HDK Ankara İl Yürütmesi krize karşı eylem planlamasını açıkladı

img

ANKARA – HDK Ankara İl Yürütmesi 10’uncu Genel Kurul’a kadar ekonomik krize karşı kentte yapacakları eylem planlamasını açıkladı. Yürütecekleri kriz karşıtı faaliyetlerin temel hedefinde toplumsal örgütlenme ile alternatif yeni yaşam olduğuna dikkat çekildi.

 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu’nun 26 Eylül’de İstanbul’da yaptığı toplantı sonrasında ekonomik krize dair başlattığı kampanyanın startı Ankara’da verildi. HDK Ankara İl Yürütmesi’nin, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında konuşan HDK Ankara İl Eş Sözcüsü Fatma Kılıçarslan, “Hareket noktası ekonomik kriz olan kampanyamızda emek, doğa, kadınlar açısından krizin toplumsal hayata, kültür, sağlık, eğitim alanlarına yansıyan tüm boyutları ele alınacak” dedi.
 
Ülkede yaşanan ekonomik krizin, kapitalizmin yapısal krizi kadar, rant ve talana dayalı iktidar politikaları, yolsuzluk ve kamu kaynaklarının toplumsal yarar için kullanılmak yerine yandaşlara peşkeş çekilmesinden kaynaklandığını vurgulayan Kılıçarslan, “İktisadi kriz, güncel olarak toplumda yerel seçimlerin etkisi ve belediyelerde yaşanan yolsuzlukların teşhirine başlanması ile birlikte israf kaynaklı olarak görünmeye başlamıştır; Oysa unutmamalıyız ki krizin asıl sebebi kapitalist sistemin kendisidir” diye belirtti.
 
‘YENİ YAŞAM’ İÇİN ÖRGÜTLENME
 
Yürütecekleri kriz karşıtı faaliyetlerin temel hedefinde toplumsal örgütlenme ile alternatif yeni yaşam olduğunun altını çizen Kılıçarslan, “Özlemini duyduğumuz kapitalist-üretim tüketim ilişkilerini aşan, insan, doğa ve toplumu merkezine alan kadın özgürlükçü yaşamı gerçekleştirinceye kadar yürüteceğimiz her faaliyet aynı zamanda zihniyet dönüşümü ve anda devrim hedefiyle, devrimci toplumsal dönüşüm perspektifiyle olmalıdır. Faaliyetlerimizle toplumun en geniş kesimlerine ulaşmak ve onları talebin sahibi yapmak için toplumun büyük çoğunluğunu ilgilendiren temel talepleri öne çıkararak kısa ve orta vadede kazanımla sonuçlanmasını sağlayacak bir mücadele hattına ihtiyaç vardır” dedi.
 
Kampanyanın 10’uncu Genel Kurul’a dek süreceğini kaydeden Kılıçarslan, programın detaylarına dair şu bilgileri verdi: “15 Ekim 2019 tarihine kadar paneller, seminerler, halk toplantıları, küçük atölyeler, bildiri dağıtma ve benzer etkinlikler düzenleyeceğiz. Mahallelerde, sokakta, işlikler ve benzeri yerlerde krizden kaynaklı yaşanan sorunları dile getirerek sorunu yaşayanların dâhil olduğu örgütlenmeler yaratmaya çalışacağız,
 
* 15 Ekim 2019 - 31 Ekim 2019 arasında, emek demokrasi güçleri ve çeşitli toplumsal kesimlerin katılımıyla çeşitli bölgelerde kitlesel basın açıklamaları yapacağız,
 
* Kasım ayı içerisinde sokaklarda, mahallerde, fabrikalarda ve benzeri yerlerde yapılan çalışmalar ile sağlanan örgütlülüğünün daha etkin olması ve görünür kılınması için var olan tüm örgütlü yapılar ve toplumsal kesimlerle birlikte kriz eksenli bir mitingde bir araya gelmeye çalışacağız,
 
* Aralık ayında merkezimizin geniş toplumsal kesimleri de içine katarak organize etmeyi hedeflediği ‘halk için bütçe’ temalı mitinge Ankara’dan mümkün olan en geniş katılımı sağlayacağız.”
 
Kılıçarslan son olarak, temel taleplerini şöyle sıraladı:
 
“* Temel ihtiyaç düzeyinin altında kalan hane başına su, elektrik ve doğalgaz tüketiminden ücret alınmasın. Bu düzeyin üstündeki tüketim kademelendirilerek ücretlendirilsin. Temel gıda maddelerinden KDV kaldırılsın.
 
* Haftalık çalışma süresi, ücretler düşürülmeden 35 saate düşürülsün. Asgari ücret, işçinin ve ailesinin gereksinimlerinin karşılanması ilkesi gözetilerek belirlensin ve vergi dışı bırakılsın. En düşük emekli maaşı da bu kritere göre belirlensin.
 
* İşçi ve memurların ücretleri net olarak ödensin. İşten çıkarmalar yasaklansın. İşsizlik sigortasından yararlanma kolaylaştırılsın, ödemeler artırılsın.
 
* Herkesten geliri ve servetiyle orantılı vergi alınsın. Emeklilik yaşı kademeli olarak düşürülsün, emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetleri giderilsin ve emekli maaşları insanca yaşanabilir bir düzeye yükseltilsin.
 
* İş güvencesinin kapsamı genişletilsin, esnek ve güvencesiz çalışmayı kolaylaştıran uygulamalara son verilsin.
 
* Kamu kaynaklarının, şirketlerin borçlarının üstlenmesinin önüne geçilsin, krizin faturası emekçilerin sırtına yüklenmesin.
 
* Kamuda yapılan işe alımlarda sözlü uygulama, açıktan atama gibi torpil uygulamalarına son verilsin. Her türlü kadro için işin niteliğine göre liyakat esaslarının belirlendiği, haksızlığa asla yer vermeyecek merkezi sınav sistemi getirilsin.
 
* Çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet eşitliği hayata geçirilsin, kadınların karşılaştığı ayrımcı tüm uygulamalar kaldırılsın. Tarım alanı başta olmak üzere aynı işi yapan kadın ve erkeklere eşit ücret verilsin, farklı ücret ödenmemesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılsın.
 
* Sağlık hizmetlerinde her türlü katkı, katılım payı ve ilave ücret alımına derhal son verilsin.
 
* Eğitim alanında özelleştirmelerden vazgeçilsin. Demokratik, laik, bilimsel ve anadilinde eğitim sistemi için ilgili tüm taraflarla bir araya gelinerek çalışma başlatılsın.
 
* Garantörlük verilerek yaptırılan köprü, otoyol, havaalanı, hastane gibi tüm kuruluşlar kamulaştırılsın. Yapılacak tesislerde her türlü ekonomik faaliyette doğaya ve yaşama zarar verilmesinin önlenmesi için, ilgili STK'lar ve meslek örgütlerinin raporları alınarak ruhsatlandırma ya da faaliyetlerine izin verilsin.
 
* Tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlılık kaldırılsın. Üreticiler desteklensin.
 
* OHAL'in etkileri tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılsın. Öncelikle işten çıkarılanlar derhal görevlerine başlatılsın, tüm kayıplar tazmin edilsin. Düşünceyi ifade etme ve örgütlenme önündeki tüm engeller kaldırılsın.
 
* İçerde ve dışarıda savaş politikalarından vazgeçilsin. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü için taraflarla müzakere süreci başlasın. Suriye ve Irak başta olmak üzere yurtdışındaki tüm silahlı güçler ülkeye dönsün. Komşu ülkelerle ve halklarıyla müzakereye dayalı dostane ilişkiler geliştirilsin. Savaş politikaları için bütçeden ayrılan paylar toplumun krizden etkilenmemesi için harcansın.
 
* Sığınmacı ve göçmenlerin, özellikle Suriye'de Türkiye’nin de müdahaleleriyle tırmanan savaştan dolayı ülkemize göç eden milyonlarca insanın kabul edilemez koşullarda yaşamasına,  bedava ya da boğaz tokluğuna, güvencesiz ve kayıtdışı çalıştırılmasına son verecek düzenlemeler yapılsın. İlk olarak,
Türkiye Cumhuriyeti BM Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi sınırlama şerhini kaldırmalı, tüm sığınmacılara derhal mülteci statüsü tanımalıdır."