İZMİR – Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini anlatan Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi İzmir Sözcüsü Selma Altan, Kürtçe’nin yeniden “bilinmeyen bir dil” olarak kayıtlara geçtiğini söyledi.
Türkiye cezaevlerinde 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte artan hak ihlallerini Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi İzmir Sözcüsü Selma Altan anlattı. OHAL sürerken yapılan şaibeli 16 Nisan Anayasa Referandumu’nda “Evet” çıkmasının ardından cezaevlerindeki hak ihlallerinin arttığını belirten Altan, Adalet Bakanlığı’nın da yeni cezaevlerinin inşasına başladığını kaydetti.
Yeni cezaevleri ile birlikte cezaevlerinde sevklerin işkence amaçlı kullanılmasının yaygınlaştırıldığını belirten Altan, çıplak aramanın rutin bir hale getirildiğini söyledi. Geceleri arama bahanesi ile koğuşların basıldığını belirten Altan, “Tutuklular küfür ve hakaret eşliğinde darp edilmektedir. Koğuşlara yerleştirilen kameralarla 24 saat izleme yapılırken, Manisa T Tipi gibi bazı cezaevlerinde avukat odalarına dahi kamera yerleştirilmiştir” diye konuştu.
‘YERLERDE YATMAK ZORUNDALAR’
Ege Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde yoğun tutuklu sirkülasyonunun yaşandığını belirten Altan, artan tutuklu sayısı ile birlikte koğuşların kapasitelerinin iki katın üstüne çıktığını belirtti. Cezaevlerinde tutuklulara yönelik “tecrit” uygulamasının yoğun bir şekilde hayata geçirildiğini belirten Altan, darp ve işkencenin gündemden düşmediğini aktardı. Koğuşlarda tutulan tutukluların diğer koğuşlarda kalanları görmesinin engellendiğini ifade eden Altan, “Ayakta sayım dayatılmakta, havalandırmaların kapatılması nedeniyle havasızlık sorunu yaşanmakta, tutsaklar yerlerde yatmak zorunda kalmaktadır. Sosyal alanlar kısıtlanmış, kütüphanelerden faydalanmaları kısıtlanmış, kitap, gazete, dergi kısıtlaması getirilmiş, eğitim hakkı cezaevi kurumunun insafına bırakılmıştır” dedi.
KÜRTÇE YİNE ‘BİLİNMEYEN BİR DİL’
Yine cezaevlerinde son günlerde temel gündemin “Tek tip elbise dayatması” olduğunu dile getiren Altan, tutukluların tartışmalarının başını “Tek tip elbise dayatması çekmektedir” dedi. Artan hak ihlallerinin Kürtçe yasağı ile devam ettiğini belirten Altan, “Kürtçe yazılan mektuplara el konulmakta, Kürtçe müzik dinlemek ve şarkı söylemek yasaklanmakta, ceza gerekçesi yapılmaktadır. Yine Kürtçe cezaevlerinde bir dönem olduğu gibi ‘bilinmeyen bir dil’ olarak kayda geçirilmektedir” diye konuştu.
‘HASTALAR REVİRDEN DAHİ YARARLANAMAMAKTA’
Cezaevlerinde hasta tutukluların sayısının da bin 25’e ulaştığını söyleyen Altan, “Menemen R Tipi’nde tutulan Ergin Aktaş, iki eli olmamasına rağmen halen hücrededir. Yine benzer şekilde tekerlekli sandalyede 3 aydır fizik tedavi görmeyi bekleyen Ahmet Hami sevk beklemektedir. Bunun gibi onlarca hasta tutsağın en temel hakları ellerinden alınmakta, tutuklular cezaevi revirinden dahi yararlanamamaktadır” diye konuştu.
Tutukluların tüm uygulamalara karşı mücadele ettiğini ve bedenlerini ortaya koyduğunu belirten Altan, kamuoyunun duyarlılığı ile uygulamalara son verilebileceğini söyledi.