Demirtaş: İnsan kimliğimizi siyasetçi kimliğimize kurban etmeyelim

img

ANKARA - HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, mesajlarıyla ilgili siyasi komplo yada ittifak arayışı bulmaya çalışanları ciddiye almadığını belirterek, "İnsan kimliğimizi siyasetçi kimliğimize kurban etmeyelim” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden Ruşen Çakır’ın soruları üzerinden Medyascope’a verdiği söyleşinin yankıları üzerine bir değerlendirme yazısı kalem aldı. Mesajlarının altında siyasi komplo ya da bir ittifak arayışı bulmaya çalışanların teorilerini ciddiye almadığını belirten Demirtaş, "Bu minvalde söylenen, yazılıp çizilen düşüncelerin bir teki bile gerçeği yansıtmıyor. Benim ifade ettiğim şey çok basitti: İnsan kimliğimizi siyasetçi kimliğimize kurban etmeyelim. Birbirimizi doğru anlayalım ki eleştireceksek doğru eleştirelim, halkın sorunlarına çözüm bulalım. Ve elbette kutuplaşmayı, toplumsal ayrışmayı önleyelim" ifadelerini kullandı.
 
Sadece kendi ahlaki yaklaşımını ifade ettiğini söyleyen Demirtaş, "Asıl işi konuşmak ve diyalog kurmak olan siyasetçilerin, iktidarın yaydığı korku sebebiyle birbirileriyle konuşamaması utanç verici olurdu herhalde. Şayet öyle bir şey varsa da dilerim korkulara teslim olan siyasetin yerini cesaret ve feraset alır. Verdiğim örnek de ilgi çekici bir örnek olması nedeniyle önemliydi. Yoksa ayırım gözetmeksizin tüm siyasi liderlerle konuşmak, onları da dinlemek istediğimi söyledim zaten o röportajda" dedi.
 
'PRATİKLERİN YANLIŞLIĞINA İŞARET ETTİM’ 
 
Dış politikada tek enstrüman haline gelen militerleşmenin, yalnızlıktan başka bir sonuç doğurmadığına işaret eden Demirtaş, "Böylesi kaotik bir ortamda özgürlük, demokrasi, barış, ekonomik refah ve yaşanabilir bir doğa için umut verecek alternatifler yaratmak yerine birbirlerine laf yetiştiren siyasetçiler, sadece karamsarlığı beslemiş olurlar, başka da bir sonuç yaratamazlar. Ben, bu böyle gitmemeli demeye çalıştım sadece. Ahlaki temelden yoksun siyasetin çözümsüzlüğüne, diyalog ve insani duruş içermeyen pratiklerin yanlışlığına işaret etmek istedim. Fakat ben, halkın çoğunluğunun, vurguladığım eksende bir beklentide olduğunu, şu hapishane hücresinde bile hissedebiliyorum.  Röportaj üzerine yapılan tartışmalarda dikkatimi en çok çeken şey, acıları kaşımaya çalışan yaklaşımlar oldu. Bu hazin tutumun yarattığı sonuçları görmekten aciz siyasetçilerin halka bir faydası olamaz" diye belirtti.
 
'YÖNTEM DEMOKRATİK SİYASET'
 
Savaşı, çatışmaları bitirmek için olağanüstü bir çaba sarf ettiklerine değinen Demirtaş, şunları ifade etti: "Barış için hayatları boyunca kılını bile kıpırdatmamış siyasetçiler bunun zorluğunu anlayamazlar. Silahların Türkiye’nin gündeminden tamamen çıkması için elimizden gelen gayreti gösterdik. Olmadı maalesef. Henüz başaramadık. Bunun sorumlusunun kim olduğu tartışmasına girmeden, barış hedefimiz doğrultusunda halen çalışıyoruz.  Ön yargılar ve dayatılan algılar bir kenara bırakılıp biraz kulak verilirse HDP’nin barış niyeti, barış isteği ve bundaki samimiyeti rahatlıkla görülebilir. Bizim yolumuz da yöntemimiz de silah ya da şiddet değil, sadece demokratik siyasettir. Bizim net duruşumuz budur.”
 
'BU TOPRAKLARIN ORTAK ACISI'
 
Kendisine “Aybüke Öğretmen’in evine git, şehitlerin evine git” diyenlere karşılık veren Demirtaş, şunları söyledi: "Elbette giderim kardeşim, hepsinin evine giderim. Çünkü ben, ayırım gözetmeksizin, her acıyı yüreğimde hissediyorum. Hepiniz yaşanan acılara bu kadar duyarlısınız, mesela Ceylan Önkol’un annesine gider misiniz? Taybet Ana’nın ailesine? Medeni Yıldırım’ın ailesine peki? Ya da Uğur Kaymaz’ın? Kemal Kurkut’un? Ben Eren Bülbül’ün de Yasin Börü’nün de acısını bilirim. Askerin, polisin, sivilin, Kürt gençlerinin ve her canın kutsallığını ve ailelerinin tarifi imkansız acısını da bilirim. Bilmesem insanlığımdan eksilmiş olurum. Hepsi bu toprakların ortak acısı. Bizler hepimiz de bu toprakların insanlarıyız. Dolayısıyla sadece bir kısmını sayabildiğim tüm bu acılar hepimizin ortak acısı. Bu acıları birlikte anlamalıyız."
 
'SORUNLARA DİYALOGLA ÇÖZÜM'
 
Herkesin birbirini anlamaya çalışmasıyla, ortak bir geleceği birlikte var etmenin çok daha kolay olacağına vurgu yapan Demirtaş, "Acılarda ortaklaşamayanlar ne sevinçlerde ortaklaşabilir ne de yarınlarda. Her şeye rağmen oturup konuşmak, birbirini tanımaya, anlamaya çalışmak erdemli bir duruştur. Sorunların diyalog ve müzakereyle çözümüne katkı sunmak, her siyasetçinin asli ve ahlaki görevidir" dedi.