DİYARBAKIR - Lice davası iddianamesinde olayla ilgisinin olmadığı açığa çıkmasına rağmen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ı öldürmekle suçlanan 79 yaşındaki Mehmet Emin Özkan, 21 yıldır cezaevinde. Yeniden yargılanma talebi kabul edilen ancak tahliye edilmeyen ağır hasta Özkan, cezaevinde hafızasını kaybetti ve kulakları duymuyor.
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ı öldürdüğü iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan davanın tek tutuklusu 79 yaşındaki Mehmet Emin Özkan, 21 yıldır adalet bekliyor. Mersin’de 1996 yılında “örgüt üyesi olduğu” iddiasıyla gözaltına alınan Özkan, 2 itirafçının verdiği, daha sonra ise geri çektiği ifadeler nedeniyle Tuğgeneral Aydın’ı öldürmek ile yargılandı. Yargılama boyunca olay ile hiçbir ilgisi olmadığını anlatmaya çalışan Özkan’a ağırlaştırılmış müebbet hapis verildi. Özkan, cezaevinde olduğu 21 yıllık süre zarfında 6 cezaevi değiştirdi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 2014 yılında Lice dosyasının zaman aşımından düşmesine bir gün kala hazırladığı iddianamede, “Bu beyanlara dair tutanaklar ilgili mahkemeden celp edilerek incelenmiş; ancak Mehmet Emin Özkan'ın bu eyleme katıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır" yönündeki tespiti, 1996 yılından bu yana cezaevinde olan Özkan için umut oldu.
SUÇSUZ OLDUĞU 18 YIL SONRA ANLAŞILDI AMA...
İddianamede Lice’de yaşanan olayın bir JİTEM organizasyonu olduğu, dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ile Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında “Taammüden öldürme”, “Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”, “Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Bunun üzerine Özkan’ın avukatları kapatılan DGM’nin yerine bakan Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak yargılamanın yenilenmesi, infazın durdurularak Özkan’ın tahliyesini talep etti. Yargılamanın yenilenmesi talebini kabul eden mahkeme, infazın durdurulması için de İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Lice davasının sonucunun beklenmesine karar verdi. Özkan 3 yıldır Lice davasında çıkacak sonucu bekliyor.
SANIK OLDUĞU DAVADA 24 YIL SONRA TANIK OLARAK İFADE VERDİ!
Lice davasının görüldüğü İzmir Ağır Ceza Mahkemesi, sanık avukatının talebi üzerine Özkan’ın davada tanık olarak dinlenmesine karar verdi. Diyarbakır Adliyesi’ne 25 Eylül 2017’de getirilen Özkan, Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinde olaydan 24 yıl sonra tanık olarak ifade verdi. Özkan, tercüman aracılığıyla Kürtçe verdiği ifadesinde, “Bizim köyümüz olayın gerçekleştiği yere 8 kilometre uzaklıktadır. Bizim köylülerimiz her gün ilçeye gidip geliyordu. Köylüler ilçeden geldiğinde orada bir kurşun sesi duyduklarını söylediler. Sadece bir kurşun sesi duydular. Olaydan 2 gün sonra taburun içerisinde böyle bir olay olduğunu duyduk. Ben sanıkları tanımıyorum. Benim olayla ilgili bir bilgim yoktur” şeklinde ifade vermişti. Özkan, daha önce olayla ilgili verdiği ve davanın iddianamesinde yer alan ifadesinin tekrar ettiğini ifade etti.
HAFIZASINI KAYBETTİ, KULAKLARI DUYMUYOR
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) “Ağır hasta” listesinde bulunan Özkan’ın guatr, bağırsak, kalp, yüksek tansiyon, beyinde baloncuk, alzheimer rahatsızlıkları bulunuyor. Cezaevinde kaldığı süre zarfında 5 kez kalp krizi geçirdi, bugüne kadar 4 defa anjiyo oldu. Boğazındaki kötü huylu guatr nedeniyle ameliyat olması gereken Özkan, yaşından dolayı olamıyor. Hafıza kaybı olan ve iki kulağı duymayan Özkan’ın sağlık durumu ise her geçen gün ağırlaşıyor. Aile, infazının durdurulması için bugüne kadar 5 defa başvurduğu ATK, yüzde 87 oranında vücut fonksiyon kaybı raporu olan Özkan için “cezaevinde kalabilir” raporu verdi.
Özkan’ın kızı Selma Özkan, babasının gözaltında gördüğü ağır işkence nedeniyle sağlık sorunları yaşadığını, her gün hastaneye kaldırıldığını, ellerinin kelepçelendiğini söyledi. Görüşe gittikleri babasının hafıza kaybı nedeniyle bazen kendilerini tanımadığını anlatan Özkan, kulakları duymadığı için babasıyla telefon görüşmesi yapamadıklarını ifade etti. Özkan, “Cezaevine gittiğimizde o bizi seyrediyor biz de onu. Hiçbir şey hatırlamıyor. Aldığı hapis cezasını bile” ifadesini kullandı.
3 OĞLU CEZAEVİNDE, 1 OĞLUNUN MEZARI YOK
Cezaevinde her an babasının ölüm haberini alacakları endişesiyle telefonları ve kapıları açmaktan korktuklarını dile getiren Özkan, “Babam her geçen gün ölüme biraz daha yaklaşıyor. Babamdan korkmasınlar babamın ömrünün son günlerini ve saatlerini yanımızda geçirmesini istiyoruz” diye kaydetti.
Babasının tahliye edilmesi için başvurmadıkları kapı bırakmadıklarını; ancak bir sonuç alamadıklarını kaydeden Özkan, “Babama bir şey olursa bunun sorumlusu Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanıdır. Buna bir çare bulsunlar hemen babamı cezaevinden çıkarsınlar” dedi.
Özkan, Lice’ye bağlı Yolçatı (Sise) köyündeki evlerinin, içindeki eşya ve hayvanlar ile birlikte 1992 yılında yakıldığını, Antep Cezaevinde tutuklu olan kardeşi Murat’ın 2 yıl, Nevzat’ın 10 yıl, Bandırma Cezaevinde olan kardeşi Ahmet’in 7 yıldır cezaevinde olduğunu söyledi. Ekonomik imkânsızlar nedeniyle tutuklu olan kardeşi ve babasının ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını aktaran Özkan, PKK’ye katılan kardeşi Servet Özkan’ın ise 1998 yılında yaşamını yitirdiğini, mezarının nerede olduğunu bilmediklerini anlattı.
ÇELEBİ: ÖZKAN KURBAN SEÇİLDİ
Özkan’ın avukatı Serdar Çelebi, yeniden yargılanma talebi kabul eden mahkemenin Lice davasının sonucunu beklemesinin hukuki ve vicdani olmadığını belirterek, Lice davasında askerlerin ceza alıp almamasının Özkan’ın tahliye için önemli olmadığını, Aydın cinayetinin devlet içindeki oluşumlar tarafından işlendiğinin bütün delilleriyle ortaya konulduğunu söyledi. Çelebi, “Devletin, Bahtiyar Aydın cinayetini ve Lice olayını devletin içindeki bir grup ya da yapı tarafından işlendiğine dair bir kararın mahkemede çıkmasına müsaade edeceğine inanmıyoruz. Bu nedenle kurban seçilen Mehmet Özkan’ın durumu aynı şekilde devam ediyor” dedi.
Özkan’ın Lice davasında tanık olarak dinlenmesinin önünde CMK’de bir engel olmadığını ifade eden Çelebi, “Eğer Özkan’ın söylediklerini itibar ediliyorsa, Özkan zaten ceza aldığı Bahtiyar cinayetiyle bir ilgisinin olmadığını, olayı görmediğini beyan etmiş. Özkan’ın değil, o dönem orduda görev yapan üst düzey askeri yetkililer araştırılıp, bulunup, tanık olarak dinlenmesi gerekiyor. Bu nedenle Özkan’ın tanık olarak ifadesinin alınması olayı çözmez; aksine olayı kapatma yönündeki bir adım olarak görüyoruz” diye kaydetti.
MA / Deniz Tekin – Devran Toptaş