İstanbul’da 29 Kasım günü ajans binasından çıktıktan sonra gözaltına alınan ve tanık beyanları ile “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Sadiye Eser ve Sadık Topaloğlu bulundukları tutuklu bulundukları cezaevinden aile ve avukatları aracılığıyla mesaj gönderdi. 

 

Gazeteciler gözaltına alındıkları gün restoranda yemek yediklerini ve içeri gelen sivil giyimli polislerin önce cep telefonlarına el koyduğunu aktardı.

 

GAZETECİYE ÇIPLAK ARAMA DAYATMASI

 

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde bulunan Eser, kardeşi Leyla Eser Akbaba ile yaptığı kapalı görüşte yaşadıklarını anlattı. Eser, kendisinin cezaevine getirildiğinde çıplak aramaya maruz kaldığını, üstünde bulunan lacivert pantolon ve yeşil montun yasak olduğu gerekçesiyle alındığını ve orada başkasına ait olan bir etek giydirildiğini söyledi. Eser, geçici olarak 1 gün kaldığı koğuşta kantinden ihtiyaçlarının karşılanmadığını ve kendisine gerekçe olarak da adli tutuklular arasında kavga çıktığı için cezaevi müdürünün geçici koğuşlara kantin satışlarının yasakladığının gösterildiğini söyledi. 

 

‘DAYANIŞMAYI BÜYÜTÜN’

 

Dayanışmayla kalemlerinin özgür kalacağını ve dışarıda olan gazetecilerin dayanışmayı büyütmeye devam etmeleri gerektiği mesajını veren Eser ablası aracılığıyla şunları dile getirdi: “Onlar gazetecileri tutuklayarak kameralarının, kalemlerinin ve fotoğraf makinelerinin önünü keseceklerini düşünüyorlar ama bizim her yerde her koşulda yazacağımızı bilmiyorlar. Yazmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Cezaevinde de haber yapmaya gazetecilik yapmaya devam edeceğim.” 

 

‘İÇERDE YAZMAYA DEVAM EDECEĞİM’

 

Cezaevinde yaşanan hak ihlallerini yazmaya devam edeceğini söyleyen Eser, yan koğuşlarında kalan adli bir tutuklunun boğazına kapak kaçtığını ancak gardiyanların çağrılmasına rağmen olaydan 1 saat sonra gelindiğini ve uzun bir zaman sonra hastaneye kaldığını aktardı.

 

‘CUMARTESİ ANNELERİ'NİN SESİ OLDU’

 

Eser’in tutuklanmasına tepki gösteren kardeşi Akbaba, gazetecilerin yaptığı haberler ile suçlanarak cezaevine gönderildiğini söyledi. Kardeşinin uzun yıllardır gazetecilik yaptığını dile getiren Akbaba, “Sadiye yıllardır baskı gören Kürtlerin, faili meçhuller, Cumartesi Anneleri'nin, hak arayan işçilerin, şiddet gören kadınların sesi oldu. Kardeşim tüm bunları yazarken birileri bunlardan rahatsız oldu ki onu tutukladılar. Biz bu baskılara alışığız ve bu baskılar ne bizi ne de onu yıldıracaktır. İnanıyorum ki Sadiye oradan da yazmaya devam edecek” diye konuştu.

 

'KOMPLO HAZIRLADILAR' 

 

Silivri 5 No’lu Kapalı Cezaevi'nde bulunan muhabirimiz Sadık Topaloğlu ise, avukatı aracılığıyla gönderdiği mesajda uydurma suçlama ve delillerle kendilerinin terörize edilmek istendiğini söyledi. Kamuoyunda tanınan kişiler olduklarını ve fotoğraflarının bir takım kişilere gösterip kendilerine dönük suç yaratıldığını ifade eden Topaloğlu, halka gerçeklerin ulaşmasını engellemek için böyle bir komployu organize edildiğini ifade etti. Cezaevlerinde hak ihlallerinin ciddi bir boyutta olduğu böylesi bir dönemde cezaevinde olduklarını söyleyen Topaloğlu, “Burada yaşanan hak ihlallerini en iyi şekilde yazmaya devam edeceğiz” dedi. 

 

'GERÇEKLERİN SESİNİ KISAMAYACAKLAR'

 

Özgür basın çalışanlarını cezaevine atarak gerçeklerin sesini kısamayacaklarını dile getiren Topaloğlu, “Nerde olursak olalım. İster dışarıda isterse dört duvar arasında halka gerçekleri söyleyemeye devam edeceğiz. Hakikatleri kamuoyuna duyurmaya devam edeceğiz. Dört duvar arasında olsak da mesleğimizi yapmaya devam edeceğiz. Neden tutuklandığımızı biliyoruz. O nedenle moralimiz yerinde ve herkesin daha çok haber yapmasını istiyoruz. En kısa zamanda aranızda olacağımızdan kuşkumuz yok, herkese selamlar” diye belirtti. 

 

MA / Erdoğan Alayumat