RIHA - Tişrîn Barajı ve Qeraqozax bölgesinin QSD kontrolünde olduğunu aktaran gazeteci Cihan Bilgin, Türkiye'nin Süleyman Şah Türbesi'ni bahane ederek bölgeyi "işgal etmeye" çalıştığını söyledi.
Türkiye ve SMO’nun Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne saldırıları ve tehditleri sürüyor. Son dönemde saldırıların ve direnişin yoğunlaştığı Kobanê yakınlarındaki Tişrîn Barajı ve Qereqozax bölgesinde yaşanan gelişmeleri yakından takip eden gazeteci Cihan Bilgin, Türkiye’nin, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarının aralıksız devam ettiğini ifade etti.
‘DÜŞMANLIK POLİTİKALARI’
DAİŞ’in 2019 yılında Deyrêzor’da yenilgiye uğratılmasının ardından Türkiye’nin savaş yöntemlerini çeşitlendirerek saldırılarını sürdürdüğünü anımsatan Cihan Bilgin, “DAİŞ yenilgisinin ardından her türlü savaş yöntemini denediler. Uyuyan hücreleri harekete geçirme çabaları halen devam ediyor. Hol Kampı’nda ve Deyrêzor bölgesinde bu tür girişimlere çok kez tanık olduk. Ayrıca, aşiretler aracılığıyla Kürtler ve Araplar arasında düşmanlık politikası yürütülmek isteniyor. Ancak tüm bu saldırılara rağmen halkın direnişi bu politikaları boşa çıkardı” dedi.
Gazeteci Cihan Bilgin
‘GÖÇE ZORLAMAK İSTİYORLAR’
Türkiye’nin özellikle Minbic ve çevresinde katliam tehdidiyle halkı göçe zorlamayı hedeflediğini belirten Bilgin, Tişrîn Barajı bombalanarak bölgenin elektriksiz bırakıldığını kaydetti. Cihan Bilgin, bu yollar bölge halkının direncinin kırılmasının hedeflendiğini belirterek, “Halkın direncini kırmak için hem altyapı hedef alındı, hem de kara propaganda ile buraların ele geçirildiği yalanını yaydılar. Ancak bu saldırılara rağmen ne halk göç etti ne de Özerk Yönetim geri adım attı. Til Rifat ve Şehba meclisleri, halkın güvenliği için bölgeden ayrılma kararı aldı. Sivil halk güvenli bir şekilde Özerk Yönetim bölgelerine yerleştirildi. Buradaki halk, uluslararası kurumların desteği olmaksızın, Özerk Yönetim ve halkın kendi dayanışmalarıyla ihtiyaçlarını karşılıyor” diye konuştu.
‘BÖLGE QSD KONTROLÜNDE’
Türkiye’nin Qereqozax bölgesini ele geçirme çabalarının devam ettiğine dikkat çeken Cihan Bilgin, “Bölgede büyük bir savaş yürütülüyor. Türkiye’nin desteklediği çeteler, QSD, YPJ ve yerel meclis güçlerine yönelik saldırılar düzenliyor. Ancak çeteler bir ilerleme sağlayamıyor. Tam tersine, çatışmalarda teslim olanların yanında cenazelerini geride bırakıp kaçanlar var. Buradaki gerçeklik, Türkiye’nin medyada yaydığı propaganda ile çelişiyor. Bu topraklar hâlâ QSD’nin kontrolü altındadır. Tişrin Barajı ve Qereqozax bölgesine saldırılar gerçekleşiyor. Bu saldırılarla, Özerk Yönetim’i yıkmayı hedefliyorlar. Bunlar, DAİŞ’in yenilgisinden sonra başlatılan sistematik saldırıların yalnızca bir parçasıdır” dedi.
‘TÜRBE BAHANESİYLE İŞGAL GİRİŞİMİ’
Süleyman Şah Türbesi’nin eski yerine taşınması konusundaki tartışmalara değinen Cihan Bilgin, “Bu durum Türkiye’nin bölgeyi ele geçirme girişimlerinin bir parçasıdır. Türkiye, türbeyi bahane ederek bölgeye ağır silahlar ve asker konuşlandırmak istiyor. Bu da açıkça bir işgal girişimidir. Ancak Özerk Yönetim, her türlü işgal girişimini reddediyor. DAİŞ, 2014’te bu topraklarda yenilgiye uğratıldı. O dönem nasıl ki halkın direnişi saldırıları püskürttüyse, bugün de aynı mücadele devam ediyor. Türkiye, kara propaganda ve DAİŞ hücrelerini harekete geçirerek halkın direncini kırmaya çalışıyor. Ancak bu halk, sokaklarını ve kimliğini koruyor” ifadelerini kullandı.
‘SALDIRILARA KARŞI SES ÇIKARIN’
Kuzey ve Doğu Suriye halklarının DAİŞ karanlığını yendiğini hatırlatan Cihan Bilgin, uluslararası topluma çağrıda bulunarak, “Bölge halkları büyük bir mücadele ile DAİŞ karanlığını yenilgiye uğrattı. Ancak şimdi de Türkiye aynı karanlığı bu topraklara yeniden taşımak istiyor. Dünya halkları, DAİŞ’e karşı olduğu gibi bu saldırılara karşı da ses çıkarmalı. Yeni Suriye’nin inşasında Özerk Yönetim modelinin statüsünün tanınması hayati bir gerekliliktir” dedi.
MA / Delal Akyüz