ANKARA - Hasta Mahpuslara Özgürlük İnsiyatifi, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle hayati tehlike altında bulunan Bahattin Solhan'a hastaneye her götürülüşünde kelepçeli muayene dayatılmasına karşı çıktı. İnsiyataf, Solhan için insan onuruna yakışır şekilde tedavi uygulanması çağrısında bulundu.
188'inci haftaya ulaşan eylemlerinde yine İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara şube binasında bir araya gelen Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, bu hafta Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan hasta tutuklu Bahattin Solhan'ın durumuna dikkat çekti.
"Hasta Mahpuslara Özgürlük" pankartı asılan açıklamada konuşan İHD Ankara Şube Yöneticisi Nuray Çevirmen, hasta tutuklu Solhan'ın 21 yıldır cezaevinde olduğunu ve yaşamı boyunca ilaç kullanmak zorunda bilgilerini paylaştı.
AMELİYATI YÜZDE 95 RİSKLİ
Çevirmen, 1997 yılında başından vurulmak suretiyle yaralı halde tutuklanan Solhan'ın, geçirdiği ameliyat sonrası beyninin sağ tarafında ödem oluşması sonucu vücudunun sol tarafında uyuşmalar yaşadığını belirtti.
Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) tam teşekküllü bir hastanede tedavisinin yapılması gerektiği yönünde rapor verse de, Diyarbakır’da tutuklu bulunduğu sürede yalnızca arada bir hastaneye götürülüp, ilaçlar verildiğini ve tedaviye dönük bir şey yapılmadığını aktaran Çevirmen, “Diyarbakır’da 'yapılacak bir şey yok' denilerek Ankara Gazi Üniversitesi’ne sevk edilmiş ve bunun için Sincan’a getirilmiştir. Ameliyat olması istenirse, edileceği belirtilip yüzde 95 riskli olduğu da söylenerek onayı kendisine bırakılmıştır. Ailesine, arkadaşlarına, hiç kimseye ulaşma imkanı olmadığından cezaevine geri götürülmüştür" dedi.
'YAŞAMI TEHLİKE ALTINDA'
İHD Yöneticisi Çevirmen, sürekli nöbet geçiren ve 3 kişilik F Tipi cezaevinde kalması uygun görülmeyen Solhan’ın bu yüzden Diyarbakır Cezaevi'ne geri gönderildiğini söyledi.
Solhan'ın çektiği ağrılar nedeniyle günde 6 bin mg kadar ilaç kullandığını vurgulayan Çevirmen, durumuyla ilgili şu bilgileri paylaştı: "Başının sağ lobundan parça alınmış, sağ tarafta yara yerinden kemik alınıp öyle bırakıldığı için yaşamı tehlike altındadır. Bu nedenle düştüğünde ve nöbet geçirdiğinde yanında birileri olmalı veya kalabalık yerlerde bulunması gerekmektedir. Beyninde oluşan bu hasar nedeniyle vücudunun sol tarafında uyuşmalar, tutulmalar, nöbet geçirmeler, unutkanlıklar, baş ağrıları ve baş dönmeler meydana gelmektedir.
'NÖBET GEÇİRDİĞİNDE KENDİNE ZARAR VERİYOR'
Haftada 4-5 sefer nöbet geçirdiği zamanlar oluyor. Atakların kısa olanları 3-4 dakika sürerken, uzunları 10 dakikayı da buluyor. Bir iki seferde kendine gelemediği için hastaneye kaldırılmış ve 3 gün boyunca hastanede kalmıştır. Kısa ya da uzun süreli de olsa nöbet geçirince neredeyse ertesi güne kadar yorgun ve bitkin oluyor. Arka arkaya nöbet geçirdiği de oluyor. Geçirdiği nöbetler yüzünden elini kolunu incittiği, başını kırdığı çok oluyor. Bununla beraber hapishanede bulunmanın getirdiği zorluklardan oluşan hastalıklar ve kullandığı ilaçların etkisiyle de oluşan birçok hastalığı da var. Ülser, mide-bağırsak hastalıkları, iltihaplanmalar ve hemoroid hastalıkları vardır. Yine bel ve boyun bölgesinde fıtıktan kaynaklı sıkıntıları var. Özellikle sol göğüs ve göğüs altındaki ağrılar, bazen nefesinin kesilmesi, havaların bozulması ve çok soğuk olmasından da kaynaklı sırt, bel, omurga ve eklemlerinde sürekli ağrıları oluşmaktadır."
'KELEPÇELİ TEDAVİ DAYATILIYOR'
Solhan'ın 2016 yılında ise Bolu Cezaevi'ne sevk edildiğini ve eşyalarının dahi kendisine verilmediğini kaydeden Çevirmen, Solhan'ın rahatsızlıklarının burada arttığını, hastaneye ise keyfiyete göre götürüldüğünü söyledi.
Hastaneye götürüldüğünde ise Solhan'a kelepçeli muayene dayatıldığını söyleyen Çevirmen, “Solhan’nın hastalığı nedeniyle kabalık bir yerde bulunması, geçici değil, kalıcı ve insan onuruna yakışır şekilde tedavi edilmesi zorunludur. Bu kadar hayati risk taşıyan bir mahpusa sağlığa erişim hakkı kesintisiz ve acilen tanınmalıdır" diye konuştu.