Başaran: Tecrit bu ülkede savaş ve yoksulluğun ismi oldu

img
ANKARA - Kadın özgürlükçü ve ekolojik yaşam iddiasının iktidarı sarstığını belirten HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, “Tecrit bu ülkede savaşın, yoksulluğun ismi oldu. Bu yaklaşım iktidarı her gün biraz daha çıkmaza sürüklüyor” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 2020 yılının saldırı ve siyasi soykırım operasyonlarıyla geçtiğini belirten Başaran, “2021 yılı, başlangıcından itibaren bir taraftan bu saldırıların devam edeceği ama bir taraftan da mücadelenin yükseleceği, bu faşist tekçi sisteme karşı kazanımların büyütüleceği bir yıl olacak” dedi.
 
GÜNDEM TECRİT
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemine işaret eden Başaran, “Uzun yıllardır ülkenin gündeminde olan ama iktidarın ısrarla görmek istemediği ya da başka gündemlerle çözmek istediği tecrit, yine ülkenin en esaslı gündemlerinden biri. Türkiye cezaevlerinde 56 gündür yüzlerce politik tutsak tecride ve cezaevindeki insanlık dışı koşullara karşı süresiz-dönüşümlü açlık grevinde. Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevleri yine aynı sebeplerle aynı sorunların ve aynı gündemlerin çözülmesi için başlatılmıştı. O dönem Adalet Bakanı, iktidarın sözcüleri çıkıp açıklamalar yapıp Sayın Öcalan üzerinde sürdürülen tecridin herhangi bir hukuki temeli olmadığını, görüşme için herhangi bir hukuki engelin olmadığını ısrarla ifade etmişlerdi. Yapılan görüşmelerden sonra maalesef tekrardan ülkenin gündemi tecrit oldu. Uzun yıllardır ısrarlı bir biçimde ifade etmemize rağmen iktidar bu problemi, bu hakikati görmezden gelerek siyaset üretmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
 
İktidarın en temel sorunları yok yasarak siyaset üretmeye devam ettiğini dile getiren Başaran, “Tecrit, Sayın Öcalan şahsında İmralı'dan başlayarak ülkenin tümünde bir yönetim biçimi haline geldi. Bugün tecridin yarattığı sonuçları halk ama öncelikli olarak kadınlar çok yakın ve sıcak bir biçimde hissediyor, yaşıyor. Tecrit bu ülkede savaşın ismi oldu. Tecrit bu ülkede yoksulluğun ismi oldu. Tecrit Türkiye’nin uluslararası alanda kendisini izole etmesinin ismi oldu. Tecrit bu ülkede işkencenin, tecrit bu ülkede Kürt sorununu yok saymanın ismi haline geldi. İktidar ısrarla bu hakikati görmeden ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Bu ülkede adalet reformundan söz edilirken iktidarın, devletin kendisi AKP-MHP ittifakının kendisi insanlık suçunu işlemeye devam ediyor” dedi. Başaran, Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelere göre tecridin insanlık suçu olduğunu vurgulayarak, “Bu insanlık suçunu işleyenler bugün ülkeyi yönetme, bu ülkede reformlar yapma iddiasını taşıyor. Ama biz bu yolun yol olmadığını, bu yaklaşımın çözüm getirmediğini, tecridin iktidarı da her gün biraz daha çıkmaza sürüklediğini bir kez daha ifade ediyoruz” diye belirtti. 
 
 KAMUOYUNA ÇAĞRI
 
Başaran’ın konuşmasının devamında öne çıkan noktalar şöyle: “İnsanlık dışı uygulamaya son verin. Bu işkence yönetimine son verin. Kürt sorununu saldırgan ve güvenlikçi politikalarla çözmekten son verin, tecridi kaldırın diye ses yükseltiyorlar. Politik tutsakların talepleri bizlerin talebidir. HDP’nin talebidir. Kürt halkının talebidir. Ama sadece Kürt halkının ve HDP'nin problemi olmamalıdır. Yansıması nasıl bütün ülkeye oluyorsa, bütün ülke buna karşı ses yükseltmeli, tüm demokratik kamuoyu tecridin kaldırılması için üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir. Geç olmadan bu konuda bütün Türkiye kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz.
 
 ERKEKLİK BAKANI
 
Bu ülkede bütün mekanizmalar erkekliği savunma mekanizmaları haline gelmiş durumda. İçişleri Bakanı, Türkiye'de son yıllarda ortaya çıkan kadın katliamlarını görmezden geldi. Sadece 2020 yılında 300'den fazla kadın katledildi. Bunların büyük bir çoğunluğu birinci derecede yakınları erkekler tarafından katledildi. Ama İçişleri Bakanı bir ‘erkeklik bakanı’ olarak, çıkıp her gün bu istatistikleri çarpıtarak, bu katliamları meşrulaştırarak çözüm bulmaya çalışıyor. Toplumu, kadınları sindirmeye çalışıyor. Yüzde 21 düşüş olduğunu söylüyor ama biz hakikatin bu olmadığını biliyoruz. Keşke ifade ettiği bir biçimde olsa ama değil. Keşke İçişleri Bakanı erkekliği savunmak yerine kadınları savunsa, koruma sağlasa.
 
ÖZSAVUNMA HAKTIR
 
Özsavunmalarını gerçekleştirdiklerinde ne olduğuna dair örneği geçen haftalarda yaşadık. Melek isminde bir kadın, bir erkeğin şiddetine uğradı, saatlerce işkenceye uğradı. Kendini korumak için özsavunmasını gerçekleştirdi ama bu ülkede kadınlar kendilerini savunduklarında onlara cezaevlerinin kapıları gösteriliyor. Melek özsavunmasını gerçekleştirdiği için, kendisini ve çocuklarını koruduğu için şu anda cezaevinde. Devletin yapması gerekeni yapmadığı için cezaevinde. Eğer gerçekten kadınlar bu ülkede korunabilse belki kendileri kendilerini korumak zorunda kalmayacak. Biz buradan bir kez daha sesleniyoruz. Özsavunma haktır, meşrudur. TCK’da bile meşru savunma diye bir madde vardır. Bunu yok sayarak kadınların kendilerini korumak için tutuklanmasını kabul etmiyoruz. Ve en önemli savunma gücümüzden örgütlülük olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
 
LEYLA GÜVEN KARARI
 
Bu mekanizmalardan en önemlisi yargı. Cinsiyetçi ve militarist bir yargı ile karşı karşıyayız. Kadınları kendini korurken cezalandıran yargı, özgürlük mücadelesi yürüten kadınları da cezalandırmaya devam ediyor. Bunlardan biri bildiğiniz gibi DTK Eşbaşkanı Leyla Güven arkadaşımız. 2020 yılının sonunda ifadesi dahi alınmadan hukuksuz bir biçimde kadın özgürlük mücadelesi yürüttüğü için, bu topraklara barış gelmesi için mücadele yürüttüğü için 23 yıl cezaya çarptırıldı. Geçenlerde gerekçeli kararı açıklandı. Gerekçeli karardan kısa bir pasaj okumak isterim. Bu gerçekten Türkiye'deki yargının suçu değil, kadın mücadelesini yargıladığının belgesi olarak karşımızda duruyor. İfadeyi aynen okuyorum; ‘Söylemlerinin, insanlığın aynı kök atadan gelme tespiti inkarı içerikli, anlam ve içerik derinliğinden yoksun, sistematik şekilde anasoycu hitap tarzına dayalı olduğu, söylemlerin insanda saldırgan duygular oluşturacak biçimde anlamsız bir nefret yaratan içeriği olduğu…’tespit edilmiş.
 
İDEOLOJİK TESPİT
 
Biz daha önce de iddianamelerde 8 Mart'ın suç kabul edildiğini görmüştük. Daha önce de kadınların 'kadına yönelik şiddet politiktir' söyleminin yargılama konusu yapıldığını TJA operasyonunda görmüştük. Gülistan Doku'nun nerede olduğunun sorulmasının yargılama konusu yapıldığını görmüştük. Ama bu kadar aleni bir biçimde ideolojik bir tespitin yapıldığı bir dosya var karşımızda.  Leyla Güven suç işlediği için cezaevinde değil. Leyla Güven mücadele ettiği için bu tekçi militarist erkek egemen sisteme karşı mücadele ettiği için yargılandı. Benzer bir biçimde Şevin Alaca arkadaşımız Kars Belediye Eşbaşkanımızla ilgili 133 sayfalık bir iddianame hazırlanmış. Bu iddianamenin tümü eşbaşkanlık sistemi üzerine kurgulanmış. Ne eş aşkanlık sistemi ne bu erkek egemen sisteme ve ideolojiye karşı mücadele suç kabul edilemez.
 
 KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ SİSTEM
 
İktidar, yargısıyla, savcısıyla ve polisiyle kadınların mücadelesini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Biz bu zihniyeti aslında tarihte çokça gördük. Orta Çağ’da kadınlar engizisyon mahkemelerinde yargılandılar. Bugünkü 21’inci yüzyıl Türkiye’sinde kadınlar cadı olarak yakılmıyor olabilir ama 21’inci yüzyıl Türkiye’sinde kadınlar erkek egemen sisteme karşı mücadele ettikleri için yargılanıp 23 yıl ceza alıyorlar. Kadın özgürlükçü sistem nefret yaratıyor gibi bir algı yaratıyorlar. Eğer gerçekten kadın özgürlükçü sistem kurulabilse aslında bugün yaşadığımız hiçbir problemi yaşamayacağız. İktidarın yarattığı suni algılara rağmen hakikati çarpıtma çabalarına rağmen bunu örneğini Rojava'da model olarak gördük. HDP belediyelerinde eşbaşkanlık sistemiyle bir model olarak hep beraber gördük.
 
ROJAVA ÖRNEĞİ
 
Rojava modelinden sadece birkaçına baktığınız zaman aslında bu sistemin alternatifi olduğu için hedef alındığını, iktidarın kendi sistemini sarstığı için yargılama konusu olduğunu görebiliriz. Bakın Rojava'da kadınların öncülüğünde özgür ekolojik demokratik bir toplum inşası söz konusu. Burada kadınlara Türkiye'deki gibi kadın üniversiteleri adı altında toplumdan izole bir eğitim sistemi öngörülmüyor. Orada Kadın Akademileri ile kadınların, jineolojide, kadın tarihine birçok alanda kendini geliştirebilmesi için bir sistem var. Yine kadın evleri inşa edildi Rojava'da. Bu merkezlerin temel amacı, kadınlara yönelik her türlü şiddeti sonlandırmak. Rojava'daki kadın öncülüğünde, bugün iktidarın yargılama konusu yaptığı sistem böyle bir sistem. Rojava'da, daha geçen günlerde Kobanê'de, Hüda El Ali ve çocuğunu işkenceyle katleden Hasan Abdi Abbas yargılandığı halk platformunda müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Peki Türkiye'de ne oluyor? ‘3 yıl sonra çıkarım’ gibi söylemlerde bulunuluyor. İşte iktidarın hedef aldığı esasında kadın özgürlükçü sistem bu. Kadın özgürlükçü sistem kendi iktidarlarını sarsıyor. Çünkü kendileri, bu sistem toplum içinde örgütlenirse, kendi alternatifleri olarak kurumsallaşırsa iktidarlarını yürütmeyecekler. Nefret söylemi ile ayakta duramayacaklar.
 
MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
 
En büyük nefret söylemi her gün kadınları hedef gösteren, kadınları tehdit eden iktidarın kendisi gerçekleştiriyor. Açtığınız bütün TV'lerde kadınlar hedef gösteriliyor. Şu anda da özellikle Kürdistan'da bunun altyapısı oluşturulmaya çalışıyor. Evlilik Kursları adı altında kadınlara makul ve makbul kadın olma öğretiliyor. Ama biz bunun karşısında mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Eşbaşkanlık çizgisini de savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Erkek egemenliğine karşı kadın özgürlük mücadelesini yürütmekten de vazgeçmeyeceğiz. Sizin yürüttüğünüz tecrit politikalarına karşı özgürlüğünü savunmaktan da vazgeçmeyeceğiz. Çünkü hakikat olan bu. 5 bin yıldır erkek egemenliğinin ortaya çıkardığı çarpıtma mutlaka son bulacak. Örneğin şu anda Rojava'daki modelin tüm saldırılarınıza rağmen dünyanın tümünde yerleşeceğine inanıyoruz.
 
Biz 2021 yılına girerken Kadın Meclisimizde seri toplantılar gerçekleştirdik. Bütün bu saldırı politikalarına ve yok etme siyasetine karşı alternatif yaşamımızı, geleceğimizi korumak için yeni bir planlama çıkarttık. Biz biliyoruz ki bugün yargının oluşturduğu adaletsiz ortamdan en fazla etkilenen kadınlardır. Tecritten en fazla etkilenen kadınlar, pandeminin oluşturduğu ekonomik krizden en fazla etkilenen kadınlar. Bunun karşısında neler yapabileceğimizi yoğunluklu olarak tartıştık. Önümüzdeki günlerde daha geniş bir planlamayla alanlarda sokaklarda kadın özgürlük mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz. Kadın özgürlük mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz. Buradan her defasında çağrıda bulunuyoruz. Bu mücadele hepimizin mücadelesi. Kazanımlar bütün kadınların kazanımları. Türkiye'deki feminist kadınların, sosyalist kadınların, Kürt kadın hareketinin ve bu kazanımlarımız korumak geleceğimiz inşa etmek için bir arada olmaktan başka şansımız yok. Bu savaş ve erkeklik siyasetine karşı kadın özgürlükçü, ekolojik bir yaşamı hep beraber inşa edebiliriz.”
 

Diğer başlıklar

18/09/2025
23:53 Arap aşiretleri: Öcalan'ın mektubu barış ve kardeşliğin çağrısıdır
23:25 BMGK'de Gazze'de acil ateşkes tasarısını ABD veto etti
22:35 Rusya'da 7.8 büyüklüğünde deprem
22:00 İBB'den Kobanê Davası açıklaması: İstinaftan vazgeçilecektir
21:53 Adnan Çelebi 31 yılın ardından tahliye edildi
21:27 Şam kırsalında 3 kişi öldü
21:24 BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen istifa ediyor
21:10 Özgür Özel: Kent uzlaşısı davası Türkiye için bir utançtır
19:46 32 yılın ardından tahliye olan Esin'e ziyaret
19:40 DEM Parti'li üyeler: Komisyondan çekilmedik, zehirli dile tepki gösterdik
19:17 Mûş İl Özel İdaresi'nden 'meclis üyelerinin taleplerini değerlendirmeyin' talimatı
18:52 Kobane Davası’ındaki beraat kararına itiraz: Et ve Süt Kurumu bin 500 liranın peşinde
18:38 Kadınlardan İmralı'ya mektup
18:34 MKG, Wan'da şube açtı
18:10 Barış Anneleri: Sürecin gereklilikleri yerine getirilmeli
18:07 Çanakkale'de orman yangını
18:03 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Kent uzlaşısı suç değildir
17:45 Cizîr'de bir caddeye Sırrı Süreyya Önder ismi verildi
17:40 ‘Kent Uzlaşısı’ davası sonrası açıklama
17:16 DEM Parti, Çanakkale’de kadınlarla süreci konuştu
17:11 Kent Uzlaşısı davasında sadece bir tahliye çıktı
17:08 Komisyonun 11’inci toplantısı sona erdi: Koruculuk sistemi son bulmalı
16:58 Birçok kentte ‘Barış için imza’ kampanyası
16:48 Abdulbaki Esen’in taziyesine kitlesel ziyaret
16:33 Türkdoğan: Komite kararı beklentinin altında, ama Öcalan'ın siyasi kabulüdür
16:28 Komisyon'da Öcalan’a teşekkür ve hukuki güvence vurgusu
16:25 İsrail’in Gazze saldırıları sürüyor: 79 kişi katledildi
16:17 Asrın Hukuk Bürosu: Meclis acilen ‘umut hakkı’ kararını gündemine alarak yasallaştırmalı
16:12 Mêrdîn’de doktora saldırı protesto edildi
16:03 Fransa’da 100 binler alanlarda
16:02 Öcalan’ın mesajını alan Eyn İsalı kanaat önderleri: QSD’nin yanındayız
15:22 RTÜK'ten dijital platformlara ceza
15:16 Eren Keskin: Komite’nin verdiği süre çok uzun
15:01 Kurum temsilcilerinden AK Bakanlar Komitesi yorumu: Komisyon hızlı ve etkili adım atmalı
14:48 ABD, Suriye üzerine çalışan bazı diplomatlarını görevden aldı
14:43 Hizbullahçı dernekten komisyonda provokasyon: DEM Parti salonu terk etti
14:34 Komisyonun 11'inci toplantısı: Kürtlerin barış arayışı sadece silahların susması değildir
13:53 15 il için 'sarı kod' uyarısı
13:52 19 gazetecinin davası: 10 tanık dinlenmeyecek, yurt dışı yasağı kaldırılmadı
13:29 KESK’ten OVP ile dayatılan kölelik koşullarına karşı mücadele çağrısı
13:27 Bedirhanoğlu'ndan komisyona: Yerinden yönetim talep ediyorum
13:17 31 yılın ardından tahliye edildi
12:38 Barış Anneleri'nden konferans hazırlığı
11:56 Amed'deki 'umut hakkı' yürüyüşünde öne çıkan talepler
11:47 AK, Türkiye'yi Demirtaş'ı serbest bırakmaya çağırdı
11:19 Meclis komisyonunun 11’inci toplantısı başladı
11:01 AK'den 'umut hakkı' kararı: Türkiye’ye süre verdi, komisyona işaret etti
10:16 İddia: Müdür karanlık geçmişini perdelemek için tahliyeleri erteliyor
10:12 ‘Rant’ projeleri reddedilince DEM Parti’yi karaladılar
09:59 İşte Türkiye’nin 'statüsüz Kürt' diplomasi trafiğinin detayları
09:51 Wan’daki kayyımdan kışkırtıcı adım
09:35 Wan'dan haykırdılar: Öcalan'ın özgürlüğü Kürtlerin özgürlüğüdür
09:10 Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri açıklandı
09:05 Rapor: Depremzedelerin koşulları değişmedi, sağlık sorunları arttı
09:03 Gimgim’da bal hasadı: Bu sene verim de kalite de düşük
09:02 Sağlıkta şiddetin boyutu: 13 yılda 123 bin başvuru
09:00 ‘Kadınların dahil olduğu bir çözüm süreci birlikte yaşamı temin edebilir’
09:00 18 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
17/09/2025
23:27 Şara ile Kalın görüşmesinde anlaşmazlık
23:15 Hunergeha Welat'tan 'Vê carê rast e' klibi
22:57 Keskin Bayındır: Kanunlar artık 'Öcalan özgür olmalı' diyor, uygulayın
21:27 Fed’den yılın ilk faiz indirimi
21:18 Komisyonun 10'uncu toplantısı sona erdi: Etkili adımlar atılsın
21:08 Amed'de sağlıklı yaşam için bisiklet turu
20:44 Mersin'de polisin 2 saatlik ablukasını aşan kitle yürüdü
20:28 ‘Barış istiyoruz’ kampanyasına yoğun ilgi
19:50 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Umut hakkı demokratik entegrasyon için önemli anahtardır
19:14 İsviçre'den seslendiler: Umut hakkı tanınsın, barış yolu açılsın
19:04 KHK eylemi 338'inci haftasında
18:55 Wan’da binler Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için yürüdü
18:33 Akademisyenler Meclis komisyonunda: Anayasa barışa dönük bir dille yeniden kaleme alınabilir
17:47 Gazze'de katledilenlerin sayısı 65 bini geçti
17:40 Amed yürüyüşünde Abdullah Öcalan’ın dev posteri açıldı
17:02 MİT Başkanı Şara ile görüşecek
16:45 Bayrampaşa Belediye Başkanı görevden alındı
16:44 Cemaatteki tecavüz davasında karar bozuldu, cezalar arttırıldı
16:40 Çadır eylemindeki işçilerden yeni kararlar
16:35 Geçici hükümet Nepal’de ulusal yas ilan etti
16:20 Tahliyeye kurul engeli
15:39 Kuzey ve Doğu Suriye halkları, Öcalan’ın özgürlüğü için eylemde
15:35 Wan'da yürüyüşe son çağrı
15:04 3 yılda İran 2 bin 910 kişiyi idam etti
14:52 Meclis Başkanı Kurtulmuş: Elimizi çabuk tutmalıyız
14:43 Sanatçılardan ‘Barışı toplumsallaştırmak’ buluşması
14:42 30 yıllık tutsağın, kardeşinin cenazesine katılma talebine ret
14:40 Êlih'te aynı aileden 4 kişinin katledilmesi protesto edildi
14:22 ‘Kent uzlaşısı’ davasına çağrı
14:13 Komisyonun 10’uncu toplantısı başladı
14:06 İnsan hakları örgütlerinden Zeyneb Celaliyan’ın tedavi hakkı için çağrı
13:38 Abdullah Öcalan: Hukuksal çözüm aşamasına gelindi
13:02 ‘Komisyon Öcalan ile görüşmeli, yasal düzenlemeler konuşulmalı'
12:34 Zeyneb Celaliyan'dan mektup: Zulme sessiz kalmayın
12:18 Kayyımın kapattığı Alo Şiddet Hattı yeniden hizmete sunuldu
11:59 AYM kararı hiçe sayılıyor: 'Sanal devriye'den 25 hesaba erişim engeli
11:42 Mêrdîn'de doktor saldırıya uğradı
11:30 Z.Ş.'yi öldürmeye teşebbüs eden sanığın duruşması ertelendi
11:29 Kazanhan'ın annesinden mahkemeye: Katili siz mi saklıyorsunuz?
11:28 DBP'den hükümete 'umut hakkı' çağrısı: Kararlar uygulanmalı
11:02 İranlı Prof. Dabashi: Bilge Öcalan’ın çağrısı bölgede kalıcı bir etki yaratacak
10:52 Köyceğiz Belediyesi Başkan Yardımcısı Örnek gözaltına alındı
10:34 Muğla'da orman yangını
10:11 'Kent Uzlaşısı' davası: Kürtlerin seçme ve seçilme hakkına saldırıdır
10:08 Arap aşiretleri öncüleri: Öcalan’ın mesajı halkların kardeşliğini güçlendiriyor
10:00 Amed ve Mêrdîn'de Musa Anter anması yapılacak
09:38 ‘Komisyon anadilde eğitimin önündeki bariyerleri kaldırmalı’
09:21 Öcalan Avrupa'ya gidişleri eleştirdi: Gençlere bilinçli bir göçertme politikası uygulanıyor
09:19 Türkiye Suriye'de ateşle oynuyor
09:18 Prof. Kariane Westrheim: Konsey ‘umut hakkı’na dair Türkiye’yi harekete geçirmeli
09:17 HDK’li Çakmak: Temel hedefimiz barışın toplumsallaşması
09:17 Katliam ihalesi: Av kotası arz talep doğrultusunda belirleniyor
09:12 Görme engelli dengbêjlerin dünyası: Xewnên Tarî
09:11 Av. Tekin: Komite 'umut hakkı' için Türkiye'ye baskı kurmalı
09:09 Şerzan Kurt’un babası: Süreçten umutluyuz, eşitlik istiyoruz
09:07 Amed-Wan arasında yaklaşık 1 yıldır adalet arıyor: Rojin’e ne oldu?
09:04 Tutsak yakınlarının süreç beklentisi: Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü
09:01 Üniversite kütüphanesi valiliğe tahsis edildi: Eğitimciler tepkili
09:00 ATK’den yüzde 94 engelli tutsağa: DAİŞ’e karşı neden savaştın?
09:00 17 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
16/09/2025
23:27 Bayrampaşa Belediyesi Başkanı dahil 20 kişi tutuklandı
23:05 DEM Parti'li Çandar: Demirtaş ve Mızraklı serbest bırakılmalı
22:13 İngiliz sendikalarından Avrupa Konseyi’ne Abdullah Öcalan çağrısı
22:07 KESK'ten yarı zamanlı çalışma yönetmeliğine dava
21:06 Kalkan: Çözüm Önder Apo’nun özgürlüğüyle gelişir
20:54 Mersin ve Amed’de ilçe ilçe ‘umut hakkı’ yürüyüşüne çağrı
20:36 DEM Partili belediye eşbaşkanlarından kadın buluşması
19:44 İran rejimi 16 günde 126 insanı idam etti
19:41 Direnişteki işçilerden destek çağrısı
19:20 UN Women raporu: Dünya kadın haklarında alarm veriyor
19:15 Kayyım atanan belediye eşbaşkanlarından ‘Barış için imza standı’na ziyaret
19:10 Adana’dan Akbelen’e destek: 7554 sayılı yasa iptal edilmeli
18:14 Kadınlar Jîna Emînî için alanlarda: Jin jiyan azadî
17:32 Trump'tan Hamas'a: Tüm rehineleri hemen serbest bırakın
17:23 Wan’nın tüm ilçelerinde 'umut hakkı' yürüyüşüne çağrı
16:54 İran Konsolosluğu önünde Jîna Emînî anması: Özgür yaşamı inşa edeceğiz
16:53 BES'ten TİS kararlarına karşı imza kampanyası
16:42 'Öcalan'ın özgürlüğü toplumun özgürlüğüdür'
16:18 HDK soruşturmasında beraat ve ‘kovuşturmanın durması’ kararı
16:10 Mezopotamya Su Forumu Amed'de gerçekleştirilecek
15:26 ‘Özgürlük felsefesi dünyaya yayıldı’
15:20 Yandaş medyanın Pınar Aydınlar manipülasyonu
15:18 Tevriz Dora davası 10 Şubat’ta ertelendi
15:04 Kadın derneklerinden AK’ye ‘umut hakkı’ mektubu
15:00 Türkiye futbolunda ilk: Formada Kürtçe slogan yer aldı
14:18 Wan'da yürüyüşe çağrı: Öcalan'ın özgürlüğü sağlanmalı
14:10 Gazi Yaşargil'de sağlıkçılara dönük şiddet protesto edildi
14:07 Sûrfest programı belli oldu
13:49 Seqiz'da 'Jîna Emînî' grevi
13:39 Erdoğan: Süreç ivme kazanıyor
13:29 ÖHD'den Meclis'e çağrı: Kürtçeyi resmi statüye kavuşturun
13:25 Tutsaklara kitap engeli: Kurum güvenliğini bozabilir