Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde bulunan ve daha önce yargılandığı davalardan dolayı yaklaşık 10 yıl kadar hapis cezası alan Gazeteci İdris Yılmaz hakkında "Örgüt üyeliği" ve "Örgüt propagandası yapmak" iddialarıyla yeni bir dava açıldı. Van 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan iddianamenin "Örgüt üyeliği" bölümü bir itirafçının ifadelerine dayandırılırken, Yılmaz'ın sosyal medya paylaşımları ise örgüt propagandası sayıldı. Fecri Demir, şuana kadar Erciş ilçesinde yüzlerce kişinin tutuklanmasına neden olan neredeyse tüm davalarda "tanık" olarak gösteriliyor. Yılmaz'a açılan davanın iddianamesi de sadece Fecri Demir'in iddialarından oluşuyor. Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı'nda ifadesi alınan Fecri Demir, şahsen görmediğini beyan ettiği Yılmaz'ı "örgüt gazetecisi" olduğunu iddia ediyor.  

 

TÜM İDDİALAR BİR İTİRAFÇININ SÖYLEDİKLERİ

 

Açılan dava ve iddialara ilişkin ajansımıza mektup yazan Yılmaz şunlara dikkat çekiyor; "Belli ki Erciş Adliyesi ve kolluk güçleri işlerini güçlerini bırakmış tamamen bana yoğunlaşarak mahkûmiyetimin uzatılması için ellerinden geleni yapıyor. Hakkımda yeni bir soruşturma daha açıldı. Bu soruşturma Fecri Demir isimli bir şahsın beyanı üzerinde açılmış. Bu beyan ile birlikte daha önce yargılandığım sosyal medya paylaşımlarımda dosyaya delil olarak eklenmiş ve yeniden yargılanma konusu haline getirilmiş.  Etkin pişmanlık yasasına başvuran Fecri Demir benim örgütle sürekli irtibatta olduğumu ve Denge Mezopotamya radyosunun Erciş-Van bölge sorumlusu olduğumu öne sürerek akla ziyan bir ifade de bulunmuş. İfadeye bakıldığında baştan sona bir kurgu olduğu zaten açığa çıkıyor." 

 

POLİS'TEN YILMAZ'A: SENİ DÖRT DUVAR ARASINDA ÇÜRÜTECEĞİZ

 

Tutuklanmasına ve ceza almasına neden olan dosyaları ile ilgili durumu da mektubuna aktaran Yılmaz "Bir diğer skandal durum ise 6 Kasım 2015 tarihinde bir taziye ziyareti sırasında polisler tarafından darp edilen HDP Van Milletvekili Lezgin Botan’ın maruz kaldığı darbı olayı görüntülemem dolayısıyla ben de polis tarafından nasibimi alarak gözaltına alınmıştım. Gözaltı sırasında polisler kendi kameralarıyla anbean görüntü çekiyor. Aynı zamanda beni tahrik ederek ağzımdan beni suçlu duruma düşürecek kelimelerin çıkmasını bekliyordu. Tabi bu sırada beni dört duvar arasında çürüteceklerine yönelik tehditlerde savuruyorlardı. Zaten bu olaydan bir hafta sonra söylediklerini gerçekleştirdiler. Bir hafta sonra yine yaptığım bir haber takibi sırasında gözaltına alınarak tutuklanmıştım. Beni ilk olarak gözaltına alıp tehdit eden polisler kendilerine hakaret ettiğim ve görevlerini engellediğim gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılıkta ve mahkemede verdiğim tüm savunmalarda olayın görgü tanıklarının olduğunu, bunların dinlenmesini aynı zamanda polisin olay esnasında kamera ile kayıt yaptığını, bu kamera kayıtlarının incelenmesi durumunda hakarete ve tehdide uğrayan kişinin ben olduğu gerçeğinin açığa çıkacağını ifade ettim. Talep ettiğim görüntüler yerine içinde benim görüntümün sesimin ve fotoğraflarımın hiç olmadığı bir kamera görüntüsü dosyaya delil olarak koymuşlar" diye belirtti.

 

'BERAAT ETTİĞİM FOTOĞRAFLARDAN CEZA ALDIM'

 

Çıkarıldığı mahkemede olay anı ile ilgisi olmayan fotoğraf ve görüntülerin dosyaya konulduğunu fark ettiğini söyleyen Yılmaz, "Çıktığım mahkemede görüntülerin benimle alakalı olmadığını asıl görüntülerin silindiğini belirttim. Hakim durumun anlaşıldığını ifade ederek dinlenmesini talep ettiğim tanıkların dinlenmesine gerek olmadığını, bir sonraki duruşmaya katılmaya da gerek duyulmadığını sözlü olarak yüzüme söyledikten sonra duruşma salonundan ayrıldım. Muhtemelen bu davadan beraat edeceğimi düşünmüştüm. Fakat sonradan anladım ki amacın beni mahkum etmeye yönelik olduğu için karar duruşmasına katılmadım. Karar duruşmasında olayla alakası olmayan bir hafta sonra çekilmiş görüntülerimin internetten indirilerek dosyaya delil olarak konulduğunu ve olay anı çekilmiş görüntülermiş gibi tutanağa geçtiklerine şahit oldum. Oysa ki o fotoğraflarla ilgili daha önce yargılanmış ve beraat etmiştim" dedi. 

 

'BASKI VE HUKUKSUZLUĞA TESLİM OLMAYACAĞIM'

 

Erciş'te yaşanan hukuksuzlukların üzerine gittiği için bu durumlara maruz kaldığını ifade eden Yılmaz, "Maruz kaldığım hukuksuzluklar bunlarla sınırlı değil. Tutuklanmadan önce yaptığım haberler nedeniyle Erciş kayyumu Mehmet Şirin Yaşar ve yardımcısı Murat Hoş görevden men edilerek yargılanıyor. Yine İlçe Emniyet Müdürü Can Candaş hakkında soruşturma başlatmıştır. Bunların suçlarını açığa çıkardığım için bugün benden intikam alarak tutuklanmama yol açtılar ve tutukluluğumun uzatılması için özellikle örgütten kaçıp etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyenleri kullanmaktadırlar. Amaç içerdeki tutukluluk süremi uzatmak ve diğer kirli çamaşırlarını açığa çıkarmama konusunda bana engel oluşturmaktır. Ben bu baskılara ve hukuksuzluklara teslim olmayacağım. Onlar korkularını intikam aracına dönüştürüp hukuksuzluklarını yapadursun ama ben kendi gazeteciliğimi yapmaya devam edeceğim" diyerek mektubunu sonlandırdı.