İSTANBUL - HDK soruşturması kapsamında yapılan tutuklamalara, "Sol ve sosyalistleri bir araya getirme, demokratik özerklik fikrini batıda yaygınlaştırma" iddiası gerekçe gösterildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Halkların Demokratik Kongresi'ne (HDK) yönelik devam eden bir soruşturması kapsamında, 18 Şubat'ta 10 ilde yapılan ev baskınlarında aralarında gazeteci, sendikacı, sanatçı ve siyasetçilerin de olduğu 51 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan 51 kişiden 30'u "örgüt üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklanırken, 21 kişi ise adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. 2 Haziran 2022'de İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan HDK Genel Merkezi'nde yapılan aramada el konulan dijital dokümanlarda isimlerinin bulan kişilere yönelik yapılan operasyonda, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) hakkında Yargıtay kararı işaret edilerek, DTK ve HDK arasında fikir ilişkisi "suç" olarak değerlendirildi. HDK'nin eylem ve etkinliklerinin "suçlama" konusu yapıldığı soruşturmanın detayları ortaya çıktı. Soruşturmada, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 13 Nisan 2011'de avukatlarıyla yaptığı görüşmede, bir sosyalistleri ve demokrasi güçlerini bir araya getirecek bir çatı partisi kurulmasına yönelik yaptığı öneri, "HDK'nin kurulması talimatı" olarak değerlendirildi.
'SOL ÖRGÜTLERİ BİR ARAYA GETİRMEK İÇİN KURULDU'
Dosyada, Sulh Ceza Hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrol tedbiri kararı da ilginç bir iddiaya dayandı. Hâkimlik, kararını "HDK'nin PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın talimatıyla sol örgütleri bir araya getirmek amacıyla kurulduğu, Batı illerinde sol örgütleri PKK'ye kanalize etmeyi hedeflediğini bundan dolayı tutuklama ve adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının yerinde olacağını savunarak gerekçelendirdi.
İstanbul, 5, 6 ve 8'inci Sulh Ceza Hakimliği tarafından savunmaları alınan kişiler hakkında kurulan karar ayrı ayrı hakimliklerce kurulmasına rağmen, kararlar kopyala-yapıştır yöntemiyle hazırlandı. Hâkimlikler tutuklama gerekçelerinde, söz konusu kişilerin HDK Genel Merkezi'nde bulunan listede isimlerinin olduğu, HDK'nin Abdullah Öcalan'ın önerisi üzerine kurulduğu, HDK'nin DTK Batı kolu olduğu, demokratik özerklik fikrini Batı'da yayınlaştırdığı, HDK'nin örgüt talimatıyla faaliyetlerde bulunduğunu savunuldu.
'İSTİHBARAT ÖZDOĞAN'LA GÖZALTINDA GÖRÜŞTÜ'
Soruşturma kapsamında Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilenlerden Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyesi Atilla Özdoğan'a "ajanlık" teklif edildiği, avukatının hakimlik savunmasında ortaya çıktı. Özdoğan'ın avukatı Veysi Eski, hakimlik savunmasında operasyonla "mevcut görüşmelerin hedef alındığını" söyledi. HDK'nin geçmişteki görüşme ve diyalog sürecinde kurulduğunu belirterek savunmasına devam eden Eski, bu operasyonun geçmiş ve mevcut süreci hedef aldığını düşündüğünü vurgulayarak, "Müvekkil emniyette mülakat adı altında kendisini istihbarattan olarak tanıtan birisi, 'Çözüm Süreci'nin yürütüldüğünü, müvekkilinde akil insan olarak kendisiyle çalışmasını söylemiştir. Mevcut yürüyen sürece bir tuzak mı kurulmakta, sormak gerekir. Savcılık bu konuyu dikkate almamıştır. 2011, 2012, 2013 tape kayıtları dosyaya konmuş. Bu tapeler nereden çıkmış. Bu dosyalar FETÖ üyesi hakim ve savcılar hazırlamıştır. Müvekkilim ve müvekkilim gibi insanların kurban olarak seçildiğini düşünüyorum. Dijital materyallerden çıkan isimlerle kurgu yapılmıştır. Çözüm süreci yürürken 2011, 2012 gibi mahkemelerin ayrı bir süreç yürütmemesi gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Eski, dosyadaki delillerin hukuka aykırı bir şekilde edildiğini belirterek, tutuklananların serbest bırakılması gerektiğini belirtti.
'HDK İLLEGALİZE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR'
Tutuklananlar arasında bulunan HDK Genel Meclis Üyesi Esengül Demir, hakimlik ifadesinde HDK'nin yasal bir platform olduğunu, HDK’nin sivil toplum kuruluşları ve derneklerden oluştuğunu belirterek, HDK'ye mevcut süreçte ihtiyaç olduğunu ifade etti.
'TAPELERİM HABER NİTELİĞİNDE'
Gazeteci Elif Akgül ise hakimlik savunmasında, hak odaklı haberlar üreten bir gazeteci olduğunu ifade etti. 2011 ile 2014 yılları arasında "Fettullahçı" hakim ve savcılar tarafından konuşma tapelerinin kayıt altına alındığını vurgulayan Elif Akgül, ifadesinde "Konuşmalar suç içermiyor. Hem günlük hem haber niteliği taşıyan konuşmalarımdır. Hem Gezi hem 1 Mayıs eylemlerinde gazeteci olarak sahadaydım" dedi.
MA / Ömer İbrahimoğlu