DİYARBAKIR - Avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, Kemal Kurkut’u öldüren polis Y.Ş.’nin tutuklu yargılanması için yeterli delil olmasına rağmen tutuklanmamasının hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkemeye 9 maddelik itiraz dilekçesi sundu.
Diyarbakır’da 21 Mart 2017’deki Newroz kutlamalarında üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’u öldüren ve müebbet hapis istemiyle “Olası kastla öldürme” suçundan yargılanan sanık polis memuru Y.Ş.’nin tutuksuz yargılanması yönünde verilen karara itiraz edildi. Kurkut ailesi avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir’in Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu itiraz dilekçesinde, polis Y.Ş. hakkında tutuklama kararı verilmesi için 9 madde sıralandı. Dilekçede, sanık polis Y.Ş.’nin, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması, delilleri karartma ihtimalinin yüksek oluşu, kaçma şüphesi ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı hususlarını dikkate almadan mahkemenin verdiği kararın yasaya ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek sanığın tutuklanması istendi.
‘TUTUKSUZ YARGILANMASI OLUMSUZ ETKİ YAPIYOR’
Dilekçede, sanık polis Y.Ş.’nin, Newroz kutlamalarına katılmak için Diyarbakır’a gelen Kurkut’u kasıtlı bir şekilde silah kullanması sonucunda öldürdüğü vurgulandı. Sanık hakkında herhangi bir idari soruşturma yapılıp yapılmadığının kendileri tarafından bilinmediğine dikkat çekilen dilekçede şu ifadelere yer verildi: “Nitekim sanık duruşma esnasında olaydan sonra sadece 3 ay açığa alındığını ve şu anda görevinin başında olduğunu belirtmiştir. ‘Kasten öldürme’ gibi son derece ciddi bir eylemden dolayı yargılanan sanık, silah kullanma yetkisi de elinden alınmadan, polislik görevini sürdürmekte ve tutuksuz yargılanmaktadır. 20 yıl hapis ile müebbet hapis arasında bir ceza talebiyle yargılanan sanığın tutuksuz yargılanması, dosyada başta tanıklar olmak üzere deliller üzerinde olumsuz etkide bulunmaktadır. Yine, dosyada mevcut kamera kayıtları incelendiğinde olayın doğrudan görgü tanıkları arasında bulunan sivil şahıslar ve çevredeki esnaf söz konusudur. Sanığın güvenlik görevlisi olması hasebiyle diğer tanıklar üzerinde baskı kurma riski devam etmektedir.”
‘SANIKLA DAYANIŞMAYI GİZLEMEYEN TANIKLAR'
Sanık hakkında CMK 100/2 maddesinde belirtilen birden fazla tutuklama nedeninin bulunduğunun ifade edildiği dilekçe devamında şunlar kaydedildi: “Duruşma esnasında da ileri sürdüğümüz üzere, video görüntüleri, maktulün sanık tarafından doğrudan öldürmek kastıyla ateş ettiğini ispatlamasına rağmen mahkeme; duruşma savcılığının ve katılanlar vekillerinin sanığın tutuklanması talebini hukuka ve CMK'ya aykırı olarak reddetmiştir. Mahkemece dinlenecek 60 polis memuru, dosyanın tanıkları arasındadır. Adliye binasının güvenliğinden sorumlu polis memurları dışında, çok sayıda polis memuru, sanıkla dayanışmak ve manevi olarak onun yanında olduklarını göstermek amacıyla duruşma salonuna kadar gelmişlerdir. Nitekim duruşma bittikten sonra orada bulunan herkesin görebileceği şekilde sanığın tutuklanmamasından dolayı kendisini tebrik etmişler, sarılarak kutlamışlardır. Adliyenin koridorlarında dahi sanıkla dayanıştıklarını gizlemeyen tanıkların, duruşmalar boyunca etki altında kalmadan ifade verecekleri şüphelidir. Bu sebeple de tutuklama gerekçesi mevcuttur.”
'KURKUT'U SANIK ÖLDÜRDÜ’
Dilekçede, müşteki ve avukatlarıyla duruşma savcısının, sanığın tutuklanması yönündeki taleplerinin reddine ilişkin mahkemenin verdiği ara karar hatırlatılarak, “CMK 100 ve devamı maddeleri son derece açıktır. Delillerin henüz toplanmamış oluşu, sanığın tutuklanmasını gerektiren bir durumdur; tutukluluk talebinin reddini değil. Oysaki yukarıda belirttiğimiz gibi, onlarca tanık polisin tek birinin dahi ifadesi alınmamıştır. Dolayısıyla aynı zamanda meslektaşı olan sanık hakkında ifade verecek olan tanıkların verecekleri deliller, ifadeler toplanmamıştır. Ayrıca maktul, birden fazla değil; bir kişinin ateşi sonucu yaşamını yitirmiştir. Kamera görüntülerine, Adli Tıp raporlarına ve diğer bilirkişi raporlarına göre maktulü vuran polis memuru, sanıktır. Diğer polisler havaya ateş açmışlardır. Dolayısıyla CMK madde 100 gereğince, sanıkla ilgili eylemin TCK'da öngörülen üst ve alt sınırları da dikkate alınmadan talebimiz reddedilmiştir. Oysa sanık, müebbet hapis cezasıyla yargılanmakta olup cezanın alt ve üst sınırı da tutuklanması gerekçelerinden biridir” ifadelerine yer verildi.
'TUTUKLANMAMASI CMK’YA AYKIRI’
Polis Y.Ş. hakkında tutuklama sebepleri varken mahkemenin sanık için tutuklama kararı vermemesinin CMK 100/1 ve devamı maddelerine açıkça “aykırılık” teşkil ettiğinin belirtildiği dilekçe, “Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hukuka ve yasal mevzuata aykırı olarak verdiği, tutuklama talebinin reddi şeklindeki 14.12.2017 tarihli ara kararının kaldırılmasıyla sanık hakkında tutuklama kararının verilmesini talep ederim” sözleriyle sonlandırıldı.
MA / Deniz Tekin