HABER MERKEZİ - Lazkiye ve Tartus'ta Arap Alevilerine dönük katliamlara dikkat çeken KCDK-E, Suriye’deki Alevi halkıyla dayanışmaya çağrısında bulundu.
KCDK-E, Suriye’de Arap Alevi halka yönelik saldırıları kınayan bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Lazkiye ve Tartus’ta Alevilere yönelik gerçekleştirilen saldırıların tekçi ve dışlayıcı anlayışın acı sonuçları olduğuna dikkat çekilerek, Ortadoğu ve Suriye’de halklar arası barışın ancak demokratik değerler temelinde ortaklaşmayla mümkün olacağı vurgulandı.
KCDK-E, 2025 yılının savaşlar, kaos ve ekonomik krizlerle geçtiğini hatırlatarak, dünyanın birçok bölgesinde ırkçı ve sağcı iktidarların, diktatörlüklerin doğayı ve yaşamı çekilmez hale getirdiğini belirtti. Ortadoğu’nun ise hala savaşın, kanın, gözyaşının, açlık ve yoksulluğun hüküm sürdüğü bir coğrafya olmaya devam ettiği ifade edildi. Açıklamada, uluslararası güçlerin farklı gerekçelerle Ortadoğu’ya müdahalelerinin bölgedeki krizleri derinleştirdiği kaydedildi.
Yeraltı ve yerüstü zenginlikler, su kaynakları ve enerji hatlarının önümüzdeki süreçlerde de savaşların temel gerekçeleri olmayı sürdüreceği belirtilen açıklamada, halklar arası çatışmaların ve gerici güçlerin sahaya sürdüğü çete yapılanmalarının özgürlükçü, demokratik bir yaşamın önündeki en büyük engeller olduğu vurgulandı.
Suriye’nin çok etnisiteli ve çok inançlı yapısına dikkat çekilen açıklamada, Dürziler, Aleviler, Kürtler, Araplar, Hristiyanlar ve Müslümanların bir arada, eşit ve özgür yaşam arzusunda olduğu ifade edildi. Bu farklılıkların yaşamı zenginleştiren bir temel olduğunun altı çizildi.
KCDK-E açıklamasında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın formüle ettiği, kadın özgürlüğüyle güçlenen ve halkların barış içinde demokratik değerlerle bütünleştiği yaşam modelinin tek çözüm olduğu vurgulandı. Bu perspektifte ısrar edilmemesi halinde mezhepçilik, milliyetçilik ve halklar arası düşmanlığın hem tarihsel hem de güncel olarak ağır sonuçlar doğuracağı uyarısı yapıldı.
Ortadoğu’nun DAİŞ gerçeğini derinden yaşadığı hatırlatılan açıklamada, kadın, doğa, tarih ve insanlık düşmanı bu yapıların onlarca katliam gerçekleştirdiği ve saldırıların hâlâ sürdüğü belirtildi. Dürzilere yönelik katliamlar, Alevilere karşı sistematik saldırılar ile Hristiyanlar ve diğer inanç gruplarına dönük insanlık dışı uygulamaların devam ettiği kaydedildi.
Açıklamada, dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu katliamlara karşı uluslararası kamuoyunun sessizliğine tepki gösterilerek, geçmişte DAİŞ’le birlikte hareket eden HTŞ’nin bugün de bu zulmü sürdürdüğü ve benzer saldırıları tolere ettiği ifade edildi. Türk devletinin ise kadın özgürlükçü, demokratik bir yaşam yerine bu yapılarla yakın ilişki kurmasının “iki yüzlü bir tutum” olduğu belirtildi.
Açıklama, Kürtlerin, Arapların, Alevilerin ve tüm inanç gruplarının birlikte kendini yönetebileceği Barış ve Demokratik Toplum modelinin sorunları kalıcı biçimde çözeceği vurgulanarak yeni yılın dünya halkları için barış ve özgürlüğe vesile olması dilendi.
