İSTANBUL -  Sakarya'nın Karasu ilçe adliyesinde ifadesi alınmadan önce kaçtığı ve “Çatışmaya girdiği” iddiasıyla polis tarafından öldürülen Mazlum Kaynak’ın davasına yeni bir ATK raporu geldi. Raporda, Kaynak'ın sol el dış ve sağ el dış svap numuneleri üzerinde tespit edilmiş olan atış artıklarına dair kesin bir mütalaa verilemeyeceğine yer verildi.

 

İstanbul'da hırsızlık şüphesi ile gözaltına alındıktan sonra 14 Ağustos 2015 tarihinde götürüldüğü Sakarya'nın Karasu ilçesinde adliyeden kaçtığı iddiasıyla öldürülen Mazlum Kaynak'ın zanlısı polis Nüfer Yılmaz'ın yargılandığı davanın 10'uncu duruşması Sakarya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuksuz sanık polis Nüfer Yılmaz hazır bulunurken, Kaynak ailesi ile Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi avukatlar Narin Yılmaz ve Ahmet Özcan duruşmaya katıldı. 

 

Duruşmaya, ATK'ye gönderilerek İstanbul Polis Kriminal Laboratuvarı’nın 30 Eylül 2015 tarihli 2015/12659 sayılı raporunda tespiti yapılan 6-004485 seri nolu 9 milimetre çaplı, ses tabancasının niteliği dikkate alınarak, İstanbul Polis Kriminal Laboratuvarı’nın 24 Ağustos 2015 tarihli 2015/15241 sayılı raporunda maktulün sol el, dış sağ el iç ve dış sağ el dış svap numuneleri üzerinde atış artığı bulunduğu tespit edilmiş olduğundan birinci sırada bahsedilen raporda tespiti yapılan ses tabancası ile ateş edilmesi halinde ikinci sırada zikredilen rapordaki şekilde atış artığı oluşup, oluşmayacağına dair hazırlanan raporun geldiği görüldü. 

 

ATK KESİN BİR ŞEY DİYEMEDİ

 

Raporda, "Bahsi geçen kişilerden Mazlum Kaynak isimli şahsın sol el dış ve sağ el dış svap numuneleri üzerinde tespit edilmiş olan atış artıkları (antimon, baryum, kurşun üçü bir arada ise), atış artığı olarak kabul edilen sınırlarda (anlamlı olarak kabul edilen Sb 35 "ng/svap", Ba 150 "ng/svap" ve Pb 800 "ng/svap") veya üzerinde ise, ya ateş ettiğini sırada her iki eli ile ateşli silahı tutturduğunu ya da atış sırasında silaha çok yakın bir mesafede bulunduğunu anlamına geldiğini, yine Mazlum Kaynak isimli şahsın sağ el iç svap numuneleri üzerinde tespit edilmiş olan atış artıkları (antimon, baryum, kurşun üçü bir arada ise), atış artığı olarak kabul edilen sınırlarda (anlamlı olarak kabul edilen Sb 35 "ng/svap", Ba 150 "ng/svap" ve Pb 800 "ng/svap") veya üzerinde ise, ya atış artıklarının bulunduğu yerlere temas ettiğini ya da atışlarda isabet alan hedefteki (insan, mobilya, kapı... vs.) giriş deliği etrafına dokunduğunu ya da bu bölgeye temas etmesinden bulaşabileceğini anlamına geldiğini; ancak İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarının 26.08.2015 tarihli uzmanlık raporunda, Mehmet Doğan ve Mazlum Kaymak isimli şahısların svaplarında tespiti yapılan atış artıklarının hangi element(ler)e (antimon, baryum, kurşun.....) ait olduğu ile ne oranda olduğu (anlamlı olarak kabul edilen Sb 35 "ng/svap", Ba 150 "ng/svap" ve Pb 800 "ng/svap" değerlerin üstünde veya altında değerlerde mi?) belirtilmemiş olduğu için mahkeme yazısında sorulan hususunda kesin bir mütalaa verilemeyeceği" ifadesine yer verildi. 

 

MAHKEME ISRARLI

 

Dava avukatlarından Narin Yılmaz, raporun tam anlamıyla bir netlik taşımadığını dile getirerek, "Bize göre Mazlum Kaynak'ın elinde silah yok ama mahkeme ısrarlı bir şekilde olduğu inancı ile hareket ediyor" dedi. Yılmaz, mahkemenin "bu çocuğun elinde silah vardı" yaklaşımı ile yargılamayı yaptığını söyledi. 

 

MAHKEME KRİMİNALDEN İSTEDİ

 

Mahkeme kararında, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarının 26 Ağustos 2015 tarihli uzmanlık raporunda Mazlum Kaynak'tan elde edilen atış atıkları ile ilgili olarak ATK Fizik İhtisas Dairesi'nin raporunda belirtildiği şekilde atış atıklarının hangi maddelerden ve nerede olduğuna dair bir çalışma yapılıp yapılmadığının bildirilmesinin, varsa söz konusu rapor sonuçlarının değerlendirilerek, ATK raporunda belirtilen maddeler ve değerlerle mahkemeye gönderilmesine karar verdi. Mahkeme, duruşmayı 19 Şubat 2019 tarihine erteledi. 

 

ARKADAN VURULDUĞU ORTAYA ÇIKMIŞTI

 

Önceki duruşmaya gelen ATK raporunda da Mazlum Kaynak’ın arkadan ve kısa mesafeden vurulduğu ortaya çıkmıştı. ATK'nin hazırladığı rapor ile sanık ve tanık polislerin ifadelerinde çelişki ortaya çıkmıştı.