İSTANBUL - Türkiye’den Yunanistan’a 21 Ekim 2022 geçen Barış Büyüksu, gördüğü işkence nedeniyle yaşamını yitirdi. 3 yıldır dosyada etkili soruşturma yürütülmediğini belirten Büyüksu’nun kuzeni Metin Bircan, “Dosya iki ülkenin bürokrasisine takıldı” dedi.
Türkiye’den Yunanistan’a düzensiz yollarla geçen Barış Büyüksu, 21 Ekim 2022 tarihinde 15 Filistinli ile Kos Adası’nda Yunan polisleri tarafından gözaltına alındı ve ağır işkencelerden geçirildi. Bir gün sonra Yunan Sahil Güvenliği tarafından "can salı" denilen motorsuz lastik botla Kos Adası’ndan, eşyalarına el konularak 14 Filistinli ile birlikte Türkiye'ye gönderildi.
Büyüksu, Bodrum'un Turgutreis kasabası sahiline bilinci kapalı bir şekilde bottan çıkarıldı ancak ambulans beklerken yaşamını yitirdi. Bunun üzerine Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme" ve "neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence" suçlamasıyla soruşturma açıldı. 3’üncü yılına giren dosyada henüz verilen bir karar yok.
'ETKİN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ’
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Legal Centre Lesvos tarafından 11 Şubat'ta yapılan yazılı açıklamada, "Soruşturma, Büyüksu'nun gayri resmi ve yasadışı bir şekilde yakalanıp yakalanmadığı, işkence görüp görmediği, geri itilip itilmediği ve nihayetinde öldürülüp öldürülmediğine değil, sadece Büyüksu'nun adada resmi olarak bulunup bulunmadığına odaklanmıştır" denilerek, soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediği açıklamasında bulunuldu.
Yunan makamları ise yaptığı savunmalarda Büyüksu’nun Yunanistan’da bulunmadığı ileri sürdü. Ancak Büyüksu'nun ailesinin ulaştığı fotoğraflarda o tarihlerde Büyüksu'nun Yunanistan'da bulunduğunu kanıtlıyor.
Barış Büyüksu’nun kuzeni Metin Bircan, dosyaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘DOSYA İKİ ÜLKENİN BÜROKRASİSİNE TAKILDI’
Devletin Büyüksu’ya sahip çıkmadığını vurgulayan Bircan, “Barış katledildiği günden beri aile olarak çok ciddi sorunlarla karşılaştık. Bunların en başında Yunan Devleti tarafından katledilen Barış Büyüksu’ya vatandaşı olduğu devletin sahip çıkmaması ve bir yıl gibi bir süre geçtikten sonra dosyanın adli yardım talebiyle Yunan makamlarına ulaştırılması oldu. Barışın tek suçu daha iyi bir hayat için Yunanistan üzerinden Fransa’ya geçmekti. Yunanistan’da uğradığı ağır işkenceler sonucu hayatını kaybetti. Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyası ve İstanbul Adli Tıp raporlarında işkence görerek öldürüldüğü belirtilmesine rağmen dava iki ülke arası bürokrasiye takılıp kaldı” dedi.
‘DOSYANIN AKIBETİ SORULMADI’
Dava ve yargılama süresinin neden uzadığını bilmediklerini ifade eden Bircan, “Dosya 3 ayda hazırlanıp Yunancaya çevrilip ve Bodrum Cumhuriyet Başsavcısı tarafından Türkiye Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Yunan makamlarına adli yardım talebiyle gönderilmesi istenilen dosya bir yıldan fazla Türk Adalet Bakanlığı’nda bekletilip gönderilmedi. Kamuoyu ve değerli milletvekillerinin konuyu gündeme taşıması ile dosya Yunan makamlarına iletildi. Fakat bu sefer de Yunan makamlarında takılıp kaldı. Çünkü hiçbir zaman Türk yetkililer tarafından dosyanın akıbeti sorulmadı” diye belirtti.
YETKİLİLERDEN YARDIM ALAMADILAR
Dava süresince hiçbir yetkili tarafından aranmadıklarını dile getiren Bircan, “İlk gününden beri tarafımızla iletişime geçilmedi. Barış, bu ülkenin bir vatandaşıydı ve herhangi bir siyasi suçu ve cezası da yoktu. Sadece eskiden işlediği bir suçtan cezaevinde kalmıştı. Makamların bizimle neden iletişime geçmediği ve neden hukuki destek sağlamadıklarını bilmiyoruz. Bu süreçte iletişime geçtiğimiz ÇHD ve yine onların yardımıyla iletişime geçtiğimiz Yunanistan’da hukuk büroları bulunan Legal Centre Lesvos Derneği ilk günden beri her iki ülke bürokrasisi arasında sıkışıp kalan dosyanın takipçisi oldular” diye konuştu.
‘İTİBAR MESELESİDİR’
Bircan, “Buradan Türk yetkililerden isteğimiz şudur; Yunan makamları tarafından etkili bir soruşturma yürütülmedi. Yunan makamları etkili bir soruşturma açmalıdır. Barış Büyüksu davası Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin itibar meselesidir” dedi.
DAVA HAKKINDA
Türkiye’den Yunanistan’a düzensiz yollarla geçen Barış Büyüksu, 21 Ekim 2022 tarihinde 15 Filistinli ile Kos Adası’nda Yunan polisleri tarafından gözaltına alındı elektrik verme dahil birçok ağır işkencelerden geçirildi. Bir gün sonra Yunan Sahil Güvenliği tarafından "can salı" denilen motorsuz lastik botla Kos Adası’ndan, eşyalarına el konularak 14 Filistinli ile birlikte Türkiye'ye gönderildi. Büyüksu, Bodrum'un Turgutreis kasabası sahiline bilinci kapalı bir şekilde bottan çıkarıldı ancak ambulans beklerken yaşamını yitirdi. 3’üncü yılına giren dosyada henüz verilen bir karar yok.
Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında "canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme" ve "neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence" suçlamasıyla dava açıldı. Türkiye'de yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan Adli Tıp Raporu, Büyüksu’nun Türkiye'ye geri itilmeden önce Yunanistan makamları tarafından maruz kaldığı işkence sonucu hayatını kaybettiğini doğruladı.
Ancak suç Yunanistan’da işlendiği için dosyanın Adalet Bakanlığı üzerinden Yunan makamlarına ulaştırılması istendi. Dosyanın Adalet Bakanlığı üzerinden Yunan makamlarına ulaşması üzerine Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı 1 Kasım 2022 tarihinde uluslararası işbirliği talebiyle Yunanistan makamlarından Büyüksu'nun ölümünün soruşturulmasını resmen talep etti. Ancak bu talep 7 Şubat 2023 tarihine kadar Yunanistan makamlarına resmen ulaştı. Ardından 9 ay sonra 1 Kasım 2023 tarihinde Yunanistan Adalet Bakanlığı Oniki Adalar Savcılığına olayı soruşturma talimatı verdi. Daha sonra savcılık, soruşturmayı denetlemek üzere Kos Adası'nda bir soruşturma hakimi görevlendirmiş ve soruşturma 21 Ağustos 2024 tarihinde tamamlayarak, Türkiye makamlarına geri gönderdi. Bu şekilde Büyüksu'nun ölümüne ilişkin soruşturmada uluslararası işbirliği talebinin tamamlanması 2 yıla yakın zaman aldı. Büyüksu ailesi ve avukatları ise dosyaya ancak geçtiğimiz günlerde ulaşabildi.
‘SORUŞTURMA ETKİN YÜRÜTTÜLMEDİ’
O süreçte Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Legal Centre Lesvos Derneği tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Soruşturma, Büyüksu'nun gayri resmi ve yasadışı bir şekilde yakalanıp yakalanmadığı, işkence görüp görmediği, geri itilip itilmediği ve nihayetinde öldürülüp öldürülmediğine değil, sadece Büyüksu'nun adada resmi olarak bulunup bulunmadığına odaklanmıştır" denilerek, soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediği açıklamasında bulundu.
TANIK İFADESİ: KÜÇÜK ŞİŞME BOTLAR HEDEFİMİZ OLUYOR
Soruşturma kapsamında Mayıs 2024’te Oniki Adalar Savcılığı, Yunanistan Sahil Güvenlik-Liman Başkanlığı görevlisi Bratakos Georgios’un tanık olarak ifadesine başvurdu. Georgios, o dönem yaşananları hatırlamadığını iddia ederek, görevlerine ilişkin Türkiye-Yunanistan sınır hattında deniz trafiğini kontrol ettiklerini belirtti. Georgios, “Genellikle, seyir farları bulunmayan, küçük şişme botlar şüpheli hedefler olup, bunlar bizi gördüklerinde istikamet değiştiriyorlar. Yunanistan Karasuları Sınırları içinde olduklarında, onları durdurup, içinde bulunanları İstanköy Liman Başkanlığı Güvenlik Bürosu görevlilerine teslim ediyoruz. Dağlarda kameralar teçhizlidir, Kara Kuvvetleri ve polisle işbirliği içindeyiz, bu kurumlar bize hedefler için, yani seyir farları yanmadan Türkiye Cumhuriyeti sahillerinden hareket ederek, sürekli rota değiştiren veya deniz sınırı boyunca seyir halinde olan şüpheli botlarla ilgili bilgi verirler. Türkiye Cumhuriyeti Karasuları içinde şüpheli herhangi bir bot tespit etmemiz halinde, VHF 16 kanaldan Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine haber veriyoruz. Her iki ülke Sahil Güvenlik birimleri arasında gerçekleştirilen görüşmeler genelde kayıt altına alınır” iddiasında bulundu.
MA / Ömer İbrahimoğlu