DİYARBAKIR – Mimar ve mühendisler, AKP'nin açıklanan ekonomi paketi içerisinde yer alan "İmar Barışı" hamlesi ile sağlıksız kentleşmenin önünü açtığını ifade etti.
Baskın seçim kararından sonra hükümetin açıklanan ekonomi paketi içerisinde yer alan ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin "imar barışı" olarak nitelendirdiği "Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı" ile birlikte, imar planı olmayan ruhsatsız yapılara ya da imar mevzuatına aykırı kaçak yapılara imar izni verilebilecek. İmar affıyla birlikte, kentsel planlama ilkelerine uygun olmayan, ruhsatsız veya imar mevzuatına aykırı kaçak yapılar kayıt alabilecek, su, elektrik ve doğalgaz abonelikleri yapılabilecek.
Meslek odalarının araştırmasına göre; Türkiye’de konutların yüzde 60’ı kaçak yapı. Hükümet imar affı ile kaçak yapıların değerinin yüzde 3’ünü imar bedeli olarak alıp kayıt belgesi verecek. Ekonomik krizin etkisini iyice hissettirdiği bir dönemde iktidar bu düzenlemeden 50 milyar TL'ye yakın bir gelir elde etmeyi bekliyor.
‘ÇARPIK KENTLEŞMENİN AFFI’
Konuya ilişkin konuşan Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Şerefhan Aydın, bir kelime oyunu ile yapılan düzenlemenin kaçak yapılaşmaya "imar affı" değil "imar barışı" olduğu söylense de kamuoyuna yansıyan tasarının içeriğinden konunun bir imar affı düzenlemesi olduğunu söyledi. Aydın, "Tabi imar barışı kavramı doğrusu barışa bu kadar mesafeli olan bir sistem tarafından kullanılması da ayrı bir ironiktir. Barış sözcüğü kullananlar cezalandırılırken imar barışı kullanmaları da ayrı tezatlıktır” dedi. Düzenlemenin barış getirecek bir yanının olmadığını vurgulayan Aydın, “Kişisel menfaatler amacıyla yapılmış olan kaçak yapıların, dolayısıyla çarpık yapılaşma ve kentleşmenin affı anlamı taşıyan hukuksuz bir düzenlemedir” diye konuştu.
‘EKONOMİK GELİR VE OY YATIRIMIDIR’
Bugüne kadar 14 kez imar affı çıkarıldığını aktaran Aydın, “Türkiye`nin bugüne kadar yaşadığı tüm imar aflarının, o dönemdeki mevcut iktidarlar tarafından, önlerindeki seçim dönemlerinde gündeme getirildiğini, bugün de iktidar tarafından, bu İmar Barışı adı altındaki imar affının hemen seçim öncesinde yapılan düzenleme ile, ekonomik gelir ve oy elde edilmek amacıyla düzenlendiği çok açıktır” ifadesinde bulundu.
‘YANDAŞ SERMAYEYİ RAHATLATTI’
Tasarlanan imar affının orman alanları, mera alanları gibi korunması gerekli, yerleşime açılmaması gereken araziler üzerinde yapılmış tüm yapıları da kapsayacak şekilde ele alındığına dikkat çeken Aydın, şöyle konuştu: “Doğal ve arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilen oteller, AVM’ler, rezidanslar ve birtakım ticari tesisler, kıyılar, boğazlar, tarım arazileri gibi kısmen ya da tamamen yapı yasağı olan yerlerde kaçak olarak inşa edilen yapılar da imar affından yararlanabilecek. Bu afla birlikte daha önce belediyelerin para cezası kesip yıkım kararı yapıları da doğrudan etkileyecektir. Yandaş sermayenin talebini karşılayan bir düzenleme olduğunu söyleyebiliriz.”
‘MİMAR VE MÜHENDİSLER VASIFSIZ KILINIYOR’
Aydın, kapsamlı bilimsel araştırmaya dayalı plan kararına dayanmayan bu yapıların yasal hale getirilmesinin kaçak yapılaşmanın yasallaştırılması, devlet eli plansız mekânsal gelişimin teşvik edilmesi anlamına geldiğini söyleyerek, "Aynı zamanda mühendisler ve mimarların çalışma alanlarını da daraltmış olacak. Bu sefer ne denilecek biz mühendissiz ve mimarsız binamızı yaptık teknikten uzak. İşte devletin cebine birkaç kuruş parayla sağlam bir belge aldık iskân ruhsatı derecesinde bir belge aldık ve yapımızı kurtardık. Dolayısıyla orada mimar ve mühendis işlevsizleştirilecek. Bilim ve teknik yok edilecek. İnsanın can güvenliğini tehlikeye atacak. Deprem yaşandığı zaman ciddi bir yıkım gerçekleşecek. Bunun sorumluluğu pek düşünülmüyor. Bu sadece seçimi kurtarmak için konulan bir uygulamadır” dedi.
‘MÜTEAHHİTLERİ CESARETLENDİRECEK’
Toplum yararına herhangi getirisinin olmadığını bilakis sağlıksız kentleşmenin önünün açıldığını belirten Aydın, kaçak yapılaşmanın bu afla birlikte artacağı uyarısında bulundu. Müteahhitlerin dayanaksız gecekondu evler yaparak mağdur ve yoksul ailelere sattığını ve bundan sonra müteahhitlerin bu yasadışı yöntemi sıklaştıracağına dikkat çekti. Hükümetin merkezden karar alma yerine yerel dinamiklere danışması gerektiğini ifade eden Aydın, “Hükümet merkezli kararlar alınıyor fakat kentin yerel dinamikleri, meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri, alanla ilgilenen kurum ve kuruluşlar dahil edilmiyor bu tür sorunlara Sur'da gördüğümüz gibi. Artık mevcut hükümetin bir pratiği olarak görülüyor zaten. Bundan vazgeçilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Aydın, son olarak ileriki dönemlerde ortaya çıkacak normalleşme ile düzenlemenin iptal edileceği kanısında olduğunu söyledi.
MA / Lezgin Akdeniz