İSTANBUL - Diyarbakır'da gazeteci, siyasetçi ve avukatlara yönelik operasyonu iktidarın "seçim hamlesi" olarak tanımlayan HDP Milletvekili Tayip Temel, "Halkın çok net bir tutumu var. Bir kişi giderse bin kişi gelip çalışma yürütecek moral ve motivasyonuna sahip bir halk var" dedi.
Diyarbakır'da 9 Ekim günü yapılan ev baskınlarında içerisinde gazeteci, avukat ve siyasetçilerin bulunduğu 120'den fazla kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların bir kısmı tutuklanırken, 75 kişi ise bugün savcılığa çıkarıldı. 2009-2012 tarihleri arasında Kürt siyasetçilere yönelik başlatılan operasyonlarda tutuklanarak uzun süre cezaevinde kalan HDP Van Milletvekili Tayip Temel, operasyonların amacının "HDP'yi sindirme politikası" olarak yorumladı.
Operasyonların söylendiği gibi ihbar mektupları, ihbar e-maillerle alakasının olmadığını vurgulayan Temel, daha önceden başlatılmış, HDP'nin seçim çalışmalarında yer almış insanların "torbaya doldurur" gibi ilgisiz, alakasız bir şekilde bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş bir dosya olduğunu söyledi. Operasyonun siyasi bir operasyon olduğunu vurgulayan Temel, operasyonun AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın HDP'ye yönelik açıklamalarından bağımsız olmadığını kaydetti.
'OPERASYONLAR BİR SEÇİM HAMLESİ'
Gözaltına alınanların ortak yanlarının seçim çalışması yürütmüş olmaları olduğunu ifade eden Temel, "24 Haziran'daki seçimlerde aktif rol alan, yerelde çalışma yürüten insanların bir çoğunun içine dahil edildiği bir dosya. Bu dosyanın oluşturuluş sürecinden günümüze baktığımızda ihbar mektubu tanımlanan şeyler bir komedi gibi, insan okuyunca ancak gülmesi gelir. 'Evleri ziyaret ediyorlar', 'bir araya geliyorlar' gibi şeylerin hepsi aslında seçim çalışması. Seçim faaliyeti yürüten insanların illegal, örgütsel bir çalışma yürütüyormuş gibi bir izlenim, bir görüntü vermek istemesiyle ortaya çıkmıştır. Fakat işin siyasi boyutu, çalışma yürüten, HDP'nin yakaladığı bu seçim zaferinin aslında gerçek sahipleridir şu anda gözaltında olanlar. Siyasi talimatla başlatılmış, 9 Ekim'e denk getirilmiş bir gövde gösterisine de iktidarın dönüştürmeye çalıştığı bir baskı ve sindirme furyasıdır. Kesinlikle bunun hukuki bir çalışma ile yürütülmüş bir dosya olduğunu düşünmüyoruz. Daha önceki siyasi soykırım operasyonlarına, daha önceki KCK davalarına benziyor. Baskı furyasının ilk adımı diyebiliriz. Her ne kadar 24 Haziran seçimlerinin çalışmalarında yer almış insanlar olsa da Mart'taki yerel yönetim seçimlerinin çalışmasını yapacak olan insanlarda bu insanlar. Dolayısıyla bir seçim hamlesi" diye konuştu.
'YARGI TALİMAT GİBİ ELE ALIYOR'
Operasyonun Erdoğan'ın açıklamalarından 2 gün sonra başladığını hatırlatan Temel, "7 Ekim'de HDP'nin 'gayri meşru' olduğunu iddia ediyor ve hemen sonrasında savcılar harekete geçiyor. Dolayısıyla bir biri ile bağlantılı süreçlerdir. Hazırda bekletilen böylesi konseptler var. Bunun fitili verildiğinde yargı hemen talimat gibi ele alıyor ve harekete geçiyor" dedi.
'OPERASYON SEÇİM YATIRIMI'
Erdoğan'ın 2009-2012 yılları arasındaki KCK operasyonları için kullandığı "Ben bu davaların savcısıyım" sözünü hatırlatan Temel şöyle devam etti: "Sonrasında da hem gayri resmi temaslarda hem de basın önündeki açıklamalarında cemaatin, cemaat içerisindeki yapılanmanın bu operasyonları yaptığını iddia etmişti. Dolayısıyla savcısı olduğu dosyaların kendi inisiyatifi dışında geliştiğini itiraf etmişti. Şimdi farklı. Kayyum atadığı belediyeleri tek tek kaybedeceğini, halkın bu belediyeleri bir saatliğine de olsa tekrar geri kazanacağını yüzde yüz biliyor. Aslında bu operasyonları bir şekilde kendisinin seçim yatırımı, kendisinin seçim hamlesi olarak tanımlayan çok yaygın bir kanaat var."
'HALKIN TUTUMU NET'
Yaşanan her şeye rağmen halkın tutumunun net olduğunu dile getiren Temel, "Halkın çok net bir tutumu var. Bir kişi giderse bin kişi gelip çalışma yürütecek moral ve motivasyonuna sahip bir halk var. Dolayısıyla bu operasyonları boşa çıkarmanın en kolay, en etkili yolu yeri boşalan her arkadaşın yerini çok daha fazla kişi ile doldurmak. Bu konuda son derece kararlı bir halk var" dedi.