HDK Ekoloji Meclisi, Dünya Çevre Günü’ne ilişkin mesajında salgınla “uygarlık ve ekolojik krizin daha da belirginleştiği”nin altını çizerek, doğa ve toplum düşmanı iktidar ve şirketlere karşı direnmekten başka çare olmadığı vurgulandı.
Hewsel Koruma Platformu, doğadaki yıkım projelerini hatırlatarak, 5 Haziran Çevre Günü’nü kutlama yerine mücadele günü olarak karşıladıklarını belirtti.
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nü, "Kutlama değil, çevre sorunlarına ve ekolojik yıkıma karşı mücadeleye çağrı yaptığımız gündür" şeklinde gördüklerini belirtti.
İzmir'deki çevre örgütleri ve meslek odaları, Efem Çukuru'ndaki altın madeninin kapatılması çağrısı yaptı.
Ülkenin her bölgesinde su kaynaklarının özelleştirildiğini belirten ESÇEVDER, “Su kaynaklarımız yok edilmekle karşı karşıya” uyarısında bulundu.
Çevreciler, İzmir Gaziemir’de bulunan Nükleer Atık Fabrikası’na ilişkin düzenlediği ortak açıklamada, tehlikenin 13 yıldır devam ettiğini ve fabrikadan kaynaklanan radyoaktif kirliliğin halen temizlenmediğini belirtti.
Çevreciler, Tarsus’ta Biyokütle ve Atıkların Yakılmasına Dayalı Enerji Üretim Santrali’nin yapımına ilişkin hazırlanan ÇED raporuna onay verilmesine tepki gösterdi.
Karaburun Yaylaköy'deki RES projesiyle ilgili "ÇED olumlu kararını" iptal eden yerel mahkemenin kararı Danıştay tarafından bozuldu. Karaburun Kent Konseyi, karara tepki gösterdi.
Salgınların insanın ekosisteme müdahalesiyle bağlantılı olduğunu ve her müdahalenin salgın, sel, kuraklık ve iklim krizi olarak geri döndüğünü söyleyen Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Doğayı bedava bir kaynak olarak görmeyi bırakmalıyız” uyarısında bulundu.
EGEÇEP artan doğa katliamlarına ilişkin tüm dünyaya seslenerek, " Artık yeter, sağlıklı yeni bir yaşam biçimi kurmak için doğanın talanına son verin" dedi.
Akkuyu Nükleer Santrali'nin saha zeminin tespiti için keşif ve bilirkişi incelemesi talebiyle Danıştay'a başvuru yapıldı.
Virüs taşıma riski bulunan plastik atıkların Türkiye’ye girişinin yasaklanması gerektiğini ifade eden Greenpeace Akdeniz Plastik Proje Sorumlusu Nihan Temiz Ataş, başlattıkları kampanyaya binlerce kişinin katıldığını söyledi.
Kulp ilçesinin Karpuzlu köyünde 1993 yılında zorunlu göçe maruz kalan, 14 yıl Bursa’da kaldıktan sonra geldiği Diyarbakır’da 2013’te köyüne dönen Minte Bayram, toprağını işleyerek ve dayanışmayı örerek yaşamını sürdürüyor.
Biyo-çeşitlilik kavramının kurucularından Prof. Dr. Thomas Lovejoy, doğayı öncelik alan yeni bir model için çığlıkların yükseldiğini belirterek, “İnsanlığı daha sağlıklı kılmanın yolu doğaya ve biyo-çeşitliliğe saygı duymaktan geçiyor, onları suçlamaktan değil” dedi.
MMO Diyarbakır Şube Sekreteri Serdar Işık, Zilan'daki HES projesi ile kimliksizleştirme politikasının yeniden başladığını belirterek, projeden vazgeçilmesi çağrısı yaptı.