Temelli: Halkın iktidarlarını yerellerden var edeceğiz

img

MUŞ - Halk buluşmasında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Sadece seçilmişlerle değil tüm halkımızla beraber bu kentleri biz yöneteceğiz. Halkın iktidarını yerellerden hep beraber sizlerle var edeceğiz” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Muş il binasında halkla bir araya geldi. Bekir Kaya’nın duruşmasına katıldığını hatırlatan Temelli,  akla hayale sığmayacak, iler tutar tarafı olmayan iddianamelerle arkadaşlarının tutuklu olduğunu söyledi.

Temelli, “Bu duruşmaların hepsi aslında Türkiye’de adaletsizliğin ne boyuta geldiğinin göstergesi. Akla hayale sığmayacak, hiçbir karşılığı olmayan iddianamelerle arkadaşlarımız tutsak. Yüzlerce binler arkadaşımız salt demokrasi ve barış mücadelesi verdiği için, bu ülkeye barış gelsin diye bu yükün altına girdiği için bugün hepsi cezaevinde tutsak. Onlar özgür kalana kadar mücadelemize devam edeceğiz, 7/24 çalışacağız. Yargının nasıl bir vesayet altında olduğunu, bugün görmüş oluyoruz. İktidarın saldırısı altındayız. Neden saldırıyor, tahammül edemiyor çünkü. HDP demokratik siyasetin sesidir. Toplumsal muhalefetin öncüsüdür. Demokrasi gelecekse toplumsal muhalefetin öncülüğünde gelir. Bu nedenle HDP’ye saldırmaya devam ediyor. Kimi saldırılar, haksız hukuksuz tutuklamalar, kimileri kayyum atmaları kimiler ise partimizi suçlamakla oluyor. Yegane varlık nedeni bu şiddet, savaş, düşmanlık ve nefret söylemidir. Bunun üzerine saray inşa etti, oturuyor. Bu temelsiz inşa çökecektir. Bu toplumun doğasına, tarihine gelenek ve göreneklerine aykırıdır. Bu topraklarda bu tekçi anlayışın yükseleceği bir bina yoktur. Geçmişte olduğu gibi bunlarda çok yakında çöküp gidecektir. Bu coğrafya kadim halkların binlerce yıllık kültürü, aklı, siyasi iradesi ile beslenmiştir. Bu iradenin üstüne hiçbir tekçi anlayış oturamaz, oturamayacakta. Halkları karşı karşıya getirmek ve aslında bu ülkeyi bölmektir, parçalamaktır. Bu ülke çok kültürlü, çoğulcudur. Bu çoğulculuğun nasıl yönetilmesi gerektiğine dair iradeyi ortaya koyduk. HDP böyle bir siyasi irade üzerinden yükseldi. Bu siyasi irade demokratik toplum, ulustur,  bu irade hepimizin vatanında demokratik cumhuriyeti var etmektir. Bu siyasi iradeyi kabul etmeyen tekçi anlayış her şeyi suça çeviriyor. Bekir Kaya duruşmasında da buna yine tanıklık ettik. Bekir Kaya Van olmuştur. Van depremle yerle bir olduğunda Kaya o acıları sarmak için tüm halkla beraber olmuş. Van için yoksullukla mücadele başlatmıştır. Bekir Kaya çocuklar ve gençler için yaşam merkezleri açmıştır. Tüm bunlar iddianamesinde suç olarak gösteriliyor. Bu suçlardan dolayı da tutsak ve cezalı. Aklın yittiği yer budur.  Biz inanıyoruz ki iyilik mutlaka ama mutlaka kazanacaktır. Demokrasiye tahammül edemeyenler bu iyiliğe de tahammül edemiyor. Bu kötülükten hep birlikte en kısa zamanda kurtulacağız” dedi.

‘ÜLKEYİ YANGIN YERİNE ÇEVİRİYORLAR’

Muş Ovası’nın sadece Muş’u değil tüm ülkeyi besleyebileceğini söyleyen Temelli, “Eğer bu ortak zenginliği hepimizin yararına kullanmak istiyorsanız.  Bunu hakça adaletçe bölüştürtmek istiyorsanız. Bu tarım politikalarını geliştirirsiniz. Ülkeyi tarımda ithalat yerine getirmezsiniz. Bu ova Türkiye’ye de Ortadoğu’ya da dünyaya da yeter. Bu zihniyetin böyle bir hesabı yok. Bu zihniyet Muş’u da yangın yerine çevirir. Türkiye’yi de, Ortadoğu’yu da yangın yerine çevirir.  İşte yüzden hakikatin sesini susturmaya çalışıyorlar. Asla susmayacağız ve asla da bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Muş’ta işsizlik ve yolsuzluğun diz boyu olduğunu söyleyen Temelli, her türlü iktisadi, toplumsal ve siyasi anlamda kriz olduğunu söyledi. Bu krizin bir tek Muş’ta olmadığını söyleyen Temelli, “Van’a Muş’a, Mardin’e, Hakakri’ye gittiğimizde bunun nasıl katmerli arttığını görüyoruz. Bu iktidar Kürt sorunu yoktur” diyor. Bu çözümsüzlük üzerinden yol alıyor. Bu sorun çözülmediği sürece bu ülkeye demokrasi ve barış gelmez. Ortadoğu’ya da barış gelmez. İdlib’le ilgili gelişmelere bağlı olarak insanların aklını karıştırmaya devam ediyorlar.   Hani 15 Ekim’e kadar silahtan alındırılmış bölge vardı. Hani silahlı gruplar 15 Ekim’e kadar bölgeyi terk edecekti. Şimdi açıklanıyor ki ek süre vermişler. Daha çok ek süre verirler. Bu silahlı grupların ÖSO’da olduğu gibi, Afrin’de yaşadığımız gibi bu silahlı gruplarla yapılan anlaşmaların hiçbir yararı ne Suriye halkına ne de Türkiye halklarına vardır. Çünkü bu gruplar çetedir. Bu silahlı grupların orada olma nedeni tamda vekâlet savaşları dediğimiz şeyin yansımasıdır. Bir ülkeyi savaş cehennemine çeviren bu anlayıştan kurtulmanın yolu tüm dış güçlerin Suriye’den çekilmesine bağlıdır. Eğer dış güçler sahadan çekilirse bugün ki Suriye yönetimi ve Suriye halkları mutlaka bir çözüm bulurlar. Ama dış güçlerin böyle bir derdi yok. Dönmüşler yok Fırat’ın doğusu, yok batısı, Minbiç’te ne olacak Minbiç’te devriye gezilecek mi gezilmeyecek mi? Suriye’nin sorunu bu mu. Bırakın Suriye halkları Suriye’nin geleceğine karar versin. Siz bu sınırlar içinde Türkiye’de yaşayan halkların sorunlarını çözmek için kafa yorun. Gelin bu ülkenin de ortasına masa kurun, muhataplarını bu masa etrafında buluşturun ve Kürt sorununun çözümü için adım atın. Bunun muhatapları buradadır, içerdedir. Bu sorunun çözümünü istiyorsanız muhataplarıyla bir araya geleceksiniz. Kürt sorununun çözümündeki en birinci muhatapta İmralı’dadır, Sayın Öcalan’dır” dedi.

MECLİSTEKİ AKP’LİLERE DE ÇAĞRI

Öcalan üzerindeki tecride bir an önce son verilmesi çağrısında bulunan Temelli, “Bu tecrit devam ettiği sürece demokratik siyasetin önünü de kısıyorsunuz. Bu ülkenin çözümüne dair atılacak her adıma engel oluyorsunuz. Bugün Muş’ta yaşanan sorunların anlamı da bu anlayıştır. Bu ülkede bu sorunlar devam ettiği sürece günlük hayatınızda da hiçbir sorun çözülmez her gün sorun artar. Çünkü bunlar birleşik kaplar hikayesidir. Bir yerde bir sorun varsa, siz onu görmezden geliyorsanız bilin ki o sorun gider gelir sizi bulur. Her yeri bulur, her yeri sorun yumağına çevirir. Gelin bütün sorunlarımıza çözüm bulalım diyoruz. O yüzden meclisi çözüme çağırıyoruz. HDP dışındaki muhalefet dışındaki partilere de sesleniyoruz. Hatta iktidar partisine sesleniyoruz. Diyoruz ki AKP’ye kendinizi sarayın vesayetinden kurtarın, halkın temsilciliği sorumluluğuyla toplumsal barış için adım atalım. Gereksiz yasaları çıkartalım. Bu terörle mücadele kanunundan hep birlikte kurtulalım. Çünkü bu kanunun bize yaptığı şey halkı terörize etmek. Bu kanuna göre herkes terörist. Nereye gitsek kanundan yetkisini alanlar herkese terörist gözüyle bakıyorlar. Çünkü devlet o denli sağlıksız bir yapıda kendini var etmek istiyor ki kendi vatandaşını potansiyel terörist olarak görüyor. Akşam yatıyor terör, sabah kalkıyor terör” diye konuştu.

‘İÇİŞLERİ BAKANI SABAH AKŞAM HDP’Yİ SUÇLUYOR’

 Önümüzdeki seçimlerde yerellerde iktidara gelerek toplumsal barışı gerçekleştireceklerini söyleyen Temelli,  bu ülkeyi bu tekçi anlayış ve kayyumcu anlayıştan hep birlikte kurtararak, süpürüp atacaklarını söyledi. Muş’ta ki en ciddi sorunlardan birinin uyuşturucu problemi olduğuna değinen Temelli, “Aslında bu sorun Türkiye’nin her yerinde var ve o kadar yaygın ki artık dünyada en yaygın gençler arasında uyuşturucu kullananlar arasında dünyada sayılı ülkeler arasına girdik” dedi. Gençlerin geleceğini yok eden uyuşturucu ile hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Temelli, bunun ilk mücadelesini İçişleri Bakanı’nın vermesi gerektiğine değindi. Temelli, “Bu ülkenin her yerinden suç fışkırıyor. İçişleri Bakanı kendine bu işlerden vazife çıkarmıyor. Bakın Suruç’ta Şenyaşar ailesi hala orada. 3 tane arkadaşımız Suruç mezarlığında, ailesi adalet bekliyor. 17 fail var bir tane gözaltı daha yapılmadı. Kim yapacak İçişleri bakanı.  Bakan bundan vazife çıkarıyor mu hayır. Peki ne yapıyor içişleri bakanı, sabah akşam HDP’yi suçluyor. Bir Erdoğan konuşuyor bir İçişleri Bakanı, sürekli HDP’yi suçlayan akıl dışı bir senaryo ile bizi suçluyor. En son dile getirdiği şu; “ Biz belediyeleri alınca (alıncaya kadar kısmı doğru, alacağız) bundan sonrası şöyle geliyor.  Biz belediyelerde işe alacağımız insanlara şunu söyleyecekmişiz, bir oğlunu belediyede işe alıyoruz, bir oğlunu da dağa gönderiyoruz. Biz dağcılık federasyonu muyuz.  Ne alakası var. Artık iyice aklını yitirmiş. Daha kış gelmeden kafası bu kadar üşüyenin 2-3 ay sonra nasıl zırvalayacağını varın siz tahmin edin” diye konuştu. 

‘BÖLGEDEKİ ELVERİŞLİ TOPRAKLAR ÇÖLLEŞTİRİLİYOR’

Kendisine de kentine de sahip çıkacak bir halkın olduğunu söyleyen Temelli,  Muş’ta da Van’da da Hakkari’de Mardin’de de bu halkın en iyi cevabı yerel seçimlerde vereceğini ifade etti.  Muş’un en temel meselesinin tarım meselesi olduğunu belirten Temelli, “Tarım sorununu çözdüğünüzde yoksulluğu ve işsizliği de çözersiniz. Oysa iktidar bu bölgede bırakın tarım sorununu çözmeyi tarımı bitirme peşinde. TİGEM kapalı, Şeker Fabrikası gitti, pancar üreticisi perişan, TEKEL kapatıldı. Bölgenin en önemli geçim kaynakları kurutuluyor. Başta Muş olmak üzere bu civardaki bütün tarıma elverişli topraklar çölleştiriliyor. Şimdi bu zihniyetle yürümek mümkün değildir.  O yüzden önümüzdeki yerel seçimlerde göstereceğiniz başarının hemen ardından yapacağınız en önemli adımlar tarım alanında olacaktır. Tarım alanında Muş, Bitlis, Van halkıyla hayvancılığın geliştirilmesi, verimli doğa ile barışık bir tarımsal planlama önceliklerimiz arasında olacaktır. Bunları hep merkezden bekliyoruz. Merkezin tarım politikası ithalattır. Biz üreteceğiz, biz tüketeceğiz. Göreceksiniz ki başarılı sonuçlar alacağız. Bu anlayışla iktisadi çalışmamızı öne aldık. Bu projeleri karşınıza getireceğiz” dedi.

 ‘HALKIN İKTİDARINI YERELLERDEN VAR EDECEĞİZ’

Ülkede ki talanın hesabının emekçiden çıkarılmaya çalışıldığını ifade eden Temeli, tüm bunlara dur deme zamanının geldiğini kaydetti. Temelli, “Nasıl ki 24 Haziran’da hep beraber bu barajı 3’üncü kez bunların kafasına yıktıysak şimdide hep beraber omuz omuza vererek, Türkiye’de ki bütün demokrasi güçleriyle, tabanda güçlü ittifaklar yaparak yan yana gelerek, kadınların, emekçilerin, halklarımızın kentini yönetmek için güçlü bir iradeyi açığa çıkaracağız. Omuz omuza vereceğiz nasıl bir kent istiyorsak öyle bir yönetimi yerellerde iktidara getireceğiz. Sadece seçilmişlerle değil tüm halkımızla beraber bu kentleri biz yöneteceğiz. İnsanca bir yaşam için, yeni yaşam için büyük insanlık adına işte biz bu iktidara talibiz. Yani üreten bizsek yönetende biz olacağız diyeceğiz. Halkın iktidarını yerellerden hep beraber sizlerle var edeceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.