Kayyım yönetimindeki Wan Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), asimilasyonu özendirici "KitapVan", "SporVan" ve "Okuyorum" projelerinin finanse edilmesi tepkilere neden oldu. Asimilasyoncu, militarizmi övücü ve özendirici, tekçi, Türkçü bir içeriğe sahip olan projelerin belediye tarafından finanse edilmesine tepki gösteren Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Wan Şube üyesi Deniz Ülfer, TÜGVA ve KitapVan projesinin gerekli hassasiyetin verilmediğine dair ilgili bakanlıklara yazılar gönderdiklerini söyledi. 

 

İl Eğitim Müdürlüğünden TÜGVA'yla yapılan protokoller ile ilgili bilgi almak istediklerini ancak kendilerine bilgi verilmediğini ifade eden Ülfer, "Milli Eğitim Bakanlığını TÜGVA'nın 2017 yılında yaptığı bir protokol var ve birçok şeyi o protokole dayandırarak okullarda, gösteriyorlar. Bu konuyla ilgili biz okullara gittikçe, okullarda bulunan üyelerimize sordukça bilgi alabildik. Ve dahası velilerin şikâyetleri üzerine gidip bilgi toplayabiliyoruz. En son Wan'da yaşanan kayyım atamasından sonra gerçekleşen KitapVan Projesi'ydi. Bu proje her okulla ve her öğrenciye kitap gönderdi bu da ayrı bir sıkıntıyı teşkil ediyordu" ifadelerini kullandı.

 

'ASİMİLASYON DEVAM EDİYOR'

 

Yapılan projelerin okullarda eğitim gören çocuklar üzerinde bir asimilasyon politikası aracına dönüştüğünün altını çizen Ülfer, "Biz Eğitim-Sen olarak her şeyden önce okullarda laik, bilimsel ve anadilde eğitimi savunan bir yerdeyiz. TÜGVA'nın kendi açıklamalarına baktığımızda gençlerin, milli ve dini duygularını kimliklerini oluşturma çabasında olduklarını savunuyorlar. Aslında bu durum bile asimilasyonun tanımını oluşturuyor. Toplumda ve yerelde bulunan çeşitliliği de yok sayıyor. Kürt çocuklarına yönelik bu tür asimilasyonlar devam ediyor. Milli kimlik bilinci oluştururken, burada var olan kimlikleri göz ardı edilebiliyor. Bu çeşitlilik üzerinden de ideolojik politikalar yürütülüyor" diye konuştu.

 

 

VELİLER ŞİKAYETÇİ OLDU 

 

TÜGVA ve KitapVan Projesi kapsamında dağıtılan kitapların bir denetime tabi tutulmadığı ve velilerin kitaplar hakkındaki şikâyetlerinin oldukça yoğun olduğunu söyleyen Ülfer, "Çocuklar için gelen kitapların pedolojik olarak hiçbir inceleme yapılmadığı, bunla ilgili hem öğrenci hem veli hem de öğretmenlerden çok şikâyet aldık ve bu şikayetler neticesinde ilgili tüm kurum ve kuruluşlara başvurduk. Denetim sıkıntısı çok vardı; ama yaptığımız şikâyetler ve başvurular sonrasında az da olsa içerikler denetlendi. TÜGVA'nın son dağıtığı Filistin ile ilgili Kitap'ta savaşı meşrulaştırmak ve hata politikalaştırmaktı. Ve çocuklar üzerinde oluşacak yan etkilere hiç bakılmamıştı. Bir ölümü hata savaşı çok rahat meşrulaştırabiliyorlardı" diye konuştu. 

 

'TOPLUMSAL ÇEŞİTLİK GÖZ ARDI EDİLİYOR'

 

Milli kimlik bilinci oluşturulan kitapların dağıtılması üzerine ciddi sorunlar yaşandığının kaydeden Ülfer, "Bunla ilgili hem cinsiyetçi yaklaşım olsun hem toplumsal çeşitliliği göz ardı eden bir içerikle karşı karşıyayız. Bu kitaplarda özellikle TÜGVA'nın yaydığı okullarda, politikalar ve kitaplar yayınlar bu konunun içinde çok daha derin bir durumdadır" dedi. 

 

'EĞİTİM TARAFSIZ BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMELİDİR'

 

Eğitim sistemin hiçbir cemaat, ideoloji ve iktidarlar için rant alanı olmaması gerektiğini vurgulayan Ülfer, "Devlet eğitimi tarafsız bir şekilde yürütmelidir. Velilerin izni olmadan hiçbir öğrenci, hiçbir projeye katılmamalıdır. Okullarda yapılan projelerin, okul idareleri tarafından denetlemesini talep ediyoruz. Siyasallaşma adı altında bir zihniyet ile hareket edildiğini hep dile getirdik ve getirmeye de devam edeceğiz. Bu tarz sorunlarda çıkan şikâyetlerin arkasında olmaya, araştırmaya da devam edeceğiz" dedi.

 

TÜGVA'NIN TEKÇİ ZİHNİYETİ 

 

Projeler kapsamında incelenen kitaplarda, çocuk edebiyatı açısından da yetersiz olduğunu, çocukların algılamayacağı hata yorumlayamayacağı kitaplar olduğunu vurgulayan Ülfer, "Kitapların içeriklerine bizler de şahit olduk ve gerekli şikâyetleri de oluşturduk.  Bu kitaplar dağıtılırken İl Milli Eğitim herhangi bir süzgeçten geçirmedi. Tekçi zihniyet aslında TÜGVA'nın benimsediği bir zihniyettir. Bu zihniyet yüzünden yerellerde asimilasyon politikaları çok yaygın ve yönlendirici olabiliyor. TÜGVA'nın son yaptığı bir çalışmasında, Halk Eğitim kursları üzerinde bir hakimiyeti söz konusuydu. Halk Eğitim kurslarında sırası gelen herkes kursu açar, ancak değerler eğitimi üzerinde TÜGVA halk eğitimi üzerinden bir kota almış ve bu kota üzerinden kursa başvuran usta öğreticiler, öncellikle TÜGVA' ya üye olmalı. Kursiyerler olmayınca da bu konuda mağduriyet yaşadılar" diye konuştu.

 

'BÜTÇESİNİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KARŞILIYOR'

 

TÜGVA üzerinden kurs açıldığı ancak bağış adı altında usta öğreticilerden bin-bin 500 TL ücret aldığını söyleyen Ülfer, "Elimize gelen ses kayıtları ile birlikte şikâyetlerimizi gerekli yerlere yaptık. Tekelleşmiş bir zihniyet ile karşı karşıyayız. KitapVan Projesini incelediğimizde kitapların altında Wan Büyükşehir Belediyesi'nin amblemi var. Bu kitapların bütçesini Wan Büyükşehir Belediyesi karşılıyor. SporVan ve Okuyorum gibi birçok projenin bütçesinin Wan Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılandığını biliyoruz" dedi.

 

MA / Özlem Yacan