AMED - Amed’de konuşan Ekrem İmamoğlu, “Kürtler ‘bizim sorunumuz var’ dedikçe ortada Kürt sorunu vardır. Bu sorun diyalogla, herkesi dinleyerek, tüm kesimlerin gönül rızasıyla TBMM zemininde çözülmelidir” dedi.
CHP Cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu, partisinin 23 Mart'ta yapacağı ön seçim çalışmaları kapsamında Amed’de CHP’lilerle bir araya geldi. Buluşma, çevre kentlerden yüzlerce partilinin katılımıyla Çand Amed Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
Bölge il başkanlarının selamlaması ve yapılan açılış konuşmalarının ardından konuşan İmamoğlu, sahneye Sezgin Tanrıkulu’nun hediye ettiği Amedspor atkısıyla çıktı. İmamoğlu, “Diyarbakır’ın vicdanı bu toprakların vicdanıdır. Binlerce yıllık bu kadim topraklarda muazzam bir gelecek tahayyülü için buradayız. Bu toprakların bize yüklediği çok şey v ar. Bu anlamıyla Diyarbakır’ın bilgeliği de bize çok şey katacaktır” diye belirtti.
AMEDSPOR’A DESTEK
Küçükken Trabzonspor kalecisi olmak istediğini belirten İmamoğlu, “Amedspor’u destekliyorum bundan sonra da desteklemeye devam edeceğim” dedi.
‘HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ’
İktidarın koltuğunu düşünmekten başka bir derdinin olmadığını söyleyen İmamoğlu, adaletsizliklerin milletin canını nasıl derinden yaktığını görmediğini söyledi. İmamoğlu, “İşçi, emekçi, emekli çok zor durumda. Bir emekli torununa harçlık veremiyorsa bundan daha ağırı yok. Esnaf zor durumda. Anneler her gün kuyruğa giriyor, eşten dosttan medet umuyor. İstanbul’da bizden sosyal destek isteyenlerin sayısı 2 milyona çıktı. Böyle gelmiş böyle gitmeyecek. Büyük inanç ve kararlılıkla, sizden aldığımız cesaretle yola çıktık. Asla vazgeçmeyeceğiz ve göreceksiniz bu memleketin dilediği ne varsa bizlerle beraber gelecek. Hep birlikte başaracağız” ifadelerinde bulundu.
Türkiye’de gelmiş geçmiş en demokrat ve en özgürlükçü yönetimi kuracaklarının sözünü veren İmamoğlu, şöyle devam etti: “Güçlü bir demokrasi sistemini inşa edeceğiz. Ülkemiz, demokratik, adil ve özgürlükçü yeni sistemiyle sadece ülkemize, yakın coğrafyaya değil tüm dünyaya ilham kaynağı olacak. Biz o gitsin bu gelsin yaklaşımında değiliz. Derdimiz siyasi ikbal asla değil. Bu israf ve istibdat düzenine son vermek için yola çıktık. Bir daha bu ülkede hiçbir siyasi irade milletin iradesine kayyımlarla çökmesin diye yola çıktık. Yargı gücünü siyasetin silahı olmaktan çıkarmak için yola çıktık. Güçlü bir adalet sistemi için yola çıktık. 86 milyon insanımız bu devletin tek sahibi olduğunu hissedecek ve yaşayacak. Biz bu ülkede herkesin mutlu, özgürce yaşayacağı halkçı ve sosyal adaletli bir düzen yaratacağız. Diyarbakır’dan Wan’a, Adıyaman’dan Şırnak’a bütün illerimizde herkes eğitim, barınma, insanca yaşam koşullarına eşit şekilde olacak. Türkiyemiz adaletin gücüyle büyüyecek. Fırsatlarda, eşit imkanlarda adil bir Türkiye kuracağız. Güven veren bir devleti yeni baştan inşa edeceğiz. Mezopotamya’da, Dicle ile Fırat arasındaki bu topraklarda GAP’ı hak ettiği değere kavuşturacağız.
‘TBMM’DE ÇÖZÜLMELİ’
Silahlar susmalı. Çatışma bitmeli. Çözüm, toplumun tüm kesimlerinin diyaloguyla olmalıdır. Kürtleri ve tüm toplum kesimleri kendilerini bu ülkenin sahibi, eşit hissedarı, eşit paydaşı olarak hissetmesini sağlamak devletimizin görevidir. Bayburt, Gümüşhane, Erzincan, Tunceli, Elazığ, Adıyaman derken Amed’e geldik. Trabzon’un 40 haneli köyünde büyüdüm. Diyarbakır’da köylerine gittiğim, ayranını içtiğim dostlarım var. Kürtler ‘bizim sorunumuz var’ dedikçe ortada Kürt sorunu vardır. Bu sorun diyalogla, herkesi dinleyerek, tüm kesimlerin gönül rızasıyla TBMM zeminin de çözülmelidir. Biz bunları söylerken taraflardan ağır eleştiriler alıyoruz, toz zerresi kadar hak etmediğimiz halde terörist yaftası, barış karşıtı yaftası yiyoruz.
‘HEP BRİLİKTE DEĞİŞTİRELİM’
Gelin birlik olalım. Bu bozuk düzeni, bu korku düzenini hep birlikte değiştirmeye söz verelim. Hukuksuzluğu bitirmeye, adaletsizliği, ayrımcılığı, yoksulluğu, umutsuzluğu, bu düzeni değiştirmeye söz veriyor muyuz? İşte tüm haksızlıklara karşı dimdik ayakta durursak bunu yerine getireceğiz. Adaletin terazisi kimsenin elinde güç olmasın. Selahattin Demirtaş gibi hiç kimse haksız yere hapiste tutulmasın. Bakın sevgili dostlar haksızlığı, hukuksuzluğu aynı dille İstanbul’da da, Malatya’da da, Trabzon’da da, Diyarbakır’da da konuşuruz. Bir partiye genel başkanlık yapan insanı siyasi rehine olarak orada tutuyorsunuz. Bunu yapmayın. Bu ülkede ‘hepimiz kardeşiz’ demeyen siyasetçi yok. Ama bazı siyasetçiler ‘kardeşiz ama en büyük abi benim’ diyor.
‘KORKUYORLAR, YENİLECEKLER’
Erdoğan’a rakip olmamdan korkuyorlar. Neden korkuyorlar. 5’ten korkuyorlar. Korksunlar, daha önce seçimlerde İstanbul’da başlarına geleni iyi biliyorlar. Onun için bütün gayrimeşru yollarla beni saf dışı bırakıp muhalefetin adayını kendileri belirlemek istiyorlar. Bu artık benim şahsi meselem olmaktan çıktı. Muhalefete aday gösterme şansı bile vermeyen iktidarın sonraki adımları ülkemize çok acılar yaşatır. Adalet ve demokrasi isteyen herkesin duyarlı olması lazım. Onlar yenilecekler. Biz birlikte güçlüyüz. Birlikte güzeliz. Bugün Diyarbakır’dan tam da baharın müjdecisi Newroz’unuz kutlu olsun. Newroz piroz be.”
İmamoğlu, 16 Mart Halepçe Katliamı’nda hayatını kaybedenleri anarak, bir daha böyle katliamların yaşanmamasını diledi.