DİYARBAKIR - Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Kemal Kurkut’un öldürüldüğü yerde görevli 72 polis hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçundan soruşturma açılmasına izni vermedi. Avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, kararın hukuka aykırı ve failleri korumaya yönelik olduğunu belirterek, itiraz edeceklerini söyledi.
Diyarbakır’da 21 Mart 2017‘de düzenlenen Newroz kutlamasına katılmak üzere Malatya'dan kente gelen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un polis kontrol noktasında öldürülmesiyle ilgili, olay yerinde görevli 72 polis hakkında başlatılan soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı. Kurkut’u vuran sanık polis Y.Ş. hakkında “olası kastla insan öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlayan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, olay günü Newroz alanının protokol kapısında görevli 72 polis hakkında “görevi ihmal “ve “suç delillerini karartma ve gizleme” suçlarından ayrı bir soruşturma başlatmıştı. Savcılık, kamu görevlisi olan polislerin yargılanması için Diyarbakır Valiliği’nden soruşturma izni istemişti.
GÖRÜNTÜLERİ SİLMEYE ÇALIŞAN POLİSLERE DEĞİNİLMEDİ
Savcılığın, talebini değerlendiren Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, 72 polis hakkında soruşturma izni vermedi. Kararda, Kurkut cinayeti sırasında olay yerinde olan ve bunun görüntüsünü çeken gazetecilerin fotoğraf makinesi ve kamera görüntülerini inceleyerek silmeye çalışarak olaya ilişkin delilleri karatmaya çalışan polislere değinilmemesi dikkat çekti. Polislerin, gazetecilerin görüntülerini silme anının görüntüleri dava dosyasına girmişti.
Kararda, olay günü üzerini aratmayarak Newroz alanına girmek isteyen Kemal Kurkut’u fark eden protokol kapısında görevli polislerin onu durduramadığı, Kurkut’un 4 Nolu protokol kapısı girişinde silahla vurularak “etkisiz hale” getirildiği kaydedildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Başmüfettişleri ve İçişleri Bakanlığı Mülkiye Baş Müfettişleri, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 72 polis hakkında görevlerini ihmal ederek olayın yaşanmasına sebebiyet verdikleri gerekçesiyle başlattığı idari soruşturma sonucunda hazırladığı ön inceleme raporu ve dosyanın incelendiği belirtilen kararda, Kurkut’un arama noktasında geçtiği sırada ve sonrasında yaşanılanlara değinildi.
VALİ, POLİSLERİN ORANTISIZ SİLAH KULLANDIĞINI KABUL ETTİ
Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, polisler hakkında soruşturma izni vermemesinin gerekçesini şöyle açıkladı: “Kemal Kurkut’un ölümüyle sonuçlanan bu olayın, hakkında ön inceleme yapılan emniyet görevlilerinin ihmalinden kaynaklanmadığı, olayın Kemal Kurkut’un bıçakla üstü çıplak vaziyette 4 Nolu süzme noktasından geçmeye kalkışması ve geçmesi buna karşılık o sırada görevli bazı polis memurlarının havaya/yere Kemal Kurkut’u durdurmak için orantısız bir şekilde silah kullanmaları şeklindeki tutumlarından kaynaklandığı, bu silah kullanmanın bir görevli dışında havaya ateş etme şeklinde olsa da, silahını kullanarak Kemal Kurkut’un ölümüne olası kastla yol açan görevlinin ortaya çıkarılması için adli soruşturmanın sürdüğü, dolayısıyla Kemal Kurkut’un ölümüyle sonuçlanan olayda nevruz alanında görevli polislerin… ihmallerinin olmadığı değerlendirildiğinden, 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması hakkında Kanunun 6. maddesi uyarınca haklarında soruşturmanın izni verilmemesine.”
Kararın kesinleşmesi durumunda, savcı polisler hakkında takipsizlik kararı verecek.
YALÇINDAĞ: KARAR HUKUKA AYKIRI FAİLLERİ KORUYOR
Kurkut ailesinin avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, valiliğin kararını değerlendirdi. Yalçındağ, “Ortada bir yaşam hakkı ihlali var. Soruşturma makamı savcılıktır. Bununla ilgili soruşturma yapmak isteyen savcılık bunu yapamıyor. Çünkü polisler memur olduğu için haklarında soruşturma yapılması valiliğin iznine bağlı. DBP’li bir belediye başkanı hakkında zabıtaya elbise almaktan dolayı bile görevi kötüye kullanmaktan soruşturma izni verilip dava açılıyor. Ancak bir genci gaz ya da su sıkarak durdurmak yerine öldürmek söz konusuyken nasıl ihmal olmaz. Karar hukuka aykırıdır ve faillerin korunmasına yöneliktir. Ayrıca olay yerindeki polisler hakkında kamuoyuna yanıltmak ve delileri karatmaktan da soruşturma izni istenmesi gerekirdi. Ancak bu yapılmadı. Buna da itiraz edeceğiz” dedi.
DAVA HAKKINDA
Diyarbakır'da, 21 Mart günü Newroz için Malatya’dan Diyarbakır’a gelen ve Newroz Parkı’na çıkan Evrim Alataş Caddesi üzerinde vurularak öldürülen Kemal Kurkut için Emniyet tarafından “canlı bomba” açıklaması yapılmıştı. Ancak KHK ile kapatılan dihaber Editörü Abdurrahman Gök’ün olay anında arka arkaya çektiği fotoğraflarda, olayın infaz olduğu ortaya çıkmıştı. Kamuoyunda oluşan tepkiler üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Kurkut’a ateş eden 2 polis hakkında soruşturma başlattığını duyurdu. Olay yerindeki Y.Ş. ve O.M. isimli polisler gözaltına alındı. O.M. savcılık tarafından serbest bırakılırken, Y.Ş. tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk edildi. Mahkeme, sanık Y.Ş.’yi ‘adli kontrol şartı’ ile serbest bıraktı. Savcı serbest bırakılan polisin tutuklanması için itirazda bulundu, ancak hâkimlik reddetti.
Olay yerinde yapılan incelemede toplam 13 adet 9x19 mm çapında mermiye ait kovan bulundu. Olayla ilgili başlatılan idari soruşturma kapsamında görevinden uzaklaştırılan sanık Y.Ş., 3 ay sonra tekrar görevine döndü. Olay anına ilişkin dava dosyasına giren güvenlik kamarası görüntülerinde, Kurkut arama noktasını geçtiği sırada 5-6 metre sol tarafında bekleyen sanık polis Y.Ş., silahının namlusunu Kurkut'un ayaklarına değil, direkt vücuduna nişan alarak üst üste 2 el ateş ettiği ortaya çıkmıştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın infazdan 7 ay sonra hazırladığı iddianame, Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, sanık polis memuru Y.Ş.’nin “olası kastla insan öldürme” suçundan müebbet hapis ile cezalandırılması istendi. Diğer polis O.M. hakkında ise, Kurkut’un vücudunda çıkan mermi çekirdeklerinin silahından çıkmadığı gerekçesiyle “takipsizlik” kararı verildi.
Kurkut’un defnedilmek üzere memleketi Malatya’ya götürülen cenazesi, Alibaba Mezarlığı’nda yıkanmak istenmiş, ancak morgun suyu Battalgazi Belediyesi görevlilerince kesilmişti. Belediye yetkilileri, cenazeyi kendi imkânlarıyla yıkayan aileye, cenazenin babasının mezarının yanında kazılan mezara defnedilmesine de izin vermemişti. Belediye, Kurkut için cenaze aracı ve çadır da tahsis edilmeyeceğini bildirmişti. Bütün engellemelere rağmen Kurkut'un cenazesi morg önünde bulunan bir yurttaşın minibüsüne alınarak Topbaş Mezarlığı’nda ağıtlarla toprağa verilmişti. Sonrasında ise Kurkut’un, 109 sivilin DAİŞ tarafından katledildiği 10 Ekim Ankara Gar katliamından kurtulduğu ortaya çıkmıştı.
MA / Deniz Tekin