ŞIRNEX - Hezex ilçesinde kurulan pazarda hem yurttaşlar hem esnaflar şikayetçi. Yurttaşlar, kötü gidişatın savaşın son bulmasıyla mümkün olabileceğine işaret etti.
Ekonomik krizin ve yüksek enflasyonun her geçen gün arttığı Türkiye ve Kürdistan’da, yurttaşlar temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanıyor. Şirnex’in Hezex (İdil) ilçesinin Turgut Özal Caddesi’nde kurulan pazarda mikrofon uzattığımız yurttaşlar, yaşanan derin krizin savaşın bitmesiyle çözülebileceğini söyledi.
‘KÜRT SORUNUNDAN KAYNAKLI'
Savaşın olduğu her yerde ekonomik krizin olduğunu belirten Zeynep Gümüş, “İnsanlar yoksul ve aç bir şekilde yaşamını sürdürüyor. Neye bakarsan ve neye dokunursan çok pahalı. Savaşın olduğu her yerde bu durum yaşanır. Kürt halkı her zaman olduğu gibi baskıya ve işkenceye maruz kalıyor. Yaşanan ekonomik kriz bundan kaynaklıdır. Burada fabrikalar ve atölyeler olsaydı ve içerisinde insanlar çalışsaydı bu durum yaşanmazdı. Eskiden 1 TL olan elmanın kilosu şimdi 25, 30 lira. Her şeye zam gelmiş. Bir insanın geçimini sağlaması çok zorlaştı. Eskiden bu pazardan el arabanı sonuna kadar doldurur öyle giderdim. Şimdi ise 5 bin TL ile gelsem bile sepetinin yarısı dahi dolmayacak. Savaşın son bulması ve barışın sağlanmasıyla bu kötü gidişatın önüne geçilebilir” dedi.
‘GEREKİRSE AÇ KALIRIZ'
Köyünde yetiştirdiği ürünleri pazarda satıp geçimini sağlayan yurttaşlardan Hatice Tek, "Parası olan alabiliyor. Elde ettiğimiz kazanç yetmiyor. Günün sonunda pazardan birer kilo elma ve portakal gibi meyveleri alıp evime gidiyorum. Krizin sebebi savaştır. Savaşın son bulması ve cezaevi kapılarının açılmasını umut ediyorum” diye belirtti.
Her şeyin pahalı olduğuna işaret eden Feride Yalvaç, bu krizli durumdan ancak barışın sağlanmasıyla çıkılabileceğini söyledi. Feride Yalvaç, "Krizin sorumlusu devlettir. Pahalı olsa da mecburen alıyoruz. Fiyatların düşmesini istiyoruz fakat hükümetin böyle bir isteği yok. İsteğimiz barışın sağlanması fakat o da olmuyor” dedi.
Safiye Dızım, "Buraya bin lirayla gelsen de bir şey alamazsın. Eskiden her şeyi alabiliyorduk. Domatesin kilosu 50 liraya çıkmış. Bunun sorumlusu devlettir. Huzurun hakim olmasını ve alım gücünün artmasını istiyoruz. İsteğimiz barışın olması ve ölümlerin yaşanmamasıdır. Bu kötü atmosferin bitmesi durumunda insanlarda rahatlayacak" dedi.
İsminin haberde yer almasını istemeyen bir yurttaş, "Bizimle uğraşmayı kessin, çocuklarımızı öldürmeyi bıraksın, başka bir şey istemiyoruz. Gerekirse toprak yeriz… Barış ve çözüm olsun, gerekirse aç kalırız" ifadelerini kullandı.
'FİYATIN ARTMASI ELİMİZDE DEĞİL'
Ekonomik krizden kaynaklı artan maliyetlere değinen pazar esnafından Seyit Doğan, iktidarın ekonomi politikasını eleştirdi. İşlerinin her gün daha da kötüye gittiğini kaydeden Doğan şunları belirtti: "Yer işgalinin aylık ücreti 250 TL'den 450 TL'ye yükseldi. Mazotun önceki fiyatına ve şimdiki fiyatına bakın. Mercimek ne kadar? İşçilik artmış, masraflar yüksek ve kar oranı düşmüş. Bir şeyler yemek istersen 600-700 TL'yi gözden çıkarman gerekiyor. Akşama kadar burada bin lira kazanamıyorum. Bir işçi artık bin TL'ye çalışmıyor. Çünkü hiçbir değeri yok. Eskiden 100 TL ile gelip arabanı doldurur giderdin. Şimdi ise 100 TL'ye bir kilo kuru üzüm alamazsın. Durum çok kötü bir hal aldı. İnsanlar pahalılıktan gelip bizimle tartışıyor. Pahalı olması bizim elimizde değil ki. Bir kilo poşetin fiyatı 20 TL'den 70-80 TL'ye yükseldi. Ne yapacağız? Bildiğim tek şey kafayı yemiş olmamız. İşlerimiz yüzde 60 oranında düşmüş vaziyette."
'HUZUR OLSUN, YOKLUĞA RAZIYIZ'
Pazar esnafından Necmettin Akçay, emek verenlerin zarara uğradığını söyleyerek, “Ekonomik kriz var ve insanlar mecburen ürün alıyor. Gördüğünüz gibi bazen ürünlerimiz elimizde kalıyor. Burada bulunan ürünler akşama kadar satılmıyor. Refah olsaydı böyle mi olurdu? Önceden öğlen olmadan eşyalarımızı bitirir ve giderdik. Ürünü yetiştiren çiftçi zarar ediyor. Emek vermeyen değil, emek veren zarar ediyor. Bizden uygun bir fiyata satmamızı isteyen yurttaşlar oluyor. Fakat bizi kurtarmıyor. Şimdiye kadar hep sıkıntılı geçti, bundan sonra güzel bir ortam istiyoruz. Huzur olsun, yokluğa razıyız" dedi.
MA / Ömer Erdoğan