Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018’de başlattığı ve 200 gün süren süresiz dönüşümsüz açlık grevleri ile ölüm orucu eylemleri sonucunda 2 Mayıs’ta İmralı Adası’nda Öcalan’la avukatları arasında görüşmeler başladı. Öcalan, avukatlarıyla yaptığı ilk görüşmede yanında bulunan diğer 3 tutuklunun da imzasının yer aldığı 7 maddelik bir deklarasyon açıkladı. Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-T) Genel Başkanı Mehmet Emin Kardaş, Öcalan’ın 7 maddelik deklarasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

‘TÜRKİYE SAVAŞ POLİTİKASINDAN VAZGEÇMELİ’ 

 

Kardaş, Öcalan’ın 1993’dan bugüne aynı duruşu sergilediğini, savaşın bitmesi gerektiğini, barış ve demokrasinin gerekliliğine dikkat çekti. Öcalan’ın 6 Mayıs’ta açıkladığı 7 maddelik metindeki “Demokratik barış” ve “Toplumsal uzlaşı” ifadelerini hatırlatan Kardaş, devletin savaş politikalarının Kürtlerin kültürüne, diline ve varlığına yönelik olduğunu söyledi. Kardaş, Türkiye’nin savaş politikalarından vazgeçip, barış ve demokrasi zeminini oluşturması gerektiğinin altını çizdi.

 

‘KÜRTLERİN DEVLETE KARŞI GÜVENİ KALMADI’

 

Öcalan’ın mesajlarının karşılıksız kaldığını ve bu nedenle Kürtlerin devlete karşı güveninin kalmadığını dile getiren Kardaş, “Tecrübeler var. Oslo ve Habur sürecinden, Dolmabahçe Mutabakatı’na kadar birçok sürece tanıklık ettik. Ancak sonuç alınmadı. 2013 Newroz’u başta olmak üzere birçok Newroz’da Öcalan’ın mesajları okundu, barış çağrıları yapıldı. Kürtlerin güveni kırıldı. Başka devletlerin garantör olarak devreye girmesi durumunda bir şeyler olabilir” dedi. 

 

‘GARANTÖR DEVLETLER OLMAZSA OLMAZ’

 

Devlet ile Öcalan arasında sürdürülen Diyalog Süreci’nin sonlandırılması ardından Kürt halkında büyük kırgınlıkların yaşandığını dile getiren Kardaş, “Türkler ve Kürtler arasında kırgınlıklar yaşandı. Türkler de, Kürtler gibi güven ve kırgınlık yaşıyor. Türklerin de devlete karşı güveni kalmadı. Garantör devletler olmazsa olmaz” diye konuştu. 

 

‘SORUN PKK DEĞİL, ONLARIN KENDİSİDİR’

 

“Türkiye isterse barış olabilir” diyen Kardaş, “Türkiye Cumhuriyeti devleti isterse, savaşı durdurabilir, silahları susturabilir. Ancak devlet istemiyor. Asıl muhatap Kürtler ancak Kürtlerle tek bir adım atmıyor. Silahlı güçler dağda ancak siyasi partiler var. Devlet Kürtleri temsil eden partilerle oturdu mu? ‘Birlikte ne yapabiliriz?’ diye sordu mu? Hayır. Sorun Öcalan veya PKK değil, sorun onların kendisidir” diye belirtti. 

 

‘CUMHUR İTTİFAKI SÜRDÜKÇE BARIŞ PLAN YAPILAMAZ’

 

Ülkede çözümün sağlanabilmesi için AKP-MHP ittifakının sonlanması gerektiğini ifade eden Kardaş, şunları söyledi: “AKP’nin, MHP’yle ittifak yapmasıyla her şey değişti. Bu iki parti birlikte hareket ettikçe mevcut süreç devam eder. Cumhur İttifakı, eski Milliyetçi Cephe Hükümeti’yle aynıdır. Kendi varlıkları üzerine beka sorunu olduğunu söyleyerek, Kürt karşıtı ittifak sağladılar. Dolayısıyla iki partinin ittifakı sürdükçe, barışa dayalı bir plan ve program yapılamaz.” 

 

MA / Özgür Paksoy - Mehmet Şah Oruç