Coşkun: Devletin kontrol etme rolü elinden alınmalı

img

ANKARA - Koronavirüs sürecinde “devlete bağımlılık” tehlikesi oluşturduğunu belirten sosyolog Dr. Mustafa Kemal Coşkun, yoksullar adına bu süreçten daha olumlu çıkılması için “devletin kontrol etme rolünün elinden alınması" gerektiğini ifade etti.

Koronavirüs (Kovid-19) sürecinde ortaya çıkan sınıfsal uçurumlar ve sisteme yönelik eleştiriler, salgın sonrasında nasıl bir dünya ve sistemle karşılaşacağımız konusunda birçok tartışmaya neden oldu. Filozof Slavoj Zizek, salgına karşı çözümde “küresel bir komünizm” fikrine işaret ederken, Giorgio Agamben, devletlerin salgını bahane ederek “istisna hali” oluşturduğu, kontrol ve baskıyı arttığını yazdı. Düşünür Jean-Luc Nancy ise devletlerin istisna haline ihtiyaçları olmadığı, istisnanın zaten bir kural haline getirildiğine işaret etti.
 
Ankara Üniversitesi (AÜ) Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nden ihraç edilen sosyolog Dr. Mustafa Kemal Coşkun, virüsün daha görünür kıldığı sınıf çelişkileri, devletlerin politikaları ve koronavirüs sonrasına dair tahminlere ilişkin Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
Zizek ile birlikte popülerleşen “küresel komünizm” fikri gibi anti-kapitalist/alternatif toplum tartışmaları ışığında ortaya çıkan “hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına” dair beklenti konusunda ne düşünüyorsunuz?
 
Bunu 1999 depreminde de duymuştuk, "bundan sonra Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" dendi. Oldu mu? Daha beter oldu. 2001’de ikiz kulelere saldırıda da Amerikan Başkanı çıkıp, “bundan sonra hiçbir şey aynı olmayacak” dedi, daha beter oldu. Bu tür salgın, deprem, büyük felaket ve afet dönemlerinde toplumun ve ekonomik sistemin üzerindeki örtü pat diye açılıverir. Her şey apaçık görünmeye başlar, bütün çelişkiler ortaya çıkar. En azından birçok insan tarafından daha fazla görünür. Sağlık sistemindeki sorunlar, kapitalist sistemin kendi içindeki çelişkiler, neo-liberalizmin çıkmazları insanlar tarafından daha iyi görülmeye başladı. Ekonomik kriz salgın getirmedi ama ekonomik krizi dördüncü aşamasına getiren tetikleyici oldu. Bu demek değil ki her şey bundan sonra daha düzgün işleyecek. “Bundan sonra sağlık sistemi tekrar kamusallaşacak, sosyal devletçiliğe döneceğiz” gibi laflar söyleniyor. Devletçilik derken de kastettikleri şey Keynesçi, sosyal refah devletinden bahsediliyor.
 
Kendiliğinden, bir mücadeleye girişmeden, refah devletine, daha demokratik bir devlete, komünist bir topluma gidilecek hal yok. 2008’de başlayan ekonomik krize burjuva sınıfı dünya çapında etkili bir çözüm bulamadı. Giderek ekonomik-milliyetçi bir politikaya, küreselleşmeden uzaklaşmaya, tekrar kendi ulus sınırlarını çizmeye, ithalatı ve dış ticareti yer yer engellemeye doğu gitti. İlla faşizm çıkacak demiyorum ama oraya doğru bir gidiş olasıdır. Bu salgın dolayısıyla bunu insanlara anlatmak çok daha kolay hale geldi.
 
 Herkeste devletten bir şey talep etme hali var. Bu haksız bir taleptir demiyorum ama “devlete bağımlılık” tehlikesi oluşuyor.
 
Bahsettiğiniz “faşizan eğilimi” hangi donelerden gözlemleyebiliriz?
 
Mesela “salgın bize Çinlilerden” geldi söylemi. Ya da “sorun küresel, çözüm ulusal” şeklindeki tehlikeli slogan. Sorun küreselse çözümün de küresel olması gerekir. Milliyetçi kapanmaya doğru bir söylem de geliştiriliyor. Geniş halk yığınları buna inanırsa daha faşizan yönetimler de karşımıza çıkabilir. 2008’deki büyük krizden sonra olduğu gibi, tüm toplumlarda bir taraftan sağ bir tarafta sol fikirler de gelişti. Portekiz’de Podemos’un, Yunanistan’da Syriza’nın, Amerika’da Sanders’ın ortaya çıkması gibi.
 
Zizek’in söylediği gibi, bir komünist topluluk bu yönde mücadele etmeden olmaz. İnsanlar salgına bakarak sağlık sistemini kamusallaştıralım demezler. Hatta tam tersi, şunu gözlemliyorum: Herkesin içine devlet kaçmış. Herkes devlet ne diyorsa onu yapıyor. “Evde kalın! Çıkmayın! Peki, tamam!” Devletin kontrol altına almasını istiyor. Herkeste devletten bir şey talep etme hali var. Bu haksız bir taleptir demiyorum ama “devlete bağımlılık” tehlikesi oluşuyor. Devlette de sürekli “başardık, koronayı yendik” söylemi hâkim. Böyle bir döngüye girilirse değişimin olumlu yönde olacağı şüpheli. Dolayısıyla hiçbir şey eskisi gibi olmayacak derken, işçiler ve emekçiler açısından iyi de kötü de olabilir. Tamamen verilecek mücadeleye bağlı.
 
Virüsün yayılması sürecinde devletlerin “istisna hali” yaratarak otoriterleştiği yönünde tartışmalar var. Türkiye’den baktığınız da bu tartışmalara ne dersiniz?
 
Agamben, eğer doğru anlıyorsam, bu salgının devletlerin insanları daha fazla kontrol altına almasına yarayan bir bahane yarattığını söylüyor. Aslında söylediği doğru. Bir sürü insan, işçiler ve emekçiler, hatta sendikalar tarafından bile bugün sokağa çıkma yasağı ilan edilsin deniyor. Bence de ilan edilebilir, fakat şu şartlarla, bir, işçilerin işten atılmasının yasaklanması. İki, madem sokağa çıkma yasağı ilan edilecek işçiler işlerine gitmeyecek, o zaman maaşlarının, sigortalarının ödenmesi gerekiyor. Bunu talep ettiğimiz zaman, Agamben’in dediği anlamıyla devletin kontrol etme rolünü elinden almış oluyoruz. Aslında devleti biz rehin almış oluruz; “Bu dediklerimizi yaparsan sokağa çıkma yasağı ilan edebilirsin, yapmazsan biz sokağa çıkmaya devam edeceğiz.”
 
Geçen gün Kocaeli’de işçiler koronadan dolayı grev yaptılar, ücretli izin aldılar ve şimdi işe gitmiyorlar. Dünyanın pek çok yerinde benzer şeyler oluyor. Sokağa çıkma yasağı ilan edilirse tüketim pat diye düşüverecek. Kapitalizm için en kötüsü bu. Çünkü tüketim toplumu, tüketmezsen sistem işlemez. Ayrıca ‘bu kadar işçinin maaşını nereden ödeyeceğiz’ diyorlar. Ancak bu talepler ile Agamben’in dediğinin tersine, biz devletin bizi kontrol etmesinin önüne geçmiş olabiliyoruz.
 
İnsanlar yaşadıkları çelişkilerin sonucunu kapitalist sistemde bulmazlarsa, başka gruplarda bulmaya başlarlar ve iyice sağcılaşırlar. İşsizliğin nedenini Suriyeli göçmenlerde bulmak gibi. Ama insanlar çelişkiyi kapitalist sistemin kendisinde görmeye başlarlarsa, sol eğilim gösterirler, sola daha fazla yaklaşırlar. Trump da bu yüzden ha bire “Çin virüsü” diyor. Kâhinlik yapar gibi bugünden daha iyi, daha kötü olacak deme şansına sahip değiliz. 2008’deki ekonomik kriz tüm dünyada bir sürü toplumsal harekete yol açtı. Ben bu krizin toplumsal hareketlere neden olabileceğini düşünüyorum açıkçası.
 
Salgın biter, herkes ölebilir ama zenginin aldığı sağlık hizmeti ile yoksulun aldığı sağlık hizmeti arasında dağlar kadar fark olur.
 
Tüm dünyada “evde kal”, “hayat eve sığar” gibi çağrılar yükselirken, çalışmak zorunda kalan ve yoksulluk yüzünden evlerine giremeyen de milyonlar var. Virüs sürecinde sınıfsal farklılıklar ortaya daha fazla çıkarken, “evde kal” söyleminin “evde kalamayan” insanlar üzerinde nasıl bir etkisi oluyor?
 
1999 depreminin yıl dönümünde “Depremler Yoksulları Sever” başlıklı bir yazı yazmıştım. Deprem herkesi sallar, herkesi öldürebilir elbette. Deprem 45 saniye sürdü ve süre boyunca zengini de yoksulunu da salladı. Ama iş ondan sonrasına bakar. Kocaeli’nde 2004 yılında kadar hala konteynırda kalanlar vardı, biliyor musunuz? Bunlar işçi, emekçi, yoksul insanlar. Aradaki fark böyle ortaya çıkar. Evde kalma meselesi de böyledir. Bir de buna iğrenç bir slogan eklendi: ‘Evde hayat var.’ Evde hayat falan olmaz. Bizi eve tıkmak için böyle bir şey söylenemez.
 
Salgın biter, herkes ölebilir ama zenginin aldığı sağlık hizmeti ile yoksulun aldığı sağlık hizmeti arasında dağlar kadar fark olur. Ya da salgından sonra zenginin etkilenme durumu ile yoksul mahallelerinin salgından etkilenme durumu tamamen farklı olur. Salgının tetiklediği ekonomik krizin etkileri yoksullar üzerinde çok daha büyük olur. O yüzden eşitlik çerçevesinde düşüneceksek “evde kal” demek anlamsızlaşıyor. Evde kalamazlar. Maaşını ödeyeceksiniz, ücretli izin vereceksiniz, ancak o takdirde evde kalabilirler.
 
Camilerden her gün çağrı yapılması tesadüf değil. 15 Temmuz’da aynı şey yapıldı. Tayyip Erdoğan ilk ekonomik önlemleri sıralarken, işverene daha çok daha düşük faizli kredi, uçak biletlerinde KDV indirimi vs. dedi. Bunlardan sonra işçilere ve emekçilere dua ve kolonya önermedi mi? İşte şimdi dua ettiriyorlar! Dinlemezsen bile zaten insanları fazlasıyla geriyor. Dua etmekten başka senin için yapabileceğim başka bir şey yok diyor. Yoksulsan iş yerine gideceksin ve bulaşmaması için dua edeceksin. Camilerden her gün tekrarlanan çeşitli dualar ve çağrıların anlamı budur. Şu anki iktidarın hizmet ettiği burjuva sınıfın ideolojisi ile müthiş bir uyumluluk sergileniyor camilerden. Dolayısıyla burjuva sınıfının ideolojik tercihlerinin bize yansıyan hali dua ve kolonyadır.
 
DİSK’ten “sokağa çıkma yasağı ilan etmiyorsanız, insanlara ücretli izin vermiyorsanız, biz greve gidiyoruz” demesini beklerdim. Başka türlü nasıl ücretli izin hakkı alınacak?
 
 Muhalefetin kriz yönetim sürecine dair talep ve önerilerini yükselttiği bir döneme girdik. Krizin yönetim sürecine hükümet dışı aktörlerin katılımını nasıl değerlendirmek gerek?
 
Türk Tabipler Birliği’nin talepleri ve desteklenmesi çok önemli. Çünkü, özel hastane diye bir şey olmaz, sağlık herkesin hakkıdır ve ücretsiz yararlanma hakkına herkes sahiptir. Bu taleplerin yükseltilmesi süreci ezilenler açısından olumlu bir yöne çevirebilir. “Salgın bir geçsin de bakarız” diye düşünmek olmaz. Böyle bir şey değil. Salgın geçtikten sonra bunu yapma fırsatımız olmayabilir. “Devlet salgınla mücadele ederken bunların yaptığına bak” diyebilirler. Herhalde devlet salgınla mücadele etmek zorunda. Ama yaptığı yanlışı da bütün örgütler şimdiden göstermek zorundadır.
 
Mesela ben DİSK’ten “sokağa çıkma yasağı ilan etmiyorsanız, insanlara ücretli izin vermiyorsanız, biz greve gidiyoruz” demesini beklerdim. Başka türlü nasıl ücretli izin hakkı alınacak? En azından herkese 1 ay ücretli izin talebiyle hem DİSK’in hem Türk-İş’in greve çıkması gerekir. Daha dün OSTİM’e gittim. Hala insanlar iş yerlerinde. İnsanlar hala çalışıyor ve hiçbir önlem yok. Hemen şimdiden talepler yükseltilerek sürece sendikalar katılmalıdır.
 
Bütün sendikaların, meslek örgütlerinin taleplerini şu ya da bu noktada birleştirip ortaklaşa hareket etmesi gerekiyor. Çünkü sistem sürekli üretimde aksama olmamasını, tüketim de devam etmesini istiyor. O yüzden sokağa çıkma yasağı ilan edilmiyor. Mücadele verilebilirse, her şey geniş halk yığınları açısından çok daha iyiye gider. Mücadele verilemezse her şey aynı kalacağı gibi çok daha kötüye de gidebilir.
 
MA / Eylül Deniz Yaşar

Diğer başlıklar

10:14 Colemêrg'te madene karşı eylem 4'üncü gününde
09:24 Gever'de askeri operasyon
09:24 Riha’da ev baskınları
09:15 45 gündür yanıt arayan soru: Ali Veli nerede?
09:14 İnşaat işçileri 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda olacak
09:01 81 yaşındaki hasta tutsak ATK’ye kelepçeli sevk edildi
09:01 Gazeteci Altan: Tazelenme ve demokratikleşme için mutabakat lazım
09:00 Tutsaklar ‘özgürlük’ eyleminde
09:00 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 185 gündür haber yok
09:00 Mali müşavirler ekonomik krizle boğuşuyor
09:00 Çernobil 38'inci yılında: Sıra Sinop’ta!
09:00 YNK’li Herkî: Türkiye ile işbirliği Irak'a zarar verir
09:00 2 ilde bölgesel 1 Mayıs kutlamaları yapılacak
09:00 ATK raporları: Tecrit koşullarına 'tıbbi meşruluk' kazandırıyor
09:00 26 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
25/04/2024
23:08 Qoser'de gözaltına alınan 30 kişi serbest
22:17 CPT Başkanı bu sefer topu AİHM’e attı
21:24 Amed Tiyatro Festivali 8’inci gününde
20:47 Mêrdîn'de su şebekesi yine patladı
20:35 Belçika temsilciliğinde Özgür Basına yönelik baskınlara ilişkin görüşme
19:59 Özgür Basına yönelik saldırılar Ege'de protesto edildi
19:07 Colemêrg’te 4 genç tahliye edildi
18:45 Ankara’da bir fabrikada yangın
18:40 İstanbul’da bir kadın katledildi
18:24 DEM Parti Êlih İl Eşbaşkanı serbest bırakıldı
17:39 ODTÜ’lüler ‘Devrim Yürüyüşü’nde ısrarcı: Direnişi büyüteceğiz
17:18 Sarıyer’de öğretmene şiddet
17:01 DEM Parti’den Şenyaşar'a destek: Bu talep hepimizin vicdanına sesleniyor
16:54 Gazetecilerin emniyet ifadeleri tamamlandı: Basın toplantısına neden katıldın?
16:29 DEM Parti Êlih İl Eşbaşkanı gözaltına alındı
16:15 Savcı Emine Şenyaşar hakkında açılan davanın reddini talep etti
16:04 IFFCO işçileri için açıklama
15:46 İnşaat işçileri hakları için eylem başlattı
15:31 Tanık gazeteciler polis şiddetini anlattı
15:30 Polis tutanağına göre Kışanak'ın kitabı yasak!
15:25 Gazeteci Kartal’a ceza talebi
15:21 Qoser’de gözaltı sayısı 30’a yükseldi
15:19 Amed’de iş cinayeti
15:15 Mêrdîn'de 4 kişiye ‘üyelikten’ ceza
14:52 Merkez Bankası politika faizini açıkladı
14:34 Bradost bölgesi bombalandı
14:33 10 gazeteci hakkında ceza talebi
14:25 Gazetecilerin emniyet ifadelerine başlandı
14:18 Asrın Hukuk Bürosu’nun X hesabı erişime engellendi
14:05 Özgür Basın'a saldırılar Avrupa’da protesto edilecek
13:39 DEM Parti’den 1 Mayıs çağrısı
13:38 Kendini yerlere atan AKP'li 'beni dövüyorlar' diye bağırdı
13:31 DEM’den Bakan Tunç’a yanıt: Yargıya talimat vermekten vazgeçin
13:29 ÖHD ve Dev Yapı-İş: 29 işçinin ölümünden işveren ve yerel yönetim sorumlu
13:19 1 Mayıs'a çağrı: Jin Jiyan Azadî ile Taksim’e
12:44 64 isimden Taksim’deki 1 Mayıs yasağına dair açıklama
12:38 Gözaltılara tepki: Kadrajımız hakikati çekmeye devam edecek
12:27 Amed Baro Başkanı Eren'e dönük tehditleri ‘eleştiri’ diye savundu
12:19 'KCK Basın Davası' ertelendi
12:05 CPT'den İmralı sorusuna yanıt: Türkiye ile diyaloğumuz var
11:39 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:23 Çorlu tren kazasında kararlar açıklandı
11:12 AYM, Can Memiş başvurusunda ihlal kararı verdi
11:10 İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı istifa etti
10:49 AKP’nin ‘borçsuz’ dediği Mûş’ta 890 milyon borç!
10:42 Gazeteciler 3 gündür gözaltında
09:41 Qoser’de 2 kişi gözaltına alındı
09:40 Cûdî ve Gabar yeniden yasaklandı
09:14 Makbule Özer’in oğlu: Konu Kürt olunca hukuk ortadan kalkıyor
09:11 Eylemdeki tutsak: Dünyaya yayılmış bir direnişin halkasıyız
09:09 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 184 gündür haber yok
09:07 Tutsaklar 5 aydır ‘özgürlük’ eyleminde
09:06 32 yıllık tutsağın tahliyesi 6'ncı kez uzatıldı
09:02 Tutsak yakınları: Tecrit kaldırılmalı
09:00 AKP döneminde en az 33 bin işçi yaşamını yitirdi
09:00 İmralı'da mutlak tecrit 38’inci ayında
09:00 Hekimler göç ediyor, randevu krizi büyüyor
09:00 25 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
24/04/2024
22:51 İran’da Kürt sanatçıya idam cezası
21:46 Kadınlardan 'İstismar failini mahallede istemiyoruz' çağrısı
21:10 Mêrdîn’de kaza: Bir çiftçi ve çocuk hayatını kaybetti
21:04 CHP'li Tanrıkulu: Bu bir suç duyurusudur, kayyımlar araç motorlarını bile sökmüşler
20:35 DEM Parti'ye polis baskını protesto edildi
20:26 Madde bağımlılığı raporu: Polisler temin ediyor
19:58 Örkmez ve Uğur'un özgürlüğü için eylem
19:50 Polis baskınında katledilen kadınların fotoğrafları yere atıldı
19:42 ‘Kürt basınını susturma çabası Türkiye’ye kaybettirecek’
19:00 KHK eyleminde 1 Mayıs'a davet
18:38 Adana Emek ve Demokrasi Güçleri’nden 1 Mayıs'a çağrı
17:51 İstismar faili serbest, tepki gösteren muhtara gözaltı
17:40 ÖHD ve İHD'den gazetecilere dayanışma ziyareti
17:28 Cenevre eylemi: Saldırılara karşı topyekun mücadeleyi sürdüreceğiz
17:08 Danıştay Eğitim-Sen’e randevu vermedi
17:03 Polis barikatlarıyla çevrilen Şenyaşar: Bu zulmün altında kalın
16:56 Gazeteci Güleş'e 'haber' soruşturması
16:46 Avukatlar gazetecilerle görüştü: Başka evde yapılan aramada deliller gazeteciye yazıldı
16:02 Avukat ve ailelerden savcı mütalaasına tepki
16:00 Madımak Katliamı'nda çocuklarını kaybeden Sivri yaşamını yitirdi
15:33 Sendikalar Taksim’de: Valiliğin kararını tanımıyoruz
15:17 Danıştay başkanı değişmedi
15:14 İzmir'de cinsel saldırı faili öğretmen açığa alındı
15:11 Êlih'te DEM Parti binasına polis baskını
15:08 Bombacıları getiren kişinin telefonu dinleniyormuş
15:00 Ermeni Soykırımı 109’uncu yılında: Soykırımı tanıyın ve af dileyin
14:59 Televizyon stüdyolarına baskında Fransa detayı
14:49 Soylu’nun hedef gösterdiği 2 kişi hakkında müebbet hapis istemi
14:10 Kanser hastası sağlıkçıya riskli görevlendirme!
14:06 Makbule Özer’in tutuklanması protesto edildi
13:57 Aile Hekimliği çalışanları vergide adalet istiyor
13:56 Sağlık meslek örgütlerinden şiddete tepki
13:32 Gar Katliamı Davası: Mütalaada ‘insanlığa karşı suç’ yok sayıldı
13:19 Mali müşavirlerden 15 talep
13:07 Türkoğlu: Özgürlüğümüz için kadın dayanışmasını büyüteceğiz
13:03 Yargıtay'da seçim 23'üncü tura kaldı
12:57 ‘Gazeteciliklerine tanığız, meslektaşlarımızı serbest bırakın’
12:36 DİSK Genel Başkanı: Valiliğin görevi yer göstermek değil güvenliği sağlamaktır
12:28 Gazetecilere 'Kürt Gazeteciler Günü' suçlaması
12:28 MESEM'lerde 336 çocuk kaza geçirdi
12:13 Birçok kentte protesto: Gazeteciliğin engellenmesi suçtur
12:04 Colemêrg'te madenlere karşı 4 talepli eylem
12:02 Deştin'de imar planı davasına red
11:58 İskenderun'da poliklinik olarak kullanılan 3 konteynerde yangın
11:55 Ermeni Soykırımı için 'yüzleşme' çağrısı
11:10 Mereş'te bir çocuk katledildi
10:44 Dêrsim’de 2 kadın tutuklandı
10:40 Bakırhan: Seçim sonuçları 'savaşa hayır' çığlığıdır
Hatimoğulları: Halk tercihini değişimden yana yaptı
10:25 Şehba ve Minbic’e saldırı
10:19 32 yıllık tutsakların tahliyeleri gerekçesiz erteleniyor
09:44 Qerejdax eteklerinde baharın renkleri
09:27 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden haber alınamıyor
09:27 ‘Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü’ için eylemdeler
09:03 Erdoğan'ın Hewlêr ziyareti: Başur halkının tutumu belirleyici olacak
09:00 Ayakkabı çıkarma dayatmasına direnen tutsaklara soruşturma
09:00 Oğlunu bağımlılıktan kurtarmaya çalışan baba destek bekliyor
09:00 Hüseyin Deniz öykü yarışması için başvurular başladı
09:00 Özer için rapor veren ATK'nin tercümanı güvenlik görevlisi çıktı!
09:00 Ekonomik kriz isotu da vurdu!
09:00 24 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
00:32 Pasûr’da uzman çavuş, park nedeniyle tartıştığı genci tehdit etti
23/04/2024
23:08 Özgür Basına yönelik saldırılar Avrupa'da protesto edildi
21:39 Siyaset Bilimci Oğuz: Türkiye'de sendikalaşma oranı yüzde 10
21:05 Soykırımda yakınlarını kaybetti: Ermeni halkı ölüm yolculuğuna çıkarılıyordu
20:19 Tunus açıklarında 19 mültecinin cenazesine ulaşıldı
20:13 Amed Tiyatro Festivali 6'ncı gününde
19:04 Aykol: Özgür Basına yönelik saldırı daha büyük bir operasyonun habercisi
18:50 30 yılın ardından özgürlüğüne kavuşan Bakay’a kitlesel ziyaret
18:44 TJA ve DEM Parti'den Makbule Özer için tahliye çağrısı
18:31 ABD’den 86 sayfalık Türkiye raporu: Kürtler tehdit ve şiddete maruz kalıyor
18:01 Fırat Nehri kıyısında onlarca martı ölü bulundu: Nedeni siyanür mü?
17:54 Makbule Özer’in ailesine ziyaret
17:32 AP Üyesi Villumsen: Erdoğan zulmünün AB'de yeri yok
16:58 DEM Parti ve HDK: Özgür Basın diz çökmeyecek
16:51 Şenyaşar: Bana dava açan Erdoğan failleri neden tutuklamadı?
16:45 Gazetecilerin gözaltına alınmasına itiraz
15:58 AYM kararına rağmen çocuğuyla birlikte cezaevine konuldu