İzmir’in Karabağlar ilçesine bağlı Uzundere mahallesinde AKP'ye yakınlığı ile bilinen Adem Petrol şirketinin açmak istediği 3 adet jeotermal kaynak kuyusuna mahallede yaşayan yurttaşlardan tepkiler yükselmeye devam ediyor. İzmir Valiliği’nin proje hakkında Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun gerekli olmadığı yönündeki yanıtına karşı yurttaşlar oturma eylemi ile tepkilerini dile getirirken, 271 kişinin imzası ile İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne “Yürütmenin durdurulması” talebiyle dava açıldı.

 

Tarım ile uğraşan bölge halkı, geçimlerini çoğunlukla zeytin çiftçiliğiyle sağlıyor. Bölgede ise 300 yaşından da daha büyük zeytin ağaçlarının varlığından söz ediliyor. Yapılacak olan Jeotermal Elektrik Santrali (JES) ile tüm bu tarım alanlarının tahrip edileceği ve mahsul veremeyecek düzeye gelinecekken, diğer bitki türlerinin ise yok olacağı ifade edildi.

 

'ZEYTİN AĞAÇLARI TEHDİT ALTINDA'

 

6 gündür sabahın erken saatlerden itibaren oturma eylemi yapan 60 yaşındaki Cemal Çetin, jeotermal kuyusunun açılmak istendiği bölgenin etrafındaki zeytin ağaçlarının çoğunun büyüklerinin mirası olduğunu aktardı. Kentin tamamının tarımdan geçimini karşıladığını dile getiren Çetin, kendisinin de çiftçilik yaptığını söyledi. Çetin, “Mallarımı tamamen doğal bir şekilde üretiyorum. Bu bölgede yetişen ürünler tamamen kalburüstü insanlara gidiyor. Eğer bu jeotermal açılırsa, Aydın’da da gördük, tüm insanlık tehdit altındadır. Buradan arsenik, sülfürik asit çıkacak ve yöneticiler artık çok duyarsız. Eğer önlem almazlarsa zeytin ağaçları ile beraber birçok ağaç çeşitliliğini öldürecekler. Firma yetkilileri sürekli buradan çıkaracakları enerjinin toplum için olduğunu söylüyor.  Ama öyle değil, insanlığın asla işine yaramaz. Birçok insan zarar görecek” ifadelerini kullandı.

 

‘KIZIM İÇİN TEDİRGİNİM’

 

Yıllardan beri Uzundere mahallesi pazarında çalışan ve daha önceki JES’e karşı oturma eyleminde önlerde yer alan 45 yaşındaki Leyla Şekerci de, jeotermal kuyusu kesinlikle istemediklerini ifade etti. Tarım arazilerinin yok olmasını istemediklerini kaydeden Şekerci, 5 yaşındaki kızı için tedirgin olduğunu kaydetti. Şekerci, doğada yaşayan hayvanlarında zarar görebileceğini belirterek, “Bu güzelliklerin, bu zeytinliklerin, bu yetiştirdiğimiz sebze ve meyveler yok olacak. Sonuna kadar burada direneceğiz, hiçbir şekilde yılmayacağız. Biz burada oteller, katlı binalar istemiyoruz. Kendi halimizde, kendi evimizde barkımızda yaşayıp gitmek istiyoruz. ‘Bize otel yapacağız, istemez misiniz?’ diyorlar, hayır hiçbir şekilde istemiyoruz, köylü de istemiyor. Bu güzelliği bozmasınlar istiyoruz” dedi.

 

‘BİZİM MÜCADELEMİZ TÜM İNSANLIĞIN MÜCADELESİDİR’

 

Santralin hemen yakınında zeytin bahçelerinin olduğunu söyleyen 43 yaşındaki Melda Türkeli ise, zeytin ağaçlarının çocukların geleceği olduğunu yineledi. Adaletin üstünlüğüne inandıklarını dile getiren Türkeli, “Adaletin doğrudan yana olacağına inanıyoruz. O yüzden mücadelemize devam ediyoruz. Hükümetin adil olmalarını diliyoruz. Bu projeyi durdurma konusunda kim bizimle olursa başımızın tacıdır, buna kim izin verirse de umarım hak ettiğini bulur. Bizim buradaki mücadelemiz tüm insanlığın mücadelesidir, tüm İzmir’i de yanımızda görmek istiyoruz” şeklinde tepkisini dile getirdi.