ANKARA - DEM Partinin dünya barış deneyimlerinin araştırılması için Meclis’e verdiği Araştırma Önergesi AKP ve MHP oyları ile reddedildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti), dünya barış deneyimlerinin araştırılması için Meclis’e sunduğu araştırma önergesi, Meclis Genel Kurulu’nda AKP ve MHP oyları ile reddedildi.
Önerge kapsamında söz alan DEM Parti Amed Milletvekili Serhat Eren, çatışmalardan ötürü milyonlarca insanının yaşamının paramparça olduğuna vurgu yaparak, barışın ne kadar elzem olduğu üzerinde durdu. Eren, “Dağlar, ovalar, köyler, mezralar boşaltıldı; milyonlarca insan yerinden göç ettirildi, halklar arasında güven duygusu zedelendi ama artık bir sona doğru geliyoruz. Bu çatışmalı süreç devam ettiğinde de en çok bu çatışmalı süreçten zarar gören de yine yoksul halk çocukları oldu, yine ezilen halklar oldu” dedi.
DÜNYA DENEYİMLERİNİ ANLATTI
Çatışmalı sürecin PKK’nin aldığı karar ile sona erdiğini ifade eden Eren, dünya deneyimlerini anlattı: Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün burada sunduğumuz araştırma önergesinin amacı dünyadaki çözüm ve barış deneyimlerini incelemek, öğrenmek ve bu topraklara belki de yepyeni bir başlangıç yapmak ve umudu büyütmek içindir çünkü barış sadece iyi niyetle değil bilinçle, cesaretle ve deneyimle inşa edilebilir. Bakın, Kuzey İrlanda'da onlarca yıl savaş devam etti; günün sonunda, bir barış anlaşması imzalandı, 1998'de Hayırlı Cuma Anlaşması imzalandı, silahlar sustu ve insanlar, oradaki halklar ortak yönetim kurdu ve halk iradesi esas alındı. Güney Afrika'da Apartheid rejimine karşı Mandela ve arkadaşları onurlu bir mücadele yürüttüler, günün sonunda bir anlaşma oldu ve yirmi yedi yıl boyunca cezaevinde onurlu barış mücadelesi yürüten Mandela kendi ülkesinde ilk siyahi Cumhurbaşkanı oldu. Adalet için, barış için, özgürlük için hakikat komisyonları oluşturuldu yani barış yalnızca direnişle değil, onarıcı adaletle ve siyasi vizyonla mümkün hâle geldi.
HAKİKAT KOMİSYONLARI KURULDU
Kolombiya'da onlarca yıl, yine, çatışmalar, savaşlar sürdü. Fark: Yürütülen müzakereler sonucunda bir anlaşma sağlandı, anayasal reformlar yapıldı. Bakın, Endonezya'da yirmi sekiz yıl boyunca bir çatışma, savaş sürdü; yirmi sekiz yıl aradan sonra oradaki halklar bir tsunami felaketinden, bir tsunami acısından bir barış çıkarmayı öğrendiler, başarabildiler; silahlar bırakıldı, halklar kendi yöneticilerini seçti ve günün sonunda halk kazandı. Guatemala'da tam otuz altı yıl boyunca savaş sürdü, 1996 yılında barış anlaşması imzalandı. Bu süreçte yerinden edilenler kendi topraklarına döndü. Geçmişle yüzleşmek için hakikat komisyonları oluşturuldu.
TARİHİ BİR FIRSATIN EŞİĞİNDEYİZ
Türkiye'de şu an tarihî bir fırsatın eşiğindeyiz. Geçtiğimiz ekim ayında başlayan ve Sayın Öcalan'ın 27 Şubatta barış ve demokratik toplum çağrısıyla ivme kazanan, PKK'nın silah bırakması ve kendini feshetmesiyle yepyeni bir sürece girmiş durumdayız; çözüm ve demokrasi açısından son derece önemli ve hayati bir eşikteyiz. Bu, tarihsel bir fırsattır çünkü biz biliyoruz ki barış lafla değil; hukukla, güvencelerle inşa edilir.
MECLİS BARIŞIN MERKEZ ÜSÜ OLMALI
Barış ancak halkın talepleri duyulursa, hafızası onarılırsa, kimliği tanınırsa kalıcı olur yani barış masada değil, ancak halkların vicdanında ve yüreğinde mümkün hâle gelebilir ve Türkiye halkları artık barış istiyor; tam da bu yüzden bu Meclis halkların eşitliğini, özgürlüğünü, kardeşliğini esas alan yasal ve anayasal düzenlemelerin merkez üssü olmalıdır. Bu hedefe varmak için de yapıcı ve sorumlu bir yaklaşım sergilemek herkes için en temel görev olmalıdır. Bu araştırma önergesi dünya deneyimlerinden öğreneceklerimizi Türkiye'nin geleceğine taşımak için bir ilktir, bir adımdır, önemli bir adımdır değerli milletvekilleri. Diyarbakır'dan, Hakkâri'den, Van'dan, Edirne'den, Mersin'den, İstanbul'dan eşit, onurlu, adil, özgür bir yaşam isteyen milyonlar adına sunuyoruz. Gelin, birlikte bu deneyimleri öğrenelim. Adalet için, barış için, özgürlükler için, eşit bir yaşam için birlikte bu dünya deneyimlerini öğrenelim, birlikte barışı inşa edelim, barışı konuşalım, barışı büyütelim.”
‘GÖZLEMCİ KOMİSYON TAKİP ETSİN’
Gelecek Partisi Milletvekilli Kani Torun ise devam eden süreçte silahların bırakılması aşamasında bir gözlemci komisyon tarafından takip edilmesi gerektiğini ifade etti. Torun, DEM Parti’nin komisyon taleplerini desteklediklerini de ifade etti. Önergeyi de desteklediklerini ifade eden Torun, “İngiltere'de yaşadığım yıllarda IRA ile olan süreci yakından takip ettiğim için şunları ifade edebilirim: Bu tür süreçler hassastır. Birçok sabotajlara gebedir. Doğru olan, onlara takılmadan süreci tamama erdirmek olmalıdır. Barış ortamını demokratik hak ve özgürlüklerin tahkim edildiği, silaha götürecek her türlü ortamdan ülkemizi kurtarmak için atılması gereken her türlü hukuki adımın atıldığı bir iklime dönüştürelim. Özgürlüklerin arttığı, hukukun işlediği bir toplum ekonomik olarak da gelişir. Elimizi çabuk tutmalı, ellerini ovuşturanlara fırsat vermemeliyiz. Hakkari'den başlayan barış alayının ülkemizin tüm bölgelerine sirayet etmesini temenni ediyorum” dedi.
‘SİYASİ TUTSAKLAR BIRAKILMALI’
Söz alan CHP Milletvekilli Tekin Bingöl ise Meclis’in çalışmalar yapması gerektiğini ve tüm tarafların bu süreçte yer almasının hayati derecede önemli olduğuna vurgu yaptı. Bingöl, “Bütün gruplar, bütün taraflar bu barış sürecinde mutlaka yer almalıdır; olmazlarsa o barış kesinlikle sonuç almaz” dedi. Bingöl, siyasi tutsakların da mutlaka serbest bırakılması gerektiğinin altını çizdi.
Yapılan konuşmalar ardından önerge oylamaya sunuldu ve AKP ile MHP’nin oyları ile reddedildi.