mercekler bazı kararlar verip binlerce insanı mağdur ediyor. Suriye’de savaş niye başladı? İŞİD’in çıkmasıyla başlamadı. Zaten büyük güçler oradaki kaynaklara egemenlik kurmak için orada uğraşıyordu. Suriye’deki insanlar bu durumdan kaynaklı göçmen durumuna düştü. Buna karşı bizim de söyleyeceklerimiz var diyoruz. Biz de politik olarak argümanlarımızı sağlayabilirsek bunu yapabiliriz. Savaştan yaşamını kaybetmemek için bizlere sığınanlara sahip çıkacağız.”
‘SURİYELİLERE MÜLTECİ HAKKI TANINSIN’
“Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Hayır” kampanyasında iki senedir çalışma yaptığını belirten Erduman, “Bu kampanyada ilk olarak talep ettiğimiz şey, Suriyelilere mülteci hakkı tanınmasıdır. Mülteci hakkı tanındığı zaman Suriyelilerin ayrıca bazı hakları olacak. İstendiği zaman ‘hadi buradan defolun gidin’ denilemeyecek. İnsan gibi burada yaşayabilecek. Göçmenler konusu tamamen siyasi bir olgu olduğu için sadece bizim çalışmalarımızla netice kazanmıyor. Siyasi partilerin tutumu çok önemlidir. Ama ana muhalefet partisi iktidar partisine böyle ciddi bir konu da muhalif olması gerekirken, tam tersi bir siyasi tutum içine giriyor. Gerekli hassasiyetlerin göz önünde tutulması gerekir” ifadelerini kullandı.
MA / Naci Kaya